Rıdvan
Dilmen’in annesi vefat etmiş. Haberi duyunca üzüldüm. Fenerbahçe’li olmasam da,
severim Rıdvan Dilmen’i. Bana göre kendisi, tarafsız bir yorumcudur. Fenerli
diye, Fener’i kayırmaz. Olanı söyler. Programlarını merakla takip ederim. “Bakalım
Rıdvan Dilmen ne diyecek?” diyerek otururum programının başına. Bir ara
ameliyat olmuştu da, birkaç ay program yapamamıştı. O dönemde özletti adam
kendini. “Ne zaman programlara başlayacak bu adam?” diye soru sorduğumu
hatırlıyorum. Neyse ki iyileşti, tekrar programına döndü. Bunca yıldır adamı
takip ediyorum. İster istemez arada bir bağ kuruluyor. Sevdiğin, saydığın
insana ve yakınına bir şey olunca, üzülüyor insan. İşte bu nedenle annesinin
vefat haberini alınca, “Yapma ya. Şimdi yıkılmıştır adam” dedi. Ne diyelim,
Allah rahmet eylesin.
BU NASIL
HABERCİLİK BE AGA?
İnternetten haber okuyorum. Levent Kırca’nın,
Oya Başar’dan olan çocuklarından sonra, diğer eşinden olan çocukları da
mirasını reddetmiş. Peki neden ret etmiş? Haberde bu yok abi. Abi, bu nasıl bir
haberciliktir ya. Hani haberlerin yanında ilintili haberler oluyor ya, onlara
baktım. Belki o haberlerde neden ret ettiklerine dair haber vardır diye. Diğer
haber, mirasında neler olduğu. Ama diğer ilişkili haberlerde de, neden mirası
ret ettikleri yazmıyor abi. “Başlayacağım sizin yapacağınız işe” dedim, çıktım
siteden. Bu tip haberlere son zamanlarda çokça rastlar oldum ha. Boş beleş
habercilik yapıyorlar, sonra kendilerine haberciyiz diyorlar.
BU EVLİLİK DE BİTİYORSA
Örnek çift olarak gösterilen İbrahim
Kutluay ile Demet Şener, ayrılıyorlarmış. Hem de neden? Söylenene göre, İbrahim
Kutluay, Demet Şener’i aldatmış. “Yok artık ya. O adam yapmaz abi” dedim. Dışardan
bakıldığında, adamda o tip, o potansiyel yok be abi. Tabi her şey dışardan
göründüğü gibi olmuyor. İnsanın içini, kalbini bilemeyiz sonuçta. Bu ayrılık
olayı, çağımızdaki evlilik olayı üzerine, tekrar düşünmemi sağladı. Aga, örnek
çift olarak gösterilen çiftler bile ayrılıyorsa, evlilik denen kurum diye kendimizi
mi kandırıyoruz? Yaşadığımız çağda evlilik kurumu, sadece lafta mı kalıyor? Sanki
evlilik, bu çağın genlerine ters. Merkezine kendimizi koyduğumuz bu yüzyılda,
uzun evlilikler beklemek hayal galiba.