Geçen Ahmet Ümit’in
bir röportajını okudum. Röportajında, çocukluğundan başlayarak nasıl yazarlık
için dolduğunu anlatıyordu. Kendisi Gaziantep’li. Ve onun çocukluğunda hep
çocuklara masallar anlatılırmış. “Ben masallarla büyüdüm” diyor Ahmet Ümit. Masallarla
büyümesi demek, hayal dünyasını alabildiğine genişlemesi demek. Şimdi çocuklara
masal anlatan anne baba mı kaldı? Sabahtan akşama televizyon başında çizgi film,
olmadı elinde tablet, telefon. Yeni çağ çocukların elinden hayallerini aldılar
galiba. Konuyu biraz daha açayım. Ahmet Ümit’in Ntv’de her cumartesi, Önce Söz
Vardı programı var. İskender Pala ve Mario Levi ile beraber yaptıkları. 23
Nisana özel edebiyatta çocuklar konuşuldu. Orada bir konuşmasında şunu paylaştı
Ahmet Ümit: “Eskiden masal dinlerken çocuklar, mesela bir dev geçerdi masalda.
AHMET ÜMİT’İN SANATÇI BAKIŞI
Çocuk kendi hayal
dünyasına göre kafasında canlandırırdı o devi. Ama şimdi öyle mi? Bir çizgi
filmde ya da animasyon filmde çizenin yaptığı bir dev var. Çocuk, ‘Demek ki dev
böyle oluyor’ diyor. Yani kendi hayalinde canlanacak olan bambaşka bir dev
kısıtlanıyor, sınırlanıyor”. Yani yaratıcılık ölüyor diyor Ahmet Ümit. Daha ben
hiç bu açıdan baktığımı hatırlamıyorum olaya. E yazar sonuçta. Dünyaya bizim
gibi sıradan bakmıyor. Sanatçı duyarlılığı var. Sanatçı bakışı, sanatçı
düşünüşü var. Şimdi böyle bir dünyada çocuklara kitabı sevdirmekte zor olsa
gerek. Devamlı televizyonda çizgi film oynarken. Yetmedi ellerinde devamlı
tablet varken.
YENİ NESİL ÇOCUKLAR NE ANLATACAKLAR?
Bir yerde
duymuştum. Çizgi filmler çocukları aptal yapıyor diye. Doğru olabilir. Çocuklar
robot gibi oluyorlar televizyonun, tabletin başında. Ahmet Ümit’in
anlattığından anladığımız. Çocuklar tek bir kalıba sokuluyor. Tek tip
düşünüyorlar. Yukarıda anlattığım dev hikayesinde olduğu gibi. Ondan sonra gel
bu çocuktan yaratıcılık bekle. Belki son dönemde, büyük yazar ışığı veren
yazarların ve kitapların çıkmaması buna bağlanabilir mi? Şu hayatta her şeyimiz
rutine binmişken, bu çağın çocukları neyi anlatacaklar ki? Bir de üstüne üstlük
yaratıcılıkları örselenirken. Ahmet Ümit’in zamanındaki masallar, aile bağları,
mahalle kültürü, köy hayatı, sabahtan akşama sokakta oynama mı kaldı ki? Peki
siz neler diyorsunuz bu konuda?
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Çok şükür ben de masallarla büyüdüm :) Sokağın tadına da tadına vardım yeterince. Yeni düzen sadece çocukları değil bütün insanları uyuşturuyor aslında. Bir kamu spotu reklamında "çocuklar görür, çocuklar yapar." diyordu. Bugünkü durum aynen bu sözü yansıtıyor. Anne babalar çocuklara sadece söylüyorlar ve serzenişte bulunuyorlar. İşte hiç kitap okumuyorsun, sokağa çık biraz hava al vb. Ancak kendilerine baksalar farklı bir örnek teşkil ettiklerini görecekler. Çocuklar da anne babalarını taklit ediyorlar. Evde küçük bir yeğenim var bizim elimizde ne görürse ona saldırıyor, kendini göstermek için. Benim elimde kitap görüyor ona geliyor, diğerlerini televizyonda görüyor daha çok televizyon izliyor. Bunun önüne geçilemediğinde de alışkanlık oluyor. Teknoloji bağımlılık haline geliyor, çocuk düşünmüyor ve sadece gördüğünü yapar hale geliyor. Biraz uzun bir yorum oldu ancak benim düşüncelerim bunlar. Ele aldığınız konular çok güzel beyin fırtınası yaptırıyor insana, yazmadan edemiyorum. :D
YanıtlaSilNe kadar şanslisin masallar dönemini yaşadığın için :) Aslında eğitim ailede başlar. Çocuğun rol modeli anne-babadir. Onlar da televizyon tutkunu olunca. Çocukların kitaplarla arasında duvar oluyor. Her zaman yorum için beklerim. Farklı görüş zenginliktir :) Teşekkürler güzel sözlerin için.
Sil