Kişisel Blog Yazıları #59: Hayattan küçük testler...

Kişisel blog yazıları dünyama hoş geldin. Ben Cem. Hayattan bir şeyler yazmaya geldim.

Dün akşamki yazımda kardeşimin marketten markasını ilk defa duyduğum bir kabak çekirdeği aldığını yazmıştım. Kabak çekirdeği çok taze ve güzeldi. Biz kardeşime böyle geri dönüş verince o da gitmiş aynı markanın yer fıstığından almış. Evet, bu da çok tazeydi. Ama tadı yoktu. Yani bu marka, yer fıstığı testimizden geçemedi.

Now’daki Ben Leman dizisinde de, kanal D’deki Güller ve Günahlar dizisinde de DNA testleri havada uçuşuyordu. Çünkü adamlar, karılarına güvenmiyordu. Çocukların kendilerinden olduklarına emin olmak istiyorlardı. Bu diziler sayesinde bilmem kaç kişi şüpheye düşüp DNA testi yaptırmıştır kim bilir. Aile kurumu çöktü resmen. Siz ne dersiniz bu konuda?

Yılbaşı bileti aldım. Çeyrek bilet. 200 lira. Bakarsınız yılbaşı akşamına zengin biri olarak girebilirim. O zaman aradığınız bloğa ulaşamayabilirsiniz. 2026’nın ilk akşamı, bu saatlerde kişisel blog yazıları serisinin yeni yazısını görmezseniz eğer bilginiz olsun.

Kardeşim, komşulara oturmaya gitmişti. Mısır patlatmışlar. Sağ olsunlar bize de göndermişler. Aniden gelen bu patlamış mısır sürprizi karşısında saldırdık resmen. Ama biraz yağlı gibiydi. Tabi bunu yemeyi bıraktıktan sonra fark ettim. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim: Ben sinemada patlamış mısır falan yemem. Rahat hissetmem kendimi ve filme de konsantre olamam.

Otobüste bir ablaya yer verdim. Bir teşekkür ederim bile demedi. Bu duruma biraz bozuldum. Ama hiç yer vermeseydim kendimi rahat hissetmezdim.

Kişisel blog yazıları serisinden bu akşamlık da bu kadar. Beni özleyin anacağımm. Bu efsane repliği hatırladınız mı? Olacak O Kadar’a da selam çakmış olduk böylece.

*Önceki yazı: Kişisel Blog Yazıları #58: Ruh halim uygun olursa…

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder