Dışarıda rüzgar var. Saat 22.10 geçiyor. Günlerden salı. Yarın, 2025 yılının son günü.
Babam,
“Bir yaş daha yaşlanacağız” dedi. İnsan belli bir yaş aldıktan sonra her
yılbaşına böyle bakıyor herhalde.
Kişisel
blog yazıları serisinde 2025’in son iki yazısından birini okuyorsun şu anda.
Diğeri de yarın akşam yayında olacak. Okumak istersen beklerim. Bloğuma hoş
geldin.
Beşinci
Kuşak kitabını sonunda bitirdim. Bu kitapta aşk da var, bir çocuğun okumak için
verdiği mücadele de. Yılın bu son kitabını ben beğendim. Yılı böyle bir kitapla
bitirmek güzel oldu. Bu arada kitapta anlatılarlar gerçek bir hikayeye
dayanıyor. Zaten kitabı yazan da kahramanımızın kendisi.
Akşam
televizyonda bir şey yoktu. Kanal D’de, Kemal Sunal’ın, İnek Şaban filmi vardı.
Onu izledik. Normalde Kemal Sunal’ın sevdiğim filmlerinden biri değildir. Ama
bir şey olmayınca mecbur izledik.
Birkaç
gündür yine doğru dürüst uyuyamıyorum. Sanki hiç uyumamış gibi kalkıyorum. Ondan
sonra gün içinde de esneye esneye bir hal oluyorum.
Dünden,
Gizli Sayılar filminin son 20 dakikası kalmıştı. Sıkılıp son 20 dakikasında
kapatmıştım filmi. Söz de onu izleyecektim bugün. İzlemek içimden gelmedi.
Gereksiz uzatmışlar filmi.
Yazı
bittikten sonra ışığı kapatıp yatarım ben de. Dışarıdaki rüzgar sesiyle beraber
düşünürüm. Bugünümü, yarınımı falan. Böyle düşünmek iyi geliyor.
Bazen
çok uyuşukluk ediyorum, salıyorum kendimi. Hiçbir şeyi umursamıyorum. “Boşver”
diyorum.
Kişisel
blog yazıları ile sizlerle paylaşıyorum içimdekileri. Yarın akşam, 2025’in son
yazısı ile paylaşmaya devam edelim o zaman.
*Önceki
yazı: Kişisel Blog Yazıları #68: Ayazlı bir gece yazısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder