Ramazan
ayına özel bir mim olmadan olmazdı değil mi? İşte İstiridye Avcısı böyle
düşünerek eski Ramazan’lar mimi başlatmış. Tigris’i mimlemiş. Sağ olsun Tigris
de beni mimlemiş. İkisine de teşekkür edip mime başlayalım o zaman.
1-Ramazan’ı
bir hediye paketine benzetirsek sizin için nasıl bir hediye paketi olurdu? İçinde
sizin için neler olurdu?
Ramazan
pidesi çıkardı önce. Sonra Ramazan davulcusu. Sonra iftar ve sahur. Ramazan
ayına duyulan özlem. Kısacası güzelliklere duyulan özlem olurdu Ramazan
paketinde.
2-Ramazan’la
ilgili hatırladığınız en net anınız hangisidir? Size kazandırdığı hislerle
birlikte anlatır mısınız?
Teyzemlerde
bir iftar yapmıştık. Kalabalık bir iftar. İftardan sonra bebekler salonun
ortasında geziyorlardı. Evde bir şen şakraklık. Bir tepsi dolusu çay gelmişti. Televizyonda
ise Yaprak Dökümü vardı. Bir Çarşamba gecesi. Huzurlu bir akşamdı.
3-Çocukluğunuzdaki
Ramazan’lar ve şimdiki Ramazan’lar arasındaki en belirgin farklar sizce
nelerdir?
Aradaki
en belirgin fark: Ramazan’a bakış açısı. Eskiden daha çok insan oruç tutardı. Şimdi
oruçlu sayısı gittikçe azaldı. Ramazan ayına verilen önem azalmış gibi. Birde sokakta
sanki Ramazan değilmiş gibi yenilip içilmesi. Tabi herkes özgür. Tutar tutmaz
orası ayrı. Ama o saygı var ya o saygı. Her şeyde olduğu gibi Ramazan ayı içinde
gösterilmesi gereken o saygıyı kaybettik.
Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/xukCnlEBv9Y