Galatasaray, TRT 1 frekans sorunu...

Mehmet Ali Erbil’in sunduğu Turnike programında sorulardan biri: Fenerbahçe ve Galatasaray. Hangisinde harf sayısı daha fazladır? Bugüne kadar hiç dikkat etmemiştim. Galatasaray bir harf fazlaymış.

BU SICAKTA ARABADA BIRAKMAYIN…

Bu yaz, arabalarda plastik şişe vb. patlayıcı ve yanıcı şeyler bırakılmaması yönünde duyurular oluyor. Sanki geçen senelerde bu kadar üzerine düşülmüyordu bu işin. Bu sene niye böyle oldu ki?

TRT 1 FREKANS SORUNU…

Her futbol turnuvasında bu TRT 1’deki sorun nedir ya? Her turnuvada frekanslar değişiyor. Geçen Dünya Kupası’nda, TRT 1 HD bizde de gitti. Ama HD olmayan, normal TRT 1’den izlemiştik. Ama bu turnuvada normal TRT 1 de gitti. Arkadaşın evinde frekans ayarı yapmaya uğraştık, yapamadık.

Mutsuzluğun nedeni?

*Bazıları da diyor ki, “Mutluluğun peşinden koşma o seni bulur” Sizce de bulur mu gerçekten? Mutsuzluğumuzun nedeni, mutluluğun peşinden koşmamız olabilir mi?

*Sağlık Bakanı Fahrettin Koca istifa etti mi, etmedi mi? Hala bir belirsizlik var. Zaten normalde de bakanlığa devam etmek istememişti. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ısrar edince tekrar yeni dönemde devam etmişti bakanlığa.

*CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2025’in Kasım ayında erken seçim olacağını iddia etti. Gerekçesini dinlediğinizde gayet mantıklı geliyor.

*Gülten Dayıoğlu’nun ilk hikayesinin gazetede yayınlanma sürecini okudum. Çok güzeldi. Çocukken yayınlanmış. Doğuştan yetenekli olan insanlarda neye yeteneği varsa çocuk yaşlarda ortaya çıkıyor zaten.

*Beyhan Budak da 40 yaşına girmiş. Bu yaşına özel hayattan öğrendikleri ile ilgili bir video yapmış. Daha izleme fırsatım olmadı.

 

Baba Parası filmi ve Prens dizisi...

Baba Parası filmini izledim. Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in oynadığı. Saçma geldi bana. Prens dizisinin birinci bölümünün yarısını izledim ve bıraktım. Evet, bazı yerleri komik ama nedense itici geldi bana. Zaten dizi izlemek de zaman kaybı geliyor bana. Her zaman için film izlerim daha iyi düşüncesindeyim.

Kitaplar ve Nogger kaymaklı...

Bu aralar roman okumaktan sıkıldığımı yazmıştım herhalde diğer blog yazılarımda. Bugün kütüphaneye gittim. Bir tane makalelerden oluşan bir kitap aldım. Bir tane de anı kitabı aldım. Umarım bu kitaplar beni pişman etmezler ve güzel çıkarlar. Ya şimdi kitaplara suç atmayayım. Kitaplar güzel olabilir de benim zevkime hitap etmeyebilir. Nogger’ın çikolata kaymaklısı çıkmış. Yedim ve beğendim. Sık sık da reklamlarına denk geliyorum. Ama kaç gündür marketlerde bir denk gelemedim. Hep karamelli olanından var. Hem bu kadar reklamını yapıyorsunuz hem de ürünü marketlere koymuyorsunuz. Bu nedir kardeşim. Nogger kaymaklı yemek hakkımız, söke söke alırız. Neyse bir gün de böyle bitti. İyi geceler.

Çekya galibiyeti, Kırık İnceliklerin Şairi kitabı ve sakin kalabilmek...

Evet, Perşembe gününe güzel bir başlangıç yapıyoruz. Dün akşam A Milli Takımımız, Avrupa Futbol Şampiyonası grup maçında Çekya’yı 2-1 yendi ve gruptan çıktı. Şimdiki rakibimiz ise Avusturya. Güçlü bir rakip ve geçtiğimiz mart ayında hazırlık maçında 6-1 yenilmiştik. Maalesef yine yenileceğimizi düşünüyorum. Sonunda Kırık İnceliklerin Şairi kitabını bitirdim. Behçet Necatigil’in şiirleri üzerinden, şiirlerinde neler anlatmak istediğini anlatıyor kitabın yazarı Selim İleri. Bu arada Selim İleri, Behçet Necatigil ile tanışmış, konuşmuş. Görmeden sadece şiirleri üzerinden yazılan bir kitap değil yani. Her zaman sakin kalabilmenin öneminden bahsediyorlar kişisel gelişimciler. Evet, bence de önemli. Hele ki tepkili müşterilerde. Ama zor gerçekten. İnsan her zaman sakin kalamıyor.

Bir günü daha geride bıraktı diye ne hisseder insan?

Salı gününü kapatan blog yazısından merhaba. Hatta iyi geceler. Bir günü daha geride bırakmanın bir şeyi içindeyim. Duygu olarak nasıl ifade edeceğimi bilemedim. İnsan bir günü geride bıraktı diye nasıl hissetmeli ya da nasıl hisseder? Enteresan bir soru değil mi? Hafta sonuna bir adım daha yaklaştık diye mutlu hissettim. Sonra yarın akşam Türkiye’nin, Çekya ile maçı var. O nedenle salı gününü geride bırakırken kendimi heyecanlı hissettim. Salı günleri, bizim buranın pazar günüdür. Her salı, pazarımız kurulur. Çok da büyük değildir. Kendi çapında işte. MasterChef tarihinde ilk defa neredeyse bir yarışmacı tekli elemelerde kaşık attıracaktı. Somer Şef, yarışmacının sadece bir hatasından dolayı kaşığı gösterdi ama atmadı.

Arda Güler, Elon Musk ve ömrümüzü nasıl tüketiyoruz?

 

Arda Güler

Pazartesi gününün son saatlerinden merhaba. İşte bir haftanın daha ilk gününü geride bırakmak üzereyiz. Öyle böyle derken ömrümüzü tüketiyoruz işte. Burada önemli olan nasıl tükettiğimiz? Hadi herkes kendi ömrünü nasıl tükettiğini düşünsün. Bugün yine bunaltıcı bir sıcak vardı. Oturduğumuz yerde terlemeler falan. Yaz ayını iliklerimize kadar hissediyoruz. Elon Musk yine gündemde. Bu sefer 12’nci çocuğuyla. Evet, kendisinin 12’nci çocuğu olmuş. Neyin peşindesin Elon? A Milli Futbol Takım’ında Arda Güler krizi. Antremanda teknik direktör Montella, yeleği Arda’nın elinden alıyor. Çocuk ne yapacağını şaşırıyor. Ortalık ayağa kalktı tabi. Sonra açıklamalar geldi falan. Arda’dan ne istiyorsunuz abi? Pazartesi bittiğine göre bu hafta da biter bir şekilde.

Montella gönderilmeli, kendine hayır demek ve şu dünyadan mutlu mesut yaşayıp gitmek...

Montella gönderilmeli

Portekiz maçında rezalet bir futbol oynadık ve 3-0 yenildik. İkinci yarı üçüncü golü yedikten sonra maçı izlemeyi bıraktım zaten. Montella’dan da bir cacık olmaz. Turnuva bitince gönderilmeli. Başkalarına hayır demenin önemi üzerine binlerce video var. Ben de hayır diyemiyorum başkalarına. Peki ya kendinize hayır diyebiliyor muyuz? Mesela sağlıklı beslenme konusunda. Kola, cips, ekmek vb. sağlığa zararlı şeyler için kendinize ne kadar hayır diyebiliyorsunuz? Sosyal medyada biri paylaşmış. Çok da meşhur oldu zaten. Şu dünyaya gelip aile kurup, ev ve araba alıp mutlu mesut yaşayıp gidecektik demiş. Açıklanması beklenen vergi paketi üzerine. Bu işte. İnsan dünyada daha ne ister ki? Bir devletin, işte bunu düşünüp öyle yönetmesi gerekir ülkeyi.

