Peyami Safa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Peyami Safa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

En çok kitabını okuduğum yazar Peyami Safa...

Akşam ezanı okuyor. Saat 17.52 geçiyor. Dışarısı soğuk ve hafiften rüzgarlı. Yine akşam olmakta. Tek tük yağmur attı ama sonradan durdu. İstanbul’da kuvvetli yağış bekleniyormuş. Bu havada en güzeli, vurup kafayı yatmak. Bu havalarda yatak çekiyor insanı. Ama ben bunu yapmadım. Bunun yerine kitap okudum. Peyami Safa’nın Mahşer kitabını sonunda bitirdim. Bu kitabı okuduğum için mutluyum. Bazı yerleri sıksa da. Okuma listeme baktım da. Bu zamana kadar en çok Peyami Safa kitaplarını okumuşum. Bu akşam Atv’de, Kardeşlerim var, onu izleriz. Bir yandan da Galatasaray deplasmanda Hatayspor ile oynayacak. Onu takip edeceğiz. Böyle de bir akşam olacak işte. İyi akşamlar millet. Güzel bir akşam olsun.

Peyami Safa'nın, bunalımları çok etkileyici yazması...

Peyami Safa, Mahşer kitabında ruhi bunalımları o kadar gerçekçi anlatıyor ki. Sanki yaşamış da anlatıyor. Belki de yaşamıştır kim bilir.

SANSÜRE UĞRAYAN HEYKELİN SKECİ…

Güldür Güldür Show’da, bereket heykeli adlı skeç yapılmış. Geçen aylarda Göbeklitepe’de bulunan ve sansüre uğrayan heykele müthiş bir gönderme olmuş.

FRAGMANI İLGİMİ ÇEKTİ…

Kanal D’de, Bir Derdim Var adında yeni bir dizi başladı. Başrollerinde Birce Akalay ve Mert Fırat oynuyor. İlk bölümü yayınlandı. Benim daha izleme fırsatım olmadı. Ama fragmanını beğenmiştim.

BİLGİ YARIŞMASI BİLE BENİ SIKTI…

Çok çabuk sıkılan bir yapım var. Mesela 360’daki Ben Bilirim bilgi yarışmasını çok sevdim ilk başta. Ama izledikçe sıkılmaya başladım.

TOPTAN FİNAL OLABİLİR…

Arka Sokaklar reytinglerde ilk 10’a giremiyor. Böyle giderse dizi bu sefer gerçekten final yapabilir.

 

Peyami Safa'nın Sözde Kızlar kitabı...

Peyami Safa’nın, Sözde Kızlar kitabını bitirdim. Beğendiğim kitaplarından biri oldu bu kitap. Mütareke döneminin bunalımlı günlerinde, babasını aramak amacıyla İstanbul’a gelen bir genç kızın macerası çerçevesinde, yüksek tabakanın içinde bulunduğu ahlaki çöküşü ele alan bir kitap. Bu arada Peyami Safa’nın ilk romanlarındanmış bu kitap.

İNTERNETSİZ BİR GÜN…

TRT 1’de, Hayatımın Neşesi dizisinde bir günlük internet kullanmama vardı. Evdeki herkes isyan etti bu duruma. Ama evin annesinin ısrarı nedeniyle mecbur kabul edildi. Aile, sessiz sinema oynayarak geçirdi o akşamı. Bir de küçük erkek kardeş, ablasının suratına bakarken, “Yüzünü hiç bu kadar yakından görmemiştim. Sivilce mi vardı sen de?” diye sordu. Yakınımızın yüzündeki değişikliği fark edemeyecek kadar dünyadan kopuyor muyuz gerçekten?

Disney Plus, Peyami Safa ve bir kaç not daha...

Ne haber millet? Havalar hala sıcak. Eyyam-ı bahur sıcakları kavurmaya devam ediyor bizi. 

Ülke gündeminde ise Disney Plus var. Atatürk’ün dizisini Ermeni lobisinin baskısıyla platformdan kaldırdığı iddiası ortalığı karıştırdı. Disney Plus abonelikleri iptal ettiriliyor bir bir. Disney resmen kendini bitirdi. 

Ben de kütüphaneye gittim. Yeni kitaplar aldım. İki tane Peyami Safa kitabı aldım. Umarım beğenirim. 

Her gün kahve içmeye başlamıştım. Tekrar ara verdim kahve içmeye. Kahve beyazlatıcısı için de kısır falan yapıyor diyorlar. Aga her şeyin de bir şeye zararı var. 

Kendi Düşen Ağlamaz dizisinin son iki bölümünü izlemedim. İyice koptum diziden. 

Son bir not: Gelecek hafta ligler başlıyor. Galatasaray olarak top falan oynadığımız yok. Hayırlısı bakalım.

Hayatını yazıları ile kazandı...

      Peyami Safa’nın, Bir Tereddüdün Romanı adlı kitabını okumaya başlamadan önce, yazarın hayatının kısaca anlatıldığı ilk sayfalara baktım.

     Her zaman o kısmı severim zaten. Bildiğim yazar da olsa okurum.

     Bu yazıda, “Hayatını yazıları ile kazandı” yazıyordu.

     Roman ve hikaye dışında ayrıca gazeteciymiş. Hatta öldüğünde Son Havadis gazetesinin başyazarı imiş.

     “Hayatını yazıları ile kazandı” cümlesini okuduğumda bittim zaten.

     Bir yazar daha ne ister ki?

KİTAPTAN İLK İZLENİMİM…   

     Peyami Safa’nın, Bir Tereddüdün Romanı adlı kitabı okumaya başladım. 29’uncu sayfaya geldim ve orada bıraktım.

     Devamı yarına.

     İlk 29 sayfa olarak, sıkıcı geldi bana. Ama yine de hikayenin nasıl devam edeceğini merak etmedim değil.

     O nedenle bırakmayacağım okumayı.  

SOĞUK BAKLAVA…

     Bir arkadaşım soğuk baklava almış. Kilosu 110 liraymış. “Çok pahalı” diyor. Daha önce hiç soğuk baklava yememiştim.

     “Farkı ne normal baklavadan?” dedim. Sütlü olmasıymış.

     Baklava ve süt bir arada. Zevkli bir tatlı olarak hayal edemedim şimdi bak.

     Ama yine de denemek isterim. Ona göre kararımı veririm.

RUHİ ÇENET, İNGİLİZCE KANAL AÇMIŞ…

     Ruhi Çenet, son 5 aydır kanalına video atmıyormuş. Çünkü İngilizce kanal açmış.

     Daha önce çekilen videolarını İngilizce olarak yayınlamaya başlamış.

     Ve o videolardan biri, Türkiye’deki izlenme sayılarına göre, rekor sayılabilecek bir rakama ulaşmış.

     Dünyanın en soğuk şehrine yolculuk adlı videosu tam 36 milyon kişi tarafından izlenmiş.

     Ruhi Çenet’in videoları uluslararası. Sadece Türkiye’ye özel değil. O nedenle İngilizce YouTube kanalında da çok iyi yerlere gelebilir.

     İngilizce kanalının 527 bin abonesi var. Türkiye’ye göre çok az tabi bu sayı.

     Ama dünyadaki rakamları bilmiyoruz. Bu videolardan biriyle, bir anda dünyada patlama yapabilir.

İŞİ BİLEN BİRİ GİBİ KONUŞUYOR…

     Yeni, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, ekonomik bir geçmişi yokmuş.

     Bu baştan ofsayt bir durum benim için. Hala da öyle.

     Ama buna rağmen Nebati’nin konuşmalarında, bu işi bilen ve kendine güvenen bir insan tipi görüyorum.

     Tabi şimdilik.

CANLARI YANACAK BİR CEZA ALSINLAR…

     Cumhurbaşkanı Erdoğan, pitbull saldırısına uğrayan küçük kızımız Asiye’nin, Antalya Akdeniz Üniversitesi’ne sevk edildiğini açıkladı.

     Tedavisini de Türkiye’nin ilk yüz ve çift kol nakillerini yapan, Prof. Dr. Ömer Özkan yapacakmış.

     Bu hastaneye sevki güzel. Ayrıca babasına başka bir yerde iş bulunmuş. Bu da güzel.

     Ayrıca Erdoğan, pitbull sahiplerinin kolayca bu işten sıyrılamayacaklarını açıklamış. Bu da güzel.

     Umarım ceza gibi cezalar alırlar bu sefer.

ALAN ADIMI YENİLEDİM…

     Bloğa başlayalı kaç yıl olmasına rağmen, ala adı işlerine hiç girmemiştim. Hani şu .com işlerine.

     Blogspot.com üzerinden devam ettim yıllarca.

     Ama okuduğum yazılarda, Google’ın site olarak bizi ciddiye alması için alan adı almamız lazımmış.

     Ben de geçen sene aldım. GoDaddy firmasından.

     Bir yıllık almış ve 45 lira ödemiştim. Ama bu yıl. Ama bu yıl.  

     Dolardaki artış oraya da yansımış. Bir yıl yenileme ücreti olarak 232 lira verdim.

     Keşke geçen sene 2 ya da 3 yıllık alsaymışım. 10 yıla kadar alma şansımız varmış.

     Ama bundan sonra fırsatını bulursam affetmem ve ne kadar yıllık alabiliyorsam, bütçem kaç yıla yetiyorsa alırım.

GECEMİ ŞÖYLE SONLANDIRDIM…

     Dün gece, Ruhi Çenet’in, dünyanın en kirli şehrine yolculuk videosunu izledim. Daha önce izlemiştim.

     Üzerinden zaman geçmişti. Tekrar izledim. Çocuk işini iyi yapıyor. O nedenle tekrar tekrar izleyebilirsiniz videolarını.

     Bahsettiği şehir: Pakistan’ın Lahor şehri.

     O video bittikten sonra Çok Güzel Hareketler’den de bir skeç izleyip, geceyi sonlandırdım.