Eser Yenenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eser Yenenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Eser Yenenler, Çaycı Hüseyin'i herkesten önce tanıyormuş meğer...

Eser Yenenler’in, İtiraf Et programına izleyici olarak Çaycı Hüseyin yani gerçek ismiyle Alpaslan Özmol konuk oldu. Programın başında Eser, kendisine mikrofon uzattı. Biraz konuştular. İşte o konuşmada şunu öğrendik: Eser meğerse Alpaslan Özmol’u, Çaycı Hüseyin rolünden çok daha önce tanıyormuş. Bursa’da tiyatro oyunlarında rol alıyormuş Alpaslan Özmol. İşte o tiyatro oyunlarından tanıyormuş Eser. Yani adam bir anda öyle yerden bitmemiş. Adam zaten bu işi yapıyormuş. Nedense ben de sanki oyunculuk hayatı Çocuklar Duymasın ile başlamış gibi düşünüyordum. Meğer işin aslı öyle değilmiş. Program başındaki sohbetlerine bakarsak kendisinden pek hoşlanmadım. Espri yapmaya çalışıyor ama yapamıyor. Espri yapacağım diye kendini zorlamana gerek yok be abi. Doğal ol.

CZN Burak'ı çözemedim...

Eser Yenenler’e, CZN Burak konuk oldu. Biraz izledim. Mütevazi biri mi yoksa kendini beğenmişin teki mi anlayamadım. Ama her ikisinden de biraz var. Biraz mütevazilik, biraz da kendini beğenmişlik. Barbaros Şansal, önüne geleni gömüyor. Sanki kendisi sütten çıkma ak kaşık. Bakalım gün gelip, kim ona gömecek? Çok Güzel Hareketler Bunlar 2 ekibi, bazen o kadar kötü skeçler yazıyorlar ki. Yarısında kapatıyorum. Güldür Güldür’de de Vatandaş Olimpiyatları skecini de beğenmedim. Yarısında onu da kapattım. Fikir güzel aslında ama skeç olmamış. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabından çok sıkıldım. Bırakma aşamasına geldim. Ama son 50 sayfa. Bu kadar okumuşken de bırakmak istemiyorum. Biraz daha sabır.

Ters Yüz filmi, MasterChef ve Eser Yenenler'in yeni programı...

Ters Yüz filmi

Ters Yüz filminin ilkini izledim. Ortalamaydı. 5 üzerinden 3. Öfke duygusuna bayıldım. Kızmaları çok güldürdü beni. Eser Yenenler, YouTube kanalında Mahşer-i Cümbüş tarzında bir programa başlamış. Gelen konuklar itiraflarını yazıyorlar. Sonra onlar okunuyor. Eğer güzelse hemen skecini yapıyorlar. Bir skeç izledim. Ama pek olmadı. Bir günlük tatilinizi hiçbir şeyden yapmadan geçirmek nasıl olur? Zaten hiçbir şey yapmadan dinleneceğimiz zamanlar yaratmamız gerekiyormuş. Ben bunu bir güne yaysak diyorum. Film izlemeden, kitap okumadan, tatil günümü hiçbir şeyden yapmadan geçmiyeyim telaşesi yaşamadan, vicdan azabı çekmeden bir gün geçirmek nasıl olur? MasterChef Türkiye’de tekli elemeleri izliyorum. Şeflerin bilmediği yemek yok arkadaş. Hayranım o yanlarına.

Killa Hakan, Eser Yenenler'e konuk olmuş...

Eser Yenenler’in, Linç Et programına Killa Hakan katılmış. Dün yayına girdi video. Killa Hakan hakkında doğru dürüst bir bilgim yoktu. Bu yayından sonra bilgim oldu. Tedirgin edici bir yanı olmakla beraber, babacan bir tavrı olduğunu söylemeliyim. İyi insan.

TARKAN FİLMİNDE ZEKİ ALASYA’NIN NE İŞİ OLABİLİR?

Zeki Alasya, Kartal Tibet’in oynadığı Tarkan filmlerinden birinde kötü bir kral rolünde oynamış. –Kral da olmayabilir. Başka bir yönetici sınıfından biri de olabilir. Net değilim orada- Hiç Zeki Alasya’nın oynayacağı bir rol değil. Acaba ne oldu da o zamanlar bu rolü kabul etti?

İÇ BURKAN BİR FİNAL…

Peyami Safa’nın, Canan adlı kitabını bitirdim. Beklemediğim bir final oldu. İç burkucu bir finaldi.

Eser Yenenler'in, Çok Güzel Hareketler'de sohbet etmesi...

     Eser’in skeç sunmak için sahneye çıkanlarla muhabbet etmesi ve de seyircilerle muhabbet etmesi hoşuma gitmiyordu. Çünkü seyircilerle muhabbet etme olayı Güldür Güldür’de var. Sen Çok Güzel Hareketler’sin ona göre düşün. Senin geleneğinde bu yok. Seyircilerle muhabbete hala mesafeliyim.

     Biz seyirciler olarak çok dikkat ediyoruz böyle şeylere. O kadar ki o programın yapımcılarından daha çok. Bu konuda Eser’e yazan var mıdır bilmiyorum. Dikkate alması gerek diye düşünüyorum.

Eser Yenenler


ESER’İN BEĞENDİĞİM SOHBETİ…

     Ama skeç sunmak için çıkanlarla sohbetini sevmeye başladım. Hatta o konuşmalardan yeni skeç fikirleri çıkıyormuş ortaya. Hatta o fikirlerden bir tanesini yaptılar geçen hafta. Çok da güzel olmuş. Geçen haftaya dair izlediğim iki-üç skeçin hepsi güzeldi zaten.

     Bazen böyle bir tutturuyorlar. Skeçler hep ardı ardına güzel gidiyor. Bazen de, “Hala bu program nasıl devam ediyor?” diye sordurtan skeçler de izletmiyor değiller. Tabi her zaman maksimum performans sergileyecekler diye de bir durum yok. İster istemez kötü skeçler de yazacaklar.

OLACAK O KADAR GİBİ SKEÇ…

     Bazen öyle güzel yapıyorlar ki bir tane skeçleri bana Olacak O Kadar’ı hatırlattı. O skeçle ilgili yazımı buradan okuyabilirsin. Yine de her şeye rağmen programı Yılmaz Erdoğan’ın sunması farklı oluyordu. Onunla ilgili de bir yazı yazmıştım. Onu da buradan okuyabilirsin.

 

Prandelli gitti.Sıra yönetimde...

        Çocukluğum kitabını bitirdim.Çocukluğum kitabının yazarı Tolstoy.Kütüphanede kitabı gördüğüm zaman heyecanlanarak almıştım.”Yazarlık döneminin başlangıç aşamalarını anlatır.Bende bir şeyler öğrenirim”diyerek bir heves aldım kitabı.Ama boşa almışım.Hiç öyle beklediğim gibi yazarlığa nasıl merak saldığını falan anlatmıyordu.Normal çocukluk dönemini anlatmış.Böyle kitap yazarsan ben bu kitabı ne yapayım?Normal sokaktaki insandan farklı bir şeyler yazacaksın ki bi farkın olsun.Öylesine,sıradan bir kitap.Okumak için harcadığım zamana yazık.
        Bu arada arkadaşlar.Bu tür kitaplar bilen varsa lütfen benimle paylaşın.Bir yazarın yazarlık serüvenini anlatan kitaplar okumak isterim.Az çok bir şeyler karalayan biri olarak.Ustalar nasıl yazmaya başlamışlar?Nasıl bir ortam onları yazmaya itmiş?Bunu gibi şeyler.Kitap önerilerinizi bekliyorum.
        Dün akşam ki Yetenek Sizsiniz Türkiye çok güzeldi.Murat Boz geldiğinden beri tutuk bir tavır sergiliyordu.Ama dün akşam gördüm ki bu tavrı artık atmış.Eser ile birbirlerine takılmaları da ayrı bir renk katıyor programa.Eser ile Acun’un zaman zaman oyunlara dahil olmaları ve rekabetçi tavır sergilemeleri de ayrı güzel.Özgü programda gerçekçiliğin sesi olarak duruyor.Gerçekçi insanları her zaman sevmişimdir.Hayatında da gerçekçi bakıyordur Özgü.Bu gerçekçilik yararlanmasını bilene çok şeyler kazandırıyor.Yere daha sağlam basıyorsunuz.Olmayacak hayaller kurup,vaktinizi boşa harcamıyorsunuz.
        Eser iyice sazı eline almış.İlk zamanlar olmadık yerlerde,olmadık espriler yapıyordu.Tam bir hayal kırıklığıydı yani.Ama geçen zaman içinde olayı çözmüş.Ortama ısınmış.Artık nerede,hangi esprinin yapılması gerektiğini çok iyi seziyor.Programa çok artı katıyor.İlk başlarda Eser gitse program hiçbir şey kaybetmezdi.Hatta kazanırdı.Ama şimdi durum çok farklı noktalara gelmiş.Artık,”Eser gitse çok büyük bir kayıp olur program için”noktasına gelindi.
        Galip Derviş bazı zaman gerçekten çok sıkıyor insanı.Dizi saatini doldurmak içi yapıyorlar heralde.Galip Derviş’in takıntılarına,bazen çok takıyorlar.Bu da insanı sıkıyor.Bu bir,polisiye dizisi.Gizem,cinayet,katil…Daha çok bunlara yoğunlaşmak gerek.Her şey dozunda olmalı yani.Dün akşamki bölümde,daha çok takıntıları üzerine eğinilmiş.Sıkım sıkım sıkıldım.Zaten bu zamanda,bir diziyi izleyiciye beğendirmek çok zor.Beğenilmiş bir diziyi böyle yaparak heba edecekler farkında değiller.Bir zaplık ömrü olan diziler sınıfına girmesin Galip Derviş.

        GS yönetimi hangi akla hizmet Hamza Hamzaoğlu’nu getirdi?İnanamıyorum.Sanki bu yönetim GS’ın daha da kötüye gitmesi için elinden geleni yapıyor.Prandelli’ye bunca zaman katlanmak başka hangi şekilde izah edilebilir ki.Prandelli’yi,GS Avrupa’dan elendikten sonra gönderdiler.Bunu bekliyorlarmış demek ki.Bu başka bir manaya gelmez.”Başka bir teknik direktör getirirsek Avrupa’da GS yoluna devam eder”diye düşündüler herhalde.Hemen tazminatı öne sürmeyin.”GS’ın,Şampiyonlar Ligi’nden kazanacağı para ne oldu?”derim o zaman.Ya da,”GS,grupta sonuncu oldu.Gelenden gidenden dört yedi.Peki GS markasının itibarı ne oldu?”Bir GS’lı olarak  takımımı bu halde görmek beni son derece üzüyor.