Geçenlerde izlediğim bir videodaki Erdal
Demirkıran sözleri beni düşündürdü. Bilmiyorum, hiç Erdal Demirkıran ismini
duydunuz mu? Duymadıysanız buraya tıklayın. Ya da Erdal Demirkıran’ı sever misiniz? Ben şahsen seviyorum
kendisini. Konuşmalarını zevkle takip ediyorum. Bu adam sadece anlatmıyor. Anlattıklarını
da yaşıyor. Bana çok inandırıcı geliyor. Eğer daha önce hiç Erdal Demirkıran
izlememiş olan varsa, bu yazıyı okuyanlarınız arasında. İlk fırsatta Google’a
Erdal Demirkıran yazıp aratın ve harhangi bir videosunu izleyin. Hatta şunu da
yapabilirsiniz. Yazıyı daha da iyi yorumlamak için. Yazıyı okumayı burada
bırakın. Hemen Google’dan bir Erdal Demirkıran videosu açıp, izleyin. Kendisini
biraz tanıyın. Sonra tekrar bu yazıya gelin. Eminim tanıdığınız biri üzerine
yazılan bir yazıyı okumak, hiç tanımadığınız biri üzerine yazılan bir yazıyı
okumaktan daha iyidir.
KUMANDA KAPAĞI ÖRNEĞİ
Duyduğumda beni etkileyen Erdal Demirkıran
sözleri neydi peki? İzlediğim videoda öncelikle Erdal Demirkıran biz Türk’lerin
öne çıkan özelliklerinden bahsetti. Verdiği örnekler pratik düşünmemiz üzerine
idi. Hatta bir kumanda örneği vardı ki. Benim en çok hoşuma gidenlerden bir
tanesiydi. Yurt dışında bir evde, bir adam, kumandanın kapağı kırıldığı için,
kumandanın pillerine, elleriyle yuvalarına bastırarak kumandayı kullanıyormuş. Bunu
gören Erdal Demirkıran, “Ya böyle yapacağına pilleri bantlasana” demiş. Bunun üzerine
adam Erdal Demirkıran’a bakmış, “Sen bir dahisin” demiş :) Daha bunun gibi çok komik olaylar
anlatıyor kendisi.
DAHİYİZ. PEKİ NİYE GERİ KALDIK O ZAMAN?
Bu örneği ve bunun gibi birkaç örneği
anlattıktan sonra spiker sordu, “Peki bu kadar zekiyiz de. Neden ülke olarak
gerideyiz?”. Bu soruyu soran spikere, “Helal olsun sana. Tam aklımdaki soruydu”
dedim içimden. Bu soruya şöyle yanıt verdi, “Diyelim bir yere bir sekreter
alınacak. Gelen sekretere diyorlar ki, ‘Arada çay yapar mısın?’, ‘Tabi yaparım’
diyor kız. ‘Gün içinde bi şuraların tozunu alır mısın peki?’, ‘Tabi, tabi
yaparım’ diyor kız. Onu yapar mısın? Yaparım. Bunu yapar mısın? Yaparım. Ama
Avrupa’lı öyle mi? (Tam bu noktada elindeki kalemi alıyor ve masaya vurmaya
başlıyor) Mesela senin görevin bu kalemi buraya vurmak. Başka bir görevin yok.
İlerleyen zamanla beraber ne oluyor? Adam o işin profesyoneli, en iyi yapanı
oluyor. İşte biz bu noktada yanlış yapıyoruz” dedi. Dinlediğim bu Erdal
Demirkıran sözleri bence çok doğru bir teşhisti.
Foto kaynak:www.samsunkenthaber.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com