karman karışık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
karman karışık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Karman karışık bir yazı...


Bazen saçmalamak gerek. Öylesine yazmak. Amaçsızsa. Aklıma ne geldiyse. Saat 00:24 geçiyor. Hala yatmadım. Sözde 00:00 olmadan yatakta olacaktım. 1 Haziran’da sokağa çıkma yasağı kalkacak mı, karar verilecek. Şu anda 20 yaş altılar ve 65 yaş üstüler sokağa çıkamıyor. Bugünkü vaka sayısı yine 1000’i geçmiş. Sokağa çıkma yasakları devam eder. Bu yaz ayını evde geçireceğiz bu gidişle. Yazılarımı sosyal medyada, orada burada paylaşmak istemiyorum artık. Blogda yazdığımla kalırım. Okuyan okur, okumayan okumaz. Bir boş vermişlik halim var. Baya uzunca bir yazı yazmak istiyorum. Şöyle saçmalamanın dibine vurmak. Bu akşam biri blogda yazmış. “Bu kadar gündür evdeyiz. Şimdi bir anda hadi sokağa çıkın denirse ben nasıl adapte olurum?” diye. Her şeyi unutup bir anda sarmaş dolaş olabilir miyiz? Kafeleri ağzına kadar tıka basa doldurabilir miyiz? İlk başlarda çok acayip bir his yaşayacağımız açık. Ama sonra yola devam ederiz. Bu günlerde hatıralarda kalacak. Kaç gündür bir topluluk içine çıkmıyorum. Bir an her şeyin normale döndüğünü düşündüm. İş yerine gidiyorum. Bilmem kaç kişinin içine. Bir çekinme duygusu geldi. Size de öyle oldu mu? Yoksa bende mi bir sorun var. Okunmayacak yazılar serisi mi yapsam? Bu kadar uzun yazıları baştan sona okuyacak olan yoktur herhalde. Belki bu kadar uzun yazmak istememin sebebi, kısacık yazılar yazdığım için kendime isyandır. Yeter artık kısa kısa yazdığın, patladım. Artık uzun yaz diyordur yüreğim bana. Bir çılgınlık yapıp bu yazıyı 1000 kelimeye tamamlamak istiyorum. Ama o kadar yazacak ne bulabilirim bilmiyorum. Eğer bir kişi, yazıyı buraya kadar okuduysa, “Ne saçmalamış lan bu” diyecek. Doğru diyecek. Ama içimden böyle geliyor. Amerika’da siyahiler yine ayakta. Bir tane polis memuru bir tane siyahiyi bacağıyla boynuna bastırarak, nefes almasını engelledi ve öldürdü. Ölen adam da nefes alamıyorum demişken. Bu olaydan sonra Amerika karıştı. Kardeşim bu ırkçılık muhabbeti bitmez, bitmeyecekte. Amerika’da Başkan siyahi biri oldu, yine değişen bir şey yok. İnsanoğlu böyledir işte. İçindeki nefreti atmaz. Ya bizim Türkiye’de. Bir tane atı vurarak öldürmüşler. Atın ayakları havaya kalkmış, cansız bedenini gördüğümde çok üzüldüm, yıkıldım. Bu hayvanların bizden çektikleri nedir kardeşim. Bu insanoğlunun yatacak yeri yok. Cüneyt Özdemir bu akşam Youtube kanalında Acun’u konuk etti. Ama beklediğim kadar izlenme oranına ulaşmadı. Demek ki millet boş muhabbeti için izlemiyor Acun’u. Eğer Survivor adasından, yarışmacılarla bir arada bir yayın yaparsa o zaman izlenme oranları patlıyor. Bu yazı okunmayacak diyerek kendime ait çok çok özel şeyleri rahatlıkla yazsam acaba okuyan olur mu merak ettim. Bu yazıyı okumak için sayfayı açan kişi, bir anda neye uğradığını şaşıracak. “Kapat kapat bu yazı okunmaz” diyecek. Şahsen ben öyle derdim. İşte buna güvenip en mahrem bilgilerimi yazsam okunur mu? İlginç bir deney olurdu. Ama tabi böyle bir riski göze alamam. İnat edip okuyan falan olur sonra. Her gün böyle uzun uzun yazsam buna bilgisayarım dayanır mı? Gerçi benim ruh halim de belli olmuyor. Bugün karar alıyorum kısa yazacağım diye şimdi ise uzun yazmak istiyorum. Galiba ben belli bir kalıba giremiyorum. Bana sınırlar olmayacak. Etrafım açık alan olacak. Böyle mera gibi. Ben kafama göre takılacağım. Kendimi her gün şu kadar yazacağım diye şartlamamam lazım. Neyse sıkıldım artık. Bin kelime olmadan yazıma beş yüz kelime nokta koyuyorum.