foto kaynak: unsplash.com |
Düşünün ki sevince böyle muhteşem duygular yaşayan biri bir ayrılık halinde nasıl dünyanın en berbat duygularını yaşar...Dağ dedik, toz pembe hayat dedik, her türlü dertle başa çıkabilmek dedik...Bir de bunların tersini düşünün. ..Nasıl, birinin bu duyguları yaşadığını bilmek bile ürkütücü değil mi? Dileyelim ki kimse bu kötü duyguları yaşamasın...Ama çoğumuz yaşamışızdır... Ben de yaşadım.
İnsan öyle kötü öyle kötü oluyor ki...Ne yediğinden anlıyor insan ne de içtiğinden...Öyle ortada ruh gibi dolaşıyorsun...Hep o eski mutlu anlar geliyor aklına. ..Tekrar tekrar yaşayıp duruyorsun onları...Uyanıkken yetmiyor...Uyurken bu sefer rüyanda devam ediyor depresyon. ..Ama tamamiyle geçmiyor o yara...Sadece kabuk bağlıyor. ..Her zaman içinde bir sızı olarak kalıyor. ..Ara ara hatırlıyorsun onu...Belki bir söz. ..Belki bir davranış. ..Belki bir koku. ..Evet bir koku.
Her şeye rağmen hayat devam ediyor. ..Zor da olsa kalkıyorsun ayağa. ..Her şeye rağmen yeniden sevmeye ve sevilmeye hazırlıyorsun kendini.
O sizin dediğiniz sadece kendini tek bir kişiye bağlamaktır.
YanıtlaSilKimse sizin için mecburi istikamet olmamalı.
Birini severken iyi veya kötü bu duyguları hepimiz yasiyoruz. Önemli olan bir ilişkiden çıktıktan sonra yeniden baslayabilmek. Yazimin sonunda da buna deginiyorum. Yani mecburi istikameti bırak artık diyorum :)
YanıtlaSilHayat bu işte. Bize düştüğümüz yerden kalkıp ilerleyebilme imkanı veriyorsa ne güzel. Nokta koyanlardan olmadıkça bence aşk, karşılıklı anlayış ve sevgidir.
YanıtlaSilKalkıp devam ediyor insan ama o süreci atlatma süreci baya zor oluyor.
SilSevelim sevilelim Cem. Evlilik ne zaman? :)
YanıtlaSilTarih belirsiz abi :)
Sil