Franz Kafka
yazısına ilk okuduğumda beni çok etkilemiş olan bir sözüyle başlamak istiyorum:
“Bir kitap başımıza inen bir darbe gibi bizi sarsalamıyorsa neden zahmet edip
okuyalım ki?”. “Hangi tür kitapları okumalıyız?” sorusu içimizi kemiriyorsa
işte bize ölçüt. Cümlelerini ölümsüzlüğe kurmuş yazarların, yaşamlarını birazcık
olsun araladığımızda, bunun gibi daha nice altın değerinde öğütler bulabiliriz.
Kafka’dan bahsedelim mi biraz? Kişiden kişiye değişmekle beraber hemen benim
aklıma Dönüşüm kitabı geldi. Çünkü fantastik bir yapısı var. Hamam böceğine
dönüşen bir adam. Bilim-kurgu filmlerinin dünyayı salladığı bu dönemde, gençlere
bu şekilde bir kitap olduğu aktarılsa, ben, çoğu gencin, sırf bu nedenle kitabı
alıp okumaya başlayacağı kanaatindeyim.
GENÇLER İÇİN DÖNÜŞÜM ZAMANI OLABİLİR
Elbette ki
kitabın anlatmak istediği şey farklı. Sadece buradan gençler yakalanabilir. Kitaba
başlamalarına, bir göz atmalarına vesile olur. Bir şekilde yeni nesil kitaplarla buluşturulmalı. İlk defa Franz Kafka okuyacak gençlere iyi bir
başlangıç olabilir, Dönüşüm. Kimsenin kafasını cep telefonu ve tabletlerden
kaldırdığı yok. İlgi çekici bir şeyler olacak ki, o kafalar o cihazlardan
kalksın, hatta o cihazları bir kenara bıraksın. Dönüşüm, o cihazları bıraktıracak
kadar ilgi çekici. Nasıl ki şu anda ortalık Örümcek, Demir Adam vesaireden
geçilmiyorsa. Bunlar ilgi odağıysa. Bu ilgiden kitaplar adına faydalanmak
gerekir. Diğer önemli bir kitabı da Dava. Bu Dava bize hiç de uzak değil.
BU HİÇ ESKİMEYEN BİR DAVA
Bir kitabı ya da
bir filmi veya başka sanat dallarından verilmiş herhangi bir ürüne baktığınızda: “Aynı
bizim yaşadığımız hayat” diyorsanız, o eser ölümsüzlük kapısından geçmiş
demektir. Dava kitabı da böyle bir eser. Bu tip eserlere dikkatlice
bakıldığında şu da farkediliyor ki: Bu kitaplar kaç yıllar yıllar önce
yazılmış. Ama bunca zamana rağmen bakın hiçbir şey değişmemiş. Buradan insanlığın
bazı konularda milim ilerlemediği ya da ilerleyemeyeceği sonucu çıkabilir mi? Ya
da farklı bir bakış açısından da bakarsak. İyilik ve kötülük, ikisi de içimizde
at koşturuyor. Ama galiba kötülük önde gidiyor. Franz Kafka’nın bu iki eseri de, ister istemez bunları düşündürtüyor.
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder