Bir şair, illa ki
yaşadığı şeyleri mi kaleme almalıdır? Biz toplum olarak böyle düşünürüz. Fazla kurmacaya
alışık değiliz. Belki de böylesi, bize daha romantik geliyordur. Ne dersiniz? Bir
şair, bir konuda yazdıysa, o şey muhakkak başından geçmiştir gibi bir algımız
var. Biz okurlar olarak, gerçeklik peşinde koşuyoruz. Gerçeklik, daha çok
etkiliyor bizi. O acıları yaşayan birilerinin olduğunu bilmek, daha çok
inandırıyor bizi, şiire. Son dönemde, bu durum değişmiş olabilir. Yaşadığımız çağ,
başka çağ. Doğal olarak, bu çağa ister istemez ayak uyduruyoruz. Bu çağda bize,
“Hayal edin” diye çok nasihat ediliyor. Belki bu nedenle, gerçeklik
aramıyoruzdur artık şiirde.
“BAŞINA
GELMİŞ Kİ YAZMIŞ” DÜŞÜNCESİ
Bu konuda Cemal
Süreya’dan örnek vermek istiyorum size. Şiirin doruklarındaki bir şairin, bu
işe bakış açısı nasılmış, bir de onu görelim istedim. “Sizin hiç babanız öldü
mü?” adlı meşhur bir şiiri vardır şairin. Bakalım bu şiirini, babası öldükten
sonra mı kaleme almış? Çünkü hepimizin beklentisi bu yönde. “Babası ölmüş
olmalı ki, bu şiiri yazmış herhalde” düşüncesi, beynimizde dolaşıp duruyor. Bende
böyle düşünüyorum aslında deyip, sözü Cemal Süreya’ya veriyorum: “Babamın
ölümünü anımsıyorum; kız kardeşlerim, halam, başkaları, kendilerini yerden yere
atıyorlardı. Benim gözümden yaş gelmemesi o günlerde dedikodu konusu bile
olmuş. Bir süre sonra, kız kardeşlerim, halam, başkaları, gerçeğe alıştılar. Ama
benim içimdeki düğüm çözülmedi.
GERÇEKLER ÇOK FARKLI OYSA
Üç yıl sonra Aksaray’da
(Sezai’ye anlatmıştım), on üç yıl sonra Beykoz’da gittiğim kahvelerde bir çok
kez babamın az ilerdeki masada oturduğunu gördüm. Çayını içiyor, az sonra da
kalkıp gidiyordu. Yanılsama, evet. Ama neden bütünüyle işlemiyordu yanılsama? Niçin
yanına gitmiyordum? ‘Sizin hiç babanız öldü mü?’ adlı şiirimi babamın ölümü
üzerine yazdığımı sananlar var. İlk şiirlerimdendir. Babamın ölümünden dört yıl
önce yayınlamıştım onu. ‘Kars’ı da. Kars’ı görmeden yazdım. İşin tuhafı yurda
döndüğümde, teftiş göreviyle hemen gönderildiğim yer de Kars oldu.” Hatta fazladan
“Kars” şiirinin de Kars’ı görmeden yazıldığını paylaşmış olduk. Siz bunu
okuyunca şaşırdınız mı? Açıkçası ben şaşırdım. İnsan babası ölmeden nasıl böyle
bir şiiri yazabilir ki? Başta da bu yüzden dedim ya, “Kurmacaya alışık değiliz”
diye. Sizin bu konuda ki düşünceniz nelerdir peki?
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Gerçek hayat siyah ve beyazdan ibaret olunca sanatçı da renklendirmek ihtiyacı duyuyor. Biraz hüzün, az biraz gerilim ve bolca aşk. Tabi daha nice nicesi...
YanıtlaSilAynen katılıyorum. Yorum icin tesekkürler ve sevgiler.
SilBence *yazarın babası içinde ölmüştü *yönünde kullanmak isterim tahminimi.Ben bir şiir yazma sevdalısı olarak hayaller kurmam, hayal kurmaktan ise hiç hoşlanmam.Zira yenilgi gibi gelir bana istediğim ve geniş tutma ihtimalim olan hayaller gerçek olmazsa...Beklentilerimi o yönde düşük tutar, lakin istediğim şey yakınlarımdaysa, olması için gayret sarf ederim.Çok kaderci biri değilim.Adı üstünde hayal.Aşk ise tutunulan en sağlam ip gibi görünüyor şiirde.Ama o kadar çeşitli, şiir yazılacak membağlar var ki yaşam ve doğada...Kurmacaysa bir yetenek, nadir kişilerde olur bence.Onları tanımak zorundayız.Yazdıklarını okuyarak tabii.
YanıtlaSilYine arayıp da zor bulacağım veriler.Çok mutlu oldum.Sağol Cem kardeşim.Sevgilerimle iyi geceler dilerim.
Yine olaya derinlemesine bakan, yazı gibi bir yorum. Çok teşekkürler sevgiler
SilRica ederim.Sağol Cem:)
YanıtlaSilkesinlikle haklısın evet ünlü bir yazar yada şair değilim ama her ikisinide seviyorum yazmak hoşuma gidiyor özellikle faceme bakarsanız bol bol şiirimi görürsünüz ve şiirlerim hakkında en çok duyduğum şeydir bu kime yazıyorsun bu şiirleri illa birileri olmak zorundaymış gibi en sonunda bende şöyle bir şiir yazdım Pek çok kişi soruyor bana.
YanıtlaSil“Kime yazıyorsun bu şiirleri, şair” diyorlar…
“Boşluğa” diyorum.
Bazen tebessüm ediyorlar.
Bazen kahkahalarla gülüyorlar
''Şaka demi'' diyorlar
''Hayır değil'' diyorum
İşte o an bana
Kimi mecnun gözüyle bakıyor.
Kimi serseri…
Orta yolu bir türlü bulamıyoruz.
Yani diyeceğim şu be usta
Ben şair değilim ki sadece yazıyorum “onu” yazıyorum.
Onlar şiir sanıyorlar…
Tuhaf bir hikâyem var farkındayım
Ne yapayım bende bu kadarım...
Yüksel ŞEKER
Ben bu "tuhaf" hikayeyi sevdim :) Şairlerin genel olarak maruz kaldıkları tavır bu olsa gerek. Yorum icin tesekkürler sevgiler
Sil