Azra
Kohen hakkında bir şeyler yazmak istedim. Az önce Youtube’da, Habertürk’te
katıldığı bir programı izledim. Kübra Par ile Açık ve Net programı. Son çıkan
kitabı Gör Beni hakkında konuşmak içim katılmış programa. Daha kitap çıkmadan birkaç
gün önce çekilmiş program. Ve kitapla ilgili de katıldığı ilk programmış. Fikirleri
her zaman enteresan ve ilgi çekici gelmiştir kendisinin. Ve programda da
söyledikleri yine ilgi çekiciydi benim açımdan. Dikkat çeken görüşlerini burada
paylaşmak istedim.
*”Bizim
değerlerimizi tartışmaya açıyorlar ki kaynaklarımıza sahip olabilsinler. Biz de
devamlı tartışıp duruyoruz. Enerjimizi buna harcıyoruz. O güçler de
alacaklarını alıyorlar”.
*”Müslüman
ülkelere bakıldığında en iyi biziz? Bu neden böyle kendimize sormalıyız”.
*”Benim
bir siyasi görüşüm yok. Siyasi görüşüm olması demek bu ülkenin kaynaklarında
gözleri olanların ekmeğine yağ sürmektir. Çünkü kendimizi kaybedecek kadar tartışmam
lazım o zaman. Bu da onların isteği zaten”.
*”Atatürk
kadınlara seçme ve seçilme hakkı getirmiş. Kadın olarak sahip olduğum bir çok
hakka onun sayesinde ulaştım. Bu nedenle kendisine çok saygı duyuyorum. Ama yanlışları
olmamış mıdır? Olmuştur. Ama yaptığı yanlışlar yaptığı doğrularını sıfırlamaz”.
*”Atatürk,
İngilizler tarafından görevlendirilmiş bir ajan mıdır? Buna cevap verme
noktasında değilim. Ben bu kitabı yazarken İngiliz arşivlerine girdim. Araştırdım.
Bu bilgiler ışığında bu kitabı yazdım. Bu nedenle herkes araştırmalı. Tüm bu
araştırmaların sonunda bu soruya her insanın kendisi cevap vermeli”.
Programa
dair birkaç şeyde yazmak isterim. Kübra Par çok güzel sorular sordu. Sorduğu bazı
sorularda Azra Kohen’in tepki göstermesine rağmen ortamı yumuşattı. Başlar başlamaz
lafı hiç uzatmadan konuya girdi. Azra Kohen’in söylediklerinden çok etkilenmişe
benziyordu. Çünkü her zaman duyduğu şeyler değildi.
Azra
Kohen bazen aşırı tepkiler verdi. Kendisinden hiç beklemiyordum. Çünkü Youtube’da
diğer röportajlarını da izlemiştim. Hiç böyle tepki verebilecek biri gibi
durmuyordu.
Kübra Par, romanda Kubilay’ın 1930’lu yıllarda bir günde nasıl
Sivas’tan İstanbul’a geldiğini sordu. O dönem için bunun mümkün olmadığını
belirtti. Kohen ise hemen parladı. “Yanlış biliyorsunuz. O yıllarda gelinirdi. Bir
günde 24 saat bu arada” dedi. Bunu daha yumuşak bir dille ifade edebilirdi. Bu arada
Kubilay’ın belki de hiç İstanbul’a gitmemiş olabileceğini ve bunun kendisinin
yaptığı bir kurmaca olduğunu söyledi.
Kendisinin
Aeden kitabını okudum. Dünyaya çok farklı bir açıdan bakıyor. Görüşlerini seviyorum.
Bu kitabını da büyük bir heyecanla okuyacağım günü bekliyorum. Azra Kohen
hakkında bunları yazmak istedim sizlere.
Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/5HqtJT2l9Gw