sessizlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sessizlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sessizlik...

sessizlik


Bilim insanlarına göre sessizlik, beynimizde yeni hücrelerin oluşmasını sağlıyormuş. İçinde yaşadığımız çağda ise sessizliğe dayanamıyoruz. Buyrun buradan yakın. O zaman ne yapıyoruz? Sessiz bir ortama geçiyoruz. Sessiz kalıyoruz.

YENİ FİLME İZİN ÇIKAR MI?

Kemal Sunal’ın oynadığı Zübük filmi yeniden çekilecekmiş. Bu yeni filmde de oğlu Ali Sunal oynayacakmış. Yahu bu film yasaklı filmler listesinde değil miydi? Uzun yıllardır hiçbir kanal yayınlayamıyor bu filmi. Eski filmi yayınlatmayan, yeni filme izin verir mi?

GÜNE VERECEK İSİM BULAMAYINCA..

Sosyal medyadaki yeni akım. Her günü, bilmem şu günü, bilmem bu günü diye adlandırmak. 16 ocak yani bugün de dünya hiçbir şey günüymüş. Ne gün uyduracaklarını şaşırıyorlar. Bugüne isim bulamamışlar. Hiçbir şey günü yapmışlar. Kişisel gelişimcilerin böyle bir önerisi var bu arada. Bir günü, hiçbir şeyden yapmadan geçirin diyorlar. Çok iyi geliyormuş insana. Bunu da arada sıkıştırayım.

EVET, FERDİ TAYFUR’UN BÖYLE BİR DİZİSİ VARMIŞ…

YouTube’da gezerken bir dizi önerisine denk geldim. Baktım, Ferdi Tayfur’un dizisi. Memur Muzaffer dizinin adı. Ferdi Tayfur’un böyle bir dizisi mi varmış? Hiç hatırlamıyorum. Bi 5-10 dakika izledim. Güzel bir aile dizisine benziyor. Tanıdık oyuncular var. Eski dizileri izleme merakı olanlara ve diziyi merak edenlere öneririm.

İZLENECEK PROGRAM…

Tarih Obası, YouTube kanalında Ceren Sungur dün akşam Şakir Paşa ailesini anlattı. İlk fırsatta izleyeceğim. Bu aileyi merak edenler varsa benim gibi Ceren’in programını gönül rahatlığıyla önerebilirim. İzlediğinizi pişman olmazsınız.

Yalnız kalmak istiyorum…

Gecenin sesi…


Hayattan notlar 15...

HEPİMİZ İÇERİK ÜRETİCİSİ Mİ OLDUK?


     Okunma oranlarına, izlenme oranlarına bakıyorum da. Eskisi gibi değil sanki. Blog okunma oranları çok düştü. YouTube’da videoların izlenme oranları da düştü. Bu düşüşler şundan kaynaklanıyor olabilir mi? Hepimiz blog yazarı olduk, hepimiz YouTuber olduk. Yani hepimiz içerik üreticisi haline mi geldik? Peki hep üretici haline geldiysek bu kadar içeriği kim tüketecek?


Hayattan kısa kısa notlar
foto kaynak: unsplash.com


SESSİZLİĞİN KEYFİ…


     Bu yazıyı yazarken bilgisayarın saatine baktığımda 22:58 görüyorum. Şu anda sessizliğin tadını çıkarıyorum. Kafam çok yorulmuş gün içinde. Kana kana su içermiş gibi sessizliği içiyorum.


ELİNİ KOLUNU SALLAYAN HOCA DİYE EKRANA ÇIKIYOR…


     Belki bunu daha önce yazmış olabilirim. Ama yine yazma gereği duyuyorum. Çünkü değişen bir şey olmadı. Özellikle uydu kanallarında başına takkeyi geçirip, sakal bırakan hoca kesiliyor başımıza. Diyanet’in buna bir el atması lazım. “Sen kimsin, necisin? Bu konu hakkında bilgin nedir, eğitimin nedir?” diye sorması lazım. Bu kişiler ehil değilse mahkemelerde yargılanmalı ve cezalarını almalılar.

Sessizliği sevmek...




İÇİMDEN HİÇ BİR ŞEY YAPMAK GELMEDİ…    
     Hiçbir şey yapmak istemedim bugün. Ne birkaç sayfa kitap okumak ne de yeni bir diziye başlamak.

     Öylesine boş boş oturmak. Boşa zaman geçirmek. Bazen böyle oluyorum.

sessizliği sevmek

SESSİZLİĞİ SEVİYORUM…
     Eğer çağrı merkezinde çalışıyorsanız sessizliği çok seversiniz.

     Çünkü çağrı merkezinde kendinizi bir arı kovanının içinde hissedersiniz.

     Müşterilerin dışında arkadaşlarınızın da konuşmaları sizi etkiler. Ve ayrıca o yoğun ses de yorar sizi.

     Akşam eve gelip sessiz bir ortama kavuştuğunuzda, “Dünya varmış” dersiniz.

     O sessizliğin yudum yudum tadını çıkarırsınız. O yüzden sessizliği seviyorum.

     Sessizliği dinlerken huzur doluyorum.