Yazı yazmak için bilgisayarın başına oturdum. Bir süre ekrana baktım. Aklıma gelen yazı konularını nedense canım yazmak istemedi. Bazen böyle isteksizlik olabiliyor insanda. Yazmak istememek. Kitap okumada da var ya. Artık kitap okumayı istememek gibi. Bari ben de bir şey yazmama isteğimi yazayım dedim. Çok Güzel Hareketler Bunlar’da da skeç yazacak konu bulamıyorlardı. Onlar da konu bulamamalarını bir skeç haline getirmişlerdi. Gerçekten bazen konu bolluğu oluyor bazen de yazacak bir konu bile bulunmuyor. Bazen de her zaman yazdığın tarzda yazmak istemiyorsun. Bazı köşe yazarlarını okuduğumda, her gün o kadar kolay bir şekilde yazıyorlarmış gibi geliyor ki. Sanki tüm yazılar birbirini devamı gibi. İşte öyle birbirinin devamı şeklinde yazılar yazabileceğim bir konu bulamadım ben daha.
yazacak konu bulmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yazacak konu bulmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Devamlı üzerine yazı yazacağım bir konu bulamadım...
Hikaye yazabilirim zannetmiştim...
Yine,
“Ne yazayım?” diye konu araştırması yaparken, “Niye hikaye yazmayı denemiyorum
ki?” diye sordum kendime. O an, bir hikaye yazabileceğime o kadar inandım ki. Bir
adam hayal ettim. Karlı bir günde, mahallesinin sokağında yürüyen. Etrafında kimsenin
olmadığı. Peki bu adamın sokakta ne işi vardı? Çünkü evinde kimse yoktu. Tek başına
yaşıyordu.
Evde sıkılmış, kar kış olsa da hava almaya çıkmıştı. Sonra eve
döndü. Evde iki tür soğuk karşıladı onu. Bir, havanın soğukluğu. İki, tek
başına yaşamanın o manevi soğukluğu. İşte buraya kadar yazdım. Ama bundan
sonrası gelmedi. Tıkandım kaldım. Oysa bu hikayeyi yazmaya başladığımda, bir
çırpıda yazacağıma o kadar inanmıştım ki.
Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/_AR74EoWdy0
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)