sevmediği bir işte çalışmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sevmediği bir işte çalışmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sevmediği bir işte çalışan birisi, nasıl mutlu olur ki?

     Bugün küçük bir markete gittim, ekmek almak için. Tam içeri girdim. Ekmek dolabına doğru giderken, karşıdan da iki adam geliyordu. Ben onları müşteri sandım. İçinden biri, “Hoş geldiniz” dedi. Böyle bir şeyi hiç beklemiyordum. Şaşırmış olarak, “Hoş bulduk” dedim. Gittiğim başka hiçbir yerde bana hoş geldin denilmez. Ama, “Hoş geldiniz denilmesi güzel bir şeymiş dedim” içimden. Peki niye başka yerlerde hoş geldiniz denilmiyor. Gittiğiniz o market zincirlerini düşünelim. Oradaki çalışanların hiç yüz ifadelerine dikkat ediyor musunuz? Yüzlerinde bir bıkkınlık var. Bir an önce iş bitse de gitsem havası var. İşte böyle bir psikolojideki insan, nasıl gelen bir müşteriye hoş geldin diyebilir ki?
sevmediği işte çalışmak, işe ayakları geri geri giderek gitmek

                                                TOPLUMSAL BİR YARAMIZ BU DURUM
     Diyenler yok mu? Var elbette. Ama nasıl? Şöyle gülümseyerek bir hoş geldin diyenini gördünüz mü? Çünkü mutsuz. Çalışıyor ama istemeyerek. Memnun olmayarak. Çağrı merkezinde çalışırken bende öyleydim. Gelen çağrılarda müşterilere söylemek zorunda olduğum için iyi günler diyordum. Öylesine işte. Yarım ağız derler ya. O tür işte. Hangi dükkana girerseniz girin. Durum böyle. Çünkü sevmediğimiz mesleklerde çalışıyoruz. Çalışmak içimizden gelmiyor ki. Bu büyük bir toplumsal sorunumuz aslına bakarsanız. Bu durum öyle ki, Cem Yılmaz’ın komedi gösterilerine bile malzeme oldu. Hani şu dillere pelesenk olan esprisi, “Canın sıkılıyorsa al kıdem tazminatını git” diyor ya. Mutsuz bir toplumdan bahsediyoruz. Devletin buna da bir el atması gerekir.
                               YENİ NESİLLERİN AYNI DURUMA DÜŞMEMESİ İÇİN
     Ama kısa vadede devletin bu yönde bir çalışması yok gibi. O yüzden buradaki en büyük görev, anne ve babalara düşüyor. Çocuklarının neye yeteneği olduğunu keşfetmesine yardımcı olmaları gerekiyor. Nasıl ki bir anne-baba çocuğunun mutlu olmasını ister. O zaman bu konuda da büyük bir hassasiyet göstermeleri gerekir. Çocuklarının bir ömür boyu mutlu olmaları için. Çocuklarına kitap okuma alışkanlığı kazandırmalılar. Ayrıca yazmaya da teşvik etmeliler. Belki çocuklarının yazarlığa yeteneği vardır. En azından bir müzik aletini çalmayı, her çocuğun öğrenmesi gerekir diye düşünüyorum. Müzik yönünde bir yeteneği olabilir. Bu yazdıklarımın ne kadar önemli olduğunu, her gün istemediği işe morali bozuk, ayaklarını sürüyerek, yüzü bir karış gidenler çok iyi anlayacaklardır. O yüzden elimizden geldiğince yeni nesilleri, böyle duyguları yaşamamaları için, hem devlet olarak hem de bizler çok çaba göstermeliyiz.

Foto kaynak:Pixabay.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com