Kişisel Blog Yazıları #63: Bir gün daha, bir tuğla daha...

Kişisel blog yazıları serisine bir tuğla daha koymak için buradayım. Merhaba ben Cem.

Çağrı merkezinde yoğun geçen günlerden biriydi. Bazen laf lafı açıyor. Müşteriler sordukça soruyor ve çağrılar uzadıkça uzuyor. Bugün böyle aldığım üç/dört tane çağrı vardı.

Akşam yemeğinde yoğurtlu ve sarımsaklı ıspanak güzel gitti. Çayı da kanal D’de, Eşref Rüya dizisini izlerken içtik.

Yeni yıl yaklaşıyor ya. YouTube kanallarında ajanda seçimleri ve ajanda önerileri üzerine tonla video yapılıyor. Ama bunlar benim ilgimi çekmiyor. Çünkü bugüne kadar hiç ajanda kullanmadım.

Bizim burada yeni bir mekan açılmış. Mantıcı. Arkadaşla gitsek mi diye düşündüm. Sonra da ortalık gıda zehirlenmelerinden geçilmiyor. Durduk yere başımıza iş almayalım deyip vazgeçtim. En iyisi tanıdığın, bildiğin yerlerden yemeğe devam etmek.

Feyyaz Yiğit, “Her şeyi yapsanız da başarılı olamayabilirsiniz” dedi ya. Şimdi kişisel gelişimciler de bu sözün üzerine videolar yapmaya başladılar.

Ama Feyyaz’ın böyle konuşması güzel oldu. Hedefi olan insanların bunun farkında olmaları lazımdı. Yani, birinin bunu dile getirmesi gerekiyordu.

Evet, hedeflerimiz için çalışacağız. Evet, elimizden geleni yapacağız. Ama bütün bunlar kesin başarılı olacağımızın garantisini vermiyor bize. Bunu bilelim de yine çalışmaya devam edelim.

Bazı arkadaşlar soruyor. “Yılbaşı akşamı ne yapıyorsun?” diye. “PTT” diyorum. “O ne demekmiş” diyorlar. “Pijama, terlik, televizyon” diyorum. Kola, kuru yemiş falan işte.

Kişisel blog yazıları serisinde bugün de veda zamanı. Yarın akşam yine buradayız. Kaçırırsanız, üzülürsünüz. Bir zamanların efsane sözlerinden biriydi bu da.

*Önceki yazı: Kişisel Blog Yazıları #62: İçinden hayat geçen yazılar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder