Schopenhauer’e göre edebiyat ikiye ayrılır. Biri
gerçek, diğeri görünen. Yüzyıllar önce yazılmış kitaplar, hala geçerliliğini
koruyorsa ve biz bunları hala okuyorsak, işte bunlar, gerçek edebiyata girer
diyor Schopenhauer. Bu tür eserleri kimler verir peki? Yaşama amaçları, bilim ve
sanat olan insanlar diyor Schopenhauer. Bu tip insanlar sessiz, sakin, kendi
halinde bir karakter sergilerler. Bu insanlar milim milim, yavaş yavaş bir
şekilde yol kat ederler. Ve bu şekilde devam etmeleri neticesinde ortaya
eserleri çıkar. İşte bu eserler, kalıcı eserler dediği sınıfa giriyor
Schopenhauer’in. İkinci gruptaki eser veren kişilere gelince de. Bunlar, etraflarındakilerin
onlara verdiği yersiz cesaretlendirmeleri neticesinde kendilerini yazmaya, peşi
sıra eserler vermeye başlarlar. Ama her geçen yıl, bu eserlerin adları
unutulmaya yüz tutar. Ve en sonunda da kimse hatırlamaz. İşte bu türe, saman
alevi edebiyat denir. Siz neler diyorsunuz Schopenhauer’in edebiyatı ikiye
ayıran bu görüşleri hakkında?
FOTO KAYNAK:Pixabay.com
BLOG LİNKİ:yasamdanyazilar.blogspot.com
Önemli olan yazarlığı veya herhangi bir işi fayda sağlama anlayışıyla yürütmek. Schopenhauer'ın görünen olarak nitelediği kısımdakiler daha farklı gözle bakıyorlar olaya. Gerçek olanlar ise faydadan, az ama öz iş yapmaktan yana sanırım. :)
YanıtlaSilAynen :) Kafka gibi bir kaç kitap olsun ama damga vursun diyor :)
SilKısmen katılıyorum, gaye, emek, yetenek. Bütünlük arz edince kalıcı eserler oluşuyor. Ellerinize sağlık, ölçülü ve etkili bir yazı olmuş.
YanıtlaSilBunu sağlayanlarda büyük yazar oluyorlar. Yorum için teşekkürler
Sil