Lise kütüphanesi...

Lisede okurken, okulun kütüphanesinden kitap alırdım. Ufak bir odaydı kütüphanemiz. Cevdet Bey ve Oğulları kitabını aldığımı hatırlıyorum. Kütüphanemizin kendine has bir kitap kokusu vardı.

HOŞUMA GİDEN SAHNE…

Yılmaz Erdoğan’ın, İnci Taneleri dizisinde bir sahne vardı. “Ne içersiniz?” sorusuna Azem, “Bana artık ne içeceğimi sormayın. Bana her zaman çay” cevabını verdi. Bir çay sever olarak bu sahne hoşuma gitti.

HAYALPEREST…

Neptünlü Cadı, bloğunda Hayalperest adlı kitaptan bahsetti. Bir şairin sekiz yaşından, on yedi yaşına kadar olan yaşamına tanıklık ediyoruz. Bu tip kitapları severim. Bu kitabı da okunacak kitaplar arasına ekledim.

BİR PARMAK YİNE…

Bu sene kar, ikinci defa yağdı. Ama yine bir parmak kadar. Bu gidişle bu sene, doğru dürüst bir kar göremeyeceğiz herhalde.

 

Erdal Beşikçioğlu, Fatma Girik gibi yapabilir mi?

Fatma Girik, Şişli Belediye Başkanı olmuştu. Bir dönem belediye başkanlığı yaptı. Sonra bir daha seçime girdi ama kazanamadı. Fatma Girik örneğinden yıla çıkarsak Erdal Beşikçioğlu da bu işin hakkından gelebilir diyebilir miyiz?

GÜN GEÇMESİN Kİ SOSYAL MEDYANIN BİR ZARARI DAHA ORTAYA ÇIKMASIN…

Duyduk duymadık demeyin. Çok fazla sosyal medya kullanımı uyku düzenini bozuyormuş. Başımıza ne gelirse internetten geliyor. Bunu ölçülü bir şekilde kullanmayı nasıl öğreneceğiz biz?

AHLAK DİYE BİR SINIR OLMAYINCA…

İki kadın ve paylaşılamayan bir adam. Yeni başlayacak bir dizide kadın, başka bir kadına, eşini baştan çıkarmasına iddiaya girmeyi teklif ediyor. Artık iğrençsiniz ya iğrenç. İnsanın ahlak diye bir sınırı olmayınca, her şeyi mübah görüyor.

 

Niye hep işveren korunuyor?

Daha önce özel okulda çalışan öğretmenler, devlette çalışan bir öğretmen ne kadar maaş alıyorsa, aynısını alıyorlarmış. Sonra bu zorunluluk kaldırılmış. Şimdilerde özel okulda çalışan öğretmenler asgari ücret alıyorlarmış. Niye hep işverenden yana olunuyor anlamıyorum.

YAPIMCILAR NİYE KAFALARINA GÖRE İŞ YAPIYORLAR?

Cem Karaca’nın filmine durdurma kararı verilmiş. Yahu bu yapımcılar niye sanatçıların yakınlarıyla anlaşmadan film işine kalkışıyorlar. Artık bu da yılan hikayesine döner.

BAHARATLI PATLAMIŞ MISIR MI?

İnstagram’da baharatlı patlamış mısır yapımına denk geldim. Daha önce yemiş ve beğenmemiştim diye hatırlıyorum.

AL TARAFI SİMİT DEĞİL ARTIK…

Simit yemek bile lüks olacak. Simit bizim burada 10 lira. Ankara’da 15 lira olmuş.

NE ZAMAN İSİM DEĞİŞECEK?

Fox yeni ismi olan Now’a ne zaman geçecek bakalım. Bu arada daha iyi bir isim bulunabilirdi.

İnci Taneleri dizisi devam eder mi?

İnci Taneleri dizisinin ilk bölümünün bazı yerlerini izledim. Dizi çok yavaş akıyor ve bu da sıkıyor. Ben pek uzun ömürlü göremedim diziyi.

KÜBRA DİZİSİ İÇİN BİR VİDEO DA BARIŞ ÖZCAN’DAN…

Barış Özcan da Kübra dizisi ile ilgili video yapmış. Barış Özcan da video yaptıysa demek ki bu dizide gerçekten bir farklılık var.

HERKES ÖLÜNCE DİZİ BİTECEK HERHALDE…

Kardeşlerim dizisinde Suzan da öldü. Dizinin finalinde herkes ölecek herhalde.

BAŞARININ GARANTİSİ YOK…

Beyhan Budak paylaşmış. Her şeyi doğru yapmış olsanız bile yine de başarılı olamayabilirsiniz diye bir söz. Gerçekten baba söz. Kendisinin değil bu söz. Sadece paylaşmış, yanlış anlaşılmasın.

NAMUSSUZ BİR İNSANA DÖNÜŞÜM SÜRECİ…

Show TV’de, Şener Şen’in oynadığı Namuslu filmi vardı. Namuslu bir insanın nasıl da namussuz bir insana toplum tarafından dönüştürüldüğünü anlatıyor. Filmde anlatılanlar bugün de geçerliliğini koruyor.

 

 

Hangi işe yatkınlığım var sorunsalı...

Bir dizinin fragmanında denk geldim. Ya da sosyal medyada bir video da olabilir. Tam hatırlamıyorum şimdi. İş başvurusuna gelen kişiye insan kaynakları, “Bu işe uygun değilsin. Belki başka bir işe yatkınlığı vardır. Başka işleri dene” diyordu. İşte olayın bam teli de orası. Başka bir işe yatkınlık. Tamam da hangi işe yatkınlığım var anam babam hangi işe? Hangi işe yatkın olduğunu bulmak neden bu kadar zor? Ya da bir insan hiçbir işe yatkın değilse. Öylesine dümdüz bir insansa. Bunu bilmeden neye yatkın olduğunu bulmaya çalışıyorsa. Bu konuda kendini harap ediyorsa. Ya da bir insan, hiçbir şeye yeteneği olmadığına kanaat getirip elindeki işi sevmeye mi çalışmalı?

Yalan makinesi kaos yaratır...

Çok Güzel Hareketler Bunlar’ın bir skecinde yalan makinesi üzerine dönen bir hikaye var. Eşler birbirlerine soru soruyorlar ve aldıkları cevapların doğruluğunu makinede test ediyorlar. Ortam karışıyor tabi. Böyle bir dünya kaos olur kaos. Gerçekleri bilmek her zaman güzel değildir. Böyle bir skeç Güldür Güldür’de de yapılmıştı galiba. Komik oluyor bu tip skeçler ama bir yandan da sevmiyorum bu tür skeçleri. Durduk yere insanların aralarını bozuyorlar. Ne, insanların aralarını bozan bu tür makineleri ne de insanların arasını bozan başka insanları severim. Hadi bu makine. Ara bozucu insanlara ne demeli. O yüzden olur olmaz insanlara sırrınızı dökmeyin. Başkaları hakkında, başka insanların yanında konuşmayın. Çünkü bu tür insanlara fırsat vermiş olursunuz.

Blog yazılarımı hangi programda yazıyorum?

Blog yazılarımı her zaman wordde yazıyorum ben. Sonra blog paneline yapıştırıyorum. Nedense blog panelinde yazma alışkanlığı edinmemişim. Belki de ilk başlarda yazmışımdır. Hatırlamıyorum.

REYTİNGLERİ ALT ÜST ETMİŞ…

İnci Taneleri dizisi ilk bölümüyle tüm reyting kategorilerinde birinci olmuş. Ben de bi izlemek istiyorum. Bakalım nasıl bir dizi yapmış Yılmaz Erdoğan?

SAKİN KALABİLME MESELESİ…

Bazı anlarda sakin kalmak o kadar zor ki. İnstagram’da bir söz okumuştum. Sakin kalmanın büyük bir güç olduğundan bahsediyordu. Gerçekten büyük bir güç. Sakin kalabilmek büyük olay.

AKILLI ÇALIŞMAK…

Önemli olanın çok çalışmak değil, akıllı çalışmak ya da verimli çalışmak olduğu söylenir durur. Ben de bunun üzerine düşünüyorum. Kendi hayatımda nasıl verimli çalışabilirim diye.

 

 

Uzayda yemek keyfi...

Alper Gezeravcı, uzay istasyonunda yemek yerken çekilen bir fotoğrafını paylaşarak, “Uzayda yemek keyfi” demiş. Yemeği, Getir’den mi söyledi acaba?

KÜBRA’DAN BAHSEDİYOR HERKES…

İş yerindeki bazı arkadaşlar, Çağatay Ulusoy’un oynadığı Kübra dizisini izlemişler. Sonu değişikti diyorlar. İkinci sezonun da geleceğini söylüyorlar.

İLK BÖLÜM REYTİNGLERİNE BAKACAĞIZ…

Kanal D’de, Yılmaz Erdoğan’ın oynadığı ve senaryosunu yazdığı İnci Taneleri dizisinin ilk bölümü yayınlandı. Bakalım reytinglerde ne yapmış?

BLOG YAZISINDAN ŞARKIYA…

İlkay’ın, “Mp3 çalarım” başlıklı yazısı okuduktan sonra Alexander Rybak’ın, 2009 yılındaki Eurovision şarkısını dinledim.

CAM ŞİŞE, SAĞLIKTIR…

Bir tane doktor, plastik şişeden su içmememiz gerektiğini söylemiş. Doğru, yalan mı? Plastik zarar zarar. En iyisi cam şişe.

 

Önce başlık mı, yazı mı?

Gelin size yazarlık sırlarımı vereyim: Böyle yazınca da çok fiyakalı oldu ha. Yok be dostlar. Sır falan yok. Sır, içinizde. Hah, şimdi de kişisel gelişime bağladım. Alın size yazı. Her şeyden azar azar olmalı bir yazının içinde. Neyse konumuza dönelim. Siz yazınızı yazarken ilk önce başlık mı atarsınız yoksa yazı bittikten sonra mı başlığı yazarsınız? Lisede bir edebiyat öğretmenimiz vardı. “Önce yazınızı yazın, sonra başlığı atarsınız” derdi. Ben de o zamandan beri öyle yapıyorum. Önce yazımı yazarım sonra da başlığı atarım. Zaman zaman acaba yanlış yapıyor muyum diye düşünmedim de değil. Ama çok da üzerinde durmadım, bildiğim şekilde devam ettim. Başka bir yazarlık sırrı yazımda görüşmek üzere dostlar.

Zevkine tekrar dinleyeceğim ders...

Yavaş yavaş ocak ayının sonlarına doğru geliyoruz. Ne ara 2024’e girdik, ne ara birinci ayın sonlarına geldik. Zaman uçup gidiyor resmen. Tatil günleri de böyle jet gibi geçiyor. Ama hafta içi geçmek bilmiyor. Alın size işte Einstein’ın izafiyet teorisi. İktisatta teoriler vardır. Bu teorilerden kimisi, “İnsan tembeldir. Çalışmaktan kaçmaya yer arar” der. Kimisi ise, “İnsan çalışır” der. Nereden girdim şimdi bu konuya? Bu konuda yazmak gibi bir düşüncem yoktu. İktisat derslerini severdim ama. Azalan marjinal fayda vardı. Bir insan su içtikçe, azalan marjinal faydası düşerdi. Galiba öyleydi. Karıştırıyor da olabilirim. Zevkine tekrar iktisat derslerini dinlemek isterim aslında. Hazır her gün ekonomi konuşurken.

Ceren Sungur'un, Celal Şengör için söyledikleri...

Ceren Sungur, Celal Şengör’ün tarih bilgisi olmadığını söylemiş. Tarih bilgisi olup olmadığını bilemem. Ama yanlı bir tarih anlayışı olduğunu söyleyebilirim Celal Şengör’ün.

İKİNCİ SEZON DİZİNİN İNTİHARI MI OLMUŞ?

Şahsiyet’in, ikinci sezonu çekilmeseydi keşke. İzleyen var mı aranızda? Nasıl olmuş? Ziyan etmişler mi diziyi?

8 SAATTEN FAZLASI OLMAMALI…

Günde yasal çalışma süresi 8 saati geçmemeli aslında. İsteyen 8 saatten fazla çalışmak isterse çalışmalı. Bu dünyaya çalışmaya mı geldik kardeşim.

BAŞKA BİR İDDİA DAHA…

Şimdi de, “Alper Gezeravcı, uzaya falan gitmedi. Bizi yiyorlar” diye iddia edenler var.

OKUMUŞ ADAM TABİ NAZİKÇE SÖYLÜYOR…

Şu anda Twitter’de, Ekonomist Mahfi Eğilmez’in yaptığı açıklama konuşuluyor. “Ekonomide, skimpflasyon ve shrinkflasyon dönemine girdik” demiş. Twitter, bu açıklamanın makaralarıyla yıkılıyor.

Alper Gezeravcı, uzaya boşuna mı gitti?

Uzaya giden ilk Türk olan Alper Gezeravcı hakkında çok şeyler konuşuluyor. Kimisi, boşuna gidildiğini söylerken kimisi de bu yolculuk için çok para verildiğini iddia ediyor. CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel hakkında ise, “Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bile kötü” deniyor. Bu arada eğer yerel seçimlerde CHP kötü bir sonuçla çıkarsa Kemal Kılıçdaroğlu’nun tekrar genel başkanlık için atağa geçeceği söyleniyor. Arka Sokaklar sonunda total reyting grubunda ilk 10’a girmeyi başardı. Ama AB grubunda hala ilk 10’a giremiyor. Çağatay Ulusoy’un, Gaddar adındaki dizisinin ilk bölümü Fox’ta yayınlandı. İlk tepkiler ve reytingler iyi. Yargı dizisi bu sene bitiyormuş artık. E bitsin artık da. Kaç sene oldu. Bunların işi belli olmaz gerçi. İyi reyting alıyor diye devam ettirmeye kalkabilirler yine.

Alper Gezeravcı uzaya giden 610'uncu insan oldu...

Uzaya ilk giden Türk olan Alper Gezeravcı, aynı zamanda uzaya giden de 610. insan olmuş. Biz Türkler böyle bir ortamda yaşamaya alışık değiliz. Genlerimizde yok. Çok zorlanacak gibi geliyor bana. Umarım zorlanmaz.

SONUNDA BAŞLIYORMUŞ…

Yılmaz Erdoğan, İnci Taneleri dizisi sonunda 25 Ocak’ta başlıyormuş. Bakalım görelim boyunun ölçüsünü. Nasıl bir iş olmuş?

TEPKİKOLİK İZLEMEZ OLDUM…

Herhalde bir aya yakın olmuştur Tepkikolik videoları izlemediğim. Zaman zaman böyle oluyor. Bazen müptelası oluyorum bazen de izlemekten sıkılıp, videolarının yüzüne bakmıyorum.

KOMİK OLMAYAN SKEÇLERDEN GEÇİLMİYOR…

Bu arada son dönemde Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’de hiç sarmıyor beni. Skeçler hiç komik değil. Nerede ilk başladığı dönemler, nerede şimdiki güldürmeyen skeçler.

Alper Gezeravcı hakkında KPSS sorusu...

Uzaya giden ilk Türk olan Alper Gezeravcı hakkında KPSS’de muhakkak soru çıkar diye düşünüyordum. Bir kişi de benim gibi düşünmüş ve örnek bir soru bile hazırlamış. Atatürk, “İstiklal Göklerdedir” sözünü hangi kurumun açılışında söylemiştir diye bir soru. Tabi önden Alper Gezeravcı ve uzaya gitme süreci ile bilgi veriliyor. Sonra soru soruluyor.

BİZ FİLMLERDEN BİLİRİZ BUNU…

Alper Gezeravcı’nın bulunduğu kapsül uzay istasyonuna kenetlenirken canlı yayınlar yapıldı. Ama biz uzay filmleri izleyicileri biliriz bu kenetlenme işlerini. Yıldızlararası filmini boşuna izlemedik. Hey gidi hey.

İNSANİ HER ŞEY SORUN…

Her şey iyi güzel de. Şimdi orada yemek yemek de, su içmek de, tuvalete gitmek de ayrı bir sorun be kardeşim. Ben her zaman diyorum. Uzayda insanların yaşamına tek uygun yer dünyadır. Böyle gidip gidip geliriz sadece.

Kocan Kadar Konuş filmindeki o detay...

Şahane Hayatım dizisinde kadın, öldürdüğü adamın hayaletini görüyor. Görmesi yetmiyor, bir de onunla konuşuyor. Böyle abidik gubidik şeyler canımı sıkıyor ya. Ölülerle konuşmada bana sempatik gelen tek film Kocan Kadar Konuş filmiydi. Oradaki kız, hayalinde bir yazar ile konuşuyordu. Kıza, hayat yolunda öğütler veriyordu yazar. Bak o iyidi, güzeldi işte.

SİNEMA YENİDEN CANLANMAYA BAŞLIYOR GİBİ…

Ahmet Kural’ın oynadığı Efsane filmi 2 Şubat’ta vizyona girecekmiş. Yavaş yavaş sinema sektörü pandemi öncesi döneme dönüyor gibi. Her hafta bir Türk filmi vizyona giriyor. Geçen haftalarda da Doğu Demirkol’un Yaşam Koçu filmi vizyona girmiş ve çok konuşulmuştu. Her yeni film haberine seviniyorum yani. Çok film olsun ve çarklar işlesin.

Paulo Coelho deyince aklıma gelen tek kitap Simyacı'dır...

360’daki Ben Bilirim yarışmasında Paulo Coelho’nun bir kitabını sordular. Bilemedim. Veronika Ölmek İstiyor’muş cevap. Kitabın ismini duymuştum. Ama film zannediyordum. Belki de filmi de vardır bilmiyorum. Paulo Coelho dendiğinde aklıma gelen tek kitap Simyacı’dır benim. Başka kitabını da okumadım. Lisede mi okumuştum o kitabını da? Onu da hatırlamıyorum şimdi neyse.

SEVİYORUM AMA BAŞTAN SONA DEĞİL…

Evet, Arka Sokaklar’ı seviyorum ve izliyorum. Evet, Kardeşlerim’i seviyorum ve izliyorum. Ama bu şu demek değil: Bir bölümü oturup baştan sona izliyorum. Sıkılıyorum o zaman. Bizimkiler izlerken arada onların yanına gidip izliyorum bi 5-10 dakika. En fazla da yarım saat. Bu devirde insanı her şey sıkıyor mirim her şey.

 

Ya sevdiği işte hiç çalışamazsa...

İstanbul’da bu seçimlerde belediye başkanlığını tekrar Ekrem İmamoğlu yoksa Murat Kurum mu kazanacaktı? Bunun üzerine bir köşe yazısı okuyordu. Yazıyı bitirdi. Gazeteyi biraz indirdi. Gelen geçene şöyle bir baktı. Herkes işinde gücündeydi. Herkes bir yerlere yetişme telaşındaydı. Çaycı, “Tazeleyeyim mi abi?” diye sordu. “Tazele kardeşim” dedikten sonra gazeteyi katlayıp masaya koydu. Düşünmeye başladı. Bu hayatta nasıl yaşarsa, en iyi şekilde yaşamış olurdu? Devamlı kafasını kurcalayıp duran bir şeydi bu. Evet, bir işte çalışıyordu ve az çok işini seviyordu. Ama hayatı en güzel şekilde yaşamak için insan, sevdiği bir işte çalışmalıydı. Ya sevdiği işte çalışma imkanını hayatı boyunca bulamazsa ne olacaktı?

Çarşamba zaplaması...

Çarşamba akşamları izlediğimiz bir şey yok. Ne denk gelirse onu izliyoruz. Star’da, Aile Arasında filmi vardı Gülse Birsel’in yazdığı. Reklama girinceye kadar onu izledik. Reklam arasında zaplarken Fox’ta, Şahane Hayatım dizisi varmış. Onda kaldık. Bizimkiler geçen hafta izleyip beğenmişler. Ben beğenmedim. Bu tarz diziler beni sarmaz. Ben de YouTube’a bakayım o zaman neler varmış?

Mahsun J teaser yayınlandı...

Gain’de yayınlanacak olan Röportaj Adam’ın başrolünde oynadığı Mahsun J dizisinden teaser yayınlandı. Benim hoşuma gitti teaser. Tabi dizinin tümü için buradan bir şey çıkarmak zor. Ama bu teaser gibi olursa dizi, büyük bir keyifle izleyeceğim aşikar. Ayrıca bu dizi ses getirirse Röportaj Adam için de başka bir dünyanın kapıları açılmış olacak.

Fox TV'nin ismi değişiyor...

Fox TV’nin yakında ismi değişiyormuş. Dünyaca ünlü Fox kanallarının ismi Star olarak değişmiş. Ama Türkiye’de Star kanalı olduğu için başka bir isim aranıyormuş.

DİZİ İSİMLERİNE GEL…

Fox TV’de yakında başlayacak olan iki dizinin isimleri: Gaddar ve Kopuk. Eli yüzü düzgün isim bulamamışlar demek ki.

BAŞKA BİRİ OLMANIN ROMANI…

Kitabın Adı: Başka Biri Olmanın Romanı. Kitabın ismine ve arka kapağındaki yazıya bakarak almıştım kitabı. Şimdilik iyi gidiyor. Daha ancak 50 sayfa okudum.

ESKİMEZ KARDEŞ ESKİMEZ…

Nasıl ki bu ülkede Kemal Sunal filmleri hiç eskimiyor. Aynı şekilde Levent Kırca’nın, Olacak O Kadar’ı da hiç eskimeyecek.

HAYIR DEMEK…

Başkalarını geçtim kendime bile her zaman hayır diyemiyorum. Yani olay sadece başkalarına hayır demekle bitmiyor.

TATLIMSI ACI…

Kardeşim acı biber turşusu almış. Ama öyle zehir gibi bir acı değil. Tatlımsı acı. Azıcık yakıyor ağzını. İşte acı dediğin böyle olmalı.

BİR ZAMANLAR PANDEMİ…

YouTube’ta izlediğim video pandemi döneminde çekilmiş. Herkes maskeli ve yasaklardan bahsediliyor. Gerçekten öyle bir şey vardı değil mi? Biz ne yaşadık be abi, be abla.

ABONE SAYISINI GÖSTERMİYOR…

Siz de fark ettiniz mi bilmiyorum. YouTube’da video izlerken, izlediğiniz videonun hemen altında kanalın abone sayısını da gösterirdi. Artık kanalın görselinin hemen yanındaki abone sayısı bölümü yok. Belki de benim izlediğim videolara özel bir durumdu, bilmiyorum.

 

 

 

Yaşamak için, dünyadan bi haber yaşamak...

Kara delikler için spagetti etkisinden bahsederler. Bugün kara deliklerle ilgili bir video izledim. Orada bahsediyordu bu spagetti etkisinden. İnsan eğer kara deliğe girebilirse makarna gibi uzarmış. Uzay işleri işte. İnsanın kafası almaz. Bilim insanlarının da almıyor ya. Şu kara deliklerin sırrı gün gelir de çözülür mü dersin? 

Bir de ufoyu karıştırayım yazıya. Uzay deyince uzaylı demeden olmaz. Ufo demeden olmaz. Yahu bu ufo olayının iç yüzü ne ki acaba? Kimisi Amerika’nın üstün teknolojili casus uçakları diyor onlar için. Olabilir mi dersin? Çok eski yıllarda yapılan resimlerde de varmış bu ufolar. Bugünün meselesi değil yani. 

2001: Bir Uzay Macerası filmini izledim. İlk başta çok saçma gelmesine rağmen sonradan zihin açıcı bir film olduğunu gördüm. Saçma da olsa ortaya bir şey koyuyor. Bir fikir var. 

Mehmet Demirkol, kıyameti, sosyal medyanın getireceğini söylüyor. Ya da ona benzer bir şey işte. Ama ana fikir oydu. Hiç mantıksız değil. Yine X’de, gün gelip insanlığın yarısının aklını kaybedeceğini okudum. Mehmet Demirkol’un söylediği ile bu araştırmayı yan yana koyduğumda taşlar yerine oturuyor gibi. 

Belki de dünyadan bağımsız, sadece kendi kişisel hayatın içinde yaşamak en iyisi. Sosyal medyadan uzak, dünyanın karamsarlığının seni de içine çekmesini beklemeden, dünyadan bi haber yaşamak. Yaşayabilmek için neler yapmamız gerekebilir böyle? Bunu bir düşünelim.

Emrah Safa Gürkan'ın, Quo Vadis serisi...

Emrah Safa Gürkan’ın, Quo Vadis diye gezginleri anlattığı bir seri var. ilk üç bölümünü izledim. Evliya Çelebi, İbni Batuta’yı anlattı. Diğerini unuttum. Kendisi anlatmıyor sadece. Ona eşlik eden iki kişi var. Arada soru soruyor ve yorum yapıyor onlar da. Esprili bir program oluyor öneririm.

UFOYU TAŞLA DÜŞÜREBİLSEK…

Ufolar uzaylıları kanıtlar mı? Kanıtlar tabi. Olay sadece bu ufo denen ele avuca sığmayan şeyleri düşürmek. Taş atıp da düşüremiyorsun ki bunları da.

ŞU ANKİ ANKETLER YANILTIR…

Ekrem İmamoğlu ile Murat Kurum arasındaki ilk anketler yapılmaya başlanmış. Başlanmış da. Daha durun bakalım. Murat Kurum daha yeni açıklandı. Biraz daha zaman geçsin. O zaman anketler bize bir şeyler söylemeye başlar.

SIRADA GRAVİTY VAR…

Uzay filmlerinden en son 2001: Uzay Yolu Macerası filmini izlemiştim. Şimdiki hedefim: Gravity filmi. Artık ne zaman kendimi izlemeye hazır hissedersem o zaman da bu filmi izleyeceğim.

10 BİN ADIM ATAN GEZEN TAVUK…

Bir tane karikatür gördüm. Karikatürde bir tane tavuk, elindeki telefona bakıyor ve “Bugün de 10 bin adımı tamamladım” diyor. Karikatürün en üstünde ise gezen tavuk yazıyor. Çok iyiydi bu. Seviyorum bu tür karikatürleri.

PALA PALA KAR BEKLENTİSİ…

Bu yılın ilk karı iki gün önce yağdı. Ama bir parmak kadar. Kiremitlerin üstü hafiften beyaz oldu o kadar. Şöyle pala pala bir kar yağmayacak mı bu sene nedir?

 

 

Kardeşlerim Şengül öldü mü?

Kardeşlerim Şengül öldü mü sorusunun cevabını bu akşam öğrendik. Senaryo gereği Yozgat’a düğüne göndermişler. Yozgat’tan otobüsle dönerken, otobüs kaza yapıyor ve kurtulan olmuyor. Şengül hayatını kaybediyor. 

Böylelikle Fadik Sevin Atasoy diziye veda etmiş oldu. Ölüm haberini aldıktan sonra Oğulcan’ı oynayan Cihan Şimşek harika bir oyunculuk sergiledi. Gerçekten rolünün hakkını verdi. Bir anda nefes alamayışı, kendini tokatlaması, kendini kaybetmesi gerçekten insanı etkileyen bir sahneydi. 

Hiç öldürmeselerdi. Yozgat’a gitmiş madem orada kalsaydı. Öldürdüklerine göre diziye yeni bir kadın oyuncu girecek demektir. İhtimal tabi. Girmeye de bilir. Sadece benim tahminim bu. 

Şengül’ün de ölmesiyle birlikte diziden ölüp ayrılanların sayısı 10’u bulmuştur herhalde. Artık bu sene de son senesi olur ve final yapar diye düşünüyorum dizinin.

Behzat Ç'nin, Etimesgut'tan belediye başkanı adayı olması, Kızıl Goncalar dizisinin yayından kaldırılması ve Fadik Sevin Atasoy'un Kardeşlerim dizisinden ayrılması...

Erdal Beşikçioğlu, adından daha çok bilinen lakabıyla Behzat Ç., CHP’nin Ankara, Etimesgut Belediye Başkan Adayı oldu. Ama dizi çekimlerini bırakmayacakmış. Tamam da iki iş nasıl yürüyecek? Boş zamanlarında mı belediye başkanlığı yapacak? İki koltuğa, bir karpuz sığmaz derler. Daha önce Vali filmi ve dizisinde oynamıştı. O zaman da çok tanınıyordu. Daha sonra Behzat Ç. ile girdi hayatımıza. Oynadığı bu dizilere bakıp, gaza gelerek, “Ben bu işin altından kalkarım yavv” demiş olabilir mi? Umarım böyle düşünüp siyasete atılmamıştır. Hayat ile dizi çok farklı şeyler. Umarım bunun bilincindedir. Peki halk bu adaylığı nasıl karşılar? Onay da verebilir, rezil de edebilir. Oylar için söylüyorum bunu. Sanatçıların böyle belediye başkanlığı adaylıklarını veya siyasete girmelerini pek hoş karşılamıyorum ben.

KIZIL GONCALAR DİZİSİ YOUTUBE’DAN DEVAM EDEBİLİR Mİ?

Kızıl Goncalar dizisinin yayından kalkması isteniyor. RTÜK aynı ihlalden üçüncü kere ceza verirse kanalın lisansı iptal olurmuş. Fox TV, bunu da göze alamayacağına göre, bir şekilde bu dizi yayından tamamen kaldırılacak. YouTube üzerinden devam edebilir. Ama aynı etkiyi yapar mı bilemem. Yapımcısı dizinin yayınlanması için çok diretiyor. Aklına koymuş. Bu nedenle belki YouTube’dan devam edebilir dizi yoluna.

ÖZGÜ NAMAL İÇİN ŞANS MI, YOKSA ŞANSSIZLIK MI?

Özgü Namal, sevgilisinden ayrılmış. Kendisinin eşi vefat etmişti. Demek ki insan kendine şu hayatta bir can yoldaşı aramaya devam ediyor. Rahmetli eşini hala çok seviyor olabilir. Ama sonuçta hayat devam ediyor. Belki eskiden olsa bu durumu yargılardım. Ama şimdi hayat diyorum. Hayatın içinde her şey var. Bu arada Kızıl Goncalar dizisi de kendisi için şans mı oldu, şanssızlık mı, bilemedim. Dizi yayından kalkacak bu gidişle. Fatih Altaylı’da buna değinmişti YouTube kanalındaki konuşmasında. Dizi yayından kaldırılırsa, “Bunca seneden sonra dizi setlerine geri dönen Özgü Namal’a ve onca çalışan insana yazık olacak” demişti.

YAPMA BE FADİK… BU KADAR İNSANA BİR AÇIKLAMAYI ÇOK GÖRMESEYDİN…

Fadik Sevin Atasoy kaç haftadır Kardeşlerim dizisinde yok. Diziden ayrılmış. Arkadaş, insan kendi sosyal medya hesabından bir açıklama yapmaz mı? Dizinin yapımcısıyla veya senaristlerle anlaşamamış olabilirsin. Ama bunda seyircinin suçu ne? “Diziden şu şu gerekçelerle ayrıldım.” Desen olup bitecekti zaten. Dizi öyle bir dizi ki. Kim ayrılırsa ayrılsın aynı düzeyinde devam ediyor. Bugüne kadar kaç kişi ayrılmıştır bu diziden. Ama yine de devam etti. Reytinglerde kan kaybetmedi. Hayat gibi aslında. Kimse vazgeçilmez değil. Hayat bir şekilde yoluna devam ediyor.

 MASKE YASAĞI TEKRAR GERİ Mİ GELİYOR?

Fransa’da mı ne, yeniden hastanelerde maske takma zorunluluğu getirilmiş. Zaten doktorlar da şu anda olan salgının korona olduğunu söylüyorlar. Bence de bu iddia doğru olabilir. Ama hiçbir devlet bunu dillendirmiyor. Belki eskisi gibi insanları öldürmediğinden belki de halklarından çekindiklerinden. Artık korona da normal grip statüsüne girdi herhalde. Biraz ağır geçiyor ama öldürmüyor. Herkes hasta bu arada. Hasta olanlardan duyduğum ortak şey ise: “Kemiklerim bile ağrıyor” oldu. Arkadaşım doktora gitti. Ona rapor vermiş doktor mesela. Dinlenmeden geçmiyor çünkü. Bir de geçmeyen bir öksürük var. herkes bundan da şikayetçi.

BU NOKTADAN SONRA FENER, ŞAMPİYONLUĞU BIRAKMAZ…

Dün Galatasaray, Sivasspor deplasmanında 1-1 berabere kaldı. Artık bundan sonra Fenerbahçe liderliği bırakmaz ve bu sene şampiyon olur. Rasim Ozan Kütahyalı, devletin Ali Koç ile anlaştığını, bu sene Fener’in şampiyon olup, Ali Koç’un başkanlığı bırakacağını iddia etmiş. Bu iddia hakkında takdir sizin.

 

 

2001: Bir Uzay Macerası filmini ilk defa izleyeceklere öneriler... Spoiler olmadan...

Yazının başlığında da belirttiğim gibi filmle ilgili spoiler yok. Sadece bilinen film tarzının dışında olduğu için karşılaşacağınız şeylerde benim gibi acemilik yapmayın diye bu yazıyı yazıyorum. Bu yazının tek amacı bu filmden daha da zevk almanız. O zaman başlayalım. 

2001: Bir Uzay Macerası filmini yakınlarda izledim. Aslında daha önce izlemek istiyordum. Çok önce. Ama okuduğum birkaç yorum bu filme karşı soğuttu beni. Çok durağan olduğuyla ilgili, çok sıkıcı olduğuyla ilgili yorumlara denk gelmiştim. 

Ama uzay severlerin muhakkak izlemesi gereken bir film olması nedeniyle izlemeye karar verdim. Çünkü izlenmesi gereken uzay filmleri listelerinde hep bu film vardı. 

Neyse esas konumuza gelelim: Film ilk defa izleyecekler, film başlattıklarında simsiyah bir ekranla karşı karşıya gelecekler. Bu ekranla beraber de biraz da rahatsız edici bir müzik olacak. Ekran ayarlarınızla oynamayın, sorun yok. 

Zira ben bir sorun var zannettim başka bir siteden de açtım filmi. Ama sorun falan yokmuş. Üç dakika bu siyah ekran ve müzikle baş başa kalacaksınız. Ben atlamadım. “Bunun da bir anlamı vardır” dedim. Haklı çıktım. 

Bunun da bir anlamı var. Filmin içinde veya sonunda bunu anlayacaksınız. Eğer anlamazsanız filmi izledikten sonra filmin yorumlarını okuyun. O zaman taşlar yerine oturacak merak etmeyin. 

Bu üç dakikadan sonra 15-20 dakikalık bir bölüm başlayacak. Filmin bu bölümü belgesel gibi. Ben atlamadım. İzlerken sıkıldım mı? Evet, sıkıldım. Ama film bittikten sonra anlayacaksınız bu sahneyi de. 

Eğer anlamazsınız filmin yorumlarını okumanızı öneririm. Çoğu yeri anlamamış olacaksınız. Ama film hakkında yapılan yorumları okuduğunuzda tüm taşlar teker teker yerine oturacak. 

Bunca zamandır izlemediğim için pişman oldum. Uzaya ilginiz varsa ve benim gibi bu filmi izlemeyi ertelemişseniz, hemen ilk fırsatta izlemelisiniz. 

Yazıda devamlı film yorumlarını okumanızı önerdim. Bunu nereden okuyacaksınız peki? Google’a, 2001: Bir Uzay Macerası filmi yorumları yazınca hemen ilk başta Beyaz Perde film sitesi çıkıyor. Oradaki yorumları okuyabilirsiniz. 

Filmi izlerken unutmayın. Bu film 1968 yılında çekilmiş. Ona göre değerlendirin. Filmdeki görseller açısından, filmde ortaya konan düşünce açısından. Her şeyde bunu göz önünde bulundurun yani. Bu kadar öneri yeter herhalde. O zaman hadi iyi seyirler.

Belli bir yazı tarzı tutturamadım...

*Belli bir yazı tarzını takip edeyim, hep öyle yazayım diyorum olmuyor. Bir akşam başka, diğer akşam başka yazıyorum.

*Arda Güler bu akşam ilk defa Real Madrid formasıyla sahada olacak. 11‘de başlayacakmış maça.

*Ak Parti’nin, İstanbul Belediye Başkan Adayı olarak Murat Kurum’un ismi geçiyormuş.

*Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan birkaç şiir okudum. Hoşuma gitmedi. Sevebileceğim bir şiire denk gelmedim kaç gündür.

*Kendimde sevmediğim huylarımdan biri: Kararsız olmam. Bu çok yoruyor beni.

*Birkaç gündür eskisi gibi Twitter’a girmek istemiyorum. Bir şeyleri beni itiyor ama ne olduğunu çözemedim.

*Hobi ile görevi birbirine karıştırıyorum. Olay zevk almaktan çıkıp işkenceye dönüşüyor o zaman da.

*Ali Koç bir daha Fenerbahçe başkanlığı için aday olmayacağını söylemiş. Eğer bu sene şampiyon olursa, ölesiye kadar Fener’in başında kalır.

Ezo gelin çorba iyi gitti...

Arkadaşım Yaşar’la çorbacıya gittik. Düzce’de, Mülayim’in Yeri diye ünlü bir çorbacı vardır, oraya. Yaşar kendisine mercimek söyledi ben de ezo gelin. Gerçi sonradan mercimek aldığına biraz pişman olmuş gibi oldu. “Tadı biraz yoğun olmuş bunun” dedi ama yine de yedi. Ya da içti mi demek lazım? Neyse. Ben de ezo gelinimi içtim. Çorba deyince benim için ezo gelindir. Benim kırmızı çizgimdir. Biraz da acılıydı çorbam. Sabah sabah iyi gitti.

Beyhan Budak uyarıyor...

Beyhan Budak, çok kişisel gelişim videosu izlemenin ters etki yapabileceğini söylemiş. Boşuna dememişler azı karar, çoğu zarar diye.

KADER AĞLARINI ÖRERSE…

Doğu Demirkol, Levent Kırca hayranıymış. Kadere bakın ki, şimdilerde hayranı olduğu Levent Kırca’nın kızıyla çıkıyormuş.

ÜZÜCÜ BİR HABER…

Yedi Numara dizisinin yönetmeni Sadullah Celen hayatını kaybetmiş. Yedi Numara benim için efsane diziler arasındadır. Bu nedenle ölüm haberini okuyunca bir hoş oldum. Allah rahmet eylesin.

AİLECEK FİLM İZLEMEK İSTEYENLERE…

Doktor Dolittle filmini izledim. Hem de 1,5 saatcik. Şimdiki filmler gibi en az 2 saat değil. Güzel bir komediydi. Ailecek izlenecek bir film. Bazen de böyle kafa boşaltacak filmler izlemek lazım değil mi?

Doğu Demirkol'dan, Yaşam Koçu filmi...

Doğu Demirkol’un yeni filmi Yaşam Koçu, 12 Ocak’ta vizyona girecekmiş. Senaryosunu da kendi yazmış. Kendisine Yağmur Tanrısevsin eşlik ediyor.

YARATICILIK İÇİN SIKILMAK…

Sıkılmak üzerine bir video izledim. Meğerse sıkılmak çok iyimiş. Özellikle yaratıcılık için. Hiçbir şey yapmadan durun ve sıkılın.

KUPA MAÇI BİLİNMEZİ…

Riyad’daki Süper Kupa maçı ertelenmişti. Peki şimdi ne olacak? Oynanacak mı? Oynanmayacak mı? Bilen yok. Ama ne yapılması gerektiği konusunda bir sürü öneri var.

MURAT BOZ, MERYEM UZERLİ’Yİ RAHATSIZ ETTİ Mİ?

O Ses Türkiye Yılbaşı Özel programında iddialara göre Murat Boz, Meryem Uzerli’yi dokunarak devamlı rahatsız etmiş. Bir tane görüntü dönüyor ortalıkta ama ben orada rahatsız edecek bir dokunma görmedim. Ayrıca Meryem Uzerli’nin de herhangi bir ters tepkisi gözükmüyor.

 

Zeki Demirkubuz'un oynadığı Kemal Sunal filmi...

Zeki Demirkubuz, Kemal Sunal’ın Yoksul adlı filminde oynamış. Ben de X’de yani Twitter’da denk geldim. 15-20 saniyecik falan bir sahnesi var.

Nuri Bilge Ceylan ile olan tartışmasından sonra bu iki yönetmen ile ilgili her şey haber oluyor tabi. Ayrıca İşler Güçler dizisinin final bölümünde de oynamış.

Bu iki yönetmenin tartışması sırasında, Zeki Demirkubuz’un söylediği, “Cannes muhtarı mısın?” sözü hafızalara kazındı.

Bir tane Twitter kullanıcısının ise, “Cannes davası” diye olayı yorumlaması gerçekten akıl doluydu.

Tartışmada son duruma bakacak olursak: Nuri Bilge Ceylan en son bir açıklama yayınladı ve bundan sonra bir daha bu konu ile ilgili konuşmayacağını söyledi.

Şu an için görünen, bir daha barışmalarının çok zor olduğu yönünde.

İyi seneler... Hoş geldin 2024...

Bu yazıyı sizlere 2024’ün ilk dakikalarından yazıyorum.

33’üncü dakikasından. Yine büyük umutlarla girdik yeni bir yıla.

2024 herkes için gönlündekinin gerçekleştiği bir yıl olsun.

TV8’de, O Ses Türkiye Yılbaşı Özel programını izledik.

Bugüne kadar izlediğim en zayıf yılbaşı programıydı.

Acun’un jüri olup, programı Beyaz’ın sunması tam bir faciaydı.

Bir ara Güldür Güldür’ü izledik. Bir skeç. O da hiç komik değildi.

Onda da aradığımı bulamadım. Sorun benden mi kaynaklıydı yoksa programların eski tadı mı yoktu bilemedim.

Evet, artık 2024 yılına girdik. Yeni bir beyaz sayfa açma zamanı.

Alışıncaya kadar tarihlerde 2023 yazmaya devam ederim muhakkak bu arada.

İyi seneler herkese.