Powered By Blogger

29 Haziran 2021 Salı

10 sayfalık polisiye hikayeler okumak...

     Kütüphaneden Ahmet Ümit’in, Agatha’nın Anahtarı kitabını aldım. Meğer hikayelerden oluşan bir kitapmış. 10 sayfalık polisiye hikayeler. Benim için enteresan bir deneyim olduğunu söylemeliyim. Ben hep baştan sona bir hikayenin, daha doğrusu bir romanın içinde yol almaya alışmışım.

KANAL İSTANBUL GERÇEKTEN GEREKLİ Mİ?

     Kanal İstanbul projesi gerçekten gerekli mi? Gönül rahatlığıyla, “Evet, gerekli” diyemiyorum. İktidar yanlısı bir uzman konuşsa, “Gerekli” der; Muhalefet yanlısı bir uzman konuşsa, “Gereksiz” der. Gel de çık işin içinden. Kanal yapıldıktan sonraki etkilerine bakarak karar vereceğiz anlaşılan.

MUHALEFETE GÜVENEMEYEN MİLLET…

     Hala bu millet, Erdoğan gittikten sonra muhalefetin ülkeyi yönetip yönetemeyeceğine dair endişe işinde. Yoksa çoktan seçimde Erdoğan’ı kaybetmiş görebilirdik. Ama muhalefet güven vermiyor.

26 Haziran 2021 Cumartesi

Sert de çıkamıyorum bu insanlara...

     En çok aşı olan ilk 10 il arasında Türkiye’nin üç büyük ili yokmuş. İstanbul, Ankara ve İzmir. Yani anlayacağınız bu ildekilerin aşı ile ilgili tereddütleri var. Gel de tereddüt etme şimdi. İnsanlara bir şey de diyemiyorum ki.

NEDEN SİNOVAC TERCİH ETTİM?   

     Aşı ile ilgili benim de tereddütlerim vardı. Hala var. Ama buna rağmen Sinovac aşısı oldum. Peki böyle söylüyorum da neden aşı oldum o zaman? Biontech olmamak için. Çin aşısına güveniyorum ben. Çünkü geleneksel. Gün gelir aşıyı zorunlu tutarlar, o zaman da Sinovac olmaz, mecburen Biontech yemek zorunda kalırım diye oldum. Geleneksel aşı falan dediğime bakıp bu konuda çok bilgili sanmayın beni. Kendimce bir düşünce işte. Mantığım ona yattı.

BİR KİŞİ BİLE MERAK ETMEZ Mİ?

     Bir kişi de olsun Sinovac ya da Biontech büyük harfle mi yazılır diye aratmaz mı? Google’da arattım, çıkmadı. Ben de haber sitelerine baktım. Orada baş harfleri büyüktü onlardan gördüğüm gibi ben de ilk harflerini büyük yazdım.

 

24 Haziran 2021 Perşembe

Müge Anlı programı gibi başlayan kitap...

     Tarık Tufan’ın, Düşerken isimli kitabına başladım. Hikaye sanki Müge Anlı’nın programlarından biri gibi başladı. İlk başta böyle bir izlenim oluştu ben de. Ama sayfalar ilerledikçe hiç alakasının olmadığını gördüm. Derin bir şeyler olacak, belli. Heyecanla okumaya devam. Daha önce de belirtmiştim. Tarık Tufan’ı ilk kez okuyorum. Bundan sonra okur muyum? Okurum. Yazım tarzı bana hitap ediyor.

AŞI KARARSIZLIĞIM…

     Aşı sırası aldım ama hala kafamda soru işaretleri var. Aşıların yan etkileri endişelendiriyor beni. Özellikle yıllar sonra yan etkilerinin ortaya çıkabileceğine dair söylentiler nedeniyle kafam allak bullak.

BLOĞUMU KİM OKUYOR Kİ?

     Google Analytics hakkında kafama takılan bir soru var. Bloğuma baktığımda okunma sayımın arttığını görüyorum anlık. Mesela 122 iken güncelleme yapıyorum 125 oluyor. “Bakalım kim, nerden girmiş?” diye Analytics’e bakıyorum. Ama sitede hiç kimse gözükmüyor. O zaman bu okunma nasıl oluyor, nasıl artıyor? Hayalet okunma mı oluyor?

23 Haziran 2021 Çarşamba

Bizim de artık bir aşımız var: Türkovac...

     Yerli aşımızın ismi açıklanmış: Türkovac. İlk duyduğunuzda ne hissettiniz? Ben ilk duyduğumda yadırgamadım. Kulağıma hoş bile geldi. Sinovactan bir alışkanlık var tabi. Aynı zamanda sanki Türk işi bir süper kahraman ismi gibi de olmuş.

YASAKLAR BİTTİ, ŞİMDİLİK… 

 1 Temmuz’dan itibaren tüm koronavirüs yasakları kalkıyor. Maske hariç tabi ki. Artık Pazar günleri de dışarı çıkmak serbest. Ayrıca gece 10’dan sabah 05:00’e kadar olan yasak da kalktı. Yasaksız ilk Pazar gününü düşünemiyorum. Millet akacak sokaklara.

BİR SEN EKSİKTİN DELTA VARYANTI…

     Bir de başımıza delta varyantı çıktı. İlk duyduğumda bu ne demek demiştim. Hindistan varyantıymış. Eğer çok salarsak kendimizi vaka sayıları yeniden patlayabilirmiş. Bu uyarı sadece bizim için değil, tüm dünya için. Bu varyantlarla işimiz var.

   

21 Haziran 2021 Pazartesi

Pazar günleri için de yasaklar kalkabilirmiş...

      Pazar günleri için de yasak kalkabilirmiş. Bence kalkar. Millet aşıya koşuyor. Vaka sayıları da düşüştü. Tabi Pazar günleri açılınca vaka sayıları patlar mı? Onu bilemem.    

     Kaç gündür telefonun güncellemesini yapacağım, unutuyorum. İOS 14.6 güncellemesi.

     Babamın telefonundaki sorun nasıl düzeldiyse düzelmiş. Artık arama yapabiliyor. İphone 6S kullanıyor babam. Galiba değişme vakti geldi.

     Hava sıcak. Tişörtle oturuyorum. Dışarıda yağmur ve ara ara da gök gürültüsü var. Böyle bir anda gök gürlüyor ya. İnsan olduğu yerde zıplıyor korkudan. Saat 00:19

     Cuma gününe aşı sıramızı aldık. Sinovac için. Ben, kardeşim ve babam olacağız.

     Çok Güzel Hareketler’de, Tarkan skeçinin ilk bölümünü izledim. Yılmaz Erdoğan ne gülmüş be. Tabi seyirciler de.    

    

20 Haziran 2021 Pazar

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası kabusu sonunda bitti...

     2020 Avrupa Şampiyonası’daki son maçımızda İsviçre’ye 3-1 yenildik. Bizim için kabus gibi turnuva oldu. Şenol Güneş ya istifa etmeli, etmezse de gönderilmeli. Ben bu başarısızlığı Şenol Güneş’e yazarım.

BİRDEN FAZLA HAYAT…

     Muz Sesleri kitabına devam ediyorum. Artık son 70 sayfam. Birden fazla kişinin hayatının anlatıldığı kitaba odaklanmak biraz zor olsa da, yine de gidiyor.

TİYATRO YAZARININ VAR OLMA ÇABASI…

     Pazar gününü boş geçirmek istemedim. Bir de film izledim. Edmond, filmin adı. Bir şairin yeni bir tiyatro oyunu yazarak var olma çabasını anlatıyor. Zira ilk oyunu ilgi görmemiş ve sıkıcı bulunmuştur. Bu yeni oyunun yazılış süreci de baya enteresan. “Böyle de ilham mı gelirmiş” denecek tarzda bir ilham geliyor adama.

19 Haziran 2021 Cumartesi

"Onun gibi yazmak istiyorum" dediğim bir yazar daha var artık...

     Orhan Kemal gibi yazmak isterdim, roman yazabilseydim eğer. Mustafa Kutlu gibi de yazmak isterdim, hikaye yazabilseydim eğer. Bugüne kadar okuduğum yazarlar arasından sadece Orhan Kemal için bunu söylemiştim. Artık Mustafa Kutlu için de böyle düşünüyorum. Daha önce okuduğum Huzursuz Bacak kitabı ve birkaç gün önce bitirdiğim Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı kitabı böyle düşünmem için yetti de arttı bile.

18 Haziran 2021 Cuma

Arka Sokaklar, 15'inci kez sezon finali yapıyor...

      Bu akşam Arka Sokaklar, sezon finali yapıyor. Tam 15’inci sezon finali bu.

     Yaz ayının gelmesiyle beraber bir çok yazlık dizi başladı yine. Bakalım hangisi yeni sezona kalabilecek? Kanal D’deki Baht Oyunu dizisini izledim. “Yani” diyebileceğim bir dizi. Uzun ömürlü olur mu bilemem.

