Orhan Veli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Orhan Veli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ölünce biz de iyi adam oluruz...

*Bugün 14 Kasım. Orhan Veli’nin ölüm yıldönümüymüş. İnstagram’da Orhan Veli’nin bir sözüne denk geldim. “Ölünce biz de iyi adam oluruz” diye. O kadar doğru ki. TRT Haber’in İnstagram hesabı da Orhan Veli ile ilgili haber yapmış. Eğer Orhan Veli bugün yaşamış olsaydı onunla ilgili hiç haber yapmazdı. Çünkü Orhan Veli’nin hayata bakışı şu anki siyasi iklimle uyuşmuyor. Ama ne oldu? Orhan Veli öldüğü için iyi adam oldu.

*Elon Musk, Trump’ı destekliyor. Bunun sonu bakan olmak demiştik. Öyle de olmuş. Hükümet Verimliliği Bakanı olmuş. Bakalım Elon nasıl bir bakan olacak?

*Türkiye’nin IQ ortalaması 1,5 puan düşmüş. Az bile düşmüş. Ortam böyleyken yerlerde de olmuş olsa kimse şaşırmazdı.

*Trump da yan çizmeye başlamış. Yasa gereği bir daha başkan olamıyor. Ama halk isterse bir şeyler yapılabilir şeklinde bir şeyler gevelemiş. Bu tip adamlar böyledir işte. Yasaları bir şekilde delmenin peşine düşerler. Ondan sonra gelsin diktatörlük.

*Arkadaşım, şekersiz çay içiyor. Ben bir türlü şekeri bırakamadım. Bir şeker de olsa atıyorum. Günde 8-10 bardak çay içiyormuş arkadaşım. “Su içmiyorum, çay içiyorum” diyor. “Çay beni çok susatıyor” dedim. “Şekerli içtiğin için. Beni hiç susatmıyor” dedi o da.

*Kimseye söyleyemeyeceğiniz ve blogda da yazamayacağınız şeyleri, kendiniz bir deftere yazar mısınız? Ben bir kere yazdım galiba. Uzun yıllar önce. Tekrar yazma zamanım gelmiş demek ki?

*Ahmet Ümit’in,  İstanbul Hatırası kitabını kütüphaneden aldım. Başladım okumaya. Daha önce de yazmıştım bunu. 600 sayfalık, kalın, tuğla gibi bir kitap. Eğer kendim alsaydım 288 lira vermem gerekirmiş. Fiyatlara baktım kitap sitelerinden. Neyse ki kütüphaneler var.

*Kanal D’de, Annem Ankara diye bir dizi başlayacakmış. Bu nasıl bir dizi ismidir arkadaş?

 

Orhan Veli'nin sevdiği yiyecekler...


     Kardeşim koşa koşa geldi diğer odadan. “Orhan Veli’nin bir şiirinde sevdiği yiyecekler geçiyormuş. O yiyecekler hangileri? Sen bilirsin” dedi. Şöyle bir durdum, düşündüm. “O bilgi bende yok” dedim. Bilgisayar açıktı. “Hemen Google’a yazda bakalım” dedi. 

Orhan Veli
foto kaynak: hurriyet.com.tr
     “Ben Orhan Veli” şiirinde geçiyormuş bu yiyecekler. Bu şiiri okumamazlık etmiş olamazdım. Okuduğum şiirlerinden biri. Ama o yiyecekleri hatırlamamışım. Ispanağı ve puf böreğini çok severmiş. Kim Milyoner Olmak İster sayesinde en sevdiğim şairlerden biri hakkında bir şey daha öğrenmiş oldum.

5 dakikalık animasyon filmle Orhan Veli'nin hayatı...


     TRT Okul’da Kilometre Taşları diye bir program var. -Şu anda hala devam ediyor mu bilmiyorum- Programda, tarihe damgasını vurmuş isimlerin hayatlarını animasyonla anlatıyorlar. Anlattıkları kişilerden biri de Orhan Veli’ydi. Sadece 5 dakikada animasyon filmle onun hayatını anlatmışlar. Öğrendiğim enteresan şeyleri de paylaşayım. Bazılarımız izlemek yerine okumayı tercih ediyor çünkü. 


     Babası, saray müzisyeniymiş. Daha da ilginci sünneti Yıldız Sarayı’nda olmuş. Baba, saray müzisyeni olunca sünnet de sarayda oluyor tabi. Ölümü ise hala insanımızın yaşadığı bir olayla olur. Ankara’da belediye çukuruna düşer. O anlık bir şey olmaz. Ama iki gün sonra hastaneye kaldırılır aniden. Daha 36 yaşında, gencecikken, beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybeder. 

     Tabutunu taşıyanlar arasında tabi ki Garip akımını beraber kurdukları iki arkadaşı Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat vardır. Bunların dışında ise Bedri Rahmi Eyüpoğlu ve Sait Faik Abasıyanık gibi büyük isimler de tabutuna omuz verirler. Bu kadar yeter sanırım. Şimdi videoyu izleme zamanı.

Video kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=BdmsjbKWWcE


Edip Cansever, Orhan Veli'nin dergisini neden yırtardı?

Edip Cansever
    
      Edip Cansever, Salah Birsel teşvikiyle askere gider. Peki Salah Birsel, Edip Cansever’in aklını nasıl çelmiştir? “Denizci” oluruz demiş. Ama işler umdukları gibi gitmemiş. Salah Birsel denizci fakat Edip Cansever karacı olmuş. Anlattığım bu olay yaşanırken, tarihler 1949 yılını gösteriyordu. Edip Cansever evlidir ve bir yaşında Nuran adında bir kızı vardır. Kıta eğitimi için iki aylığına Çanakkale’nin Gelibolu ilçesine gider. Çarşıya çıktığı zamanlar, Yaprak dergisini hemen alır. Yaprak dergisi, Orhan Veli’nin çıkardığı bir dergidir. Dergiyi okurken, kimsenin göremeyeceği yerleri seçer. Herhangi bir sorun yaşamamak için. Şiirleri okumakla kalmaz. Aynı zamanda ezberler de. Derginin akıbeti ise, yırtılıp atılmak olur. Edip Cansever’in dergiyi yırtıp atmasını ve buna mecbur kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Foto kaynak:Pixabay.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com

Orhan Veli'ye göre sanat ne içindir?

     İlk, sınavlarda karşılaşmıştım bu soruyla. Paragraf sorularını sevdiğim için, orada ne yazıyorsa aklımda kalırdı. Televizyonda olacak galiba. Bir tartışma görmüştüm. “Sanat sanat için mi, yoksa toplum için mi?” diye tartışıyorlardı. “Ben bunu bir yerden duymuştum” dedim. Duymamışım, okumuşum. O paragraf sorularında görmüştüm işte, bu tartışma konusunu. Bu konuda da herkesin olduğu gibi benim de düşüncelerim var elbet. Ama kendi düşüncelerimi buraya yazmaktan imtina ederim. Çünkü bu konuda, fikir beyan edebilecek bir bilgi birikimine sahip değilim. O yüzden, bu konuda söz söyleyebilecek sevdiğim yazarlara, şairlere kulak verme düşüncesindeyim. Bu yazımda Orhan Veli’ye kulak vereceğiz. Bakalım o sanatçı mı, toplumcu mu?
Orhan Veli

                                                          SÖZ ORHAN VELİ’DE
     “ ‘Sanat sanat için midir, yoksa toplum için midir?’ der dururuz. Elbette toplum içindir. Toplum için olmayan bir şey yok ki, sanat olsun. Ama sanatın toplum için olması ne demek. Yani sanat toplumun meselelerini alsın, bunları halletsin, sonuçlarını da halka indirsin öyle mi? Bunu pek kabul edemiyorum. Çünkü o işleri yapmak için elimizde başka araçlar var. Mesela edebiyat. Edebiyatla sanatı birbirinden ayırıyor musun diyeceksiniz. Birdenbire ayırmıyorum; ama ayırmak lazım geldiğine de inanıyorum.” Merak ettiğim konu şu: Acaba Orhan Veli bu zamanda olsa yine de aynı şekilde düşünür müydü? Yaşadığımız çağ, “Ben” üzerine kurulu çünkü. Böyle bir çağda, “Toplum için” der miydi?
                                        HER ŞEKİLDE TOPLUMSAL MI OLUNUR?
     Başka bir yazısında da şöyle demiş: “Bir insan bu arada da bir sanat adamı, ferdi olabilir mi? Biraz güç. Toplum içinde yaşayan insan ister istemez toplumsal olmak zorundadır. Toplumun dışına çıkmak- istese de istemese de- elinden gelmez. Ama ferdi kelimesini icat eden de o değimlidir. Yani o toplum içinde yaşayan insan, toplum içinde yaşadığı için de toplumsal olması gereken insan değil midir?” Şu vaki: Sonradan toplumdan uzaklaşıp, kendi içine kapananlarda toplumcu değiller miydi? Toplumun içinde var oldular, yaşadılar ki, kendilerine göre gördükleri yanlışlar nedeniyle, toplumdan soyutladılar kendilerini. O soyutlama neticesinde bir takım eserler ortaya koydular. Onlar, o eserleri toplum için yapmadılar belki. Bunu dile getirenler de vardı. Ama şu da var ki: Ortaya koyduğu eserler toplumun yanlışlarını ortaya koyuyordu. Bu yönden bakarsak da toplumcu bir yaklaşım görüyoruz. Çok iç içe, karmaşık bir durum gibi. Peki ya sizce? Sanat ne içindir?

Foto kaynak:Pixabay.com

Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com