Sanatçıya vefasızlık haberleri, yazılı ve
görsel medyada, maalesef her zaman görmeye alıştığımız haberler arasında yer
almaktadır. Cemal Süreya, bu konu üzerine
kısa bir deneme kaleme almış. Ve bu
deneme de, Türkçe Bilenin İşi Rast Gider kitabında yayınlanmış. Denemesine Puşkin’in
bir sözü ile başlar Cemal Süreya. Puşkin, sanatçılara öldükten sonra değer
verilmesi hakkında: “Yalnız ölüleri sevmeyi biliyorlar” diyor toplum için.
Evet, Rus toplumu için bu söz doğru olabilir. Ama bizim için, daha bir doğru noktasındadır
Cemal Süreya. Hemen de bu durumu bizden örneklendirmelerle de somutlaştırır.
Orhan Veli’yi verir, ilk örnek olarak.
ORHAN VELİ’DEN KEMAL TAHİR’E
Daha ölümünün birinci haftasında, herkesin
Orhan Veli’si olmuştur. İlla bir sanatçının kabullenilmesi için, ölmesi mi
lazım? Eğer Türkiye’de yaşayan bir sanatçı iseniz, ölmeniz lazım. Hayattayken
bu saygı neden gösterilmez ki? Orhan Veli yaşarken, şiirleriyle dalga geçenler
vardı. Orhan Veli’nin yazdıklarını şiir olarak görmeyenler vardı. Ne oldu? Öldü
ve Orhan Veli Türkiye’ye mal oldu. Haklı olarak Cemal Süreya soruyor, onun
şiirleriyle dalga geçip, onu kabullenmeyenlere, “Bir hafta gibi kısa bir sürede,
nasıl da hemen kabullendiniz onu?”. Kemal Tahir verdiği başka bir örnektir. Onun
hakkında yazılmayan şey kalmamıştır. Ama bu durum, hiçbir şeyi
değiştirmemiştir. Öldüğü gün, karşıtlarının karşıtlıkları da ölmüştür. Yaptığı her
şey affedilmiştir Kemal Tahir’in değerlendirmesinde bulunur.
ÖNERİ YAZI: Akşamı yaşamak...
FARKLI BİR ÖRNEK: ECE AYHAN
Sıradaki örnek Orhan Kemal’dir. Yazarlar üzerinden,
toplumun yazarlara vefasını analiz ediyor gibidir. Orhan Kemal’in şimdiye kadar
verdiği örnekler gibi olmadığından, toplumun geniş kesimlerince bilinirliğinden
bahseder. Ama toplumun bütününün kabullenmesinin, ancak ölümü üzerine olduğunu
dile getirir. Ece Ayhan ile ilgili verdiği örnek ise, ilginçtir. Ece Ayhan
hastalanır. Herkes ölecek gözüyle bakar. O yüzden toplumun ondan iyi bir şair
diye bahsetmeye başladığını söyler. Ama gün gelir, Ece Ayhan düzelir. Bu sefer
de yapılan övgülerin, teker teker geri alındığını belirtir. Tüm bunları
anlattıktan sonra toplumumuz için, “Acımasız” der. Sizce bu söylemi çok mu sert
kaçmış? Yoksa Cemal Süreya, çok yerinde bir değerlendirmede mi bulunmuş?
ÖNERİ YAZI: Yağmur da sevdaya dahildir...
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Elimizdeki kayip gidince daha kiymetli olur. Bence acimasizlik degildir bu. Baska bir seydir pisikolojik bir ekseni vardir. Ben de dahil olmak uzere bizler degerlerimizi kaybettikten sonra anlariz
YanıtlaSilDeğerlerimizi kaybetmeden önce değerlerini bir anlayabilsek.
SilEdebiyata ilgi duyanlar başta olmak üzere herkesin hoşuna gideceğini düşündüğüm hoş bir yazı olmuş. Elleriize sağlık :)
YanıtlaSilBu motive edici ve güzel yorumunuz için çok teşekkürler :)
Sil