    

15 Haziran 2021 Salı

Hedefim: En azından her ay, bir kitap okumuş olmak...

     Bazen her gün kitap okumuşumdur. Bazen ise aylarca elim gitmemiştir hiçbir kitaba. Ama bu durumdan hoşlanmamışımdır hiç. Bu nedenle yeni bir karar aldım. Hiç olmazsa ayda bir kitap bitirmek istiyorum bundan sonra. Aslında her gün düzenli okumak isterim. Ama zamanla sıkılıyorum nedense. Ondan sonra bir bırakıyorum okumayı. Bir daha canım ne zaman isterse. Hiç olmazsa ayda, bir kitap bitirerek okumaya uzun ara vermelerimin önüne geçmeyi planlıyorum.

ayda bir kitap okumak
foto kaynak: unsplash.com

AHMET ÜMİT’İN YENİ KİTABI: KAYIP TANRILAR ÜLKESİ…

     Ahmet Ümit’in yeni kitabı, Kayıp Tanrılar Ülkesi dün itibariyle çıkmış. Kendisi sevdiğim bir yazar olduğu için her yeni kitap haberi beni de sevindiriyor doğal olarak. 504 sayfaymış. Güzel. Çok sayfalı kitapları severim. Bakalım okuyucuda nasıl bir etki bırakacak bu kitap?

12 Haziran 2021 Cumartesi

İlk defa kitaplarını okuyacağım 2 yazar...

     Uzun bir aradan sonra yolum yine kütüphaneye düştü. Her zaman ki gibi yine kendime 3 kitap aldım. Aldığım üç kitaptan ikisi, ilk defa okuyacağım yazarlara ait kitaplar. Tarık Tufan’dan Düşerken kitabı. Galiba bu son romanıydı kendisinin. Uzun zamandır kendisini çok okumak istiyordum. Hemen aldım onu. Bir diğeri, Ece Temelkuran’dan Muz Sesleri kitabı. Bu kitap ilk çıktığı dönemde çok ses getirmişti.

ilk defa okuyacağım yazarlar
foto kaynak: unsplash.com

İLK KİTABINI BEĞENDİĞİM İÇİN TEREDDÜT ETMEDEN ALDIM…

     Görünce onu da hemen aldım. Bakalım Temelkuran’ın yazı dünyası nasılmış. Ve son kitap: Mustafa Kutlu’nun, Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı kitabı. Daha önce Huzursuz Bacak kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. O nedenle bu kitabını da heyecanla aldım. Bakalım bu üç kitaptan en çok hangilerini beğeneceğim?

11 Haziran 2021 Cuma

Yılmaz Erdoğan sonunda Çok Güzel Hareketler Bunlar 2'ye dönüyor...

     Bu Pazar, Çok Güzel Hareketler Bunlar 2, sezon finali yapıyor. Ve ayrıca sonunda Yılmaz Erdoğan’da programa dönüyor. Bu bölümde programı Eser ile beraber sunuyorlar. Yeni sezonun ilk bölümünde bakarsınız sokaklarda maskesiz dolaşmaya başlamış oluruz.

Yılmaz Erdoğan
foto kaynak: unsplash.com

SAAT 22:00’Yİ BEKLİYORUZ…

     Bu akşam 2020 Avrupa Futbol Şampiyonasının açılış maçında İtalya ile karşılaşacağız. Heyecan dorukta. İtalya’yı öve öve bitiremiyorlar. Bu akşam görelim bakalım şu İtalya’yı.

EFSANEYE YAZIK OLMAZ UMARIM…

     Sonunda Leyla ile Mecnun geri dönüyor. Exxen’de yayınlanacak. Umarım hüsrana uğramazlar. Böyle bir efsanenin fiyasko ile yayından kaldırılmasına gönlüm el vermez.

YAPILAN MARŞLAR OFSAYT…

     A Milli futbol takımımız için yapılan marşları dinlediniz mi? Ben hiç birini beğenmedim. Ne Mustafa Sandal’ı ne de Kıraç’ı. Hele Kıraç’ın yaptığı marşın müziği bana Fenerbahçe için yaptığı marşın müziğini anımsattı.

9 Haziran 2021 Çarşamba

Ufoların içindekilerin insan olma şansı yok, çünkü...

     Pentagon’un doğruladığı ufo görüntüleri ile ilgili, ufo uzmanı Prof. Dr. Madhu Thangavelu, heyecan verici açıklamalar yapmış. Ben resmen ağzım açık okudum. Görüntülerdeki cisimlerin içinde, fizik kanunları gereği bir insanın bulunamayacağını söylemiş. İlla işin içine insan katılacaksa, bu cisimleri uzaktan kumanda eden insanlardan bahsedilebileceğini söylemiş. Başka bir bomba açıklaması daha.

Ufolar gerçek mi?
foto kaynak: unsplash.com

UFOLARIN İÇİNDEKİLER İNSAN OLAMAZ, ÇÜNKÜ…

     “Çok hızlı hareket eden bu şeylerin -yani ufoların- içinde insan olsaydı, hızlanma nedeniyle ezilirlerdi” demiş. E o zaman? “Bunlar kesin uzaylı” diyesim geliyor. Profesörün bir başka akla yatkın açıklaması da, bu cisimlerin casusluk için kullanıldığıyla ilgili. “Diyelim ki bunlar casusluk için gönderilmiş cisimlerdi. Şimdiye kadar elde edilen bilgilerle politik ve siyasi alanlarda muhakkak bunun belirtilerini görürdük” diyor. Yani, casuslukla alakası yok diyor kısaca.

Cem Yılmaz'ın, "Ben söylemedim" dediği o söz...

     Birkaç gündür sosyal medyada, Cem Yılmaz’a ait olduğu söylenen bir söz dolanıp duruyor. Söz, harika bir söz. Ama bu sözü söyleyen Cem Yılmaz mı peki? Ben de bu sözü kimin söylediğine dair internette araştırma yapacaktım ki Cem Yılmaz benden önce davrandı ve sözün kendisine ait olmadığını söyledi. Peki neydi o söz derseniz?

Cem Yılmaz
foto kaynak: unsplash.com

İŞTE DURMADAN PAYLAŞILAN O SÖZ…

     İnstagram ve Twitter kullanıyorsanız muhakkak denk gelmişsinizdir zaten. “Bu ülkenin en büyük sorunu, iki duble rakı içeni kafir, iki rekat namaz kılanı da Müslüman zannetmek.” Peki o zaman bu söz ona ait değil de kime ait? Bir haber sitesi de merak edip bu sözü kimin söylediğinin peşine düşmemiş. Kimin söylediği belli olmayan bir söz ile kalakaldık ortada.

Deniz salyası olan yerden balık yenir mi?

     Deniz salyası olan yerden balık yenir mi? Bu olay ilk patlak vermeye başladığında aklıma gelen sorulardan biriydi bu. Şimdi o sıvının içinden çıkan balığı yemekte insan ister istemez tereddüt eder. Ben de tereddüt ederdim gerçekten. Ama korkulacak bir şey yokmuş. Gönül rahatlığıyla yenilebilirmiş. Bu konuda medyada birçok uzmanın açıklaması var.

Deniz salyası
foto kaynak: unsplash.com

NEDEN BALIKLARI ZEHİRLEMEZ?

     Ama hepsi de bir sorun olmayacağı yönünde değerlendirmede bulunmuşlar. Bu uzmanlardan birinin açıklamasına yer vermek isterim. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Prof. Dr. Adnan Ayaz, müsilajın şeker bazlı bir sıvı olduğunu ve bu sıvının balıklarda zehir etkisi yaratmasının mümkün olmadığını söylemiş.

Güldür Güldür Show'da seyirci varken niye gülme efekti kullanılıyor?

     Pandemi bitti, artık seyirciler gelmeye başladı. Yani programlar seyircili çekiliyor. Ama niye hala Güldür Güldür Show’da gülme efekti kullanıyor. Seyirci varken o kadar anlamsız oluyor ki. Ve neredeyse her iki diyalogda bir gülme efekti var. Ve bu durum benim sinirimi bozuyor. İzleyiciyi böylesine rahatsız eden bir şey nasıl görmezden gelirler, inanamıyorum.

Güldür Güldür Show
foto kaynak: unsplash.com

SEYİRCİ GÜLME GÖRÜNTÜLERİ MONTAJ GİBİ…

     Niye böyle bir yol tercih etmişler, anlamış değilim. Gülen seyircileri gösteriyor mesela. Orada da bir gariplik var gibi. Sanki seyirci o sahneye değil de başka sahneye gülmüş, bunlar da o gülmeyi, o sahnenin arkasına yapıştırmışlar. Yani montaj yapmışlar gibi. Seyirci yokken tamam, o zaman haklısınız. Ama artık seyirci var arkadaşlar, gerek yok gülme efektine.

8 Haziran 2021 Salı

Türkiye- İtalya maçı 2021 ne zaman?

     11 Haziran Cuma akşamı saatlerinizi 22:00’ye ayarlayın. A Milli futbol takımımız 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki ilk maçına çıkıyor. Rakip, İtalya. Teknik direktörleri Mançini. Galatasaray’ın eski teknik direktörlerinden. İtalya’yı hiç izlemedim. Ama çok iyi bir takım yapmış Mançini. İzlediğim yorumcular hep öyle söyledi. Turnuvanın favorilerinden. Kendi içimizde biz de kendimizi favori görüyoruz.

Türkiye A Milli futbol takımı
foto kaynak: unsplash.com

BİRAZ KIRILGAN YAPIMIZ VAR GİBİ…

     Reklamlarda bile şampiyonluktan bahsediliyor. Ben de bunu gönülden istiyorum da. Mesela İtalya karşısında alınacak kötü bir sonuçtan sonra toparlanabilir miyiz? Bu kadar sert duygu düşüşlerinden sonra tekrar yükselebilir miyiz? Sanki biraz kırılgan yapımız var gibi. Bu beni endişelendiriyor. Yoksa İtalya’yı yener miyiz, yeneriz. Hatta şampiyon bile olabiliriz.

Muhalefetin her konuşmada erken seçim isteği sizi de sıkmadı mı?

     Muhalefetin erken seçim isteği sıktı artık. Tamam, erken seçim talebiniz vardı. Bunu dile getirdiniz. Hem de baya bir dile getirdiniz. Ama iktidar bunu kabul etmedi. Zaten erken seçim teklifi yaparken iktidarın bunu kabul edeceğini zannetmiyordunuz herhalde. Artık başka konulardan bahsetme zamanı geldi. İnsanlara gelecek güzel günlerden bahsetme zamanı. İktidara gelince yapacaklarınızdan bahsetme zamanı.

muhalefetin erken seçim isteği
foto kaynak: unsplash.com

PARLEMENTER SİSTEME GERİ DÖNME NASIL OLACAK?

     Eğer kazanırsanız, parlementer sisteme tekrar geri nasıl döneceksiniz? Güçlü bir parlementer sistemi nasıl kuracaksınız, bunları anlatma zamanı. Hani bazı şeylerin tadını kaçırmamak lazım. Nerede duracağını bilmek lazım. Buradan şimdilik başka ekmek çıkmaz. Gündemdeki başka konular için çözüm önerilerinizi halka anlatma zamanı. Mesela deniz salyasına çözüm öneriniz ne? Buradan başlanabilir mesela.

7 Haziran 2021 Pazartesi

Koronaya yakalanan bazı kişiler neden hasta olmuyor?

     En son Hıncal Uluç’ta duymuştum bunu. Koronavirüse yakalanmış ama hiç belirti göstermemiş, hasta olmamış. Peki bu nasıl oluyor? Hem koronaya yakalanıp, hem belirti göstermemek, hem de hasta olmamak. ABD’li bilim adamları tam da bunu araştırmışlar. Bunun nedeni: “HLA-DRB1*04:01” isimli bir genmiş. Üstelik bu gen, dünyanın bazı bölgelerinde daha baskın bir halde bulunuyormuş.

koronaya yakalanıp hasta olmayanlar
foto kaynak: unsplash.com

NORMALDEN 3 KAT SAHA SIK OLMASI…

     Hiç belirti göstermeyen insanlarda bu genin tam 3 kat daha sık olduğu ortaya çıkmış. İşte bu sıklık insanları koronaya karşı dirençli hale getiriyor. İlk bölümde bazı yerlerde daha baskın olduğunu söylemiştim. Bu bölgeleri de yazayım: Avrupa’nın kuzey ve batısında yaşayanlarda bu gen daha sık görülüyormuş. Son bir not: Bu araştırma HLA isimli dergide yayınlanmış.

6 Haziran 2021 Pazar

Ünlü besteci Bach'ın dinle arası nasıldı?

     Alman barok müzik bestecisi ve orgcu Johann Sebastian Bach’ın din ile arası nasıldı? Bu soruyu bu sabah bana sorsanız, “Hiçbir fikrim yok” der geçerdim. “Dinle de pek işinin olacağını zannetmem” diye de eklerdim. Nedense böyle bir algım var benim. Ama işin aslı öyle değilmiş. Bach, dinine bağlı/dindar bir protestan’dı. Neymiş? Ön yargı iyi bir şey değilmiş.

Bach
foto kaynak: unsplash.com

VERDİĞİ MUHTEŞEM CEVAP…

     Bu öylesine bir bağlılık değildi. “Neden bu kadar çok beste yapıyorsun?” diye kendisine sorulduğunda, “Tanrıyı hoşnut etmek için” cevabını vermiştir. Ve ayrıca eserlerin sonuna hep, “Zafer tanrıya aittir” yazıyordu. Bach, ayrıca sadece org çalmıyordu. Aynı zamanda bozulan orgları da tamir de ediyordu.

10 günde bir numarasını değiştiren Beyazıt Öztürk...

     İbrahim Büyükak, Mehmet Demirkol’un Socrates’teki Bire Bir programına konuk oldu. İbrahim’e yöneltilen sorulardan biri, “Telefon rehberindeki en ünlü isimler kimlerdir?” sorusuydu. İbrahim, “Beyazıt Öztürk” cevabını verince Mehmet Demirkol, “Ben onun güncel numarasını yakalayamıyorum. 10 günde bir telefon değiştirdiği için” dedi.

Beyazıt Öztürk
foto kaynak: unsplash.com

BEYAZ’IN ENVANTERİ…

“Ben sık görüştüğüm için bir şekilde yakalıyorum numarasını. Artık numaralarını tarihe göre kaydediyorum. Beyaz abinin numaralarının envanteri oldu artık ben de” dedi İbrahim. “Ben artık, yeni en son Beyaz diye kaydettim” dedi Mehmet Demirkol’sa. Tabi her ikisi de Beyaz’ın neden bu kadar sık numara değiştirdiğini söylemediler. Konuyu bir espri ile bağladı İbrahim, “Beyaz abinin sapığı olmak da çok zordur. Adam boyuna telefonunu değiştiriyor” diyerek.

Mehmet Demirkol soruları zorla soruyor gibiydi...

     Mehmet Demirkol yeni bir programa başlamıştı Socrates’te. Bire Bir adında. Her programda bir konuk ağırlıyor ve sorular soruyor. Bugün en son bölümünü, yani yedinci bölümünü izledim. Yedinci bölümün konuğu İbrahim Büyükak’tı.

     Diğer programlara göre Mehmet Demirkol’da bir isteksizlik vardı. Soruları zorla sorar gibiydi. “Bitse de gitsem” der gibiydi. Üç gün önce yeni bölümü yayınlanmış. Bir gün önce yeni bölümü yayınlanmış. Eğer her gün yeni program çekiliyorsa bu durum onu sıkmış olabilir.

Mehmet Demirkol
foto kaynak: unsplash.com

BÖYLE GİDERSE MEHMET DEMİRKOL PROGRAMI BIRAKIR…

     Çünkü Mehmet Demirkol’un esas alanı böyle bir program yapmak değil. Böyle birinin yaptığı programdan zevk alabilmesi için onu sıkıştırmamanız lazım. Bu adama haftada bir ya da iki program çektireceksin.

     Ama haftanın 4-5 günü video çektirirseniz adamın performansı düşer. Bence buna el bir el atmalı Socrates yönetimi. Yoksa Mehmet Demirkol bu programı bırakır. Gerçi kendisi de bunu dile getirebilecek öz güvene sahip birisi. Bakalım neler olacak?

Star TV olmasa Ayşecikle Ömercik filmleri yayınlanmayacak herhalde...

 

Ayşecikle Ömercik Star tv
foto kaynak: unsplash.com

     Bugün Star’da, Zeynep Değirmencioğlu’nun oynadığı Hayat Sevince Güzel filmi vardı. Benim sevdiğim filmlerdendir. Ne zaman denk gelsem izlerim. O filmdeki mutluluk oyununu çok severim. Ama kendim uygulayamam, orası ayrı. Filmi izlerken aklıma şu geldi: “Şu Star’da olmasa, bu Ayşecikle Ömercik filmlerini başka kanal yayınlamayacak.”

Gecenin birinde çay yapmak...

 

çay yapmak
foto kaynak: unsplash.com

     Gecenin birinde çay yapmasaydım iyi olacaktı ama. Oldu bir kere. Çay içerken de yanında blog yazımı yazdım. Blogger panelindeki okuma listesinde blogların görünümü değişmiş sanki. Daha bir güzel olmuş. Blogger arkadaşlarımdan biri, bugün yeşilliğin tam ortasında, semaverden çay içerken paylaşmış hikayesini. “Bir bardak alırım” dedim. “Ne demek abi, gel” demiş. O nerede, ben nerede. Gönüller bir olsun değil mi? Önemli olan o. Pandemiden sonra bakarsın beraber içme fırsatı olur.

Hacker grubu Anonymous'tan, Elon Musk'a, "Sen şımarık bir milyardersin"

     Elon Musk kafasına göre attığı tweetlerle Bitcoin fiyatlarıyla oynuyordu. Biri de çıkıp, “Senin amacın ne?” demedi. Meydanı boş bulduğu için de istediği gibi at koşturdu. İşte buna birileri ses yükseltti. Aktivist hacker grubu Anonymous, bu konu hakkında bir video yayınladı ve Musk’a seslendi.

Anonymous Elon Musk
foto kaynak: unsplash.com

“ARTIK KENDİNE DENK BİR RAKİP BULDUN…”

     “Sen çevreci değil diye Bitcoin’i suçlarken sanki Tesla çok mu çevreci” deyip çevreci olmayan uygulamalarından örnekler verdi. Ve sonra da, “Şımarık bir milyardersin” dedi. Grubun iddiasına göre Tesla için çocuk işçiler çalıştırılıyormuş. Açıklamanın en çarpıcı yanı ise, “Dişine göre bir rakip buldun artık. Biz Anonymous’uz. Biz bir orduyuz. Bizi bekleyin.” bölümüydü.

Ufolar, uzaylılara mı ait araştırmasının sonucu...

     ABD Donanmasındaki görevli askerlerin kaydettiği ufo görüntüleri herkesi heyecanlandırmıştı. Bu görüntüleri sonradan ABD Savunma Bakanlığı’nın da kabul etmesiyle heyecan doruğa çıktı. “İşte şimdi uzaylıların varlığını açıklayacaklar” demiştim ben. Tabi öyle bir şey olmadı. Bu işin aslı astarı nedir diye ABD’li yetkililer bu görüntüleri incelemişler.

Ufolar kime ait?
foto kaynak: unsplash.com

RAPORA GÖRE UFOLAR…

     Rapora göre, ufoların uzaylılara ait olduğuna dair delil yok. Ama uzaylılara ait olmadığını gösteren de bir kanıt yok. Bunlardan çok ABD’liler, Rusya ya da Çin’in böyle yüksek teknolojili araçlar yapmış olması ihtimali üzerinde duruyor. Bu adamlar Rusya ve Çin ile kafayı bozmuşlar. Her şeyi bu iki devlete yoruyorlar. İşin özü: Bu rapordan da beklediğimiz bir cevap çıkmadı. Yani döndük en başa. Sıfıra sıfır elde var sıfır.

5 Haziran 2021 Cumartesi

Arka Sokaklar'da Ali diziden ayrılıyor mu?

     Arka Sokaklar’ın son bölümünde Ali’nin, Rıza Baba’nın emriyle Antalya’ya tayini çıktı. Boşanma davasının açılmasından sonra Ali, ekipten de atıldı.

BİR AYLIK, YILLIK İZİN…

     Ama Engin Başkomiser şimdilik bir aylık, yıllık izin aldırdı ona. Bu bir ayda Rıza Baba’yı ikna etmeye çalışacaklar. İş bu noktaya gelmişken, “Yoksa Ali diziden ayrılacak mı?” diye de sormadım değil.

Arka Sokaklar Ali
foto kaynak: unsplash.com

ÖLMEDEN ÇIKSIN DİZİDEN…

     Hem her dizilen ayrılacak karakteri de diziden öldürerek çıkartmanın manası da yok. Bir kere de böyle ayrılsın, ayrılacaksa eğer. Normal hayatta da böyle olmuyor mu zaten?

DİZİDE KALACAK GİBİ…

     Ali de Pınar’dan boşanmış ve Antalya’ya atanmış olarak diziye veda eder. Ama her şeye rağmen bu bir aylık, yıllık iznin alınması Ali’nin dizide kalacağının göstergesi.

Covid 19 aşısı kısırlık yapıyor mu?

     Covid-19 aşılarının kısırlık ve saç dökülmesine yol açtığında dair iddialar varmış. Ben bunları ilk defa duydum. Aşının bir çok yan etkisini duydum. Hatta ölümü bile duyduk. Resmi kaynaklardan, dünyanın hiçbir ülkesi bunu doğrulamadı tabi.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PROFESÖRÜ AÇIKLADI…

     Asıl konumuza dönersek. Bu konu ile ilgili Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık açıklama yapmış.

Covid 19 aşısı kısırlık yapıyor mu?
foto kaynak: unsplash.com

2 MİLYARDAN FAZLA AŞI OLAN KİŞİDE KISIRLIK GÖRÜLDÜ MÜ?

     Aşı bu zamana kadar 2 milyardan fazla kişiye uygulanmış. Ama hiç birinde yan etki olarak kısırlık veya saç dökülmemesi görülmemiş.

 AŞIDAN DEĞİL COVİD-19’DAN KORKUN…

     Bu konuda aşıdan değil aksine Covid-19’dan korkmak gerektiğini söylüyor. Çünkü yapılan bilimsel araştırmalarda, orta ve ağır düzeyde korona atlatanlarda kalıcı kısırlık olabileceği tespit edilmiş.

Normalleşmenin devam edip etmeyeceğinin açıklanacağı tarih...

     1 Haziran’da başlatılan normalleşme süreci devam edecek mi? Bunun kararı 21 Haziran’da yapılacak kabine toplantısı ile verilecek.

1 HAZİRAN’DAKİ NORMALLEŞMEDE NE OLMUŞTU?

     1 Haziran’da başlatılan normalleşme süreci cumartesi günü olan sokağa çıkma yasakları iptal edilmiş, sadece pazar günleri sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başlamıştı. Ve kafeler.

normalleşme süreci
foto kaynak: unsplash.com

NORMALLEŞME DEVAM EDECEK Mİ?

     Onlar da açılmış ve akşam 21:00’e kadar hizmet vermeye başlamışlardı. Şimdi yeniden bir yol ayrımında bulacağız kendimizi. Tamam mı, devam mı? Kafeler tekrar kapanacak mı?

AŞILAMANIN NORMALLEŞMEYE ETKİSİ NE OLUR?

     Cumartesi günleri tekrar yasak gelecek mi? Biontech aşısı gelmişti son olarak. 30 milyon doz olarak. Bu aşılamanın da hızlanmasıyla beraber vaka sayıları düşerse belki yasakların aksine daha da rahatlayabiliriz.

3 Haziran 2021 Perşembe

Deniz Salyası, kolera salgınına neden olabilir...

     Marmara Denizi’ndeki deniz salyası nedeniyle kolera salgını başlayabilirmiş. Daha başımızdaki koronavirüsü bitirememişken şimdi de bu. Ne diyelim. Allah beterinden saklasın.

deniz salyası
foto kaynak: unsplash.com

HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK SÖYLEMİ…

     Koronadan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyorlar ya. İlk başlarda bu düşünceye fazla prim vermiyordum. Ama gün geçtikçe sanki buna inanmaya başladım. Tüm olumsuzluklar ardı ardına geliyor sanki. Korona bitince de bu sefer küresel ısınma nedeniyle bizi zor günlerin beklediği söyleniyor. Gerçekten de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı sizce de?

KEŞKE SÖYLEMESEYDİ…

     Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “İki metre yakınınızda kimse yoksa maskenizi çıkarabilirsiniz” demiş. Bunu hiç söylemeseydi iyiydi. Çünkü bizim millet her şeyi suiistimal ettiği gibi bunu da edecektir.

1 Haziran 2021 Salı

Cumartesi günleri iğne atsan yere düşmeyecek...

Yeni normalleşme kapsamında- artık bu kaçıncı normalleşme bilmiyorum- cumartesi günleri dışarı çıkmak serbest. Lokanta ve kafeler akşam 21:00’e kadar açık. Ama Pazar günü yine sokağa çıkma yasağı var. Böyle olunca millet cumartesi gününe yığılacak. “Bir cumartesimiz var. Bari onu değerlendirelim” diyen kendini sokağa atacak.

yeni normalleşme
foto kaynak: unsplash.com

HAK VERİRİM AMA…

     Eğer Pazar günü de açık olsaydı bu kadar yığılmanın önüne geçilebilirdi. Ama dersen ki, “Bir gün, bir gündür. Daha vaka sayısı bile 5 binin altına düşmedi. İşi sıkı tutmaya devam etmek lazım.” Hak veririm tabi. Ama o zaman da cumartesi günü milletin üst üste her yerde olacağını da hatırlatırım. Riskse bu da bir risk.