youtube sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
youtube sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

Beyaz, Youtube'da başarılı olabilir mi?


     Beyaz, Youtube kanalı açmış. Böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan geçmezdi. Şaşırdım. Kariyerinde niye böyle bir maceraya yelken açtı gerçekten öğrenmek isterim. Herhalde bununla ilgili kendisiyle röportaj yapılır. O zaman öğreniriz. Ama o zamana kadar tahminlerimi ve görüşlerimi yazayım. 

     Artık tamamen Beyaz Show bitti diyebilir miyiz? Olabilir mi? Olabilir. Sanki bana programdan sıkılmış gibi geliyor. Kanal D’nin el değiştirmesi, programın kaldıracağı gibi söylentiler de onun için fırsat oldu. Şimdilik bir yıl ara verdiği söylendi. Belki de program hiç başlamayacak. Başlarsa bile tekrar kanal D’de başlar mı? Orası da ayrı bir soru işareti. Yeni adres herkesin tahmin edebileceği gibi tv8 olabilir.

     Beyaz, gelecek yıl O Ses Türkiye jüriliğine devam eder mi? Bence devam edecek. Ama etmesin. Beyaz’ın yeri orası değil. Ne kadar programa renk katsa da özünde bir sanatçı değil. Onun yerine Youtuberlık yapsın inanın daha iyi. Tam da kendi mecrası Youtube aslında. Bu açıdan bakarsak Youtube’a girmesi iyi bir karar. 

Beyazıt Öztürk

     Youtube kanalıyla ilgili söyleyeceklerime gelirsek. İlk videoda gerçekten bir şey anlamadım. “Bu ne ya?” dedim. Ama diğer videolar çok iyi. Zaten topu topu 4 video var. Haa unutmadan. Beyaz’ın Youtube kanalının adı: Beyaz’la. Kanalına şuradan bakabilirsiniz. Görüntü kalitesi çok iyi. Zaten televizyon sektöründen geldiğinden bunda herhangi bir sorun yok.

     Beyaz, Youtube kanalında da başarıya ulaşır mı? Şimdilik iyi gidiyor. Ama gelecek günler neler gösterir bilemeyiz. Başarılı olmasındaki en büyük etken ne çekeceği. Youtube dünyasında içerik çok önemli. Beyaz neler çekecek de çekeceği videolarda mizahını ortaya çıkaracak? Bu noktada atacağı adımlar çok önemli. 

     Ne çekeceğini bulursa Beyaz kısa sürede Youtube’da da başarıyı yakalayabilir. Kendisini severim ben. O nedenle Youtube kanalını da takibe aldım. Şu an itibariyle abone sayısı 393 bin. Kafadan bu sayıya ulaşması normal zaten. Önemli olan bundan sonrası. Aslı çekeceği videolar sonrasında abone sayısında artış olacak mı o önemli. Kendisine başarılar diliyorum. Siz ne diyorsunuz Beyaz’ın Youtube kanalı açması hakkında?

Beyaz ile ilgili diğer yazılarımı buradan okuyabilirsiniz. 

Foto kaynak: https://unsplash.com/photos/ZW1vjQJZmCo

Cüneyt Özdemir'in gülüşü hakkında bir yazı...

       Cüneyt Özdemir’in gülüşü hakkında bir yazı olacak bu. Adam gülüyor diye söylemediklerini bırakmadılar.


     “Yok adam deli, yok psikolojisi bozuk.”


     Ne adam deli, ne de psikolojisi bozuk. Adamın tarzı bu şekilde.


     Benim asıl takıldığım nokta: Bunca yıl televizyon ekranlarında gülmeden nasıl dayanmış?


Cüneyt Özdemir gülüşü hakkında bir yazı
foto kaynak: onedio.com


TELEVİZYONDA DA İZLERDİM AMA…

     YouTube videolarında bunca yılın acısını çıkarıyor herhalde. Ben televizyonda denk geldiğimde de izlerdim. İşlediği konuya ve ağırladığı konuğa göre tabi.


     Ama YouTube’daki kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum. İstediği gibi konuşuyor ya. Gülüyor ya. Vakit akıp gidiyor.


     1 saat içerisinde hem güzel vakit geçirmiş oluyorsunuz hem de gündemden haberiniz oluyor.


     YouTube’dan önce Cüneyt Özdemir benim için sıradan ya da herhangi bir sunucudan farksızdı.


     Kendisini izlemeye başlamam daha doğrusu takip etmeye başlamam YouTube kanalından sonra oldu.


ÇOK GÜLÜYOR DİYE HABER OLUNCA…

     Kanal açtığından haberim yoktu. Bu gülme mevzu nedeniyle sosyal medyada karşıma çıktı.


     O haberleri gördükten sonra izlemeye başladım.


     Ve tabi birde videolarında kullandığı o harika müzik. O müzik de popüler olup gitti.


     Ondan sonra bir çok YouTube kanalı o müziği kullandı.


VİDEOSUNDA POPÜLER ETTİĞİ ŞARKI…

     Ben sonradan o şarkıya ulaştım. Hatta onunla ilgili birde yazı yazdım.


     İsterseniz o şarkının tamamını dinlemek isterseniz o yazıma buradan ulaşabilirsin.


     Sosyal medyada gülmesiyle ilgili olarak deli midir nedir tarzı paylaşımlar yapılıyordu.


     Ön yargısız bir şekilde oturdum izledim videolarını.


ÇOK GÜLMESİ PSİKOLOJİK DEĞİL…

     Deli olduğunu ya da psikolojisinin bozuk olduğunu gösterecek bir emare ile karşılaşmadım.


     Adam sadece ve sadece eğleniyordu.


     Kendisiyle eğlenmeyle kalmayıp izleyenleri de eğlendiriyordu.


     Bu kadar yadırganmasının nedeni, daha önce böyle bir tarzın olmamasıydı muhtemelen.


     Hele ki kendini haber kanalı olarak tanımlayan bir kanalda, devamlı gülen bir adamın olması çok aykırı bir durumdu.


     Bu aykırılık kendisine hüsran da yaşatabilirdi. Belki de kumar oynadı ve tuttu da denebilir.


     Haber ile devamlı gülen bir sunucuyu yan yana düşünemeyiz biz.


     Çünkü haber sunanlarda devamlı ciddiyet görmeye alışkınızdır.


     Bu nedenle devamlı gülen bir sunucu izleyenleri şoke uğratmış olabilir.

 

     Yine o dönemde videosunda anlattığı bir anısı ile de çok konuşulmuştu.


AHU’NUN HİKAYESİ HERKESİ ÇOK ETKİLEMİŞTİ…

     Ahu’nun hikayesini anlatmıştı. Başrolünde kendisi ve Ahu’nun olduğu.


     Ertelemeyin diyordu videosunda.


     Gerçekten de çok dokunan bir yaşanmışlıktı. Ne zaman izlesem etkiler beni.


     İşte o zamanlar Tepkikolik, YouTube kanalı da tepki vermişti o videoya.


     O ana kadar sadece gülüşleriyle gündeme gelmiş olan Cüneyt Özdemir’in farklı bir yanını görüyordu kanaldakiler.


     Etkilendiler hepsi. “Hemen üye olacağım kanalına” demişti bir tanesi. Öyle alıp yürüdü işte YouTube kanalı.


     O video sosyal medyada çok paylaşılmıştı. Oda çok paylaşım olunca görmüş videonun alıp yürüdüğünü.


HALA GÜLÜŞÜNÜ YADIRGIYORLAR…

     Geçen gün YouTube kanalını izlerken hala gülüşüne gelen eleştiriler vardı.


     Artık o mevzuyu geride bırakmadık mı sizce de güzel kardeşim.


     Eğer adamın gülüşü seni rahatsız ediyorsa izlemezsin bir daha, olur biter.


     Bizim millette de böyle bir huy var: Sevmediği insanları takip edip onları eleştirmek.


     Kendinizi niye bu kadar kasıyorsunuz ki, anlamıyorum. İzlersin, “Bu bana göre değil, hoşuma gitmedi” der, bir daha izlemezsin.


     Bu kadar yani. Diyeceğin iki kelime. Bir ara YouTube kanalını izlemeyi bırakmıştım.


     Takipten çıkmadım, sadece videoları izlemiyordum. Bazen izleyecek havam da olmuyorum.


Sizin de öyle oluyordur muhtemelen. Her zaman modumuz aynı değil ki.


UZUN BİR ARADAN SONRA İZLEYİNCE…

     Geçen bir izleyeyim dedim. O videoda espriler harikaydı. Her zaman aynı olmuyor tabi. Gündemde bizi üzen olaylar da oluyor.


     O zaman böyle esprili yayınlar bekleyemeyiz tabi. Yayınlarında bence objektif yorumlar yapıyor. Kimine göre yanlı olabilir tabi.


     Cüneyt Özdemir’i YouTube’dan takip etme nedenlerinden biri de bu objektif yorumlarıdır. Sadece gülmekle iş yapılmaz yani.


     Onun dışında genelde bir habere bağlı kalmadan, gündemde ne varsa hepsini ele alıyor. Siyasetten magazine her konuda.


NE KONUŞUYORSAK YOUTUBE VİDEOLARINDA O VAR…

     Daha doğrusu sosyal medyada ne konuşuyorsak, onun videolarında o konuları görüyoruz.


     Zaten videolarında kendisi de devamlı söyler.


     Özellikle Şeyma Subaşı hakkında konuştuğu dönemde çok dile getirmişti.


     “Siz orada burada her yerde konuşuyorsunuz. Ama ben konuşunca mı sorun oluyor?” diyordu.


     Yani hayatta ne varsa, biz ne konuşuyorsak, oda YouTube kanalında onları konuşuyor.


YAPTIĞI İŞ ÇOK BASİTMİŞ GİBİ…

     YouTube yayınları ile ilgili dikkatimi çeken başka bir nokta da: Öylesine basitmiş gibi yapıyor ki.


     Sanki bende telefonu alıp, hemen video çekebilirmişim gibi geliyor. Ama hiç de öyle değil tabi.


     Arka tarafta bir gazetece birikimi var, bir yaşanmışlık var. Bunu, videosunu izlediğinizde anlıyorsunuz zaten.


YAPTIĞI İŞİ SEVİYOR…

     Adam yaptığı işi seviyor birde. Bunu her halinden anlıyorsunuz. Zaten biri işini bu kadar sevmese, bu kadar gülebilir mi?


     En son izlediğim videosunda Konya’dan yayın yapmıştı. Konya’nın tarihi çarşılarından birinden.


     Öğlen güneşi altında, bol esprili bir yayındı. Konya’nın gezilecek her yerini gezip, onu da kanalda yayınlayacağını söylemişti.


     Yayınladı mı bilmiyorum. Belki de İzmir depreminden dolayı yayınlamamış olabilir.


ORTASINDAN MEHTER GEÇEN PROGRAM…

     İşte o yayını yaparken bir yandan da mehter takımının sesleri geliyordu. “Mehter takımı şuradan geçse de görsek” dedi.


     Hakikaten beş ya da on dakika sonra o sokaktan mehter takımı geçti. Gülmekten öldü tabi.


     “Keşke başka bir şey isteseymişim” dedi. İlerleyen dakikalarda da yine mehter ile ilgili espri yapmayı da ihmal etmedi.


     “İçinden mehter geçen YouTube yayını” gibisinden.


     Ekşi Sözlük’te ne demişler diye baktım.


İKTİDARI DOĞRU DÜRÜST ELEŞTİRMİYOR MU?

     Cüneyt Özdemir’in iktidarı doğru dürüst eleştirmiyor, üstün körü geçiyor diye yazmışlar.


     İstiyorlar ki Fatih Portakal gibi eleştirsin. O zaman Fatih Portakal’ı izleyeceksin abi.


     Cüneyt Özdemir’de bunu bulamazsın. Baştan kabul edeceksin bunu.

     

     Ben zaten Cüneyt Özdemir’i sırf bunun için izliyorum işte. Fatih Portakal gibi olmadığı için.


     İktidarın sadece kötü yanlarına odaklanmış bir tarz bu. Ben bu tarzı sevmiyorum.


İZLENME SAYILARI DÜŞTÜ MÜ?

     Yine Ekşi Sözlük’teki eleştirilerde izlenme sayılarının düştüğü ve bu nedenle YouTube kanalı açan Fatih Portakal’a salladığı yazıyordu.


     İzlenme sayılarına şöyle bir baktım. İzlenme sayıları standart gözüküyor.


     Aşırı bir düşüş gözükmüyor izlenmelerinde genel olarak.


ESKİSİ GİBİ FİLM VE DİZİ ÖNERİSİ YAPMIYOR…

     Benim katıldığım yorumlardan birinde, “40-50 dakikalık videoları baymadan, sıkmadan izlettirmeyi başarıyor.


     Sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp, dünyadaki güncel olaylara değinmesine de bayılıyorum” diyor.


     “Film, dizi ve kitap önerisi verse yine harika olur” diye de ekliyor.


     Bunu bir yazımda bende yazmıştım. İzlediği film ve dizilerle ilgili, Amerika’dan yaptığı videolarda bilgi veriyordu.


     Türkiye’ye döndükten sonra o konulara girmez oldu sanırım.


     Yurt dışında yapacak bir şey olmadığı için dizilere sarıyordu muhtemelen.


     Ama burada elbet yapılacak bir şeyler çıkıyordur. Belki de eskisi gibi dizi ve film izlemeye vakti kalmıyordur.

 

Hayattan kısa kısa notlar 3...

     Dışarıda yağmur yağıyor ve biraz da rüzgar var. Camın kenarında olup yağmurun ve rüzgarın sesini duymak çok güzel. 23:53 oldu saat.


KAPANMALI BİR PAZAR GÜNÜ…


     Cumartesi akşamındayız. Yarın Pazar. Türkiye yarın evde geçirecek Pazar gününü. Çünkü virüs nedeniyle sokağa çıkma yasağı var.


ÇOK SOHBET EDİYOR YARIŞMACILARLA…


     Atv’de Kim Milyoner Olmak İster’i izliyoruz. Bu akşam şunu fark ettim: Kenan İmirzalıoğlu yarışmacılarla çok muhabbet ediyor.


     Sanki yarışmaya gelmemiş, hayatını anlatmaya gelmiş yarışmacı. Aslında böyle bir program fikri aklıma gelmiyor da değil.


     İnsanların başarılarını ve hayat zorluklarını anlattıkları bir program. Ama tutar mı onu bilmiyorum. İnsanların neyi beğeneceği belli olmuyor. Bir denemek lazım.


hayata dair notlar
foto kaynak: https://unsplash.com/


OTOMATİK OYNAT DEVRE DIŞI…


     YouTube’da otomatik oynat özelliğini devre dışı bıraktım. Hemen başka bir videoya geçmesi sinir ediyordu beni. Şimdi daha güzel. İzlediğim şey bittikten sonra ekranda benzer şeyler çıkıyor. O daha pratik oluyor.


ŞİMDİ DE ÖLÜM SAYILARI TARTIŞILIYOR…


     Vaka sayıları ile ilgili tartışmalar hala sürüyor. Vaka sayılarının ve ölüm sayılarının hala tam olarak açıklanmadığı öne sürülüyor.


     Özellikle dikkat çekilen şu: Vaka sayısı 30 binlerdeyken ölüm sayıları nasıl 200’lerde kalıyor? Bir tane doktor, “Yakında ölüm sayılarını da açıklamaya başlayacaklar” dedi.


     İster istemez açıklanan bu rakamlara bir güvensizlik oluştu tabi. Bakalım ilerleyen günler neler getirecek?


YOUTUBE VE İNSTAGRAM KAPANABİLİR…


     Sosyal medya platformları Türkiye’de bir ofis açmaya yanaşmıyorlarmış. Eğer hala açmama inatlarını devam ettirirlerse bu işin sonu kapanmaya kadar gidebilirmiş. YouTube ve İnstagram olmadan bir hayatı düşünsenize.


YERLİ AŞI…


     Bu arada bizim yerli aşımız nisan ayında kullanımda olabilirmiş. Yani hiçbir ülkeye muhtaç olmadan aşı işini çözebileceğiz.


2020’DE SİNEMAYA GİDEBİLDİK…


     2020’nin en iyi 10 filmi diye bir yazı gördüm. Bu sene sinemadan bir şey anlamadık ki. Virüs nedeniyle sinema salonları dolmadı. Sinemacılar kan ağlıyor. Eski günlerine dönmeleri zaman alacak. Daha virüsün ne zaman biteceği belli değil.


BİZ NE ZAMAN AY’A GİDECEĞİZ?


     Merak ediyorum: Biz ülke olarak Ay’a gitmeyi ne zaman deneyeceğiz? Aslında bizde uzaya meraklı genç bir kitle var. Bunları o alana yönlendirmek mesele.


KATLANAN TELEFON ÇIKMIŞ…


     Samsung katlanan telefonu çıkarmış. Az önce reklamlarda gördüm. Bakalım tutacak mı?


     Kaç yaşında adam oldum. Hala oyunda geçemeyince telefonu fırlatmak geliyor içimden.


MOTİVASYON KONUŞMALARI...


     Başarı hikayelerini seviyorum. Motivasyon veren yazıları seviyorum. Ama benimki sadece sevmek. O hikayelerdeki gibi benim azmim yok. O nedenle benim bir başarı hikayem yok. Ama başarı hikayeleri ya da motivasyon konuşmaları yine de moralimi düzeltiyor.


HEVESİM YOK HİÇ BİR ŞEYE…


     Şu aralar hiçbir şeye hevesim yok. Ne kitap okumaya, ne de film izlemeye. Günlerim öyle boş boş geçiyor. Hiç olmazsa köşe yazısı okuyorum. Kendimi böyle avutuyorum.


DAHA SONRA İZLE DEYİP İZLEMEMEK…


     Daha sonra izle diye bir çok videoyu işaretliyorum YouTube’da. Ama sonra bir daha dönüp izlemek istemiyorum onları. Galiba benim ilgimi çeken videoyu o anda izlemem lazım. Yoksa bir daha izleme hevesim kalmıyor.


BİR KONUYU UZUN UZUN YAZMAK…


     Bunu daha önce yazdım galiba ama yine yazmak istiyorum: Bir konu üzerine şöyle bin kelimelik yazıları yazmak isterdim. Ama o kadar yazamıyorum. Hadi bini geçtim, üç yüz kelime de yeter.


     Ama oda olmuyor. En fazla yüz kelime. Sonra tıkanıyorum. O yüzden her konudan kısa kısa görüşlerimi belirttiğim yazılarımın sayısı giderek artıyor.


DEVAMLI İÇERİK GİREN BLOGGER…


     İnsanları yazılarınıza bağlamak ve devamlı takip edilen bir Blogger olmak önemli. Devamlı takip edilen bir Blogger mıyım bilmiyorum ama devamlı yazı giren bir Blogger olmak için çaba gösteriyorum. Şu an yağmur ve rüzgar durdu. Geceye bir sessizlik hakim oldu.


İLK DEFA MI KONUK OLDU?


     Siyasi tartışma programlarını izlerken sinirleniyorum ve kapatıyorum. Bu akşam Ahmet Davutoğlu, Habertürk’teydi. Galiba parti kurduktan sonra ilk defa konuk oldu.


HABER SUNUMUNU BEĞENMİYORUM…


     Az önce Fox’ta İlker Karagöz’ün sunduğu sabah haberlerini izledik. Haber sunumunu pek beğenmiyorum. Direk, Fox’a karşı değilim yanlış anlaşılmasın. Mesela İsmail Küçükkaya’yı severim. İyi bir haber sunucusudur. Bunu da not düşmek istedim.


KIYAMET ÇAĞIRIYORUZ KIYAMETİ…


     Gelecek nesillere bozulmuş bir gezegen mi bırakıyoruz? Bu gidişle bozulmuşu bırak gezegen falan bırakmayacağız ortada. Biz gezegeni bozmuyoruz, kıyameti çağırıyoruz. Farkında değil miyiz? Biz kendi kendimizi yok ediyoruz.


KORONAVİRÜS KOMPLO TEORİSİ…


     Koronavirüs ile ilgili komplo teorileri de devam ediyor. Bunlardan biri de, Çin’in bilerek bu virüsü dünyaya yaydığı ondan sonra da aşı satarak bunu paraya çevirdiği. İnsanın aklına bin türlü şey geliyor. Ama şimdilik buna doğrudur diyemiyoruz. Bir gün elbet bu işin aslı astarı ortaya çıkacaktır.


ADSENSE DEĞİŞİKLİKLERİ…


     Google Adsense’de devamlı değişiklikler oluyor. Devamlı mail atıyor Google. “Şu reklam türünü kaldırıyoruz. Ama şunu yapabilirsin” gibilerinden. Artık eskisi gibi dikkat etmiyorum bu mesajlara. Zamanında çok uğraştım blog için. Reklam da gösteriliyor blogda. Daha fazla yapacak bir şeyim yok.


O YOUTUBE KANALI BIRAKTIM…


     Burada Olan Burada Kalır diye bir YouTube kanalı var. Can Yılmaz ve Zafer Algöz’ün ortak sundukları bir program. İkisi muhabbet ediyorlar. Gündemden, oradan buradan konular hakkında. Aslında güzel bir format. Muhabbet edenlerin muhabbeti güzelse, izlemeye doyulmaz.


     Zafer Algöz muhabbet adamı, belli. Ama Can Yılmaz için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bu programa kaç kere şans verdim. Ama bir türlü Can Yılmaz’ın muhabbeti sarmıyor beni. Bende bu nedenle bu programı izlemekten vazgeçtim artık.


ASIL MESELE YOUTUBE KANALI AÇMAK DEĞİL…


     YouTube kanalı açmak değil mesele. Asıl mesele: Kanalı açtıktan sonra kanalda ne yapacağın. Nasıl bir içerik üreteceğin. İşte konu tam da buraya geldiğinde içerik üretmenin, bir YouTube kanalını devam ettirmenin zorluğunu anlıyorsun.


     Başka bir şey daha anlıyorsun: Şu anda popüler kanallara bakıp, “Bunlar ne yapıyor ki? Bunu bende yapıp para kazanırım” lafının ne kadar boş olduğunu. Ne kadar saçma videolar da yapsalar sonuçta nasıl içerik üreteceklerini bulmuşlar. İşte önemli olan da bu.


ÇİN AŞISI İÇİN NE DEDİ?


     Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Çin aşıları ile ilgili konuşmuş. “Zaman kaybetmeden elimize geçen aşıları kullanmalıyız. Çok az etkili aşı olsa bile hastalıktan iyidir” demiş. Ben Mehmet Ceyhan hocayı seviyorum ya. Bana söyledikleri hep mantıklı gelmiştir. Peki sizin bu pandemi döneminde söylemlerine güvendiğiniz doktor veya doktorlar kimler?


KARANTİNADA KAHVE İÇİMİMİZ AZALDI MI?


     Pandemi döneminde kahve tüketimi üzerine bir yazı okudum. Türkiye’de pandemi döneminde hem kahve tüketimi hem de kahve makinesi tüketimi artmış. Türkiye’de hiç kahve üretilmiyormuş.


     Bu nedenle devamlı dışardan ithal ediyoruz. İşte o ithal rakamlarına bakıldığında 2019’a göre bu yıl hem kahve, hem de kahve makinesi ithali bir önceki yıla göre artmış. Yani pandemi kahve keyfimizden alıkoyamamış bizi.


İŞÇİLER NİYE HAKLARINI KAYBEDİYOR?


     Şimdilerde emekli olmuş bir abimiz var. “Zamanında işten kendin çıksan bile tazminatı alırdın” diyor. Şimdi nerde o günler. Peki niye böyle kötüye gitmiş bu durum? Niye hep işçilerin haklarından ödün veriliyor?

 

Cüneyt Özdemir'in YouTube kanalı artık sadece kendi videolarından ibaret değil...

     Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalında artık hafta sonları başka başka videolar görüyoruz? Artık yanında çalışanlar da kanal için videolar çekmeye başladı? Mesela yanında çalışanlardan Alex’in, “İnfluencer nasıl olunur?” videosu. Bunun gibi videolar üretmeye başladılar. Yani anlayacağınız Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalı içerik konusunda genişliyor. Artık sadece kendisinin videoları yok kanalda. Böyle böyle büyük bir YouTube devine dönmeyi planlıyor.


Cüneyt Özdemir
foto kaynak: unsplash.com


HALK KENDİ İÇİNDE KONUŞTUĞU ŞEYİ SENDE GÖRMELİ…

     İşte bu tür yeni şeyleri seviyorum. Ortama ayak uydurmak için böyle adımlar atılmalı. İnsanlar sende aradıklarını bulabildikleri sürece varsın. Onların hayatlarıyla paralel gitmen lazım. Onlar ne konuşuyorsa sen de onları konuşmalısın. “Konu ciddiyetsiz, ya da magazin konusu” dememelisin. Bu işi en iyi yapanlardan biri de zaten Cüneyt Özdemir. Bunu zamanında, Şeyma Subaşı’nın çıkardığı kitap için yaptığı video ile de göstermişti.

BONUS YAZI: Cüneyt Özdemir’in videosundaki şarkıyı buldum.

ALEYNA TİLKİ VE KERİMCAN DURMAZ’IN YENİ ŞARKILARI…

     Şu anda YouTube trendlerde Kerimcan Durmaz ve Aleyna Tilki var. İkisi de yeni çıkardıkları şarkılarıyla gündemde. Aleyna tamam da Kerimcan ilk defa şarkı yaptı herhalde. Her iki şarkıyı da dinledim. Ve her ikisini de beğendim. Ama klipleri izlemedim. Şarkılar ilk çıktıkları zaman klipleri izlemem. Önce benim şarkıyı beğenmem lazım. Şarkıyı açarım. Ben de bir yandan bilgisayarda başka işler yaparım. İşte başka işlerle uğraşırken, “Şarkı güzelmiş” dedirtirse bana, benim için o şarkı güzel olmuştur. Her iki şarkı da bana bunu dedirtti.

ALEYNA TİLKİ, DÜNYA YILDIZI OLUR MU?

     Aleyna, Retrograde şarkısıyla dünyaya açılıyor. İsterim ki başarılı olsun. Ama nedense bizden bir dünya yıldızı çıkacağını düşünmüyorum. Biz bir şekilde bu işlerin altından kalkamıyoruz. Aleyna şarkıyı söylerken, İngilizce telaffuzuna özellikle dikkat ettim. Olmamış. Üzerine bol gelen bir elbise gibiydi İngilizcesi. Yabancı bir şarkıyla karşılaştırıyorsun ister istemez. Bu ne zaman düzelir? Yıllarca İngilizce konuşacaksın ve onu içselleştireceksin. Eğer bu dünya yıldızı olma serüveni devam ederse ona da bir el atılır tabi.

YOUTUBE ŞARKILARINA OLAN BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMEK…

     YouTube için yapılan şarkılara farklı bir gözle bakmanın zamanı gelmedi mi? Okuduğum bir köşe yazısında öyle diyordu. “Normal bir şarkı gibi bakmamak lazım. Sonuçta millet sanat eseri olmasına bakmıyor. Eğlendirmesine bakıyor. Yoksa bu şarkılardan efsane olacak şarkılar çıkacak beklentisi içinde olmayalım” diyor bu şarkıları yorumlayan birisi. Bence de artık bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Ve ona göre değerlendirmemiz lazım. Bu şarkılara çok fazla anlam yüklememeliyiz. Gösteri dünyası sonuçta. Önemli olan bir şeyler yapmak, ortaya koymak ve kendinden bahsettirmek. Çok fazla kalite aramamak lazım.

BONUS YAZI: Haluk Bilginer ile hayat üzerine konuşulan bir program yapılsa mı?

 

Ruhi Çenet artık YouTube izlemiyor...

Orkun Işıtmak, Ruhi Çenet’i konuk almış. YouTube dünyası üzerine konuşmuşlar. Ruhi, “Artık YouTube izlemiyorum. Sadece kim, ne yapmış diye bakıyorum” diyor. Daha uzun yıllar YouTube’a içerik üreteceğini de söyledi Ruhi. Ayrıca bir tane videosunun dublajına da 800 bin lira harcamış. Bu dublaj işini artık YouTube kendi yapmıyor mu ya? Yanlış mı biliyorum?

AİLE SAADETİ DE BURAYA KADARMIŞ…

Atv’deki Aile Saadeti dizisi final yapıyormuş. Biraz onu izledik. Final yapmasına üzüldüm. Kendi halinde, iyi bir diziydi. Ama bu reyting yarışında devam etmesi de imkansızdı. Gerçekçi olmak lazım.

ŞAŞIRDIM VE YADIRGADIM…

Özlem Gürses, Rıza Tamer’i, YouTube kanalına konuk almış. O adam hakkında dolandırıcılık falan iddiaları vardı. Pek de iyi bir insan değilmiş. Böyle bir kişiyi YouTube kanalına konuk etmesine şaşırdım Özlem Gürses’in.

YouTube izlenecek videolar- 1

YouTube izlenecek videolar yazıma hoş geldiniz. Bu yazıda benim izleyip beğendim ve muhakkak sizin de görmenizi istediğim 5 videoya yer vereceğim. Başlayalım o zaman.

1-Erhan The Kahraman kanalının, mutfakta bile yapabileceğiniz en acayip 5 iş fikri adındaki videosu. Bu kanalı muhtemelen ilk defa duyuyorsunuz. Esprili bir şekilde konularını anlatır. Dozunda bir espriliktir bu, cıvımadan. Beğeneceğinizi ve kanalı takibe alacağınızı düşünüyorum. https://www.youtube.com/watch?v=cI0Uo7PY2pI

2-Takip ettiğim ve sevdiğim kanallardan biri olan Hikmet Anıl Öztekin’in, kitap okurken dinlenirken dinleyebileceğiniz Yunus Emre müzikleri adındaki videosu. Bir zamanlar TRT 1’de, Yunus Emre dizisi vardı. İşte o dizinin müzikleri. İnsan dinlerken bir huzur buluyor gerçekten. https://www.youtube.com/watch?v=14Ws10qh7Is&t=641s

3-Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’nin, 17. Bölümünden Gelecekten Dönüş skeçi. 12 dakikaya kadar olan, kısa bir skeç. Çok komik olmasa da gideri var. Kafa dağıtmalık. https://www.youtube.com/watch?v=9bNG5Bh3upw

4-Tepkikolik kanalından, şeflerin dondurulmuş hazır yemekleri deneyip tepki verdikleri bölümü var. Bu tepki verme videolarını seviyorum ben. Doktorlar bölümü de vardır. Dizilerdeki doktor sahnelerine tepki verdikleri. Onu da izlemenizi öneririm. https://www.youtube.com/watch?v=OlKx8ZI-zUI

5-Yine, Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’den bir skeç önereceğim size. 121. Bölümden, Ailenin Güvenliği skeçi. Güvenlik görevlisi olarak işe başlayacak bir babanın, ailesini güvenlikten geçirmesi fikri üzerine yazılmış güzel bir skeç. https://www.youtube.com/watch?v=LIJ9pUffoLo

Linkleri kopyalıp internet tarayıcınıza yapıştırırsanız ilgili videoları izleyebilirsiniz. Şimdiden keyifli izlemeler. Yorumlarını bekliyorum.

Televizyon kanalları, YouTube'u da mı ele geçirecek?

     YouTube Türkiye’nin en fazla abonesi olan 10 kanalın içinde kanal D ve Atv’nin de YouTube kanalları var. Onları beklemezdim bu listenin içinde. Televizyonlar, YouTube’da da egemenliklerini ilan edecekler mi yoksa?

YOUTUBE TRENDLER NEREYE GİTTİ?

     YouTube trendleri göreniniz var mı? Her zaman ana sayfanın sol üstündeki menüde olurdu. Trendler yerine son dönemde keşfet olmuştu adı. Her iki adıyla da yok. Google’a yazdım. Oradan çıkan linkten girdim. Neler oluyor? Ne alaka? Bilen var mı?

DİZİ İYİ YOLDA GİDİYOR…

     Atv’de, Aldatmak dizisinin tekrarı vardı. Onu izledim. Senaryo gördüğüm kadarıyla şu anda iyi gidiyor. Oyunculuklar sahici, karakterler inandırıcı ve olaylara inanıyoruz. İlgiyle izledim ben.

 

Başak Kablan, YouTube'tan kazandığı parayla mı geçiniyor?

      Başak Kablan son videosunda soru cevap yaptı ve YouTube’dan kazandığı parayla mı geçinip geçinmediği sorusuna cevap verdi. Hayır, sadece YouTube’dan elde ettiği gelirle geçinmiyordu. Bir çok farklı yerden geliri vardı.

     Halbuki bundan belki de bir ya da iki yıl önce yaptığı soru cevap videosunda YouTube’dan kazandığı parayla geçindiğini söylemişti. Hatta aylık kazancını da açıklamıştı. Aylık 5 bin lira olarak. Demek ki o da gün gelir YouTube’a bir şey olur. Kendimi sağlam kazığa bağlayayım diyerek başka gelir kaynaklarına yöneldi.

     Aynı durumu bir başka YouTuber Emre Durmuş’tan da duymuştum. O da sadece YouTube üzerinden değil daha bir çok yerden farklı geliri olduğunu söylemiş hatta bununla ilgili video da yapmıştı. Bu çağın gelir kazancını bir yere değil, birden fazla yere bağlamak en mantıklısı oldu.

 

Önemli olan başarı hikayesiydi, kimin başarılı olduğu değil...

     Hayatımda ilk defa izlediğim bir YouTuberın başarı hikayesini dinledim. YouTube’daki başarı hikayesi değildi. Kendi iş hayatındaki başarısını anlatmıştı. İlk çalışmaya başladığı dönemden beri, Japonya’ya gelmesine kadar olan her şeyi anlattı. Hayatımda ilk defa izliyordum kendisini ama videoyu beğenmiştim. Çünkü o videoda bir başarı hikayesi vardı. O kişiyi ilk defa izliyor olmam önemli değildi.

JK ROWLİNG’İN BAŞARI HİKAYESİ…

     Başarı hikayeleri deyince. JK Rowling’in başarı hikayesinin anlatıldığı bir videoya denk gelmiştim bir zamanlar. YouTube beğendiğim videolar bölümüne ekledim. Ne zaman ilhama ihtiyaç duysam tekrar izlerim.

DELİRMEMEK İÇİN SOSYAL MEDYAYI BIRAKMAK…

     En son Örümcek Adam’ı oynayan adam, adı gelmiyor şimdi aklıma. Takipçi sayısı 67 milyonu geçince delirmemek için sosyal medyayı bırakmış. Her insan kaldıramaz bu durumu.

GOOGLE VE YOUTUBE’A ÇALIŞIYORUZ…

     Bloglarda yazılar yazıyoruz. YouTube’da videolar çekiyoruz. Kime yapıyoruz bunları? Google ve YouTube’a. Düşünsenize tüm insanlık, Google ve YouTube’a içerik üretmek için birbiriyle yarışıyor. Ne muazzam bir şey değil mi?

BİRKAÇ DA KISA NOT…

*Kitap okumadan geçen günlerimden biriydi. Zaman kullanımı konusunda daha dikkatli olmalıyım.

*Fark ettim de kaç gündür ana haberleri izlemiyorum hiç.

*Bu ara günlüklere sardım.

*Tavşanla yaşaya yaşaya onun gibi zıplamaya çalışan bir yavru köpeğe denk geldim sosyal medya. Çok güzeldi.

*Üstün Dökmen’in başörtülü psikolog olmaz söylemi tartışılıyor. “Biz bunları aşmamış mıydık?” dedim. Demek ki aşmamışız. Anlaşılan o ki yıllar geçse de aşamayacağız.

 

Kaliteli hayat nasıl yaşanır videolarından sihirli formüller beklemek...

     Her kaliteli hayat başlıklı YouTube videosunu bir hevesle açıyorum. Hep aynı şeyleri görüyorum. Uyku, dengeli beslenme falan filan. Daha başka ne göreceğimi umuyorsam sanki. Nedense farklı şeyler görmek istiyorum. Yoksa sihirli bir formül mü bekliyorum. Bir tanesi öyle demişti. “Size bir formül söyleyeceğim. Bir anda her şey olacak diye bekliyorsanız, yanılıyorsunuz” diye.

     Galiba ben de böyle bir formül isteyenlerdenim. Uykum düzenli değil. Dengeli beslenmiyorum. Bunlar zaten yapmadığım şeyler. O nedenle her videoda bunları duymak hiç hoşuma gitmiyor.

KEMAL SUNAL FİLMLERİ YOUTUBE KANALI…

     YouTube’da 24 saat Kemal Sunal filmlerini yayınlayan kanal var. Umarım onun da reklam arası uydu kanallarındaki gibi 1 saat olmuyordur. Uydu kanallarında denk geldiniz mi bilmiyorum. Televizyonda bir şey olmayınca açıp izlemeye başlıyorsunuz bir Kelam Sunal filmini. Bir reklama giriyor.

     Reklamın bittiği yok. Bitmeyen reklam yapmışlar. En az yarım saati var bir reklam kuşağının. O yüzden bu YouTube kanalında da öyle midir diye merak ettim. Tabi o kadar bekleyemedim bilgisayarın başında. Biraz izledim. Katma Değer Şaban vardı. Kemal Sunal’ın sevdiğim filmlerindendir.

KENDİNİ KÜTLETENLER…

     “Kendimizi kütlettik.” YouTube kanallarından birinin videosunun başlığı bu. Video için kendilerini kütlettirmişler. Başlarından küt küt. Bu kütletme işleri sakattır. İşinin bilen birine gitmişlerdir muhakkak. Yapılacak içerik kalmadı. Bakalım daha neler göreceğiz? İçerik kalmayınca olmadık şeyler denemeye başlıyorlar. Bir tanesi bunun gibi süper bir içerikti mesela. Sokakta şınav başına 1 lira verdim. Adam geliyor sana. “Şınav başına 1 lira. Kaç şınav çekebilirsin?” diyor. O yüzden bu iş daha nerelere kadar gidebilir merak ediyorum.

BU DEVRAN DEĞİŞMEZ…

     Dere yataklarına evler yapılmış. Şimdi sokaklar dere gibi oldu. Ama buna rağmen akıllanmayız. Böyle gelmiş böyle gider bu devran. Artık her felaketten sonra böyle şeyleri yazmaktan sıkıldım. Çünkü değişen bir şey yok. Çünkü boşa konuşuyoruz. Kastamonu’daki sel felaketinden sonra da bir şey değişmeyecek. Sosyal medyadan yaptığımız paylaşımlarla kalacağız yine.

İLK PROGRAMI BEKLİYORUM…

     Cansu Canan Özgen, 40 programını sunacakmış. Program performansını merakla bekliyorum. Cansu Canan’ı daha önceki programlarından da takip ediyordum. Gündem Ötesi programı vardı Habertürk’te. Pelin Çift, TRT’ye geçtikten sonra programı güzel devam ettirdi. Hakkını verdi. Kendini kabul ettirdi. Ama sonra nedense bu programı bıraktı. Sıkılmışta olabilir. Bizim için hava hoş tabi. Biz devamlı program yapsın istiyoruz.

     Ama insan günlük hayatta bile bazı şeylerden sıkılırken onun işinden sıkılması da çok normal. Kadın haber spikerleri bile teker teker haber sunmayı bırakıp kadın programı sunmaya başladılar baksanıza. 40 programı farklı bir format tabi. Bir konuk var. Ve onun hayatına dair sorular soruyorsun. O nedenle bu programdaki performansını merak ediyorum.