Dale Carnegie’nin, Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak kitabını
okumaya başladım. Kitaptaki öğütlerden biri, anı yaşamaktı.
Ve dün itibariyle
beynimi sadece anı yaşamaya programlamaya çalıştım. Ve fark ettim ki: Ben
gelecekte yaşıyormuşum.
Devamlı, “Nasıl olacak, nasıl gidecek, şu tarih
geldiğinde ne yapacağım” gibi sorular dönüp duruyordu kafamda.
Bir an için anı
yaşamaya başladığımda rahatladım. Resmen hafifledim. Ama ha deyince olabilecek
bir şey değil bu. Her gün ama her gün zihnini buna alıştırman lazım.
Dün zihnimi
devamlı sadece an’da kalmaya çalıştırırken, sıkıldığımı da söylemek isterim. Hemen
eski düşüncelerime dönmek istedim.
Çünkü orası konforluydu. İstediğim gibi
geleceği düşünüp somurtabiliyordum.
Dün yine an’da kalmaya çalışırken sanki
bana imkansızmış gibi geldi. Geçmişi düşünmemek, geleceği düşünmemek. Sadece içinde
yaşadığın anı düşünmek. Çok çılgınca bir şey.