Powered By Blogger

31 Ekim 2019 Perşembe

Artık hiç bir rap şarkısını dinlemek istemiyorum...


     Ben Fero ve Norm Ender’in atıştığı dönemlerde o kadar çok rap şarkısı dinledim ki. Önüme ne geldiyse. Hayatımda ismini ilk defa duyduğum rap şarkıcılarını bile dinledim. Ve her gece dinledim. Ve o kadar çok dinlemişim ki, artık hiçbir rap şarkısını dinlemek istemiyorum. Bıkkınlık yapmış bünyede.


rap müzik dinlemek
foto kaynak:unsplash.com

30 Ekim 2019 Çarşamba

Başak Şengül bu işi çözmüş...


     Cnn Türk’te tartışma programı sunuyordu dün akşam Başak Şengül. Biraz tartışmaya baktım. Barış Pınarı Harekatındaki son durum tartışılıyordu. Şunu söylemeliyim: Başak Şengül bu işi kapmış. Tartışmayı harika yönlendirdi o izlediğim birkaç dakika içerisinde dahi. Didem Arslan Yılmaz gibi olmuş oda. Diğer konuşmacının sorduğu can alıcı soruyu, sorunun muhatabına direk soruyor, sorunun geçiştirilmesini izin vermiyor. 

Başak Şengül
foto kaynak: youtube.com
     O can alıcı soruyu muhatabının kucağına bir bomba gibi bırakıyor. Herkes bir anda o konuğun, o soruya vereceği cevaba kitleniyor. Böyle sunucular olduğunda gerçekten tartışma oluyor. Programı zevkle izliyorsun. Çünkü izlettiriyor kendini. Tebrikler Başak Şengül. Kendini geliştirdiğin için. Mesleğinin hakkını verdiğin için. Bize güzel bir tartışma izlettirdiğin için.

29 Ekim 2019 Salı

Acun'a siyaset mi sorulsun Seray Sever?


     Tv8’deki Gel Konuşalım programına Acun Ilıcalı konuk olmuş. Yani kendi kanalına. Programın sunucularından Cengiz Semercioğlu, Acun’a Tv8’i satın alma dönemini ve dünyaya açılmasını soruyor. Seray Sever de Cengiz’in bu kadar televizyonculuk ile ilgili soru sormasına, “Ne kadar televizyonculuk ile ilgili sordun. Televizyon kanalı mı kuracaksın Cengiz?” deyip gülüyor. Çok yazık yahu. Böyle programları içi boş insanlar sunuyor. 

Seray Sever
foto kaynak: milliyet.com.tr
     Akıl var mantık var. Karşında konuk olarak Acun Ilıcalı varsa, ona televizyonculuktan başka ne soracaksın? Siyaset mi soracaksın? O lafı duydum ya. Kulaklarıma inanamadım. Seray Sever’i de dışarıdan gördüğüm kadarıyla program sunmasını bilen, birikimli biri sanırdım. Kendince yaptığı şaka ile hiç de dışarıdan göründüğü gibi bir sunucu olmadığını gösterdi.

28 Ekim 2019 Pazartesi

Okumayıp yanımda olan bir kitap bile iyi geliyor bana...


     Kitabımı okumasam bile yanımda durması olumlu etkiliyor beni. Bu kanıya nereden vardım? Zeytindağı kitabını okumak için elime aldım. Ama sonra baktım ki hiç okuma modunda değilim. Bilgisayarı açtım. Bir şeyler izlerken de kitapta hep yanımdaydı. Arada baktığımda yanımda kitabımı görmek iyi geldi bana. Okumasam bile kitabım yanımdaydı ya, motive edici bir ortam oluşturuyordu bana.

kitap okumak
foto kaynak: unsplash.com
     Hani yeni akımlar vardır. Evinizde daima güzel bir enerji olması için evin belli yerlere şunu veya şunları koyun diyen. İşte benim için bu obje de kitap olurdu. Beni motive eden bir başka şey ise yazar masalarıdır. Yazarın masasının arkasındaki kitaplık ağzına kadar kitap doludur. Onlar yetmezmiş gibi masası da kitaplardan geçilmez. Ve masada açık duran birden fazla kitap vardır. İşte bu görüntüde bana her zaman için çok iyi gelir.

27 Ekim 2019 Pazar

Herkese huzurlu pazarlar...


     Dışarıda hava açık. Komşulardan elektrik süpürgesi sesleri geliyor. Sanki günlerden Pazar olduğunu herkese duyurur gibi. Bu yazıyı yazarken müzik dinliyorum. Ezhel’in başka rapçilerle yaptığı yeni şarkıları. Daha önce sorsan raple işim olmazdı. Ama şimdi sevdiğim müzik türleri arasında. Bugünü daha güzel kılan şeylerden biri de Salı günü Cumhuriyet bayramı dolayısıyla tatil olması. 

mutlu pazarlar
foto kaynak: unsplash.com
     Daha şimdiden, yani Pazar gününden insanın moralini yükseltiyor bu. Bugün derbi maç var. Beşiktaş- Galatasaray. Bir Galatasaray’lı olarak heyecanla bekliyorum maçı. Müziği kapattım. Müzik dinlerken bir türlü yazıya konsantre olamadım. Bazı zaman böyle oluyor bana. Bazı zamanlarda ise müzik hiç etkilemiyor. Huzur dolu bir Pazar yani. Herkese huzurlu pazarlar o zaman.

26 Ekim 2019 Cumartesi

Bir şeyi yapacağım dersem onu yapamıyorum...


     Bilmiyorum sizde de durum aynı mı? Kendime bir hedef belirliyorum. Şunu yapmayacağım diyorum. Onu söyledikten birkaç saat sonra veya gün sonunda o şeyi yapıyorum. 

hedefe ulaşamama
foto kaynak: unsplash.com
     Sanki şunu yapmayacağım demek kendimi negatif bir koşullandırma oluyor. Ve geçen her dakika o şeyi yapmak için geçiyor. Bu gece 12’den önce yatacağım diyorum mesela. Al işte, sana yine 12’yi geçti. Yine dediğimin tersi oldu.

25 Ekim 2019 Cuma

Acun'un başına gelen sizin başınıza da gelmedi mi?


     Kaç gündür sosyal medya Acun’a, Şeyma’dan gelen mesajı konuşuyor. Bilgisi olmayanlar için kısa bir özet: Acun, kendi kanalındaki bir programda telefonundan oradakilere bir video izletiyor. 

     Tam video izlenirken Şeyma’dan mesaj geliyor. Acun orada telefonu kapatıyor ama gözüken gözüküyor. Hem de 81 milyonun önünde. Hem bu ifadeyi kullanmak istemişimdir bak. 

     O andan itibaren o gelen mesaj internet sitelerine ve sosyal medyaya düşüyor. Benim anlamadığı bir şey var: Acun niye kendi telefonundan bir görüntü izletiyor ki? Ver görüntüyü içeriye, yansıtsınlar plazmaya. Ama bundan sonra böyle bir şeye kalkışmaz herhalde. 

Acun Şeyma
foto kaynak: gercekgundem.com
     Acun’un yaşadığı durumu siz yaşamadınız mı peki? Ben yaşadım. Tıpkı Acun gibi bir arkadaşıma video izletirken mesaj geldi. Karşımdakinin görmesini istemediğim bir mesajdı. Hemen alıp kapatmaya çalıştım ama bir faydası olduğunu sanmıyorum. 

     Bir bildirim gelince insanın gözü otomatik olarak hemen ona kayıyor. Ve okuyor hemen. O yüzden ne kadar elinden aldıysam da okunmuştur. Bence telefon üreticilerinin buna da bir çare bulmaları gerekir. Anlık bildirimleri engelleme olabilir adı. Böyle bir şey yapılsın ki millet rahat rahat yanındakilere internetten video izletebilsin.

24 Ekim 2019 Perşembe

Siyasi tartışma programlarındaki tartışmalar yumruklaşmaya dönmesin...


     Haber kanallarında akşamları yapılan siyasi tartışma programlarında bazen iş tartışmadan çıkıp hakaretleşmeye varabiliyor. Daha dün akşam yine bu programlardan birinde tartışmacılardan biri programı terk etmiş. 

siyasi tartışma programları
foto kaynak: cnnturk.com
     Daha önce oldu mu bilmiyorum ama bu işin yumruklaşmaya gitmesinden korkuyorum. Eli kulağında derler ya. Sanki şu anki ortam tam da o. Bir gün sosyal medyada en çok konuştuğumuz olay bu programlardan birinde yaşanacak yumruklaşmalar olabilir.

23 Ekim 2019 Çarşamba

Güler yüzlü bir çalışan olmamızı engelleyen nedir?


     Artık alışmışız, kanıksamışız. İş yapan herkeste bi karış surat. Hiç kimse halinden memnun değil. Herkes çıkış saatine kilitlenmiş bir şekilde çalışıyor. Gözler devamlı saatte. 

     Tam da böyle bir ortamdayken. Mesela bir lokantadan yemek alırken, orada çalışan kişinin sizi güler yüzle karşılaması hemen dikkatinizi çekiyor. “Gördün mü kadın baya güler yüzlü” diyoruz.

     Aslında güler yüze o kadar hasretiz ki toplum olarak. Ama hasret olduğumuz bu güler yüzü biz çalışırken başkalarına niye gösteremiyoruz? Yaptığımız işi mi sevmiyoruz? Yoksa çalışmayı mı sevmiyoruz? 

     Yaptığımız işi sevmeyebiliriz. Ama ne yazık ki çoğumuz böyle. O yüzden bunu kabullenmemiz lazım. En azından istediğimiz bir iş buluncaya kadar.

     Peki çalışmayı mı sevmiyoruz? Hiç çalışmasak ne güzel olur aslında. İlk başta çok güzel bir düşünce gibi gözüküyor. Ama insan çalışmadan devamlı evde durmaktan da sıkılıyor. 

güler yüzlü çalışan
foto kaynak: https://unsplash.com/photos/slyyeNC6qzY

     Bir hafta güzel. İki hafta güzel. Hadi bir ay diyelim. Sonra ev de basıyor. Patlıyor sıkıntıdan insan. Yani işin özü: Çalışmadan olmuyor. 

     O zaman iş yerinde somurtkan, yüzü asık bir şekilde çalışmamızın nedeni ne? Benim ilk aklıma gelen, hak ettiği parayı kazanamamak.

     “Zaten zar zor geçiniyorum. Ben mutlu değilim ki karşımdakine nasıl mutlu hizmet edeyim?” açıklaması olabilir pekala. 

     Asgari ücret daha yaşanılır bir hayat sağlayacak düzeyde olsa, insanların geçim sıkıntıları olabildiğince minimum düzeye inebilse, o zaman insan işini daha bir şevkle yapmaz mı? 

     O zaman daha bi güler yüzlü çalışmaz mı? Tabi ki bundan başka nedenleri de olabilir. Elbette vardır. Ben bunu yakaladım. Sizin bu söylediğime itirazınız varsa, dile getirin, yazın yorumlara. Ya da bunun dışındaki diğer nedenleri de yazın yorumlara. Tartışalım.

22 Ekim 2019 Salı

Hokkabaz filmi hakkında düşüncelerim...


     Yazıyı okumaya başlamadan önce bir uyarıda bulunmak isterim sizlere: Eğer hala Hokkabaz filmini izlemediyseniz, yazıyı okumamanızı tavsiye ederim. Çünkü ciddi miktarda filmden ipuçları içermektedir. Sonra film keyfim bozuldu demeyin.

     Filmin en başında testere ile kadın kesme sahnesinde kadını birazcık da olsa kesiyorlar. Soluğu hastanede alıyorlar. Burada seyirciye verilen intiba ne oluyor? Bu sihirbazların bir şeyden çaktıkları yok. Ona göre ha, demek değil mi? Bu bir kenarda dursun.

     Sonra turneye çıkacaklarını öğreniyoruz. “Eyvahh bunlar daha kaç kişinin canını yakacaklar?” diyorsunuz. Gelini kutuya sokup, kutuya kılıç sokma sahnesinde, “Bari kıza bir şey olmasa” diyorsunuz. Tüm gösteri bitiyor. Kızın artık kutudan çıkması lazım. Bakıyorlar ki kız yok. 

Cem Yılmaz
foto kaynak: internethaber.com
     Daha sonra kız sapa sağlam çıkıyor karşımıza. Kız kendi kaçmış. Yani bizim sihirbazlarda herhangi bir sorun yok. Yani işi bilmeme, ellerine yüzlerine bulaştırma gibi bir durum yokmuş. Tamam, güzel.

     Sonra kızın nerede olduğunu bulmak için düğün evindeki kadınlara hipnoz yapıyor İskender. Yani Cem Yılmaz. Oradaki yaşlı kadınlardan biri ölüyor hipnoz sırasında. 

     Sonra anlaşılıyor ki hipnozdan ölmemiş, kalp krizinden gitmiş kadıncağız. Ama kalp krizini tetikleyen neydi? Hipnoz değil miydi? Burada seyirci allak bullak oluyor. Yahu bu adamlar sihirbazlıktan anlıyorlar mı, anlamıyorlar mı?

İSKENDER’İN GÖZLÜK TAKMAK İSTEMEMESİ…
     Hem İskender, hem de yardımcısı Maradona dokuz numara gözlük kullanıyorlar. Doğru dürüst önlerini göremiyorlar gözlüksüz. Ama İskender ısrar ediyor gösteri sırasında gözlük takmamak için. Abi bu neyin ısrarıdır? Göremiyorsun işte tak. Bizim insanımız böyle. Bende öyleyim. Burada İskender’den çok bu anlayışımıza kızıyorum. Kendimizdeki durumu bir türlü kabullenemiyoruz.

FATMA’NIN DOLANDIRMASI…
     Hokkabazın kaybettiği gelin Fatma. İstemediği bir adamla evlenmek istemediği için o gösteri sırasında o kutudan kaçıyor. Sonra bizimkilerin arabasına binip onlarla beraber seyahat etmeye başlıyor. Bizim İskender ve Maradona’da hemen kıza yavşıyorlar. Biz erkeklerin has huyu zaten. Sahne sahne anlatmak istemiyorum şimdi. 

     Fatma’ya inanıp güveniyorlar. Oda bu güvenin karşılığı olarak onları dolandırıyor. Biz erkeklerin ikinci huyu. Hemen kıza inanıp güvenmek. Ne isterlerse yapmak. Ondan sonra İskender triplere falan giriyor. Fatma’nın dolandırdığını öğrendiğim anda, “Lanet olsun” dedim. Böyle insanlara yazıklar olsun.

     Daha yazacak şeyler ama bu kadar yeter. Yazı daha da uzamasın. Benim filme puanım 5 üzerinden 3’tür. Hadi bakalım. İzleyenlerle beraber tartışalım bu dediklerimi.  

21 Ekim 2019 Pazartesi

Buğra Gülsoy'un eline silah hiç yakışmıyor...


     Kanal D’de yeni bir dizi başlayacakmış. Adı: Azize. Erkek başrol oyuncusu Buğra Gülsoy. Azize rolünü ise Hande Erçel oynayacakmış. Fragmanını izledim. Buğra Gülsoy beline silah takarken görülüyor. Anlaşılıyor ki dizide silahla haşır neşir olacak bir karakteri canlandıracak. Bundan önceki dizilerinde böyle bir karakter oynamamıştı. Aşk Yeniden dizisi ile Buğra Gülsoy’u izlemeye başladım. Efsane bir diziydi o. 

Buğra Gülsoy
foto kaynak: mediacat.com

     Sonra tv8’de kızını çok seven bir babayı oynadı. Hal böyleyken şimdi de böyle bir karakter. Bu rol ne kadar üstüne oturur aklımda soru işareti oluşturuyor. Fragmanda silahla görünce, “Silah ve Buğra Gülsoy olmamış” dedim. Tabi ki kendisi oyuncu. Bu rolün hakkını verir. Kaygımın da boşa olduğu görülür. Merakla bekliyorum. Son bir not: Kuzey ve Güney dizisini izlemedim. Bana hitap eden bir konusu yoktu. 


20 Ekim 2019 Pazar

Güldür Güldür Show'un gününü niye değiştiriyorsunuz ki?


     Cumartesi akşamları bi Güldür Güldür keyfimiz vardı, onu da elimizden aldı Show tv. Onun yerine bir dizi koymuş. Diziyi Cuma gününe al. Güldür Güldür’ün gününü niye değiştiriyorsun ki? 

Güldür Güldür Show
foto kaynak: haberler.com
     Eğer şimdiki dizi tutmazsa yine eski gününe dönebilir belki. Dizi de Atv’deki Sen Anlat Karadeniz’in aynısı. Adam da aynı, sakallı. Şu kanalların kopyacılığı ne zaman bitecek?


19 Ekim 2019 Cumartesi

"Kaçmıyoruz ya, öderiz sonra"


     Arka Sokaklar’ı izliyoruz. Dükkan sahibi geldi dükkanına. Çırağına sordu, “Arayan soran var mı?” diye. “Toptancı aradı, para için” dedi. “Öderiz sonra, kaçmıyoruz ya” dedi patronu. 

esnafın borç ödeme durumu
foto kaynak: dunya.cım
     Türkiye’nin hali bu işte. İleride Türkiye’nin 2019 yılındaki sosyal yapısını anlamak isteyenler için bu detayı buraya bırakayım istedim.

18 Ekim 2019 Cuma

Ernest Hemingway'in, "Yazma Üzerine" kitabı çıktı...


     Ernest Hemingway’in “Yazma Üzerine” kitabı Bilgi Yayınevinden çıktı. Çevirisi ise Elif Derviş’e ait. Bu kitap, yazar olmak isteyenlere yazma sanatı, disiplin konuları ve çalışma alışkanlıkları hakkında öğütler veriyor. 

Yazma Üzerine
Foto kaynak: bilgiyayinevi.com.tr
     168 sayfadan oluşan kitabın, kapak tasarımı Murat Sayın’a ait. Liste fiyatı 22 lira olan kitap, 17,60 indirimli fiyattan satılıyor. Son olarak kitabın derleyeni de Larry W. Phillips.

Kuruluş Osman başlamadan rekor kırdı...


     Kuruluş Osman dizisi daha başlamadan rekor kırdı. Tanıtım videosu Youtube’un dışında İnstagram, Twitter ve Facebook’da dahil olmak izlenme sayısı 20 milyonu geçti. 

Burak Özçivit
foto kaynak: haberturk.com
     Tanıtım videosu Türkçe’nin dışında İspanyolca, İngilizce, Rusça, Arapça ve Urduca dillerine de çevrildi. TRT 1’de yayınlanan Diriliş Ertuğrul’un devamı olacak ve bu sefer ATV’de yayınlanacak. Dizinin başrolü ise Burak Özçivit’e emanet.

Cem Yılmaz'ın oynadığı filmler...


     Cem Yılmaz’ın yeni filmi Karakomik Filmler bugün vizyona giriyor. Yeni filminin vizyona girmesi nedeniyle bugüne kadar oynadığı filmlere bir göz atalım istedim. Sizin en sevdiğiniz film hangisiydi? “Bu da vardı değil mi?” diye soracak mısınız bakalım filmleri okurken. O zaman gelsin liste. Keyifli okumalar. İşte Cem Yılmaz’ın oynadığı filmler:

Cem Yılmaz
Foto kaynak: odatv.com

     ·      1998- Her Şey Çok Güzel Olacak
     ·      2000- Vizontele
     ·      2004- G.O.R.A
     ·      2005- Organize İşler
     ·      2006- Hokkabaz
     ·      2008- A.R.O.G.
     ·      2009- Yahşi Batı
     ·      2010- Av Mevsimi
     ·      2012- Şahane Misafir
     ·      2014- Son Umut
     ·      2014- Pek Yakında
     ·      2015- Ali Baba ve 7 Cüceler
     ·      2016- İftarlık Gazoz
     ·      2017- Deli Aşk
     ·      2017- Arif v 216
     ·      2019- Karakomik Filmler

17 Ekim 2019 Perşembe

Karakomik Filmler yarın vizyonda...


     Cem Yılmaz’ın yeni filmi, Karakomik Filmler yarın yani 18.10.2019’da vizyonda olacak. Filmi yazan ve yöneten Cem Yılmaz. Sinemaya gidenler iki film izleyecekler. Filmlerin isimleri ise: 2 Arada ve Kaçamak. Kendisinin ilk defa uygulayacağı bir yöntem bu. Seyircinin buna nasıl bir tepki vereceği merak konusu. Filmler 6o dakika olacak. Toplamda 120 dakika. 

Cem Yılmaz
Foto kaynak: haberturk.com
     İlk film 2 Arada’da Metin’in dramı anlatılacak. İkinci film Kaçamak’ta ise zamparalık peşinde koşan erkeklerin uzaylılar ile karşılaşmasını konu alacak. Bu film ise komik olacak. Yani Cem Yılmaz’dan beklenen. Ben kendisinin drama olan ilgisini de seviyorum aslında. Pek Yakında’yı sevmiştim mesela. Bir babanın eşinden ayrılmamak ve onun gözüne girmek için yaptıkları çok samimi gelmişti bana.

Ruhlar Dükkanı - Okudum...


     Ruhlar Dükkanı kitabını sonunda bitirdim. Stephen King’in ilk okuduğum kitabıydı. Beğendim. Bundan sonra nerede Stephen King kitabı görürsem gözüm kapalı alırım. Peki kitabın konusu ne? Kentte yeni bir dükkan açılır. Dükkan sahibi oranın yerlisi değildir ve dışardan gelmiştir. 

Stephen King


     Dükkanın ismi ise ilgi çekicidir: Gerekli Şeyler. Böyle bir adlı dükkanda ne satılabilir diyerek kenttekiler birer birer dükkana uğramaya başlarlar. Ve satılan ürünlerden aldıkça kentte işler ters gitmeye başlar. Ne satıldığını önceden söylemeyeyim de büyü bozulmasın. Bu işler ne kadar ters gidebilir? Bu işler düzeltilebilir mi? Cevaplar kitapta. İyi okumalar.

16 Ekim 2019 Çarşamba

3 İdiots - İzledim...


     3 İdiots en sevdiğim filmlerden biri oldu. Filmin Türkçe çevirisi 3 Aptal. Filmin adına bakarak, 3 aptalın komik maceraları sandım. Belki de saçmalıkları. Ama filmin ismiyle hiç mi hiç alakası yok.

3 İdiots

Foto kaynak: diziizleyabanci.com
     Üniversite tanışan üç arkadaşın güzel mi güzel hikayesi. İnsanın umut dolduğu hikayelerden biri. Filmi bitirdiğimde içimde çok güzel duygular vardı. Güzel duygular yaşamak istiyorsanız bu filmi izleyin derim.

Netflix, Aşk kitabının haklarını satın aldı...


     Netflix’den bir bomba daha. Netflix, Elif Şafak’ın çok satan kitabı Aşk’ın haklarını aldı. Yani bu demek oluyor ki yeni bir dizi daha yolda. Yani Aşk kitabı diziye çevrilecek. Bunu şöyle de değerlendirebiliriz: Netflix, Türkiye pazarını çok sevdi. 

aşk kitabı Netflix

Foto kaynak: onedio.com
     Kitap, çok iyi bir kitap. Gerçekten o kitaba yakışır bir kalitede bir dizi olmasını bekliyorum. Olay daha yeni olduğu için, dizide kimler oynayacak, dizi ne zaman başlayacak bilinmiyor.

Apple'ın ilk logosu...


     Apple’ın ilk logosu aslında ağaç altında oturan Newton’muş. Logoya baktığımda gözüme güzel gözüktü. Ama biraz büyükçe. Apple hala bu logoyu kullansaydı nasıl olurdu, bilinmez tabi. Bu logo biraz da tabloyu andırıyor gibi. Belki o zamanlar şimdiki gibi sadelik ön planda değildi. Belki de dönemine göre çok da iyi bir logo seçimi olabilir. Telefonumun arkasında bu logonun olduğunu hayal edemedim. 
Apple
Şimdiki daha zarif ve daha sade. Günümüzde sadelik de ön planda ya. Buradan da tüketiciyi yakalamış Apple. Ben elma logosunu seviyorum. Kendime sormadan da edemiyorum bu arada, “Adam bildiğin elmayı koymuş oraya. Farklı bir numarası yok. Ama buna rağmen sanki çok matah bir şeymiş gibi nasıl da seviyoruz bu logoyu?”

Apple'ın ilk logosu

Fotoların kaynağı: elmalihayat.com



15 Ekim 2019 Salı

Game of Thrones yönetmenine göre de final iyi olmadı...


     Game of Thrones bitti ama final sezonu hakkında hala konuşuluyor. Final sezonu hakkında konuşanlardan biri de dizinin yönetmenlerinden Neil Marshall. Kendisi de final sezonunun aceleye getirildiği düşüncesinde. 

Game of Thrones

Foto kaynak: haberturk.com 
     Yalnız kendisinin sadece olayların çok hızlı geliştiğine dair itirazı var. Yoksa ona göre karakterlerin sonları olması gerektiği gibiydi. Son bir not: Final bölümünde bu yönetmen yoktu. Diğer iki yönetmen David Benioff ve D.B.Weiss çektiler final bölümünü.

7.Koğuştaki Mucize ilk üç günde ne kadar izlendi?


     7.Koğuştaki Mucize ilk üç günde 615.411 kişi tarafından seyredildi. Başrolünde Aras Bulut İynemli’nin oynadığı film çok iyi başlangıç yaptı denebilir. Bir baba- kız hikayesi anlatılıyor. 

7.Koğuştaki Mucize

Foto kaynak: star.com.tr
     1983 yılıdır ve hala sıkı yönetim devam etmektedir. Ve haksız yere hapise atılan Memo ve kızı buluşabilecekler midir? Bizler genelde komediyi severiz. Ama dram çok iyi işlenmişse o film de alır yürür. Şimdilik seyirci filme iyi tepki vermiş gibi.

Bundan sonra faturalarınızı Şok marketlerden ödeyebileceksiniz...


     Bundan sonra Şok marketlerinden faturalarınızı ödeyebileceksiniz. Bu akşam reklamlarda gördüm. Fatura ödeme merkezlerinde yaşanan sorunları Şok’da yaşayacağımızı sanmıyorum. Yurt çapına yayılmış bir market zincirinden bu tip sorunlar beklenmez doğal olarak. Kimi fatura ödeme merkezleri milletin parasını alıp kaçtı, gitti. Bazılarına ise yatırdığınız paralar ilgili kuruma ulaşmıyordu. Sonradan milleti çok uyardılar böyle yerlere fatura ödemesi yapmayın diye. 

Şok marketleri fatura ödeme

Foto kaynak: haberport.com

     Ben bu gibi durumlarda Postane’den yatırırdım faturalarımı. Aslında faturaları bu gibi market zincirlerinden yatırmak çok mantıklı bir şey değil mi? Tıpkı telefonlara kontör yükleyebilmemiz gibi. Neden şimdiye kadar BİM ve A101’in aklına gelmedi bu uygulama, hayret. Girişim girişimdir. Yeni bir şeyler deniyor sonuçta. En azından yeni bir şeyler denediği için Şok’u tebrik ediyorum. Bakalım başarılı olacak mı?

Fransa:1- Türkiye: 1


     A Milli Futbol Takımımız deplasmanda Fransa ile 1-1 berabere kaldı. Bu sonuçla lider gittiğimiz Fransa’dan yine lider dönüyoruz. Artık 2020 Avrupa Şampiyonası için 1 puan almamız yeterli olacak. Şu anda gruptaki puanımız 19. Uzun zamandır grup aşamasında bu kadar iyi bir puan yakalamamıştık diye düşünüyorum. Bu akşam ki maçta kalecimiz Mert yıldızlaştı. İlk yarı oyunu çok geride kabullendik. Bunun neticesinde Fransa çok üstümüze geldi. 

asker selamı

Foto kaynak: t24.com.tr
     Neyse ki Mert harika bir oyun oynadı. Bu akşam ki maçtan sonra Mert için kimsenin aklında soru işaretinin kalmadığını düşünüyorum. Yıllarca milli takımın kalesini koruyacaktır. Bir şansımız da hakemdi. Böyle büyük maçlarda genelde karşımızdaki takım kollanırdı. Ama hakem çok düzgün maç yönetti. Sonuçta Türkiye olarak iki maçta son dünya şampiyonu Fransa’dan 4 puan alarak çok iyi bir iş çıkardık.

14 Ekim 2019 Pazartesi

Oppo'nun reklam yüzü Sıla oldu...


     Oppo’nun reklam yüzü Sıla oldu. Ve hatta bu akşam itibariyle de Sıla’lı reklamları kanallarda dönmeye başladı. Reklamda vurgulanan telefonun çok iyi fotoğraf çektiğiydi. O kadar ki reklamda Sıla sergi açıyor. Sergi açacak kadar güzel fotoğraflar çekiyor çünkü. Reklamda izlediğimiz kadarıyla gerçekten güzel fotoğraflar çekiyor. Birde bunu deneyimlemek lazım, gerçekten öyle mi diye. 

                                       
                                         Foto kaynak: onedio.com
     
     Daha önce böyle bir telefon markası duymamıştım. Ama son dönemde piyasada iyice sıyrılıp kendine alan açmaya başladı. Bir arkadaşım bu telefondan kullanıyor. Şarj süresinden memnun olduğunu söylemişti. Bu reklamlar sayesinde çevremizde daha çok Oppo marka telefon göreceğiz. İyi ya da kötü bir geri bildirim alırız nasıl olsa kullananlardan.




13 Ekim 2019 Pazar

Benim hala dışım büyük, içim çocuk...




     Ben 32 olamam. Ne ara 32 oldum. Ben hala kendimi 24-25 falan görüyorum. Ben ne yaşadım da 32 oldum. 32 yaşındalık bir hayat yaşamadım ben. Benim hala içim çocuk. Hala çocukça düşünceler içindeyim. Bir türlü bir yetişkin gibi düşünmeye başlayamadım. Evet, benim dışım büyük ama hala içim küçük. Hala bir çocuğun hemen kırılacak kalbini taşıyorum. 

içimdeki çocuk

Foto kaynak: unsplash.com
     Hala en ufak bir ters tepkide kalbim olağanüstü kırılıyor. Bir çocuk gibi duvarın dibine gidip küsmek istiyorum o kişiye. Hala o kadar kırılganım. Hayata, pamuklara sarılıp sarmalanıp öyle atılmışım. Her şeyden korunup kollanmışım ailem tarafından. Hala bunun sıkıntısını çekiyorum. Ve bir ömür boyu da bu böyle gidecek.


12 Ekim 2019 Cumartesi

Kendimle ilgili bir şey fark ettim ki...




AZ DA OLSA YİNE KİTAP OKUDUM…    
     Ruhlar Dükkanı kitabına devam ediyorum. Bugün 15-20 sayfa daha okudum. Kaldı son 100 sayfa. Sonunu nasıl bağlayacak merak ediyorum.

KENDİMLE İLGİLİ FARK ETTİĞİM BİR ŞEY…
     Kendimde şunu fark ettim. Şimdilerde değil tabi çok öncelerde. Eğer çok yakın bir arkadaş olmayan bir kişiyle konuşmuyorsam, konuşacak bir konu bulamıyorum. Karşımdaki de bulamıyor. Ama diyelim 4 kişiyiz. Böyle bir grupta muhabbete harika bir katılım gösteriyorum. Konuşmalarımla konuyu bile ben belirleyebiliyorum.

yaşamdan yazılar

“BENİM DÜĞÜNÜMDE DE…”
     Gittiğim bir düğünde, düğüne katılanların sayısı azdı. Düğün salonunda boşluklar vardı. Oynayan kişi sayısı da azdı. Gerçi sonlarına doğru gittiğimi de eklemem lazım. O an, “Düğün yapsam benim düğünde böyle olur. Az katılımlı” dedim.


Kız Kulesi'nde evlilik teklifi aldın mı?




Bir kız arkadaşla konuşuyoruz. “Yıllık izinde ne yaptın?” diye sordum. Günü birlik bir yerlere gitmiş. Günü birlik yerler hakkında detay vermedi. Bu durum gözümden kaçmadı tabi 😊Bunun dışında İstanbul’a gitmiş. “Nereleri gezdin?” dedim. “Gezmediğim yer kalmadı ki” dedi. Öyle bir konuşuyor ki. İstanbul benden sorulur edası vardı kendisinde. Hemen bir soru cevap yaptım kendisine.

Kız Kulesi

Foto kaynak: pinterest.com

-Galata kulesine gittin mi?
-Gittim.
-Kız Kulesine gittin mi?
-Gittim.
-Orada çay içtin mi?
-İçtim.
-Peki orada evlenme teklifi aldın mı?
Kahkahayı bastı. Tabi ki almamış 😊


10 Ekim 2019 Perşembe

Güzel hikayelere ihtiyacım var...




     Bu akşam Show tv’de Gülse Birsel’in senaryosunu yazıp oynadığı Aile Arasında filmi vardı. Bizimkiler kanal D’de Afili Aşk dizisini izliyorlar. Onun geçen haftaki özeti bitene kadar ona bakalım dedik. Fiko ve Solmaz’ın tanışmaları, Fiko’nun o aileye dahil olması. Sıcak, samimi ve içten sahneler. İnsan izlerken, “Güzel hikaye” diyor. Sadece onu demekle kalmayıp, “Benim bu şekilde güzel hikayelere ihtiyacım var” dedim. Ben böyle umut dolu filmler izlemeliyim.

güzel hikaye

Foto kaynak: haberturk.com

MEHMETÇİK SURİYE’DE…

Barış Pınarları adı verilen operasyon kapsamında askerimiz Suriye’ye girdi. Amacımız savaş değil barış. Barışın peşinde koşan bir milletin ferdi olmaktan çok mutluyum ve çok gururluyum. İnşallah kazasız belasız, sağ salim vatana döner Mehmetçik.