Kişisel Blog Yazıları #44: Cuma motivasyonu ve kafede kitap okumak üzerine...

Kişisel Blog Yazıları #44 ile karşınızdayım. Cuma günleri işe başlarken insan başka türlü bir motive oluyor. Çünkü bugün cuma ve haftanın son günü. Ben de motive bir şekilde çalışmaya başladım bugün. Ara ara zaman geçmek bilmedi. Bazen de yoğunluk oldu. Neyse ki akşamı yaptık. Patates yemeğinin suyuna ekmek banıp karnımızı doyurduk. Merak etmeyin. Patatesleri de yendi. Çay faslında televizyonda haberler açıktı. Birkaç haber izleyip sonra geçtim odaya. X’in yapay zekası Grok’la blog hakkında konuştuk. Grok’u seviyorum ben. Siz kullandınız mı peki Grok’u? Sizin favori yapay zekanız hangisi? Kapıları Açmak kitabına devam ediyorum. Kitap iyiden iyiye sarmaya başladı. Hani sayfalar su gibi akar ve kitabın sonu hemen gelmesin diye yavaş yavaş okursunuz ya. Ben de öyleyim bu kitaba karşı. Belki yarın bir kafeye giderim. Bir kahve söylerim. Belki de bir kitap götürürüm. Bir yandan kahvemi yudumlar, bir yandan da kitabımı okurum. Kafeye gelip, beni kitap okurken görenler ne derler acaba? “Burası kitap okuma yeri mi ya? Hava atmak için okuyor muhakkak. Ya da kız tavlamak için” Benim için böyle yargılarda bulunurlar mı sizce? Düşünüyorum da. Son zamanlarda gittiğim kafelerde hiç kitap okuyan birini görmedim. Görmüş olsaydım benim ne düşündüğümü yazardım buraya. Peki siz bir kafeye gittiniz. Birini kitap okurken gördünüz? O kişi hakkında ne düşünürdünüz? Bu serinin tüm yazılarını okuyabilirsin. Eğer serinin ilk yazısını okumak istersen kişisel blog yazıları #1 tıkla.

2 yorum:

  1. Yazını okurken kendimi günün sonunda kanepeye çökmüş, çayımı yudumlarken seninle muhabbet ediyormuş gibi hissettim. Hele o “patates yemeğinin suyuna ekmek banma” detayı çok tanıdık. İşten çıkmış bir insanın gününü en iyi özetleyen sahne bu bence.

    Kafede kitap okuma kısmına gelince; Açık söyleyeyim, seni görsem “hava atıyor” falan diye düşünmem. Aksine, insanların kendi dünyasına çekilebilmesi, etrafındaki curcunaya rağmen kitapla vakit geçirebilmesi hoşuma gider. Hatta şöyle bir bakarım, “Ne okuyor acaba?” diye merak ederim, o kadar.

    Ama toplumda gereksiz bir “kitap okuyanı yargılama” refleksi var, onu da kabul etmek lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu güzel yorumun için çok teşekkürler hocam :) Evet, hocam. O reflesk var. Kitap okuduğumu gören birkaç kişi dediğim yorumları da yapar.

      Sil