Samsung etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Samsung etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ekşi Sözlük yazarını tutuklamakla bu sorun çözülmez...


     Yeni Zelanda katliamını öven Ekşi Sözlük yazarı tutuklanmış. O yazıyı okumuşsunuzdur. Kısacık bir şey. Ama insan okuduğunda bir hoş oluyor. Kendinizi kötü hissettiriyor. İnsanlığa olan inancınız bir kez daha sarsılıyor. Bu işin bir yönü. Benim dikkat çekmek istediğim asıl nokta ise: Bu yazarın düşündüğü gibi düşünenlerin sayısının tahminimizden fazla olduğu. 

     Bu yazarı tutuklamakla o yüzden sorun çözülmez diyorum. O nedenle bu işin derinine inilmesi lazım. Bu insanlar niye böyle düşünüyorlar. Onları böyle düşünmeye iten sebepler nelerdir? Bunun üzerine kafa yormalıyız bence. İşte o zaman gerçekten çözüm uğruna bir şeyler yapmış oluruz.


Ekşi sözlük yazarı

HERKES SEÇİMDEN SONRASINA KİLİTLENMİŞ DURUMDA
     Çevremle konuştuğumda herkes seçim sonrasını işaret ediyor. Herkes ağız birliği etmişçesine. Seçimden sonra ekonominin daha da kötüye gideceği düşünülüyor. Ayrıca Dolar’ın seçimden sonra hızla yükselişe geçeceği söyleniyor. Bakan Albayrak, zorlu kısmı atlattığımızı söylemiş. Bakalım seçimden sonra ekonominin durumu ne olacak? 

     İzlediğim uzmanlardan bazıları da İMF’den olmasa bile başka kuruluşlardan borç alınacağını söylüyorlar. Yine 2002 öncesine mi döneceğiz nedir? Herkeste bir tedirginlik var. Tamam ekonomi kötü ama seçimden sonra hemen daha da kötüye gideceğine dair bir düşüncem yoktu. Ama bu duyduklarım insanda ister istemez, “Acaba” dedirtmiyor değil.

MEĞER NE ÇOK SAMSUNG’CU VARMIŞ
     “Ben daha önce Samsung’cuydum. Hayatımda hiç İphone kullanacağımı düşünmezdim. Ama bir yılın sonuna doğru yavaşlıyor. Herkes de İphone’un hızından bahsediyordu. İşte bu nedenle İphone aldım” dedim iş yerindeki arkadaşlara. Meğer bu konuştuğum tüm arkadaşlarımda benim gibi Samsung’cuymuş daha önceleri. Benim anlattığım yavaşlık sıkıntısından dolayı hepsi 5s, 6, 6s almışlar. Böyle düşünenin sadece ben olduğumu zannediyordum. Meğer ne çokmuşuz. 

     Bu arada bir arkadaşımda, “Son zamanlarda Huawei ismini çok duyuyorum. İyi telefon diyorlar. Onu alacağım” dedi. “Bende duyuyorum. Sen bi al kullan. Eğer memnun kalırsan bizde alırız” dedim. Yine aynı arkadaşım Ülkü’den son bir not daha. “Yeni çıkan modellerine içim gidiyor. Ama yine aynı sorunu yaşayacağım diye almıyorum” dedi. Ülkü’nün düşündüklerinin hepsini ben de düşünmüştüm. Eski Samsung’cular olarak düşündüğümüz her şey bile aynı demek. 

foto kaynak: https://unsplash.com/photos/njqNHtBmJ9A


A101'den telefon alınır mı?


     
A101

    
     Bugüne kadar A101’den elektronik eşya hiç almadım. Bu tarz ürünleri Vatan vb. mağazalardan ya da güvendiğim telefonculardan alıyorum. Geçen gün A101’de kardeşim Samsung’un J7 serisini görmüş. 1000 liraymış. Bana mesaj attı. “A101’den telefon alınır mı? Bu işten anlayanlara bir sorsana” dedi. Bizim çağrı merkezinden önce, A101’de çalışan arkadaşım Ufuk’a döndüm hemen. Durumu anlattım. “Alınır abi. Çakma veya sahte değil. Samsung Türkiye garantili zaten” dedi. “İyi diyorsun yani” dedim. “İyi yani. Telefoncunun veya Vatan’ın sattıklarının aynısı, çakma değil” dedi. “Peki garantilik bir durum olursa ne yapıyoruz?” dedim. “İster aldığın markete götür. İstersen de belgesinin üstünde Samsung teknik servisleri var. Oraya götürürsün” dedi. Telefonu almadık. Ama benim aklıma yattı. Söyledikleri beni tatmin etti. Peki bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Aşağıdaki yorumlar bölümünden bana yazabilirsiniz. Ve ayrıca izleyiciler bölümünden de beni takibe alabilirsiniz.

foto kaynak: https://www.pexels.com/photo/smartphone-dark-technology-galaxy-59939/

İphone x izlenimlerim neler?

     İphone x hakkında ilk videoyu izledim. Aslına bakarsanız bir dünya video var. Ben takip ettiğim Youtube kanallarından izlemeyi tercih ettim. Orkun Işıtmak, takip ettiğim kanallardan biri. Kendisi taa Amerika’ya gitmiş. İphone x’in tanıtım toplantısına katılmış. Videosu aşağıda. Toplantıdan sonra da telefonu tanıtıyor. Peki ben neleri beğendim? Bir kere ekranda tuş yok artık. Ekrana dokunup açıyorsun. Ekran geniş. Video keyfini katlıyor bu ekran. Yüz tanıma özelliği varmış. Bu o kadar da benim dikkatimi çekmedi. Bir arkadaşım söyledi. Bu Samsung’un bir modelinde de varmış. Arkası kırılmaz camdan, beyaz. Çok şık olmuş. Telefon benim çok hoşuma gitti. İphone’un tek eksik yanı: Ekranların ufak olmasıydı.

     İphone x ile bu tabuyu tamamen tuzla buz etti. Daha önce plus modelleri ile geniş ekran dünyasına adım atmıştı. Ama bu gep geniş ekranı ile mührünü vurdu. Telefon demek, internet demek. İnternetin keyfi de küçük ekranla da çıkmıyor şimdi. İphone’un ekranları desen ufak ufak. Samsung’un en düşük modelinin bile ekranın büyüklüğü İphone’un geçerdi. Artık bu telefon ile işler değişti. 


Video kaynak:https://www.youtube.com/watch?v=YK_R2jvZqqw

Aras'in akıllı telefon bayrami...

    Yegenim Aras, hangi akıllı telefon ile oynayacagini sasirdi. Bende Samsung Grand Neo var. Anne ve babasindaysa Samsung Galaxy Mega. Birini birakiyor, digerini alıyor. Bu arada babası bozuk olan tabletini de yaptirmis. Çocuğun hepsiyle oynamaya vakti kalmıyor. Ama genelde benim akıllı telefon ile oynamayi tercih ediyor. Çünkü benimkinde dinazor oyunu var. Ona bir kere telefonu verirken mobil veriyi açık unutmuşum.
       Biliyorsunuz, internet açıkken oyun oynadiginizda önünüze oyun reklamlari geliyor. Aras oyun oynarken bu dinazor oyununun reklami çıkmış. O da girmiş. Girmekle kalmamis, indirmeye baslamis. Neden inmedigini hatırlamıyorum şimdi. Sonra, "Dinazor oyunu nerde? " deyip ağlar diye ben indirdim. Ilk basta anlamadik. "Amca telefonda dinazor var" deyip duruyordu. Telefonu elinden aldıktan sonra anladik olayi.
      Gerçekten de dinazor varmış. Aslinda saçma sapan bir oyun. Bilmem kac kat bir plaza var. Dinazor da ona tirmanip altin topluyor. Ama sadece dinazor da yok. Maymun var. Ne insana, ne hayvana benzeyen bi kac da yaratik var. Bu oyunu bi tabletine indiremedik çocuğun. "Bugün indiririz, yarın indiririz" derken arada kaynadi. Tembellik kisacasi.
      Aras o kadar oyuna boguldu ki. Bugün cizgi film izlemek bile istemedi. Aslinda bu kadar oynamasi da iyi değil. Ama telefonlar yeni alindi. Hevesini alsin bir kaç gün diye kimse sesini çıkarmıyor. Hayat Aras' a güzel anlayacağınız. Bir dahaki yaziya kadar sağlıcakla kalin.

Foto kaynak : http://www.sitebuilderreport.com/stock-up#q=child&page=2

Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com.tr


Kullandığım telefonlar ( mim )

    Beni mimleyen Bildigini yazar blogun değerli yazari Haydar Samur'a çok teşekkür ediyorum. Onun sayesinde bende sizinle beraber bir telefon yolculuğuna çıkacağım. Yukarda gördüğünüz Siemens benim ikinci telefonumdu. Ondan öncesi, yani ilk telefonumun hikayesi ise Sabah gazetesine dayanir. (Gazeteyi Sabah diye hatirliyorum. Geçmiş zaman yanlış da hatırlıyor olabilirim.)
      Alcatel one touch view db desem sanirim herkes hatirlayacaktir. Sabah gazetesi kuponla veriyordu onu. Ve o gazete o tekwfon nedeniyle kapış kapis gidiyordu. Biz de o furyaya kendimizi kaptirdik. Gazete ayirttirirdik bakkala. Çoğu kişi de öyle yapardi. Heralde bir ay kupon biriktirdik. Ve bir gün babam elinde kutuyla cikageldi. O zamanlar o telefona nasil da kamasan gozlerle bakiyorduk. Iste bende böylece ilk telefonuma sahip olmustum. Sadece bu donemi iceren bir mim bile yapilabilir. Turkiye'yi o kadar derinden etkileyen bir donemdi o dönem.
     Alcatel'in hiç de, "Vav" denilecek bir telefon olmadığını ogrenmeye basladigimiz zamanlarda hayatima Siemens c65 girdi. Kendisi yukaridaki resimde gördüğünüz telefondur. Alcatel'e göre daha küçük ve daha inceydi. Boylelikle Siemens ile olan telefon yolculugumuz baslamisti. Kullanimi rahat diye hatırlıyorum. Bunun dışında aklımda fazla bir detay kalmamis. Tam olarak neden kullanmayi birakip yeni bir telefon aldigimi da hatırlamiyorum.
      Artik telefon sektöründe Nokia'nın ortalığı kasip kavurdugu bir donemdeydik. Böyle bir dönemde bende Nokia'siz kalamazdim. Bana göre en ucuz modelinden olan 6300'dan aldim. O zamanlar 180 lira gibi bir para verdik diye hatırlıyorum. O telefon harika bir telefondu. Hem kullanimi, hem saglamligiyla vazgecilmezim olmuştu. Eğer şu anda tuşlu bir telefon kullanmak durumunda kalsam direk yine 6300'i secerim. O kadar beni kendine baglamistir yani.
      Sonunda geldik dokunmatik ekran dönemine. Bu dönemde ilk başlarda sanirim Samsung şimdiki kadar etkin değildi. Ama buna rağmen benim kalbim yine de Samsung için atiyordu. Dokunmatik telefon dunyasina Samsung S3 mini ile adim attim. Ilk baslarda, "Ben tuşlu telefona çok alistim. Nasıl yapacam bu dokunmatikle?" diye kendime sorduğum çok olmuştur. Ama sonralari, alisinca hoşuma gitti dokunmatik ekran.
     Hatta o kadar alistim ki dokunmatige,"Bunun ekrani ufak. Internette rahat dolasamiyorum" diye mizmizlanmaya bile baslamistim. Ve kendime geniş ekran almak için harekete gectim. Marka secimim yine Samsung olacakti. Peynir ekmek gibi giden Samsung Grand Neo'da karar kildim. Aşağı yukarı altı aydır kullaniyorum ve memnunum. Iste benim telefon yolculugum da boyleydi.
      Bende geleneğe uyarak hayattan kesitlertecrubeler blog arkadaşımı mimliyorum. Bir dahaki yaziya kadar sağlıcakla kalin.

      Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com