Beyaz, Youtube'da başarılı olabilir mi?
Cüneyt Özdemir'in gülüşü hakkında bir yazı...
Cüneyt Özdemir’in gülüşü hakkında bir yazı olacak bu. Adam gülüyor diye söylemediklerini bırakmadılar.
“Yok adam deli,
yok psikolojisi bozuk.”
Ne adam deli, ne
de psikolojisi bozuk. Adamın tarzı bu şekilde.
Benim asıl
takıldığım nokta: Bunca yıl televizyon ekranlarında gülmeden nasıl dayanmış?
![]() |
foto kaynak: onedio.com |
TELEVİZYONDA DA İZLERDİM AMA…
YouTube
videolarında bunca yılın acısını çıkarıyor herhalde. Ben televizyonda denk
geldiğimde de izlerdim. İşlediği konuya ve ağırladığı konuğa göre tabi.
Ama YouTube’daki
kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum. İstediği gibi konuşuyor ya. Gülüyor ya. Vakit
akıp gidiyor.
1 saat içerisinde
hem güzel vakit geçirmiş oluyorsunuz hem de gündemden haberiniz oluyor.
YouTube’dan önce
Cüneyt Özdemir benim için sıradan ya da herhangi bir sunucudan farksızdı.
Kendisini
izlemeye başlamam daha doğrusu takip etmeye başlamam YouTube kanalından sonra
oldu.
ÇOK GÜLÜYOR DİYE HABER OLUNCA…
Kanal açtığından
haberim yoktu. Bu gülme mevzu nedeniyle sosyal medyada karşıma çıktı.
O haberleri
gördükten sonra izlemeye başladım.
Ve tabi birde
videolarında kullandığı o harika müzik. O müzik de popüler olup gitti.
Ondan sonra bir
çok YouTube kanalı o müziği kullandı.
VİDEOSUNDA POPÜLER ETTİĞİ ŞARKI…
Ben sonradan o
şarkıya ulaştım. Hatta onunla ilgili birde yazı yazdım.
İsterseniz o
şarkının tamamını dinlemek isterseniz o yazıma buradan ulaşabilirsin.
Sosyal medyada
gülmesiyle ilgili olarak deli midir nedir tarzı paylaşımlar yapılıyordu.
Ön yargısız bir
şekilde oturdum izledim videolarını.
ÇOK GÜLMESİ PSİKOLOJİK DEĞİL…
Deli olduğunu ya
da psikolojisinin bozuk olduğunu gösterecek bir emare ile karşılaşmadım.
Adam sadece ve
sadece eğleniyordu.
Kendisiyle
eğlenmeyle kalmayıp izleyenleri de eğlendiriyordu.
Bu kadar
yadırganmasının nedeni, daha önce böyle bir tarzın olmamasıydı muhtemelen.
Hele ki kendini
haber kanalı olarak tanımlayan bir kanalda, devamlı gülen bir adamın olması çok
aykırı bir durumdu.
Bu aykırılık
kendisine hüsran da yaşatabilirdi. Belki de kumar oynadı ve tuttu da denebilir.
Haber ile devamlı
gülen bir sunucuyu yan yana düşünemeyiz biz.
Çünkü haber
sunanlarda devamlı ciddiyet görmeye alışkınızdır.
Bu nedenle devamlı gülen bir sunucu izleyenleri şoke uğratmış olabilir.
Yine o dönemde
videosunda anlattığı bir anısı ile de çok konuşulmuştu.
AHU’NUN HİKAYESİ HERKESİ ÇOK ETKİLEMİŞTİ…
Ahu’nun
hikayesini anlatmıştı. Başrolünde kendisi ve Ahu’nun olduğu.
Ertelemeyin
diyordu videosunda.
Gerçekten de çok
dokunan bir yaşanmışlıktı. Ne zaman izlesem etkiler beni.
İşte o zamanlar
Tepkikolik, YouTube kanalı da tepki vermişti o videoya.
O ana kadar
sadece gülüşleriyle gündeme gelmiş olan Cüneyt Özdemir’in farklı bir yanını
görüyordu kanaldakiler.
Etkilendiler
hepsi. “Hemen üye olacağım kanalına” demişti bir tanesi. Öyle alıp yürüdü işte
YouTube kanalı.
O video sosyal
medyada çok paylaşılmıştı. Oda çok paylaşım olunca görmüş videonun alıp
yürüdüğünü.
HALA GÜLÜŞÜNÜ YADIRGIYORLAR…
Geçen gün YouTube
kanalını izlerken hala gülüşüne gelen eleştiriler vardı.
Artık o mevzuyu
geride bırakmadık mı sizce de güzel kardeşim.
Eğer adamın
gülüşü seni rahatsız ediyorsa izlemezsin bir daha, olur biter.
Bizim millette de
böyle bir huy var: Sevmediği insanları takip edip onları eleştirmek.
Kendinizi niye bu
kadar kasıyorsunuz ki, anlamıyorum. İzlersin, “Bu bana göre değil, hoşuma
gitmedi” der, bir daha izlemezsin.
Bu kadar yani.
Diyeceğin iki kelime. Bir ara YouTube kanalını izlemeyi bırakmıştım.
Takipten çıkmadım,
sadece videoları izlemiyordum. Bazen izleyecek havam da olmuyorum.
Sizin de öyle oluyordur muhtemelen. Her zaman modumuz aynı
değil ki.
UZUN BİR ARADAN SONRA İZLEYİNCE…
Geçen bir
izleyeyim dedim. O videoda espriler harikaydı. Her zaman aynı olmuyor tabi.
Gündemde bizi üzen olaylar da oluyor.
O zaman böyle
esprili yayınlar bekleyemeyiz tabi. Yayınlarında bence objektif yorumlar yapıyor.
Kimine göre yanlı olabilir tabi.
Cüneyt Özdemir’i
YouTube’dan takip etme nedenlerinden biri de bu objektif yorumlarıdır. Sadece
gülmekle iş yapılmaz yani.
Onun dışında
genelde bir habere bağlı kalmadan, gündemde ne varsa hepsini ele alıyor.
Siyasetten magazine her konuda.
NE KONUŞUYORSAK YOUTUBE VİDEOLARINDA O VAR…
Daha doğrusu
sosyal medyada ne konuşuyorsak, onun videolarında o konuları görüyoruz.
Zaten
videolarında kendisi de devamlı söyler.
Özellikle Şeyma
Subaşı hakkında konuştuğu dönemde çok dile getirmişti.
“Siz orada burada
her yerde konuşuyorsunuz. Ama ben konuşunca mı sorun oluyor?” diyordu.
Yani hayatta ne
varsa, biz ne konuşuyorsak, oda YouTube kanalında onları konuşuyor.
YAPTIĞI İŞ ÇOK BASİTMİŞ GİBİ…
YouTube yayınları
ile ilgili dikkatimi çeken başka bir nokta da: Öylesine basitmiş gibi yapıyor
ki.
Sanki bende telefonu
alıp, hemen video çekebilirmişim gibi geliyor. Ama hiç de öyle değil tabi.
Arka tarafta bir gazetece birikimi var, bir
yaşanmışlık var. Bunu, videosunu izlediğinizde anlıyorsunuz zaten.
YAPTIĞI İŞİ SEVİYOR…
Adam yaptığı işi
seviyor birde. Bunu her halinden anlıyorsunuz. Zaten biri işini bu kadar
sevmese, bu kadar gülebilir mi?
En son izlediğim
videosunda Konya’dan yayın yapmıştı. Konya’nın tarihi çarşılarından birinden.
Öğlen güneşi
altında, bol esprili bir yayındı. Konya’nın gezilecek her yerini gezip, onu da
kanalda yayınlayacağını söylemişti.
Yayınladı mı
bilmiyorum. Belki de İzmir depreminden dolayı yayınlamamış olabilir.
ORTASINDAN MEHTER GEÇEN PROGRAM…
İşte o yayını
yaparken bir yandan da mehter takımının sesleri geliyordu. “Mehter takımı
şuradan geçse de görsek” dedi.
Hakikaten beş ya
da on dakika sonra o sokaktan mehter takımı geçti. Gülmekten öldü tabi.
“Keşke başka bir
şey isteseymişim” dedi. İlerleyen dakikalarda da yine mehter ile ilgili espri
yapmayı da ihmal etmedi.
“İçinden mehter
geçen YouTube yayını” gibisinden.
Ekşi Sözlük’te ne
demişler diye baktım.
İKTİDARI DOĞRU DÜRÜST ELEŞTİRMİYOR MU?
Cüneyt Özdemir’in
iktidarı doğru dürüst eleştirmiyor, üstün körü geçiyor diye yazmışlar.
İstiyorlar ki
Fatih Portakal gibi eleştirsin. O zaman Fatih Portakal’ı izleyeceksin abi.
Cüneyt Özdemir’de bunu bulamazsın. Baştan kabul edeceksin bunu.
Ben zaten Cüneyt
Özdemir’i sırf bunun için izliyorum işte. Fatih Portakal gibi olmadığı için.
İktidarın sadece
kötü yanlarına odaklanmış bir tarz bu. Ben bu tarzı sevmiyorum.
İZLENME SAYILARI DÜŞTÜ MÜ?
Yine Ekşi Sözlük’teki
eleştirilerde izlenme sayılarının düştüğü ve bu nedenle YouTube kanalı açan
Fatih Portakal’a salladığı yazıyordu.
İzlenme sayılarına
şöyle bir baktım. İzlenme sayıları standart gözüküyor.
Aşırı bir düşüş
gözükmüyor izlenmelerinde genel olarak.
ESKİSİ GİBİ FİLM VE DİZİ ÖNERİSİ YAPMIYOR…
Benim katıldığım yorumlardan
birinde, “40-50 dakikalık videoları baymadan, sıkmadan izlettirmeyi başarıyor.
Sadece Türkiye
ile sınırlı kalmayıp, dünyadaki güncel olaylara değinmesine de bayılıyorum”
diyor.
“Film, dizi ve kitap
önerisi verse yine harika olur” diye de ekliyor.
Bunu bir yazımda
bende yazmıştım. İzlediği film ve dizilerle ilgili, Amerika’dan yaptığı
videolarda bilgi veriyordu.
Türkiye’ye
döndükten sonra o konulara girmez oldu sanırım.
Yurt dışında
yapacak bir şey olmadığı için dizilere sarıyordu muhtemelen.
Ama burada elbet
yapılacak bir şeyler çıkıyordur. Belki de eskisi gibi dizi ve film izlemeye
vakti kalmıyordur.
Hayattan kısa kısa notlar 3...
Dışarıda yağmur yağıyor ve biraz da rüzgar var. Camın kenarında olup yağmurun ve rüzgarın sesini duymak çok güzel. 23:53 oldu saat.
KAPANMALI BİR PAZAR GÜNÜ…
Cumartesi
akşamındayız. Yarın Pazar. Türkiye yarın evde geçirecek Pazar gününü. Çünkü
virüs nedeniyle sokağa çıkma yasağı var.
ÇOK SOHBET EDİYOR YARIŞMACILARLA…
Atv’de Kim Milyoner Olmak İster’i izliyoruz.
Bu akşam şunu fark ettim: Kenan İmirzalıoğlu yarışmacılarla çok muhabbet
ediyor.
Sanki yarışmaya
gelmemiş, hayatını anlatmaya gelmiş yarışmacı. Aslında böyle bir program fikri
aklıma gelmiyor da değil.
İnsanların
başarılarını ve hayat zorluklarını anlattıkları bir program. Ama tutar mı onu
bilmiyorum. İnsanların neyi beğeneceği belli olmuyor. Bir denemek lazım.
![]() |
foto kaynak: https://unsplash.com/ |
OTOMATİK OYNAT DEVRE DIŞI…
YouTube’da
otomatik oynat özelliğini devre dışı bıraktım. Hemen başka bir videoya geçmesi
sinir ediyordu beni. Şimdi daha güzel. İzlediğim şey bittikten sonra ekranda
benzer şeyler çıkıyor. O daha pratik oluyor.
ŞİMDİ DE ÖLÜM SAYILARI TARTIŞILIYOR…
Vaka sayıları ile
ilgili tartışmalar hala sürüyor. Vaka sayılarının ve ölüm sayılarının hala tam
olarak açıklanmadığı öne sürülüyor.
Özellikle dikkat
çekilen şu: Vaka sayısı 30 binlerdeyken ölüm sayıları nasıl 200’lerde kalıyor?
Bir tane doktor, “Yakında ölüm sayılarını da açıklamaya başlayacaklar” dedi.
İster istemez
açıklanan bu rakamlara bir güvensizlik oluştu tabi. Bakalım ilerleyen günler
neler getirecek?
YOUTUBE VE İNSTAGRAM KAPANABİLİR…
Sosyal medya
platformları Türkiye’de bir ofis açmaya yanaşmıyorlarmış. Eğer hala açmama
inatlarını devam ettirirlerse bu işin sonu kapanmaya kadar gidebilirmiş.
YouTube ve İnstagram olmadan bir hayatı düşünsenize.
YERLİ AŞI…
Bu arada bizim
yerli aşımız nisan ayında kullanımda olabilirmiş. Yani hiçbir ülkeye muhtaç
olmadan aşı işini çözebileceğiz.
2020’DE SİNEMAYA GİDEBİLDİK…
2020’nin en iyi
10 filmi diye bir yazı gördüm. Bu sene sinemadan bir şey anlamadık ki. Virüs
nedeniyle sinema salonları dolmadı. Sinemacılar kan ağlıyor. Eski günlerine
dönmeleri zaman alacak. Daha virüsün ne zaman biteceği belli değil.
BİZ NE ZAMAN AY’A GİDECEĞİZ?
Merak ediyorum:
Biz ülke olarak Ay’a gitmeyi ne zaman deneyeceğiz? Aslında bizde uzaya meraklı
genç bir kitle var. Bunları o alana yönlendirmek mesele.
KATLANAN TELEFON ÇIKMIŞ…
Samsung katlanan
telefonu çıkarmış. Az önce reklamlarda gördüm. Bakalım tutacak mı?
Kaç yaşında adam
oldum. Hala oyunda geçemeyince telefonu fırlatmak geliyor içimden.
MOTİVASYON KONUŞMALARI...
Başarı
hikayelerini seviyorum. Motivasyon veren yazıları seviyorum. Ama benimki sadece
sevmek. O hikayelerdeki gibi benim azmim yok. O nedenle benim bir başarı
hikayem yok. Ama başarı hikayeleri ya da motivasyon konuşmaları yine de moralimi
düzeltiyor.
HEVESİM YOK HİÇ BİR ŞEYE…
Şu aralar hiçbir
şeye hevesim yok. Ne kitap okumaya, ne de film izlemeye. Günlerim öyle boş boş
geçiyor. Hiç olmazsa köşe yazısı okuyorum. Kendimi böyle avutuyorum.
DAHA SONRA İZLE DEYİP İZLEMEMEK…
Daha sonra izle
diye bir çok videoyu işaretliyorum YouTube’da. Ama sonra bir daha dönüp izlemek
istemiyorum onları. Galiba benim ilgimi çeken videoyu o anda izlemem lazım.
Yoksa bir daha izleme hevesim kalmıyor.
BİR KONUYU UZUN UZUN YAZMAK…
Bunu daha önce
yazdım galiba ama yine yazmak istiyorum: Bir konu üzerine şöyle bin kelimelik
yazıları yazmak isterdim. Ama o kadar yazamıyorum. Hadi bini geçtim, üç yüz
kelime de yeter.
Ama oda olmuyor.
En fazla yüz kelime. Sonra tıkanıyorum. O yüzden her konudan kısa kısa
görüşlerimi belirttiğim yazılarımın sayısı giderek artıyor.
DEVAMLI İÇERİK GİREN BLOGGER…
İnsanları
yazılarınıza bağlamak ve devamlı takip edilen bir Blogger olmak önemli. Devamlı
takip edilen bir Blogger mıyım bilmiyorum ama devamlı yazı giren bir Blogger
olmak için çaba gösteriyorum. Şu an yağmur ve rüzgar durdu. Geceye bir
sessizlik hakim oldu.
İLK DEFA MI KONUK OLDU?
Siyasi tartışma
programlarını izlerken sinirleniyorum ve kapatıyorum. Bu akşam Ahmet Davutoğlu,
Habertürk’teydi. Galiba parti kurduktan sonra ilk defa konuk oldu.
HABER SUNUMUNU BEĞENMİYORUM…
Az önce Fox’ta
İlker Karagöz’ün sunduğu sabah haberlerini izledik. Haber sunumunu pek
beğenmiyorum. Direk, Fox’a karşı değilim yanlış anlaşılmasın. Mesela İsmail
Küçükkaya’yı severim. İyi bir haber sunucusudur. Bunu da not düşmek istedim.
KIYAMET ÇAĞIRIYORUZ KIYAMETİ…
Gelecek nesillere
bozulmuş bir gezegen mi bırakıyoruz? Bu gidişle bozulmuşu bırak gezegen falan
bırakmayacağız ortada. Biz gezegeni bozmuyoruz, kıyameti çağırıyoruz. Farkında değil
miyiz? Biz kendi kendimizi yok ediyoruz.
KORONAVİRÜS KOMPLO TEORİSİ…
Koronavirüs ile
ilgili komplo teorileri de devam ediyor. Bunlardan biri de, Çin’in bilerek bu
virüsü dünyaya yaydığı ondan sonra da aşı satarak bunu paraya çevirdiği. İnsanın
aklına bin türlü şey geliyor. Ama şimdilik buna doğrudur diyemiyoruz. Bir gün
elbet bu işin aslı astarı ortaya çıkacaktır.
ADSENSE DEĞİŞİKLİKLERİ…
Google Adsense’de
devamlı değişiklikler oluyor. Devamlı mail atıyor Google. “Şu reklam türünü
kaldırıyoruz. Ama şunu yapabilirsin” gibilerinden. Artık eskisi gibi dikkat
etmiyorum bu mesajlara. Zamanında çok uğraştım blog için. Reklam da
gösteriliyor blogda. Daha fazla yapacak bir şeyim yok.
O YOUTUBE KANALI BIRAKTIM…
Burada Olan
Burada Kalır diye bir YouTube kanalı var. Can Yılmaz ve Zafer Algöz’ün ortak
sundukları bir program. İkisi muhabbet ediyorlar. Gündemden, oradan buradan
konular hakkında. Aslında güzel bir format. Muhabbet edenlerin muhabbeti
güzelse, izlemeye doyulmaz.
Zafer Algöz
muhabbet adamı, belli. Ama Can Yılmaz için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bu programa
kaç kere şans verdim. Ama bir türlü Can Yılmaz’ın muhabbeti sarmıyor beni. Bende
bu nedenle bu programı izlemekten vazgeçtim artık.
ASIL MESELE YOUTUBE KANALI AÇMAK DEĞİL…
YouTube kanalı
açmak değil mesele. Asıl mesele: Kanalı açtıktan sonra kanalda ne yapacağın.
Nasıl bir içerik üreteceğin. İşte konu tam da buraya geldiğinde içerik
üretmenin, bir YouTube kanalını devam ettirmenin zorluğunu anlıyorsun.
Başka bir şey
daha anlıyorsun: Şu anda popüler kanallara bakıp, “Bunlar ne yapıyor ki? Bunu
bende yapıp para kazanırım” lafının ne kadar boş olduğunu. Ne kadar saçma
videolar da yapsalar sonuçta nasıl içerik üreteceklerini bulmuşlar. İşte önemli
olan da bu.
ÇİN AŞISI İÇİN NE DEDİ?
Prof. Dr. Mehmet
Ceyhan, Çin aşıları ile ilgili konuşmuş. “Zaman kaybetmeden elimize geçen
aşıları kullanmalıyız. Çok az etkili aşı olsa bile hastalıktan iyidir” demiş. Ben
Mehmet Ceyhan hocayı seviyorum ya. Bana söyledikleri hep mantıklı gelmiştir. Peki
sizin bu pandemi döneminde söylemlerine güvendiğiniz doktor veya doktorlar
kimler?
KARANTİNADA KAHVE İÇİMİMİZ AZALDI MI?
Pandemi döneminde
kahve tüketimi üzerine bir yazı okudum. Türkiye’de pandemi döneminde hem kahve
tüketimi hem de kahve makinesi tüketimi artmış. Türkiye’de hiç kahve
üretilmiyormuş.
Bu nedenle
devamlı dışardan ithal ediyoruz. İşte o ithal rakamlarına bakıldığında 2019’a
göre bu yıl hem kahve, hem de kahve makinesi ithali bir önceki yıla göre
artmış. Yani pandemi kahve keyfimizden alıkoyamamış bizi.
İŞÇİLER NİYE HAKLARINI KAYBEDİYOR?
Şimdilerde emekli
olmuş bir abimiz var. “Zamanında işten kendin çıksan bile tazminatı alırdın”
diyor. Şimdi nerde o günler. Peki niye böyle kötüye gitmiş bu durum? Niye hep
işçilerin haklarından ödün veriliyor?
Cüneyt Özdemir'in YouTube kanalı artık sadece kendi videolarından ibaret değil...
Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalında artık hafta sonları başka başka videolar görüyoruz? Artık yanında çalışanlar da kanal için videolar çekmeye başladı? Mesela yanında çalışanlardan Alex’in, “İnfluencer nasıl olunur?” videosu. Bunun gibi videolar üretmeye başladılar. Yani anlayacağınız Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalı içerik konusunda genişliyor. Artık sadece kendisinin videoları yok kanalda. Böyle böyle büyük bir YouTube devine dönmeyi planlıyor.
foto kaynak: unsplash.com |
HALK KENDİ İÇİNDE KONUŞTUĞU ŞEYİ SENDE GÖRMELİ…
İşte bu tür yeni
şeyleri seviyorum. Ortama ayak uydurmak için böyle adımlar atılmalı. İnsanlar sende
aradıklarını bulabildikleri sürece varsın. Onların hayatlarıyla paralel gitmen
lazım. Onlar ne konuşuyorsa sen de onları konuşmalısın. “Konu ciddiyetsiz, ya
da magazin konusu” dememelisin. Bu işi en iyi yapanlardan biri de zaten Cüneyt
Özdemir. Bunu zamanında, Şeyma Subaşı’nın çıkardığı kitap için yaptığı video
ile de göstermişti.
BONUS YAZI: Cüneyt Özdemir’in videosundaki şarkıyı buldum.
ALEYNA TİLKİ VE KERİMCAN DURMAZ’IN YENİ ŞARKILARI…
Şu anda YouTube
trendlerde Kerimcan Durmaz ve Aleyna Tilki var. İkisi de yeni çıkardıkları
şarkılarıyla gündemde. Aleyna tamam da Kerimcan ilk defa şarkı yaptı herhalde.
Her iki şarkıyı da dinledim. Ve her ikisini de beğendim. Ama klipleri
izlemedim. Şarkılar ilk çıktıkları zaman klipleri izlemem. Önce benim şarkıyı
beğenmem lazım. Şarkıyı açarım. Ben de bir yandan bilgisayarda başka işler
yaparım. İşte başka işlerle uğraşırken, “Şarkı güzelmiş” dedirtirse bana, benim
için o şarkı güzel olmuştur. Her iki şarkı da bana bunu dedirtti.
ALEYNA TİLKİ, DÜNYA YILDIZI OLUR MU?
Aleyna,
Retrograde şarkısıyla dünyaya açılıyor. İsterim ki başarılı olsun. Ama nedense
bizden bir dünya yıldızı çıkacağını düşünmüyorum. Biz bir şekilde bu işlerin
altından kalkamıyoruz. Aleyna şarkıyı söylerken, İngilizce telaffuzuna
özellikle dikkat ettim. Olmamış. Üzerine bol gelen bir elbise gibiydi
İngilizcesi. Yabancı bir şarkıyla karşılaştırıyorsun ister istemez. Bu ne zaman
düzelir? Yıllarca İngilizce konuşacaksın ve onu içselleştireceksin. Eğer bu
dünya yıldızı olma serüveni devam ederse ona da bir el atılır tabi.
YOUTUBE ŞARKILARINA OLAN BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMEK…
YouTube için
yapılan şarkılara farklı bir gözle bakmanın zamanı gelmedi mi? Okuduğum bir
köşe yazısında öyle diyordu. “Normal bir şarkı gibi bakmamak lazım. Sonuçta
millet sanat eseri olmasına bakmıyor. Eğlendirmesine bakıyor. Yoksa bu
şarkılardan efsane olacak şarkılar çıkacak beklentisi içinde olmayalım” diyor
bu şarkıları yorumlayan birisi. Bence de artık bakış açımızı değiştirmemiz
lazım. Ve ona göre değerlendirmemiz lazım. Bu şarkılara çok fazla anlam
yüklememeliyiz. Gösteri dünyası sonuçta. Önemli olan bir şeyler yapmak, ortaya
koymak ve kendinden bahsettirmek. Çok fazla kalite aramamak lazım.
BONUS YAZI: Haluk Bilginer ile hayat üzerine konuşulan bir program yapılsa mı?
Ruhi Çenet artık YouTube izlemiyor...
Orkun Işıtmak, Ruhi Çenet’i konuk almış. YouTube dünyası üzerine konuşmuşlar. Ruhi, “Artık YouTube izlemiyorum. Sadece kim, ne yapmış diye bakıyorum” diyor. Daha uzun yıllar YouTube’a içerik üreteceğini de söyledi Ruhi. Ayrıca bir tane videosunun dublajına da 800 bin lira harcamış. Bu dublaj işini artık YouTube kendi yapmıyor mu ya? Yanlış mı biliyorum?
AİLE
SAADETİ DE BURAYA KADARMIŞ…
Atv’deki
Aile Saadeti dizisi final yapıyormuş. Biraz onu izledik. Final yapmasına
üzüldüm. Kendi halinde, iyi bir diziydi. Ama bu reyting yarışında devam etmesi
de imkansızdı. Gerçekçi olmak lazım.
ŞAŞIRDIM
VE YADIRGADIM…
Özlem
Gürses, Rıza Tamer’i, YouTube kanalına konuk almış. O adam hakkında
dolandırıcılık falan iddiaları vardı. Pek de iyi bir insan değilmiş. Böyle bir
kişiyi YouTube kanalına konuk etmesine şaşırdım Özlem Gürses’in.
YouTube izlenecek videolar- 1
YouTube izlenecek videolar yazıma hoş geldiniz. Bu yazıda benim izleyip beğendim ve muhakkak sizin de görmenizi istediğim 5 videoya yer vereceğim. Başlayalım o zaman.
1-Erhan The Kahraman kanalının, mutfakta bile
yapabileceğiniz en acayip 5 iş fikri adındaki videosu. Bu kanalı muhtemelen ilk
defa duyuyorsunuz. Esprili bir şekilde konularını anlatır. Dozunda bir
espriliktir bu, cıvımadan. Beğeneceğinizi ve kanalı takibe alacağınızı
düşünüyorum. https://www.youtube.com/watch?v=cI0Uo7PY2pI
2-Takip ettiğim ve sevdiğim kanallardan biri olan Hikmet Anıl Öztekin’in, kitap okurken dinlenirken dinleyebileceğiniz Yunus Emre müzikleri adındaki videosu. Bir zamanlar TRT 1’de, Yunus Emre dizisi vardı. İşte o dizinin müzikleri. İnsan dinlerken bir huzur buluyor gerçekten. https://www.youtube.com/watch?v=14Ws10qh7Is&t=641s
3-Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’nin, 17. Bölümünden Gelecekten Dönüş skeçi. 12 dakikaya kadar olan, kısa bir skeç. Çok komik olmasa da gideri var. Kafa dağıtmalık. https://www.youtube.com/watch?v=9bNG5Bh3upw
4-Tepkikolik kanalından, şeflerin dondurulmuş hazır yemekleri deneyip tepki verdikleri bölümü var. Bu tepki verme videolarını seviyorum ben. Doktorlar bölümü de vardır. Dizilerdeki doktor sahnelerine tepki verdikleri. Onu da izlemenizi öneririm. https://www.youtube.com/watch?v=OlKx8ZI-zUI
5-Yine, Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’den bir skeç önereceğim size. 121. Bölümden, Ailenin Güvenliği skeçi. Güvenlik görevlisi olarak işe başlayacak bir babanın, ailesini güvenlikten geçirmesi fikri üzerine yazılmış güzel bir skeç. https://www.youtube.com/watch?v=LIJ9pUffoLo
Linkleri kopyalıp internet tarayıcınıza yapıştırırsanız
ilgili videoları izleyebilirsiniz. Şimdiden keyifli izlemeler. Yorumlarını
bekliyorum.
Televizyon kanalları, YouTube'u da mı ele geçirecek?
YouTube Türkiye’nin en fazla abonesi olan 10 kanalın içinde kanal D ve Atv’nin de YouTube kanalları var. Onları beklemezdim bu listenin içinde. Televizyonlar, YouTube’da da egemenliklerini ilan edecekler mi yoksa?
YOUTUBE TRENDLER NEREYE GİTTİ?
YouTube trendleri göreniniz var mı? Her zaman
ana sayfanın sol üstündeki menüde olurdu. Trendler yerine son dönemde keşfet
olmuştu adı. Her iki adıyla da yok. Google’a yazdım. Oradan çıkan linkten girdim.
Neler oluyor? Ne alaka? Bilen var mı?
DİZİ İYİ YOLDA GİDİYOR…
Atv’de, Aldatmak
dizisinin tekrarı vardı. Onu izledim. Senaryo gördüğüm kadarıyla şu anda iyi
gidiyor. Oyunculuklar sahici, karakterler inandırıcı ve olaylara inanıyoruz. İlgiyle
izledim ben.
Başak Kablan, YouTube'tan kazandığı parayla mı geçiniyor?
Başak Kablan son videosunda soru cevap yaptı ve YouTube’dan kazandığı parayla mı geçinip geçinmediği sorusuna cevap verdi. Hayır, sadece YouTube’dan elde ettiği gelirle geçinmiyordu. Bir çok farklı yerden geliri vardı.
Halbuki bundan belki de bir ya da iki yıl önce yaptığı soru cevap videosunda YouTube’dan kazandığı parayla geçindiğini söylemişti. Hatta aylık kazancını da açıklamıştı. Aylık 5 bin lira olarak. Demek ki o da gün gelir YouTube’a bir şey olur. Kendimi sağlam kazığa bağlayayım diyerek başka gelir kaynaklarına yöneldi.
Aynı durumu bir
başka YouTuber Emre Durmuş’tan da duymuştum. O da sadece YouTube üzerinden
değil daha bir çok yerden farklı geliri olduğunu söylemiş hatta bununla ilgili
video da yapmıştı. Bu çağın gelir kazancını bir yere değil, birden fazla yere
bağlamak en mantıklısı oldu.
Önemli olan başarı hikayesiydi, kimin başarılı olduğu değil...
Hayatımda ilk defa izlediğim bir YouTuberın başarı hikayesini dinledim. YouTube’daki başarı hikayesi değildi. Kendi iş hayatındaki başarısını anlatmıştı. İlk çalışmaya başladığı dönemden beri, Japonya’ya gelmesine kadar olan her şeyi anlattı. Hayatımda ilk defa izliyordum kendisini ama videoyu beğenmiştim. Çünkü o videoda bir başarı hikayesi vardı. O kişiyi ilk defa izliyor olmam önemli değildi.
JK ROWLİNG’İN BAŞARI HİKAYESİ…
Başarı hikayeleri
deyince. JK Rowling’in başarı hikayesinin anlatıldığı bir videoya denk
gelmiştim bir zamanlar. YouTube beğendiğim videolar bölümüne ekledim. Ne zaman
ilhama ihtiyaç duysam tekrar izlerim.
DELİRMEMEK İÇİN SOSYAL MEDYAYI BIRAKMAK…
En son Örümcek Adam’ı oynayan adam, adı
gelmiyor şimdi aklıma. Takipçi sayısı 67 milyonu geçince delirmemek için sosyal
medyayı bırakmış. Her insan kaldıramaz bu durumu.
GOOGLE VE YOUTUBE’A ÇALIŞIYORUZ…
Bloglarda yazılar
yazıyoruz. YouTube’da videolar çekiyoruz. Kime yapıyoruz bunları? Google ve
YouTube’a. Düşünsenize tüm insanlık, Google ve YouTube’a içerik üretmek için
birbiriyle yarışıyor. Ne muazzam bir şey değil mi?
BİRKAÇ DA KISA NOT…
*Kitap okumadan geçen günlerimden biriydi. Zaman kullanımı
konusunda daha dikkatli olmalıyım.
*Fark ettim de kaç gündür ana haberleri izlemiyorum hiç.
*Bu ara günlüklere sardım.
*Tavşanla yaşaya yaşaya onun gibi zıplamaya çalışan bir
yavru köpeğe denk geldim sosyal medya. Çok güzeldi.
*Üstün Dökmen’in başörtülü psikolog olmaz söylemi
tartışılıyor. “Biz bunları aşmamış mıydık?” dedim. Demek ki aşmamışız. Anlaşılan
o ki yıllar geçse de aşamayacağız.
Kaliteli hayat nasıl yaşanır videolarından sihirli formüller beklemek...
Her kaliteli hayat başlıklı YouTube videosunu bir hevesle açıyorum. Hep aynı şeyleri görüyorum. Uyku, dengeli beslenme falan filan. Daha başka ne göreceğimi umuyorsam sanki. Nedense farklı şeyler görmek istiyorum. Yoksa sihirli bir formül mü bekliyorum. Bir tanesi öyle demişti. “Size bir formül söyleyeceğim. Bir anda her şey olacak diye bekliyorsanız, yanılıyorsunuz” diye.
Galiba ben de
böyle bir formül isteyenlerdenim. Uykum düzenli değil. Dengeli beslenmiyorum. Bunlar
zaten yapmadığım şeyler. O nedenle her videoda bunları duymak hiç hoşuma
gitmiyor.
KEMAL SUNAL FİLMLERİ YOUTUBE KANALI…
YouTube’da 24
saat Kemal Sunal filmlerini yayınlayan kanal var. Umarım onun da reklam arası
uydu kanallarındaki gibi 1 saat olmuyordur. Uydu kanallarında denk geldiniz mi
bilmiyorum. Televizyonda bir şey olmayınca açıp izlemeye başlıyorsunuz bir
Kelam Sunal filmini. Bir reklama giriyor.
Reklamın bittiği
yok. Bitmeyen reklam yapmışlar. En az yarım saati var bir reklam kuşağının. O yüzden
bu YouTube kanalında da öyle midir diye merak ettim. Tabi o kadar bekleyemedim
bilgisayarın başında. Biraz izledim. Katma Değer Şaban vardı. Kemal Sunal’ın
sevdiğim filmlerindendir.
KENDİNİ KÜTLETENLER…
“Kendimizi
kütlettik.” YouTube kanallarından birinin videosunun başlığı bu. Video için
kendilerini kütlettirmişler. Başlarından küt küt. Bu kütletme işleri sakattır.
İşinin bilen birine gitmişlerdir muhakkak. Yapılacak içerik kalmadı. Bakalım
daha neler göreceğiz? İçerik kalmayınca olmadık şeyler denemeye başlıyorlar. Bir
tanesi bunun gibi süper bir içerikti mesela. Sokakta şınav başına 1 lira
verdim. Adam geliyor sana. “Şınav başına 1 lira. Kaç şınav çekebilirsin?” diyor.
O yüzden bu iş daha nerelere kadar gidebilir merak ediyorum.
BU DEVRAN DEĞİŞMEZ…
Dere yataklarına
evler yapılmış. Şimdi sokaklar dere gibi oldu. Ama buna rağmen akıllanmayız.
Böyle gelmiş böyle gider bu devran. Artık her felaketten sonra böyle şeyleri
yazmaktan sıkıldım. Çünkü değişen bir şey yok. Çünkü boşa konuşuyoruz. Kastamonu’daki
sel felaketinden sonra da bir şey değişmeyecek. Sosyal medyadan yaptığımız
paylaşımlarla kalacağız yine.
İLK PROGRAMI BEKLİYORUM…
Cansu Canan
Özgen, 40 programını sunacakmış. Program performansını merakla bekliyorum.
Cansu Canan’ı daha önceki programlarından da takip ediyordum. Gündem Ötesi
programı vardı Habertürk’te. Pelin Çift, TRT’ye geçtikten sonra programı güzel
devam ettirdi. Hakkını verdi. Kendini kabul ettirdi. Ama sonra nedense bu
programı bıraktı. Sıkılmışta olabilir. Bizim için hava hoş tabi. Biz devamlı
program yapsın istiyoruz.
Ama insan günlük
hayatta bile bazı şeylerden sıkılırken onun işinden sıkılması da çok normal.
Kadın haber spikerleri bile teker teker haber sunmayı bırakıp kadın programı sunmaya
başladılar baksanıza. 40 programı farklı bir format tabi. Bir konuk var. Ve onun
hayatına dair sorular soruyorsun. O nedenle bu programdaki performansını merak
ediyorum.