Ters Yüz filmi, MasterChef ve Eser Yenenler'in yeni programı...

Ters Yüz filmi

Ters Yüz filminin ilkini izledim. Ortalamaydı. 5 üzerinden 3. Öfke duygusuna bayıldım. Kızmaları çok güldürdü beni. Eser Yenenler, YouTube kanalında Mahşer-i Cümbüş tarzında bir programa başlamış. Gelen konuklar itiraflarını yazıyorlar. Sonra onlar okunuyor. Eğer güzelse hemen skecini yapıyorlar. Bir skeç izledim. Ama pek olmadı. Bir günlük tatilinizi hiçbir şeyden yapmadan geçirmek nasıl olur? Zaten hiçbir şey yapmadan dinleneceğimiz zamanlar yaratmamız gerekiyormuş. Ben bunu bir güne yaysak diyorum. Film izlemeden, kitap okumadan, tatil günümü hiçbir şeyden yapmadan geçmiyeyim telaşesi yaşamadan, vicdan azabı çekmeden bir gün geçirmek nasıl olur? MasterChef Türkiye’de tekli elemeleri izliyorum. Şeflerin bilmediği yemek yok arkadaş. Hayranım o yanlarına.

Şoförü, garsonu, güvenliği herkes bıkkın...

çalışanlar bıkmış

Kurban Bayramı’nın dördüncü ve son günüydü bugün. Düzce’de bir işim vardı. Bayram nedeniyle otobüsler ücretsizmiş. Rahat rahat bindim otobüse. Harika bir duygu. Yaşadığım yer küçücük bir yer. Ama buraya beşinci eczane açılıyor. Adım başı eczane açılıyor. Eczane açma belgesini bakkaldan mı dağıtıyorlar nedir. Ülkede BİM, A101 ve eczaneler. Adım başı, her yerdeler. İş yerinin güvenlik görevlisi, otobüsün şoförü ve yemek yediğim yerdeki garson kız. Hepsinin yüzünden düşen bin parçaydı. Hepsi bıkkındı. Ben de öyleyim çalışırken. Neden böyleyiz peki? Son günlerde telefonum ağır gelmeye başladı bana. İphone 8 kullanıyorum. Elimde kullanırken, “Bu niye böyle ağırlaştı?” diyorum. Bunun dışında şarjının çabuk bitmesine son günlerde taktım kafayı.

Farklı yazarların kitaplarını okumak...

Her zaman farklı yazarlardan kitap okumaya çalışıyorum. Mesela bir yazarın kitabını ilk defa okudum ve de beğendim diyelim. Onun diğer kitaplarını okumaya devam etmiyorum. Başka bir yazardan okumaya devam ediyorum. Farklı yazarlar, farklı yazım tarzları demek çünkü. Bu aralar roman okumaktan sıkıldım. O yüzden Aziz Nesin’in Mahallenin Kısmeti adındaki hikaye kitabını aldım. Bir şiir sitesinde Tuna Kiremitçi’nin şiirine denk geldim. Sadece roman yazarı olarak biliyordum onu. Meğer şiir de yazıyormuş. Galiba yazmaya sevdalı olanların yolu bir defa da olsun şiirden geçiyor demek ki. Bir ara Vatan gazetesinde köşe yazarlığı da yapıyordu kendisi. O zamanlar yazılarını da takip ederdim. Gazete aldığım günlerdi. Hey gidi günler.

Tarkan Kuantum 51...

