Powered By Blogger

24 Haziran 2016 Cuma

Çetin Altan köşe yazılarını okuyamamak...

     Gazetelerde köşe yazılarını okuma merakım, yeni yeni başlamış. Önüme gelen gazetedeki köşe yazarlarını okuyorum. Hangi tür yazarları seviyorum ya da hangi tip yazıları seviyorum, kendimi keşfetmeye çalıştığım dönemler. O dönemlerde, Passaparola diye bir yarışma vardı. Metin Uca’nın sunduğu. Çok severdim ve izlerdim. Kim Milyoner Olmak İster’den sonra, gerçek bilgi yarışması olarak gördüğüm tek yarışmadır Passaparola. Sorulardan biri, Çetin Altan ile ilgiliydi. Milliyet gazetesindeki köşesinin adı sorulmuştu. Daha önce görmüş ve okumuştum. O yüzden, köşenin adının Şeytanın Gör Dediği olduğunu biliyordum. Yarışmacı da bildi. Soru rast gitmiş. Çünkü yarışmacı, o köşenin devamlı takipçisiymiş. Çetin Altan okuyucusuna sorulacak soruydu tam yani.
çetin altan

                                           EN UZUN SÜRELİ YAZAN KÖŞE YAZARI
     Dediğim gibi, daha önce okumuştum o köşeyi. Ama Çetin Altan yazısı, çekmemişti beni. O yarışmadan sonra, tekrar bir düşündüm. “Acaba yeteri kadar şans vermedim mi?” diye sordum kendime. Belki de çok iyi bir yazardan mahrum kalacaktım, hemen onu okumayı bırakmakla. O yüzden ne zaman elime Milliyet gazetesi geçse, hemen Şeytanın Gör Dediği köşesini açar ve yazılarını okumaya başlardım. Ama ilerleyen zamanla beraber, hiçbir şey değişmedi. Yazılarından hala tat alamıyordum. Sonuçta büyük bir yazar olabilir. Çok okunuyor olabilir. Ama bunlar hiçbir şeyi değiştirmedi. Ben sevmemiştim, sevememiştim. Bir özelliği daha vardı. Dünyanın en uzun süreli köşe yazan, köşe yazarlarından biriydi.
ÖNERİ YAZI: Yerli klasikleri daha çok sevdim...
                                          HER ŞEYE RAĞMEN OKUMAYI BIRAKTIM
     Bu özelliğini de duyduktan sonra, çok okumak istemiştim. Onu okumaya başlamamın en büyük nedeni de, bu özelliğini duymuş olmamdı. Çok imrenmiştim. Dünyanın en uzun süre köşe yazan, köşe yazarlarından biri olmak ne demekti? Her gün yazacak bir şeyler bulabilmek. Böyle bir düşünceyle başlamıştım okumaya. Tüm bunlara rağmen beni sarmadı. Bir daha okumamak üzere o köşeyi bıraktım. Ne olursa olsun. Ben beğenmedikten sonra, okuyamadıktan sonra hiçbir önemi yoktu. Şimdi ise devamlı takip ettiğim sadece beş köşe yazarı var. Kafama uyan, yazıları beni sıkmayan ve yazıları akıcı olan. Sizin belli bir süre okuyup, sonradan okumaktan vazgeçtiğiniz köşe yazarları oldu mu? Ya da hiç Çetin Altan okumuş muydunuz?
ÖNERİ YAZI: Kitap oburu musunuz?

Foto kaynak:Pixabay.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com

8 yorum:

  1. Merhaba Cem, ben şu takip ettiğin beş köşe yazarını çok merak ettim. Hep takip edemediklerimiz konu oluyor yazılara, bence takip ettiklerini de yazmalısın. Eline sağlık yine keyifle okudum, sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru söylüyorsun Yağmur. Bir yazı da takip ettiklerime yazmalıyım. Değerli yorumun için teşekkürler

      Sil
  2. Aslında yazınız benim de hislerime tercüman oldu diyebilirim. Bu kadar ünlü olmasına rağmen ben de pek okumazdım yazılarını. Hep aynı şeyleri söylüyormuş gibi geliyordu bana. Sabun köpüğü gibi yazılardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben neyi anlatmak istediğini anlamıyordum açıkçası. Değerli yorumunuz için teşekkürler.

      Sil
  3. Hiç devamlı okuduğum olmadı ama bir zamanlar Hıncal Uluç okuduğumu hatırlıyorum, seviyordum onun yazılarını. Düzenli olarak gazete almıyoruz, aldığım zaman da genelde ekonomi ile ilgili yazıları okumaya çalışıyorum. Çetin Altan ise hiç okumadım sanırım ama herkese hitap edecek diye bir şey yok tabii ki, doğaldır. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hala Hıncal Uluç'u okurum. Düzenli gazete alan kim kaldı ki be Serhat. İnternetten takip ediyoruz köşe yazılarını. Ekonomi ile pek alakam yok. Bir zamanlar Güngör Uras okurdum. Ama bıraktım. Tabi senin bölümünle alakalı olduğu için sanırım okuman normal :) İşte ben de neden bana hitap etmediğini yazdım :) Değerli yorumun için teşekkürler.

      Sil