ABD Başkanı Biden, 1915’te yaşanan olaylar
için soykırım ifadesini kullandı. Bugüne kadar hiçbir Amerikan Başkanı soykırım
ifadesini kullanmamıştı.
Sadece, “Büyük
Felaket” deyip geçiyorlardı. Türkiye olarak buna çok sert tepki gösterdik. İki ülke
ilişkileri iyice gergin bir hal aldı.
Zaten Biden,
başkan olduğundan beri bize karşı soğuk bir tutumu vardı. F35 programından
çıkarılmamızdan sonra ikinci olarak bize karşı düşmanca tavrı bu oldu. Başkanlığı
döneminde daha çok başımız ağrıyacak gibi.
BEYHAN BUDAK’TAN UYARI…
Beyhan Budak,
psikolojik diziler konusunda uyardı. İlk başlarda bu dizilerin insanlara
faydalı olacağı düşündüğünü fakat zamanla işin çığırından çıktığını söyledi.
Eğer izlerken
rahatsız oluyorsanız izlemeyin diyor. Ben zaten hiç sevmem bu dizileri. Daha önce
de yazdım. Kırmızı Oda’yı izlemeye çalıştım ama izleyemedim.
Camdaki Kız desen
oda insanı bunaltıyor. Hele bir sahnesine denk geldim. Kızını tekme tokat
dövdü. Ve bu ekranlarda yer aldı. Her şey normalleştiriliyor. Dikkat etmeliyiz.
TUNA KİREMİTÇİ’NİN İLK POLİSİYE ROMANI…
Tuna Kiremitçi’nin
yeni kitabı çıkmış. Mezun Cinayetleri. Yazarın ilk polisiye romanı. Bunun dışında
bu kitabın başka bir özelliği de olayı çözecek olanın bir kadın komiser olması.
Başkomiser Perihan Uygur.
Kitabın altına
bir tanesi yorum yapmış. “Başkomiser Nevzat gibi olacak mı?” diye sormuş. Benim
de aklıma hemen o geldi zaten.
Tuna Kiremitçi’den
polisiye hiç beklemezdim. Ben değil kimse beklemezdi herhalde. Çünkü tarzı
değil. Ne oldu da polisiye yazmak istedi?
Kitapla ilgili
muhakkak röportajlarında bu da sorulacaktır. Merak ettim. Bakalım ne diyecek?
Konusundan da
bahsetmek isterim. İstanbul’da bir lisede mezunlar aşure günü yapıyor. İşte o
mezunlardan işadamı Murat Karaağaç lisenin çatısından düşer.
İntihar mı
etmiştir yoksa birileri mi itmiştir? Olayı Başkomiser Perihan Uygur
soruşturacaktır.
ASIL KONU: REZERVLER YERİNE NASIL KONACAK?
128 Milyar dolar
tartışması hala sürüyor. Bununla ilgili köşe yazılarına denk geldikçe okuyorum.
Her iki taraftan da.
Ve bu iki tarafın
dışında kalan ekonomistleri de. En azından ben hala bazı ekonomistlerin olaya
sadece ekonomi açısından baktığını düşünüyorum.
Bir tanesi
yazısında, önemli olanın rezervlerin harcanması olmadığını, önemli olanın
tekrar o rezervlerin nasıl yerine konacağı olduğunu söyledi.
“Şimdi asıl bunu
tartışmalıyız” dedi. Muhalefet bile bunu, bugüne kadar dile getirmedi bak.