SİYASİ KONULAR
Siyasi konular
yazamıyorum. Ben siyaseti severim. Tuttuğum defterlerde de çokça siyasi yazılar
yazmışımdır. Ama blogda yazamıyorum. Çünkü siyasi ortam hiç uygun değil. Herhangi
bir partiye ve liderine eleştiri yapsam, hemen yanlış anlaşılma durumum var.
AKP’yi eleştirsem CHP’li olacağım, CHP’yi eleştirirsem de AKP’li. Hemen etiketleniyorsunuz
yani.
2002’den beri siyaset izlemeyi severim. Buna da kafa yorarım. Benim gibi
siyaseti seven arkadaşlarımla da tartışmayı severim. Ama blogda yazamıyorsun
yani. Hani blog yazarlarına hep önerilir ya, sevdiğiniz konularda yazın diye. Siyaset
de benim sevdiğim konulardan biri. Bir tane blog yazarı. Bundan 5-6 yıl önce
bir yazı yazmış. Ve o yazı nedeniyle adamı ifadeye çağırmışlar. Dava falan
açılmış. Gel de bu ortamda yazı yaz hadi.
GÜNLÜK SİYASİ MAKALELER
Günlük siyasi makaleler okumayı severim. Devamlı takip ettiğim yazarlar vardır. Hem sağcısı hem de
solcusunu. Ben her kesimden okumayı seviyorum ya. Bir kesimi okuyunca rahat
edemiyorum. Korkuyorum aslında. Sadece bir tarafı okursam, hep o taraf gibi
düşünürüm diye. Diğer tarafın söylediklerine duyarsız kalırım diye.
Seven
vardır, sevmeyen vardır. Ben Ahmet Hakan’ı seviyorum. Son bir yıldır falan
takip ediyorum herhalde. adam ne görüyorsa onu yazıyor. Bu muhalefet, bu
iktidar diye ayırmıyor. “Sen bilmezsin, ne fırıldaktır o” diyenler olacaktır. Ben
o dönemlerine tanık olmadım abi. Takip ettiğim dönemde böyle bir şeyle
karşılaşırsam da açık yüreklilikle söylerim.
Diğer takip ettiğim köşe
yazarlarını da yazayım. Sabah gazetesinden Haşmet Babaoğlu, Mehmet Barlas ve
Engin Ardıç’ı takip ediyorum. Sözcü gazetesinden Emin Çölaşan, Bekir Coşkun ve
Can Ataklı. Bunların hepsini günü gününe takip ettiğimi söyleyemem. Haftada 3-4
gün işte. Bu yazarlar iki tarafın en çok okunan yazarlarından.
Foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/black-and-blue-plastic-pen-non-top-of-black-covered-notebook-1120347/