Kimseye inanmıyorum. Ne yaşlı
ve bir karış sakallı amcalara, ne de yaşlı teyzelere. Ne gençlere, ne ona, ne
buna, ne de kendime. Hangi taşı kaldırsam altından kötülük çıkıyor. Hangi kalbe
baksam fesatlık akıyor. Dört bir yanımız menfaat ile sarılmış. Boğuluyoruz,
boğuluyorum. Öyle haberler görüyorum ki. Yapmaz dediklerimiz öyle şeyler
yapıyorlar ki. Lanet ediyorum. İğreniyorum.
“Bu nasıl bir dünya lan?” diyorum. Dünyadan
gidecek başka bir yer olsa çekip gidesi geliyor insanın. Bu dünyadan tek çıkış
yolu, ölüm. Ölümü ister hale gelir mi insan? Bir kurtuluş olarak görebilir mi?
Peygamberimiz, “Gün gelecek insanlar, ‘Şu mezardakinin yerine keşke ben
olsaydım’ demedikçe kıyamet kopmaz” demiş. Acaba o günler, bugünler mi? Kimseye
inanmıyorum. Tek gerçek sadece ölüm dışında.
Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/alone-buildings-city-cityscape-220444/