sevdiğin işi yapmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sevdiğin işi yapmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sevdiğin işi yapmalısın muhabbetine ölüp bitmiyorum artık...

Kişisel gelişimcileri dinleye dinleye kişisel olarak gelişemedim. Aksine kişisel gelişimcilerin söylediklerine daha da bir temkinli yaklaşır oldum. Sevdiği işi yapma olayına eskisi kadar ölüp bitmiyorum. Hala saygım ve inancım var insanın sevdiği işi yapmasına. Ama şimdi ayaklarım daha da yere basarak düşünüyorum bunu.

SABAH KAHVALTILARI İÇİN DİZİ ÖNERİSİ… NETFLİX DİZİSİ DEĞİL AMA…

Birkaç gündür sabahları kahvaltıda kanal D’deki Küçük Ağa dizisini izliyoruz. İlk yayınlandığı dönemde de izliyorduk. Bu dizi de güzel başlayıp sonu doğru dürüst getirilemeyen dizilerden biri olmuştu. Sabah sabah iyi bir alternatif olduğunu söyleyebilirim.

NE ENFLASYON, NE DOLAR, NE ASGARİ ÜCRET ARTIŞI. HİÇ BİRİ BÜNYEDE HEYECAN YAPMIYOR ARTIK…

Bir zamanlar doların artışı büyük bir haber oluyordu. Artık değil. Bir zamanlar enflasyonun yükselmesi büyük bir haberdi. Artık değil. Her şeye alışıyoruz ve önemsemiyoruz artık. Asgari ücret tartışmaları başladığı zaman da heyecan duyardım. Artık ona da heyecan duymuyorum. 10 bin lira olsa bile heyecanlandırmıyor beni. Artık olayın yapılacak zamla bir alakası kalmadı. Önemli olan fiyatların artmaması.

MESSİ’Yİ SEVEMEDİM. “BUNCA İNSAN SEVERKEN, SEN NİYE SEVMİYORSUN LAN?” DİYE DE SORDUM KENDİME…

Messi’den nedense hiç hoşlanmamışımdır. Her zaman Ronaldo’cu olmuşumdur. Messi’yi sevememiş olmamın altında psikolojik olarak ne yatıyor olabilir? Bunu zaman zaman sormuşumdur kendime. Cevaplar da almışımdır aslında kendimden. Ama bu cevaplar tatmin etmemiştir beni.

 

 

Sevdiğin işi yapmak mı, yaptığın işi sevmek mi?

Yaptığım işi sevmeye çalışıyorum. Yaptığım işte sevecek yanlar bulmaya çalışıyorum. İzlediğim bir YouTube videosunda öyle diyordu çünkü. İstediğiniz işi yapana kadar elinizdeki işi yapmalısınız. Ama sevmelisiniz bir şekilde. Çünkü her gün eziyet çekerek çalışılmaz. Bunun dışında bir yazı okumuştum.

OKUDUĞUMDA BİR AN DURAKLADIĞIM CÜMLE…

Bundan yıllar evvel. O yazıda, “Yaptığın işi sevmektir mutluluk” diyordu. Yani bilinenin tam tersi bir şey söylüyordu. Bu cümleyi okur okumaz bi duraksamıştım. Çünkü bilinenin aksine, tabuları yıkan bir cümleydi benim için. Eğer çalıştığımız işi sevmiyorsak bir de böyle düşünmeliyiz.

İKTİDAR OLMAK İSTEMEYEN ANA MUHALEFET PARTİSİ…

Güldür Güldür Show’dan yine harika bir skeç geldi. Skeçte bir muhalefet partisi var. Bu muhalefet partisinin genel başkanı iktidar olmak istemiyor. Seçimi kazanmak istemiyor. Artık muhalefet yapmaya alışmış. “Ben ülke falan yönetemem” diyor. Oyları düşsün diye her şeyi yapıyor ama her şey ters tepiyor ve oyları artıyor.

KEMAL KILIÇDAROĞLU BU SKEÇ İÇİN BİR ŞEY DİYECEK Mİ?

Bu skeç size kimi hatırlatıyor? Bazılarınız okur okumaz cevabı yapıştırmıştır bile. Evet, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. İlk fırsatta izlemenizi öneririm. Güldür Güldür artık siyasete de girmiştir. Bundan sonra böyle konuşulacak skeçler izleyeceğimizi düşünüyorum.

WEDNESDAY VE 1899…

Bu aralar konuşulan iki dizi var. Wednesday ve 1899. İkisi de Netflix dizisi. Netflix yine iki güzel dizi yakalamış. Güzel dediğime bakmayın. Ben izlemedim. Ama bir dizi sosyal medyada devamlı konuşuluyorsa, o dizi tutmuştur. Sosyal medyada devamlı bu iki dizinin paylaşımlarını gördüğüme göre bu iki dizi de tutmuştur arkadaş.

 

Belki de önemli olan çok seveceğimiz mesleği bulmak değildir...

      İzlediğim filmde, “Belki de önemli olan çok seveceğiniz mesleği bulmak değildir. Mutlu olmanın yolu bu değildir.

     Önemli olan sadece yaşamaktır. Düşen bir yaprağı izlemek. Güzel bir havada yürümektir” deniyordu.

     Hiç bu açıdan bakmamıştım olaya. Aslında böyle bakmamı öğütleyen insanlara da, “Evet evet, öyledir” deyip geçiyordum.  

     Şimdilerde daha bir anlamlı gelmeye başladı. İnsanın sevdiği mesleği yapmasını göz ardı etmiyorum.

     Ama meselenin özünün yaşamak olduğunu gözden kaçırıyoruz. Onu da dikkatinize sunmak isterim.

     Güzel bir kahve içtiysen, arkadaşınla güzel bir sohbet ettiysen… Yaşamak budur işte.

     Bizim için sıradan olan şeylerde bile mutluluğu bulmak. Kesin böyle düşünüyorum artık değildir bu yazı.

     Yaşadıkça, belki bu düşüncemin de doğru olmadığını anlayacağım.

Pazartesi sendromu bence neden oluyor?

     Yaptığım işi sevip sevmediğimden hala emin değilim. Ama her Pazar günü içimde bir darlanma oluyor. Pazartesi sendromu yaşıyorum. Sevdiğim işi yapmış olsaydım Pazar günleri yine de pazartesi sendromu yaşar mıydım, bilemiyorum.

pazartesi sendromu
foto kaynak: unsplash.com

NEDEN SENDROM YAŞIYORUM?

     Pazartesi sendromu neden yaşanır? Sevmediğin bir işte çalışmaktan dolayı mı? Yoksa sevdiğin bir işte çalışmana rağmen, tatilin bittiği için mi? Ben hep sevmediğim bir işte çalışmama yordum pazartesi sendromunu.

BİR ÇÖZÜM BULMAK LAZIM…

     Bu yazıyı okuyanlar arasında elbette sevdiği işte çalışanlar vardır. Tecrübenize dayanarak siz ne diyorsunuz bu konuda? Ya da, “Ben pazartesi sendromu yaşamıyorum” diyeniniz var mı? Varsa bunun formülü nedir? Bu kanayan yaraya bir çözüm bulalım artık.

Yine sevdiğin işi yap düşüncesi...


Bu akşam izlediğim Aslı Gibidir filminde, “Hayat kısa, sevdiğin işi yapmalısın” diyordu ve beni yine düşüncelere sevk ediyordu.

Sevdiğin işi yapmak yalan mı?

        Müzeyyen Senar’ın ölümünden birkaç yıl önce yapılan bir röportajını izledim.Spiker,”Benzemez kimse sana şarkısını sizden dinlemeyi özledik”dedi.Senar’ın verdiği cevapsa kafamda soru işaretleri oluşturdu.Senar,”Ben özlemedim,bıktım”diyordu.”Demek ki insan sevdiği işi bile yapsa gün gelip bıkabiliyor”dedim kendi kendime.”O zaman benim sevdiğim işi yapmak için arayışlarım boşuna mı?” diye sormadan edemedim kendime.

        Bize hep öğütlenen,”Sevdiğiniz işi yapın”değil miydi?Bende bu sözden yola çıkıp yıllardır severek yapabileceğim mesleği arayıp duruyorum.Bir arpa boyu yol alabilmiş değilim.Ama buna rağmen yine de kendimi sorgulamaya,yoklamaya devam ediyorum.Kim bilir belki bir gün kafamda o meşhur ışık yanar diye.Askere gitmeden önce çağrı merkezinde çalıştım tam üç yıl.Zaman zaman sevdim ama genelde çıkacağım günü hayal edip durdum.
        Ben sadece sevmeyerek yaptığım işte bıkkınlık yaşayacağımı düşünüyordum.O yüzden sevdiğim işi bulunca her şey bitecekti sözde,feraha erecektim.Hiç sıkılmayacaktım.Ama öyle değilmiş baksanıza.Hayatını şarkıcılığa vermiş Müzeyyen Senar’ın,”Bıktım”sözlerini duyunca beynimden vurulmuşa döndüm.Kurduğum tüm hayallerim yıkıldı.Demek ki bize hep anlatılan sevdiğimiz işte çalışırken bıkmayacağımız,sıkılmayacağımız sözleri yalanmış.Bir masaldan ibaretmiş.
         Ama buna rağmen seveceğim işi aramaktan vazgeçmeyeceğim.En azından kendi sevdiğim mesleğimde sıkılırım.Madem ki her halükarda sıkılacağım.Seçimimi sevdiğim meslekten yana kullanırım.

Foto kaynak:http://www.sitebuilderreport.com/stock-up#q=work&page=1


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com.tr