 

Tarkan Kuantum

Sıcaklardan kavrulmaya devam ediyoruz. Neyse ki sabaha yakın biraz serin oldu. Tarkan’ın yeni albümü çıkmış. İsmi: Kuantum. Şu ana kadar dillere düşen, sosyal medyada trend olan bir şarkısını duymadım. Bittiler bittiler. Ne Tarkan’ı kaldı, ne Serdar Ortaç’ı. Nerede o eski şarkılar. TV8’de, Eser ve eşi Berfu’nun sunduğu yarışma programı var. Cevap Ver Türkiye adı. Konukları Çok Güzel Hareketler 2’nin oyuncularıydı. Tekrar bölümüydü. Eğlenceli bir programdı. İzlememiş olanlara öneririm. Beyhan Budak, geçmişi çok özleyenler için Pembe Panter Sendromu’nda olabilirsiniz diyor. Ben de ara ara geçmişi çok özleyenlerdenim. Ama Beyhan Budak’ı dinledikten sonra bunun hiç de doğru bir şey olmadığını anladım. Detay için videosunu izlemenizi öneririm.

Heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok...

 

heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok

Heybemde kelimesini daha önceden de biliyordum. Ama heybe kelimesini duyunca hemen aklıma Yılmaz Erdoğan’ın, Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak şiiri gelir. O şiirde, “Kusura bakma sevgilim/Heybemde sana benzeyecek kadar/Güzel bir şey yok” dizelerinde geçer bu kelime. Bu şiirin yeri ayrıdır ben de. Zamanında benim için özel bir insan vasıtasıyla dinlemiştim bu şiiri. Çok beğenmiştim. Ne zaman bu şiire denk gelsem hemen aklıma o kişi gelir. O kişi ile artık muhabbetimiz yok. Yollarımız ayrıldı çoktan. Bu şiirde, “Sana bakmak, Allah’a inanmaktır” dizesi de çok etkilemiştir beni. Şair burada ne anlatmak istemiş, anlayamamış ama bu dizeden çok etkilenmiştim. Daha önce bu şiiri bilmeyenlere öneririm.

Yazacağım ama ne yazacağım?

 

ne hakkında yazı yazabilirim

Bazen durmadan bir şeyler yazmak isterken bazen de bir kelime dahi yazmak gelmiyor içimden. İnsanın ruh halleri işte. İnsan her gün aynı ruh hali içerisinde olamıyor. Zaten bu da imkansız. İyi olduğumuz ya da aksi olduğumuz günler oluyor. Hemen bitmesini istediğimiz günler oluyor. Bazense pozitif bir gün geçiriyoruz. Her manada. Her işimiz rast gidiyor. Yazma konusuna geri dönersek. Hepimiz bir şeyler yazmak istiyoruz. Ama bazılarımız bu yazma konusunda yolunu bulamamış gibi. Mesela ben. Ya da bana öyle geliyor. Evet, genelde gündem üzerine yazıyorum. Ama her zaman gündem üzerine yazmak sıkıyor beni. Ama bu sefer de ne yazacağım üzerine bir boşlukta kalıyorum.


Kahvaltıda kavurma...

Kahvaltıda kavurma

Bugün Arefe. Yarın Kurban Bayramı’nın birinci günü. Herkese şimdiden iyi bayramlar. Yarın sabah herkes kavurma peşinde koşacak. Kahvaltıda kavurma yenecek. Ben kavurma sevmiyorum. O yüzden bu gelenekte ben yokum. Böyle gelenekler içerisinde yer almadığım için üzgün olduğumu belirtmek isterim. Lütfen kayda geçsin jüri. Bu Amerika filmlerindeki replik de nereden çıktı şimdi? Bazen esiyor işte böyle. Kalıplaşmış ifadeler ya yazarken ya da konuşurken bir anda aklıma düşer ve hayatımda kendilerine yer bulurlar. Hatta bazen cuk diye yerine otururlar. Bazense hiç yerine oturmazlar ve anlamsız bir şekilde kalırlar. Anlam demişken. Hayatınıza anlamı kendiniz katmanız gerekiyor diye konuşup duruyorlar kişisel gelişimciler. Her şeyi devletten beklemeyin diyorlar. Bu konu çok su kaldırır. Bunun üzerine düşünelim biraz. Sonra devam ederiz.

