Powered By Blogger

8 Nisan 2016 Cuma

İki büyük yazarın dostluğu...

     Hayal etmenizi istiyorum. Bir okulun önünden geçiyorsunuz. Burası bir lise. Çıkış zili çalmış. Tüm okul dağılıyor. O yüzlerce çocuktan biri heyecanlı. Çünkü hızlı adımlarla kitap almaya gidiyor. Bunun için uğraşıp didinmiş, para biriktirmiş. Kim bilebilirdi ki gün gelecek o genç delikanlı Rus edebiyatına damga vuracak. Evet, o genç delikanlı Gogol’dur. Meşhur Ölü Canlar kitabının yazarı. O yıllarda tüm parasını kitaplara yatırır. Yeni çıkan kitapların peşinden koşar. Hemen onları alır ve bir bir okuyarak öğütmeye başlar. Her yazar gibi o da öykülerinin bir yerlerde yayınlanmasını ister. Okul gazetesi bu isteğinin yerine gelmesi için büyük bir fırsattır. Gazetede yayınlanan öyküleriyle edebiyat dünyasına adımını atar.
Gogol

                                                     DOSTLUĞUN BAŞLADIĞI YORUM
     Kitleler tarafından beğenilen ilk kitabı, Dikanka Akşamları’dır. Bu bir öykü kitabıdır. Şimdi bu eser hakkında ne yorum yapsak tam hakkını veremeyiz. Ama hakkını verebilecek biri yorum yapmış. O kişi, sonradan ayrılmaz bir ikili olacakları Puşkin’dir. Eser hakkında: “Şimdi Dikanka Akşamları’nı bitirdim. Bu öyküler beni şaşırttı. İşte gerçek, içten bir neşe. Kimi yerleri de ne kadar şiirli, duygulu. Bu çeşit yapıtlar bizim edebiyatımızda o kadar yeni ki, üzerimde bıraktığı şaşkınlık etkisi hala geçmedi. Söylediklerine göre, dizgiciler, kitabı dizerken gülmekten katılıyorlarmış” değerlendirmesinde bulunmuş. Gogol’un bu değerlendirmeyi duyduğu andaki ruh halini de merak etmemek elde değil. Koskoca bir yazar kitabınıza övgüler düzüyor düşünsenize.
                                                 ACIYLA YAZILAN KİTAP: ÖLÜ CANLAR                       
     Ölü Canlar’ın yazılma hikayesine gelirsek. Orada bizi acı bir olayın beklediğini göreceğiz. Puşkin’in ölümü. İkisi arasında büyük bir bağ oluşmuştur. Gogol yazdıklarını ona gösterir. Yorumunu alır. Kimi zaman da Ölü Canlar’da olduğu gibi tavsiyelerini yerine getirir. Kendisine sadece edebiyatta yol göstericilik yapmamıştır Puşkin. Aynı zamanda kıyasıya eleştirildiği dönemlerde onu koruyan, kollayan bir vasfa da bürünmüştür. Bir anlamda her şeyi olmuştur. Şimdi böyle birini kaybetmenin yaşattığı acıyı, üzüntüyü bir hayal eder misiniz? Ölü Canlar, böyle bir acıyı yaşadıktan sonra bitirilmiş bir kitaptır. Dikanka Akşamları’yla başlayan bu büyük dostluk Ölü Canlar ile son bulmuştur.

Foto kaynak:pixabay.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder