güzel cümleler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
güzel cümleler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Orhan Pamuk'tan tasvir etme örnekleri...

     Romanlarda, hikayelerde ya da herhangi bir yazıda, güzel kurulmuş cümleler gördüğümde onları not ederim. Onları ara sıra yeniden okumak için. Hem zevkli okumalar için, hem de daha iyi yazabilmek için. Romanda ya da hikayede en önemli şey, tasvir etmek. Neyi anlatıyorsanız, onu çok iyi nakledebilmek okuyucuya. Sanki bir filmi izlermiş hissi yaratmak, satırlarınızla. Bunu en iyi şekilde büyük yazarlar yapabilirler. O yüzden büyük yazar oluyorlar ya. Bazen bazı olayları, durumları ifade etmekte zorlanırım. Kitap okuma eksikliği ve bunun sonucunda kelime hazinemin yetersiz olmasından kaynaklanıyor bu durum. Bu nedenle bir şeyi çok iyi tasvir etmiş cümleler görünce, onları not ederim.
Orhan Pamuk

                                               YENİ TAŞINILAN EVİ TASVİR ETMEK
     Not etmenin tam bir alışkanlık haline geldiğini söyleyemem. Ama bu alışkanlığı kazanmaya çalışıyorum. Not ettiğim bu tasvirlerden birkaç örnek vermek istiyorum size. Cevdet Bey ve Oğulları kitabından bir örnekle başlayayım. Aile yeni bir eve taşınmıştır. İşte o yeni ev, Orhan Pamuk tarafından nasıl tasvir edilmiş bir bakın: “Ön bahçede kestane ve ıhlamur ağaçları vardı. Üst katın pencereleri soğuğa rağmen açılmıştı. Yan balkonun korkuluğuna beyaz bir kumaş bağlanmıştı: Bu sakaya su için verilen işaretti. Bacadan ince ve mavi bir duman çıkıyor, rüzgarda hemen dağılıyordu. Arka bahçenin çıplak ağaçları sallanıyordu. Yan duvarın dibinde bir kedi yürüyordu”. Bu satırları okuyunca, zihnimde bir fotoğraf canlandı benim. Ya sizin?
                                       YAZAR OLMAYA ÇALIŞAN BİRİNİ ANLATMAK
     Yine Cevdet Bey ve Oğulları romanından devam edelim isterseniz, örnek vermeye. Şimdi vereceğim örnek, bizim gibi yazar olmak isteyen, Cevdet Bey’in oğlu Refik’ten. Refik, babadan kalma mesleği yapmak istemez. Yazar olmak istemektedir. Hikaye toplayabilmek için de, çok konuşkan bir karakter olmamasına rağmen, etrafındakilerle konuşmaya çalışır. Bir yazarın, halka değmesi gerektiğine inanır. Karşılaştığı insanlarla, bu inancı çerçevesinde muhabbet etmeye çalışır. İşte Orhan Pamuk, bunu anlatır. “Refik bu sefer yaptığı programa uygun bir biçimde, halkla yakınlıklar kurması, yeni şeyler öğrenmesi gerektiğini düşünerek: ‘İşler nasıl usta?’ dedi. Ben kaç cümle ile olayı anlatmaya çalıştım. Ama bakın, Orhan Pamuk, ne kadar da kısa ve öz bir şekilde anlatmış.  Peki sizler, hoşunuza giden cümleleri, sözleri not eder misiniz?

Foto kaynak:Pixabay.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com