Oktay Rıfat'ın Güve Yenikleri şiirini internette bulamadım...

 

Oktay Rıfat Güve Yenikleri

Sinek Isırıklarının Müellifi kitabını okuyorum. Kitapta Oktay Rıfat’ın Güve Yenikleri adında bir şiiri geçiyor. Kitaptaki karakterimiz Cemil bu şiiri okuyor. Google’da araştırdım, şiir sitelerine baktım. Şiir yok. Oktay Rıfat şiirleri diye arattım. Bir sitede 15-20 tane şiiri var sadece bahsettiğim bu şiiri yok. Nasıl olur anlamadım. İnternet aleminde bu şiiri nasıl olmaz?


Oktay Kaynarca'nın sunduğu Alan yarışması...

 

Oktay Kaynarca Alan

Sıcaklardan pişmeye devam ediyoruz. Haziran ayının 13’ü bugün. X’te, her eve klima dağıtan partinin seçimi kazanacağına dair espriler dönüyor. Star, her akşam bir Türk filmi yayınlıyor. Şafak Sezer, Ata Demirer filmlerinden ya da Hababam Sınıfı filmlerinden. Bakalım yaz boyu böyle devam edecek mi? Yaz ayı için dizi yapmama kararı alınca alternatif çözümlere yöneldiler tabi. Atv’deki Aldatmak dizisi geçen hafta Perşembe günü final yapmış. Bu hafta onun yerine Atv’de, Oktay Kaynarca’nın sunduğu Alan adında yeni bir yarışma başlayacak. Bakalım tutacak mı bu yarışma? Fragmanlardan gördüğüm kadarıyla pek tutmaz gibi. Ama yine de seyircinin neyi seveceği belli olmuyor. Oktay Kaynarca’ya zamanında Tgrt’de sunduğu gibi bir yarışma lazım, bu tarz yarışmalar değil.


Bahar'cı olmuş Timur...

Bahar dizisi
Bahar'ım da Bahar'ım diyen Timur

Arkadaşla buluştuk. İçerisi/dışarısı her yer sıcaktan yanıyordu. BİM’de serinledik. Bu aralar canım roman okumak istemiyor. Hikaye ve inceleme kitabı aldım kütüphaneden. Show TV’de, Bahar dizisinin sezon finalini izledik. Timur, Bahar’cı olmuş. Bahar aşağıya, Bahar yukarıya. Dizinin ilk bölümlerinde tanıdığım Timur böyle Bahar’cı olacak biri gibi durmuyordu. İphone’un şarjı neden hemen bitiyor? Sırf bu yüzden başka marka telefon almayı düşünmeye başladım. Blog yazılarında tekrar fotoğraf kullanmaya başladım. Ama bana belli olmaz. Bakarsınız bir sonraki yazıyı yine fotoğrafsız yayınlarım. Star’da, Şafak Sezer’in Ketenpere adlı filmi vardı. Biraz izledim ama sarmadı beni. Filmlerini beğenmesem de kaç tane film çekmiş adam. Saygı duyuyorum adama.


Mehmet Ali Erbil ile Turnike...

Mehmet Ali Erbil ile Turnike

Ne habersiniz millet? Haziran ayının girmesiyle beraber sıcaklar da başladı. Son seneler de böyle olmuyordu halbuki. Bu yaz, zor geçecek anlaşılan.

YİNE KENDİNİ İZLETTİREBİLECEK Mİ?

Mehmet Ali Erbil, yıllar sonra Turnike programıyla televizyona geri dönüyor. Kanal D’de başlayacak bu programla kaldığı yerden devam edebilecek mi? Yoksa onun devri kapanmış mı göreceğiz.

GÜNLÜK DİZİ GİBİ OLMUŞ…

Kanal D’de yeni başlayan Yalan dizisini izledim biraz. Günlük dizi tadında bir dizi yapmışlar. Uzun ömürlü olur mu bilemedim.

GÜRCİSTAN MAÇINI BEKLİYORUZ ARTIK…

Türkiye, hazırlık maçında deplasmanda Polonya’ya 2-1 yenildi. Bu son hazırlık maçımızdı. Artık Avrupa Şampiyonası’ndaki ilk maçımızı beklemeye başladık. İlk hedef: Gruptan çıkmak.

 

 

Cem Yılmaz görme kaybı...

Cem Yılmaz görme kaybı yaşadığını açıkladı. Açıklamayı stand up gösterilerinden bir tanesinde yapmış. Son dönemde gösterilerinde yaptığı açıklamalarla gündem oluyor kendisi. Bir nevi gösterilerini, sosyal medya gibi de kullanıyor diyebiliriz. Doktoru, sağ gözünde çok enteresan bir hastalık olduğunu söylemiş. Bu açıklamada hastalığın ne olduğundan bahsetmemiş Cem Yılmaz. Retina yerinden ayrılmış ve bu nedenle de sağ gözü yüzde elli görmüyormuş artık.

Cnbc-e Türkiye kimin?

Cnbc-e Türkiye kimin?

Cnbc-e Türkiye kimin? Kanal, İlbak Holding bünyesinde yayın hayatına yeniden başlayacak. İlbak Holding kimin sorusu akla geliyor hemen. Daha önce duymadığım bir holding ne de olsa. Yönetim Kurulu Başkanı Murat İlbak’mış. İnşaat, madencilik, reklam ve medya sektöründe faaliyet gösteriyor. Murat İlbak bir arada Galatasaray Sportif A.Ş. Yönetim Kurulu üyeliği de yapmış. 


Şener Şen ve İbrahim Büyükak'ın reklam filmi...

*İbrahim Büyükak ile Şener Şen’in beraber oynadığı reklam filmini beğenmedim. Damat ile kayınpederi oynuyorlar. Şener Şen baya yaşlanmış ama.

*Dün de hava sıcaktı. Bugüne de sıcak başladık. Galiba haziran ayının her günü böyle sıcak geçecek.

*Selçuk Tepeli’nin sesi kısılmış. Konuşmasını dinlerken kulaklarımı tırmaladı.

*Kanal D’de yeni bir programın tanıtımı dönüyor. Tanıtımda sadece bir el var ve hareketler yapıyor. Yaptığı hareketler Mehmet Ali Erbil’in hareketleri. Yeni bir programa mı başlıyor yoksa? Kendisi rahatsızdı. Ayakta zor duruyordu. Programı nasıl sunacak?

*Okuduğum kitapta hiç beklemediğim bir anda, bir intihar gerçekleşti. Dondum kaldım o an.

*Arka Sokaklar’da, Engin karakterini oynayan İlker İnanoğlu yine diziden ayrılıyor. Kafasına göre takılıyor. Bir hava alıp geliyor sonra tekrar diziye dahil oluyor. Küçük küçük aralar veriyor kendine.

*Bir tanesi de diyor ki: “Aykırı bir fikrin olacak ve o fikir doğru olacak” Benim aykırı fikrim yok. Şimdi ne olacak?

*Bir arkadaşım karın ağrısı şikayeti ile doktora gitmiş. Apandisten şüphelenmşler. Bir şey çıkmamış. Son dönemde bu tür şeyleri çok duymaya başladım.

*Kızılcık Şerbeti’nde yaşlı kadın telefona gelen linke tıkladı ve paraları gitti. Şu linke tıklamayın işte. İnsanın boş bulunduğu bir ana denk geliyor işte.

*Ayhan Tarakçı adında bir YouTuber var. Daha önceden de takp ediyordum. Ama son dönemde çok iyi videolar atıyor. Stalin’in Şeytanı adlı son videosu mesela. Başlık çok ilgi çekici. ilk fırsatta izleyeceğim.