Kişisel
blog yazıları dünyama hoş geldin. Ben Cem. Hayattan bir şeyler yazmaya geldim.
Dün
akşamki yazımda kardeşimin marketten markasını ilk defa duyduğum bir kabak
çekirdeği aldığını yazmıştım. Kabak çekirdeği çok taze ve güzeldi. Biz
kardeşime böyle geri dönüş verince o da gitmiş aynı markanın yer fıstığından
almış. Evet, bu da çok tazeydi. Ama tadı yoktu. Yani bu marka, yer fıstığı
testimizden geçemedi.
Now’daki
Ben Leman dizisinde de, kanal D’deki Güller ve Günahlar dizisinde de DNA
testleri havada uçuşuyordu. Çünkü adamlar, karılarına güvenmiyordu. Çocukların
kendilerinden olduklarına emin olmak istiyorlardı. Bu diziler sayesinde bilmem
kaç kişi şüpheye düşüp DNA testi yaptırmıştır kim bilir. Aile kurumu çöktü
resmen. Siz ne dersiniz bu konuda?
Yılbaşı
bileti aldım. Çeyrek bilet. 200 lira. Bakarsınız yılbaşı akşamına zengin biri
olarak girebilirim. O zaman aradığınız bloğa ulaşamayabilirsiniz. 2026’nın ilk
akşamı, bu saatlerde kişisel blog yazıları serisinin yeni yazısını görmezseniz
eğer bilginiz olsun.
Kardeşim,
komşulara oturmaya gitmişti. Mısır patlatmışlar. Sağ olsunlar bize de
göndermişler. Aniden gelen bu patlamış mısır sürprizi karşısında saldırdık
resmen. Ama biraz yağlı gibiydi. Tabi bunu yemeyi bıraktıktan sonra fark ettim.
Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim: Ben sinemada patlamış mısır falan yemem.
Rahat hissetmem kendimi ve filme de konsantre olamam.
Otobüste
bir ablaya yer verdim. Bir teşekkür ederim bile demedi. Bu duruma biraz
bozuldum. Ama hiç yer vermeseydim kendimi rahat hissetmezdim.
Kişisel
blog yazıları serisinden bu akşamlık da bu kadar. Beni özleyin anacağımm. Bu
efsane repliği hatırladınız mı? Olacak O Kadar’a da selam çakmış olduk böylece.
*Önceki
yazı: Kişisel Blog Yazıları #58: Ruh halim uygun olursa…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder