Çok kitap okuyanlar, bence kitap da yazmalılar. Ya da en azından blog açmalılar. Ya da daha olmadı günlük tutmalılar. Çok kitap okuyan biri, sadece okumakla kalmamalı bence, yazmalı. Eğer yazmazsa eksik kalır gibi geliyor bana. Ahmet Ümit’in son çıkan kitabı Yırtıcı Kuşlar Zamanı şu ana kadar ne kadar sattı diye merak ettim. Kitap Yurdu’nda 10,621 adet satılmış. İnstagram’da bir söze denk geldim. Başarının mutluluk getirmediğini, asıl mutlu olan birinin başarıya ulaştığını söylüyordu. Bugüne kadar bize böyle öğretilmedi. Biz hedefimize ulaşınca, başarınca mutlu olacağız diye programladık kendimizi. Evet, bunun üzerine düşünelim. Ya düşünüyorum da: Eskiden insanların böyle dertleri var mıydı? Mesela Osmanlı zamanında. Böyle bakmıyorlardı herhalde hayata?
Çok kitap okuyan biri yazmıyorsa bence biraz eksiktir...
Hasan Can Kaya'nın yazmaya olan tutkusunu dinlemek...
Hasan Can Kaya başarıya giden yolda neler yaşadığını anlatırken ve yazma işine olan tutkusunu anlatırken hayran hayran dinliyorum her zaman.
SONUNDA BİTİREBİLDİĞİM KİTAP…
Aydaki Kadın kitabını sonunda bitirdim. 5 üzerinden 3
verebilirim bu kitaba. Yaklaşık bir ayda anca bitirdim. Şimdi gelsin yeni
kitap.
EFSANE OLACAK BİR MARŞ BEKLEDİM HEP…
Cumhuriyet’in 100. Yılı için yapılan marşlardan hiç birini
beğenmedim. 10. Yıl marşı gibi unutulmaz marşlar bekliyorum ben.
GÜZEL BİR YARIŞMA…
360 kanalında Ben Bilirim adındaki bilgi yarışmasını
izledik. Bence güzel bir yarışma. Ama sadece birazcık uzun gibi.
BÖYLE OLSA ÇALIŞMAK YİNE DE KOYAR MI BİZE?
Niye çalışmaktan bıkıyoruz? Neden çalışmak canımıza yetiyor?
Günde 8 saat çalışıyor olsak ve hafta sonlarımız da tatil olsa, yine de
çalışmaktan dert yanar mıyız böyle?
Şeytanlaşan insan, yeni bir deneyim için yazmak ve gülümseten bir dizi...
İtiraf kitabına devam ediyorum. Artık yavaş yavaş finale geliyoruz. Bir insanın nasıl şeytanlaşabileceğini görüyorsunuz.
GÜLÜMSEYEREK İZLEDİĞİM BİR DİZİ…
TRT 1’de Kendi Düşen Ağlamaz dizisini izledim biraz.
İzlerken insanın içini sıcacık eden bir yanı var.
BEĞENDİĞİM SÖZLER DEFTERİ…
Ben de beğendiğim sözleri yazmak için bir alıntı defteri mi
tutsam diyorum. Bu fikri aklıma sokan kişi biliyor kendini.
SIKAN BİR VİDEO…
Tepkikolik’te, “Bu videoları sadece kardeşler anlıyor”
başlıklı videoyu yarıda bıraktım. Galiba sıkıldım.
YENİ BİR DENEYİM YAŞAMAK İÇİN YAZMAK…
Beyhan Budak, hikaye yazmamızı öneriyor. İçinde fantastik
olayların da olabileceği. Farklı bir deneyim yaşamamız için, içimizdeki yazma
yeteneği varsa onu çıkarmamız için.
24 SAATTEN DAHA NE KADAR DÜŞEBİLİR?
Artık bir gün 24 saatten azmış. 24 saatin bize neden
yetmediği belli oldu. İşin esprisi bu tabi. Ama bu saat azalmaya devam ederse
ne olacak?
DOĞRU DÜRÜST BİR İSİM KOY BE ELON…
Elon Musk yine çocuğunun ismini değiştirmiş. X’li miksli bir
şey koymuş yine. Farklı olmak için illa isimlerde de farklı olmak gerekir mi?
BİZ DE UZAYLILARI GÖRECEK MİYİZ?
Ufolar yine dünya gündeminde. Tabi doğal olarak uzaylılar da.
ABD’li eski Hava Kuvvetlerinde çalışan biri, “Ufo ve uzaylılar var” demiş. Şu
fani dünyada uzaylıları da görecek miyiz?
YANAKTAN ÖPÜCÜK…
Twitter’da, Kendi Düşen Ağlamaz için yorum yapmış biri: “TRT
1’de yayınlanan Kendi Düşen Ağlamaz dizisinde en fazla yanaktan öpücük
görebilirsiniz” diye. Evet, doğru diyor. Açıkçası ben bundan memnunum.
İYİ GÜZEL DE BEN 05:00’TE KALKAMAM Kİ…
Başak Sayan, YouTube kanalındaki videosunda sabah 05:00’te
kalkmanın önemini anlatıyordu. Anlattıkları mantıklı geldi. Ama ben o saatte
kalkamam.
BÖYLE DEVAM GÜZEL İNSAN…
Beyhan Budak son sürat YouTube videolarına devam ediyor. Kendisini
seven ve kanalını takip eden biri olarak bu durumdan çok memnunum.
HALUK TATAR’IN UZAYLI VE UFOLU VİDEOSU…
Haluk Tatar da uzaylılarla ilgili bir video yapmış. Canlı
yayın. En başından bugüne ufo ve uzaylıları, kronolojik olarak anlatmış. Bazı yerlerinde
de çok güldüm. Esprili de anlatıyor.
BAY KEMAL, KARAGÜMRÜK YANIYOR SÖYLERSE…
Yapay zeka ile Kemal Kılıçdaroğlu’na, Karagümrük Yanıyor
şarkısını söyletmişler. Biraz dinledim. Gideri var, dinlenebilir.
MOĞOLİSTAN STARBUCKS…
Starbucks, ta gitmiş Moğolistan’a şube açmış. Her yer bitti
de orası mı kaldı be insanlar. Oraların kültürünü de bozmayın yahu.
İLK DEFA KONUDAN KONUYA GEÇEN BİR VİDEO…
Evrim Ağacı YouTube kanalının ilk defa bir video da birden
fazla konuya değindiğini gördüm. Deprem tahmini, uzaylı sinyali ve aspartam
konularına değinmiş. Yaklaşık 17 dakikalık bir video.
BİR GÜN GERİYE KALACAKLAR…
Nietzsche’nin ölmeden önceki son görüntülerini izledim. Hüzünlendiriciydi.
Bir gün bizden de geriye videolar, fotoğraflar ve yazılar kalacak.
BU HABERE ÜZÜLDÜM…
Tarık Akan ve Kemal Sunal, küs ayrıldılar diye bir haber
gördüm. İnsanlar elbette anlaşamazlar. Ama bu büyük iki ismin kırgın
ayrılmaları üzüyor insanı.
Yazmadan geçen bir günüm için artık moralim bozulmayacak çünkü...
Nil Karaibrahimgil’in, Hürriyet’teki yazısı harikaydı. Yazı yazmadığım ve okumadığım bir günü kayıp olarak görürüm ben. Ve o gün için moralim bozulur. “Moraliniz bozulmasın” diyor Nil. Erykah Badu, bir röportajında, “Çalışmadığım zamanlarda, çalışmıyor değilim, o zamanlarda indiriyorum” demiş. Peki neyi indiriyor? Nil açıklamış onu da. “Hayatı, söylenenleri, aklına gelenleri, şahit olduklarını, gördüğü yerleri… Sonra o indirdiklerinden bir şarkı yapacak” işte bu yazıyı okuyunca içim rahatladı benim de. Bundan sonra yazamadığım günler için moralim bozulmayacak.
DOLAR 9 OLDU…
8,95’ten sonra bir
süre oralarda takılan Dolar 9 lira oldu. Şu anda Twitter’da bir numaralı konu
bu. Muhalifler ve yandaşların tweet savaşı kıyasıya devam ediyor.
Medium'a değil de duvara yazıyorum sanki...
Medium’da da yazıyorum buranın dışında. Ama orada yazdığım son yazılarda hiç okunmadı yazılarım. Bir kere bile olsun. Gerçi diğer yazılarımın da çok okunduğu yoktu. Ama hiç olmazsa okunuyordu yine de. Bu son yazdıklarımda ise bir kere bile okunmadı. Hani, “Sanki duvara konuşuyorum” derler ya. Ben de sanki duvara karşı yazıyorum. Hiç tık yok istatistiklerde.
NEREDE BU DÜZCE?
Bayramın birinci
günü yani dün Düzce sokaklarındaydık kardeşimle. Ama Düzce’de kalabalık yoktu. “İnsan
yok gibi Düzce’de” dedim kardeşime. “Hepsi Akçakoca’da denizdedirler ya da
kurban kesme ve dağıtma telaşındadırlar” dedi. “Ben de kavurma yapma
telaşındadırlar” dedim.
7/24 HAMBURGER YEMEK…
Burger King’e
gidip hamburger yedik. Sanki 7 gün 24 saat hamburger yiyebilirmişim gibi
hissettim o an. Hep bu zararlı şeyler niye bu kadar güzel olmak zorundalar. Patates
kızartması ve buz gibi kolası. İnsanı kendinden geçiriyor.
GARSON GİBİ GARSON…
Çay içmek için
gittiğimiz kafeden kalkarken garson, “İyi bayramlar, iyi akşamlar” diledi bize.
Çok güleç bir yüzle. İçten gelerek. O an imrendim o garsona. Mutlu etti beni. “Ben
de çağrılarda müşterilere böyle davranabilsem” dedim içimden. Davrandıklarım oluyor
elbette. Ama genele yayamıyorum. Çağrı merkezi doğası gereği tartışmaya açık
bir sektör. Acaba onlar müşterilerle sorun yaşadıklarında nasıl tepki
veriyorlar? Biz yine telefondayız. Onlar yüz yüze. Onlar için daha zor olsa
gerek.
SAAT KULESİ MERAKI…
Bizim ülkemizdeki
bu saat kulesi yapma merakı nedir? Neredeyse her ilimiz saat kulesi yapma
yarışına giriyorlar. Biriniz de farklı bir şey yapın. Orijinal olun.
HİÇ UMUDUM YOK PSV MAÇI İÇİN…
Bu akşam 2. Ön
Eleme ilk maçında Galatasaray deplasmanda PSV ile karşılaşacak. Yine transferler
yetişmedi. Her sene olduğu gibi. Yeni yönetim geldi. Onda da transferin bu
kaderi değişmedi. Geçen seneki kadro ile çıkacağız. Benim hiç ümidim yok. Bunu bir
Galatasaray’lı olarak söylüyorum. Maç TV8’den yayınlanacakmış. Rahat rahat
izleyeceğiz maçı. İşte bu güzel haber.
Blogda daha güzel yazılar yazmam için kat etmem gereken daha çok yol var...
foto kaynak: https://unsplash.com/photos/o032ZyI93GY |
foto kaynak: https://unsplash.com/photos/WY_J0_9sVFg |
Hangi konuda yazmak beni mutlu eder?
Son ana kadar yazan bir yazar: Güngör Uras...
Gülse Birsel nasıl yazıyor?
Yazmak rahatlatır. İnanmıyorsan dene...
1000 kelime yazma çılgınlığı...
Yazmak için ilhamın keyfinin gelmesini mi bekleyeceğiz?
Günlükten bloğa yazı hayatım...
Kompozisyon dersi edebiyat parçalamak mı demek?
Hangi yazar gibi yazmak isterdin?
YAZARLIKLA GEÇİNİLİR Mİ?
Toplumu yazabilmek, toplumu anlatabilmek kolay bir iş değil. O yüzden Orhan Kemal oluyorsunuz ya. Toplumcu yazar deyince benim için birinci sırada gelir. Edebiyat sitelerinde onunla ilgili yazılmış yazıları okudum. Hatta yazmakla ilgili bizzat kendisinin kaleme aldığı bir yazı da okudum. Bu yazılar sayesinde onu daha yakından tanıma fırsatı buldum. Çok yoksulluk çekmiş. Hatta yakacağı yokmuş. Arkadaşına yazdığı mektupta birebir anlatmış bu durumu. O yüzden boşuna demiyorlar, "Önce işin olsun. Para kazan. Bi yandan da yazı yaz" diye. Bugün de durum pek farklı sayılmaz. Bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda yazar sadece yazarak geçinebiliyordur. Ahmet Ümit, Ayşe Kulin gibi. Orhan Kemal şu zamanda yaşasaydı ve yazsaydı onu da bu yazarlar arasına yazardık. Neden bu kadar emin konuşuyorum peki? Çünkü topluma ayna tutuyor. "İşte bakın siz busunuz" diyor. Biz toplum olarak böyle şeyleri severiz.
NAZIM HİKMET DAMGASI
Peki size ilk olarak Orhan Kemal şair olmak istiyormuş desem. Ben bunu ilk duyduğumda şaşırmıştım. Benim hayalimde hep başından beri roman ya da hikaye ile ilgilendiği vardı. Peki Nazım Hikmet ile çok yakın olduklarını söylesem. Hatta ve hatta Orhan Kemal'i roman yazmaya iten de Nazım Hikmet'miş. Hapishanede denk gelmişler. Şair olmak istediğinden bahsetmiş. Bir kaç şiirini de göstermiş Nazım Hikmet'e. Yazdığı hikayeleri okumuş biri olarak, "Sen en iyisi roman yaz" demiş. O günden sonra hikaye ve romana yönelmiş. Ya işte böyle. Edebiyatımız böylelikle usta bir toplumsal romancı kazanmış. Ben bu bilgiyi kitaplarının önsözünde okumak isterdim. Çünkü bu yazın hayatındaki kırılma noktası. Böyle bir şeyi tüm okuyucuların öğrenmesi, bilmesi gerekir. Ben anca sitelerden öğrendim bunu. Sadece kitabı okuyanların böyle bir şeyden haberleri yok. Çünkü benimde yoktu. Yazarların birbirleriyle böyle içli dışlı olmaları bugüne de çok güzel örnek olur.
Foto kaynak : pixabay.com
Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com
Okuma ve yazma iştahım arttı...
BELLİ BİR KONUDA YAZMIYORUM
Benim belli bi temam yok yazarken. Yazacağım şeyi o anki ruh halim belirliyor. Bazen siyaset, bazen bir dizi, bir film bazen de sadece kendime ait bir şeyler yazıyorum. Ve bu durumdan büyük bir huzur duyuyorum. Çünkü kendimi ifade edebiliyorum. Hani içinde tutma, psikolojin bozulur gibi laflar ederler ya. Ben de içimde tutmuyorum işte. Yazıyorum. Bloğuma yazıyorum. Yetmiyor, diğer bloğuma yazıyorum. O da yetmiyor günlüğüme yazıyorum.
DEVAMLI YAZMAK TUTKUSU
Bir yazar söylemiş ama adı şimdi aklıma gelmiyor. "Yazın, devamlı yazın. Hatta duvarlara kömürle yazın". Bu sözü her okuduğumda durmadan yazmak istiyorum. Her an, her dakika yazmak. Olan her gelişmeyi not etmek. Küçük bir not defterim olsun istemişimdir hep. Özenmişimdir. Yanlarında hep not defterleri taşıyan yazarlara. O küçük not defterleri de beni yazmaya tahrik ederler. Gün gelir de geçimimi tamamen yazılarımla kazanırsam yaparım öyle bir şey.
Foto kaynak:www.pixabay.com
Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com
Hemingway nasil yazarmis?..
Yazmaya ne zaman baslamaliyiz sorusu, biz amator yazarlarin cevap bulamadigi sorulardan biridir. Bu durumda buyuk yazarlar ne yapmis, onlara bakmak en dogrusu galiba.
Hemingway ne diyor?
Bahsettigim o buyuk yazarlardan biri de, Hemingway. Bunaldigimiz bu konuda, Hemingway neler yapiyormus bakalim mi? Hemingway, yazmaya bana gore cok cok enteresan gelen bir zamanda basliyor. Hani, sabahlari, "Yerler yeni yeni isimaya basladi" deriz ya. iste bu zaman dilimi, Hemingway'in yazmaya basladigi zamanlar. Ne diyelim, buyuk yazarlarin acayip halleri oluyor boyle.
Yazmak istiyorsaniz
"Evet, istiyorum" dediginizi duyar gibiyim. O zaman okumaya devam edelim. Bu noktada da, Hemingway'e kulak verelim isterseniz, "Siz yazmak istedikten sonra, hic kimse ama hic kimse buna engel olamaz. Bunun disinda, havanin sicak ya da soguk olmasi da sizi etkileyecek faktorlerden degildir. isine konsantre ol ve sevkle yaz" diyor.
Ya yazamazsam korkusu
Ben bu yaziya baslarken bile bu korkuyu yasadim, "Ya tikanirsam, ya guzel olmazsa" diye tedirgin oldum durdum. Ama Hemingway'in, bu soylediklerini okuduktan sonra icime su serpildi. Daha sakin bir sekilde yazmaya basladim.
Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com