Merak ettiğim
konulardan biri de: Yazarların ve şairlerin, ne kadar kitaba sahip
olduklarıdır. Yani kütüphaneleridir. Bir yazar ve şair, hayatı boyunca kaç tane
kitap okur? Bu da ikinci merak konumdur. Kitap okumayla, yazarlık arasındaki ilişki
hep ilgimi çekmiştir. Bu konuda Samuel Johnson’un bir sözü vardır, çok
sevdiğim. “Bir tek kitap yazmak için yarım kitaplık eser okunmalıdır” der. Bu sözü
okuyunca, “Acaba büyük büyük yazarlar, ne kadar kitap okumaşlardır?” sorusu,
hep zihnimi meşgul edip durmuştur. Cemal Süreya, bu yazımda bizlere yardımcı
olacak. Bir şairin kitaplığı nasılmış, anlatacak bize. Her zaman, yazarların ve
şairlerin hayatlarından kesitleri okumayı ve paylaşmayı seviyorum. Bizim için
somut örnekler oluyorlar.
“KİTAPLIĞIM BÜYÜK AMA?”
“Gördüğüm en
büyük kişisel kitaplık Hilmi Ziya Ülken’inkiydi herhal. İstanbul’un iki
yakasında iki ev tıklım tıklım kitap doluydu: Biri Türkçe, biri yabancı
dillerde. Ama, o kitaplık, özellikle de Türkçe bölümü arşiv niteliğindeydi. Aşağı
yukarı, yayımlanmış her şey vardı orada. Kendiminkini düşünüyorum. Öğrenimimi bitirip
hayata atılalı 20 yıl olmuş. Bu arada 24 ev değiştirmişim. Son iki evde dörder
yıl oturduğumu söylersem, varın ortalamayı siz bulun. Kitaplığım büyümüş,
küçülmüş (yok bile olmuş), büyümüş, budanmış, yine büyümüş. Semtten semte,
kentten kente taşımışım kitaplarımı. Ne var ki, iyi bir kitaplık sayılmaz
benimki. Büyük, ama biraz da bunun için iyi sayılmaz.
BİR GÜN İŞE YARAYACAK KİTAPLAR
Yabancı dil
bölümü beni az buçuk yansıtmıyor değil. Türkçe bölümü ise herhangi bir kitapçı
dükkanını andırıyor. Para vererek, seçerek almamışım çoğunu. Okuduktan sonra
atılması gerekenleri atamamış ya da bununla başa çıkamamışım. Bir bölüğü de
(yabancı dildekilerin bazısı da giriyor buraya ) İngiliz anahtarı gibi, testere
gibi bekliyor. Aletlerim onlar benim. Bir gün işe yarayacak!” Cemal Süreya çok
ev değiştirmesiyle ünlü bir şairimizdir. Burda da değinmiş bu noktaya. Kitaplığı
zaman içinde büyüyüp, küçülebilen bir hal almış. Bunca ev değişikliği arasında
normal karşılamak gerekir diye düşünüyorum. Kitapçılar o günlere göre değişmiş
olabilir mi? Artık klasikler, yeni çıkanlar derken birden fazla seçenek
buluyoruz. Olmadı siparişle bir günde getirtiyoruz. Yazıyı size bir soru ile
noktalamak istiyorum: “Peki sizin kitaplığınız var mı?”
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder