Powered By Blogger

30 Haziran 2016 Perşembe

Dan Brown Cehennem kitabı yorumum...(BÖLÜM 3)

    Dan Brown Cehennem kitabı incelemesinde üçüncü yazım. Bugün kitabın 103 ile 150’inci sayfalarını değerlendirmeye çalışacağım. ilk sayfalarda Robert Langdon hatıralara dalıyor. Bir konferansa. Konferansın konusu ne dersiniz? Dante ve sembolleri. Daha önce Dante hakkında benim gibi derinden bilgi sahibi olmayanların çok işine yarayacak bilgilerle geçiyor konferans. Dante’yi bir biyografi sitesinden okumak var. Bir de sevdiğin bir karakterden Robert Langdon’dan. Bu tür kitapları biraz da bu yönleri nedeniyle seviyorum. Bilgi verici oluyorlar. Salt heyecan yaşamıyorsun yani. Kendimi sanki konferansta, sanki sıralardan birinde oturmuş onu dinliyormuş gibi hissettim. Direk konferansı yazmış çünkü Dan Brown. İster istemez içinde hissediyorsunuz kendinizi.
dan brown cehennem kitabı

                                                              DELİ DOLU ANLAR
    Dan Brown Cehennem kitabı hakkında okuduğum bir yorumda beklenenin altında kaldığına dair bir görüş vardı. Kitabı bitirdiğimde bu görüşe katılır mıyım bilmiyorum. Ama şu ana kadar istediğim tarzda gittiğini söyleyebilirim. Bir başka hoşuma giden şey ise Robert Langdon ile Sienna’nın abi-kardeş rolünü oynamaları oldu. Bu sahne filmde de olsa, filmde de eminim hoşuma giden sahnelerden biri olacaktı. Bu yapılana anlık çılgınlık mı demek lazım artık bilmiyorum. Kontrol noktasından geçecekler ama Robert Langdon aranıyor. Nasıl geçeceklerdir o zaman? Langdon aklına gelen fikirle. Üniversite öğrenci grubunun arasına karışarak. Öğrencilere Sienna’yı kardeşi olarak tanıtır. Öğrenci grubunun arasında kontrol noktasını aşarlar. Bu işin sonu aşka doğru gidiyor gibi. Siz ne dersiniz?
ÖNERİ YAZI: Okuduğum Şehsuvar Sami değil bendim...
                                                  “BEN NE YAPIYORUM?” SORUSU
     Dan Brown Cehennem kitabı için baya bir araştırma yapmış gibi görünüyor. Okurken insana yazımı basitmiş gibi gelen bir yanı var. Ama durup düşündüğünüzde hiç de öyle kolay değil. Kurgu çok önemli. Dan Brown kurgu konusunda iyi iş çıkarıyor. Tekrar romana dönersek. Robert Langdon bir ara duruyor. “Ben ne yapıyorum?” diye soruyor kendine. Bir anlık bir boşluğa düşüyor. Tutunacak bir dalı kalmıyor. Her şey bir anda elinden kayıyor sanki. Bu kaçışın boşuna olduğunu düşünüyor. İlla ki kendisini yakalayacaklarını düşünüyor. Evet, bu bir roman. Gerçek hayatta bu durumu kendimizde yaşamıyor muyuz? “Bu koşturma ne için, ne yapıyorum ben böyle?” diye sormuyor muyuz? Neyse ki yanında Sienna vardır. Ve ona tekrar amaçlarını hatırlatır, kendine getirir. Ve tekrar yola koyulurlar? Siz kendi Sienna’nızın, hayatta kal geldiği anlarda size destek olan, tekrar sizi hayat yoluna sokan kişiyi söylemek ister misiniz?
ÖNERİ YAZI: Yaşar Kemal'e göre yazar nasıl olunur?

Blog linki: yasamdanyazilar.blogspot.com

     

4 yorum:

  1. Günaydın Cem, bir şey sorucam Sienna'nın ona hatırlattığı amaçları ne? Allah'ım nasıl da koptum bir anda böyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim günaydın demem için biraz geç oldu galiba :) Sienna ondan bilinçaltında olan şeyi yapmasını istiyor. "Ara ve bul" diyor bilinçaltı ona. Oda bu şekilde yola devam ediyor.

      Sil
  2. Çok iyi bir romandır. Kitabı okurken kesinlikle yanınızda mobil cihaz olmalı, araştırma yapmak için. Ben, kitabın sonunu tahmin etmiştim. Brown, iyi bir araştırmacı ezoterik sırları ve dünyadaki gizli güçlerin amaçlarını her seferinde güzel anlatıyor. Sadece bir roman gözüyle de bakmamak lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mobil cihaz kesinlikle olmalı. İnsan bahsedilen eserleri görmek istiyor. Böylelikle romanı daha iyi anlıyor. Evet, sadece bir roman değil. Bir sanat eserleri bilgi edinme kitabı da denebilir. Takip için teşekkürler. Ben de sizi takibe alıyorum. Saygılarımla

      Sil