İnsanlar İçinde Bir İnsan kitabını sonunda bitirdim. Tam 720 sayfalık kitabı, bir buçuk ayda anca bitirebildim. Tamamı hikayelerden oluşan bir kitap. Sait Faik Hikaye Armağanını kazanan hikayeler yer alıyor kitapta. Hikayeye doydum diyebilirim. Yalçın Tosun’un, “Onat’ın Odası” hikayesi çarptı beni resmen. Bunun gibi beni çarpan birkaç tane daha hikayenin olduğunu söyleyebilirim. Hele sonu acı biten hikayeler. Yüreğimi dağlayanlar. Hayatta yolumu bulamadım daha ben. O yüzden hayatına yön vermek isteyen karakterlerin hikayeleri daha çok çekiyor beni.
KONUŞMASINA BAKARAK, “İYİ YÖNETİYOR” DERİM…
Ekrem İmamoğlu,
Fatih Altaylı’nın konuğuydu. Belediye başkanlığı nasıldır bilemem. Ama
konuşmasını biliyor. Kendisini dinlettiriyor. Konuşmasına bakarak sadece, “Bu
adam İstanbul’u çok iyi yönetiyor” derim. Öyle bir enerji veriyor. Tabi İstanbul’u
nasıl yönettiğini 2024 seçimlerinde göreceğiz.
SİMİT İÇİN ANKARA YOLLARINA DÜŞMEK…
Bizimkiler çarşıdan
gelirken simit almışlar. Çayın yanında iyi gitti. Simit olunca yemek yemiyorum.
Bir çay, bir simit yetiyor. Ankara simidi meşhurdu galiba. Yanlış mı söyledim
yoksa? Bir gün yolum Ankara’ya düşerse yemek istiyorum. Belki de öyle bir zaman
gelir ve sadece o simidi yemek için bile Ankara yollarına düşebilirim.
GÜZEL İKİLEMLERE ÖRNEK…
Kız kardeşim
arkadaşının düğününe gidecek. “Ne giyinsem, hangi ayakkabıyı giysem, hangi
takıyı taksam?” düşüncesi sarmış durumda kendisini. Güzel ikilemler bunlar. Ben
de çok ikilemde kalırım. Sadece elbise konusunda değil her şeyde. Elbise
konusunda da kardeşime sorarım, “Sence olmuş mu?” diye.