Çok Güzel Hareketler 2’nin bir skeçini izledim. Bir aile skeçiydi. Genelde aile skeçlerini güzel yazıyorlar. Bunu da güzel işlemişlerdi. Skeçin sonunda Yılmaz Erdoğan’ın söyledikleri çok önemliydi. “Şakayı kriptonda değil de evimizde ararsak buluyoruz. Biz buyuz. Biz bu aileyiz” dedi. Zaten kendisinin her zaman tekrar ettiği şey de budur. “Her zaman hayattan, hayatın içinden yazın” der. Ama bu sözü de hoşuma gitti. Ve bir daha bunu vurgulamak istedim.
foto kaynak: unsplash.com |
Doyasıya Yaşamak
adındaki radyo tiyatrosunu dinledim. Ters köşe yapan bir tiyatro oldu benim
için. Huzurevi bizim için daha çok çocukların, anne ve babalarını zorla
bıraktıkları bir yer olarak bilinir.
Bu nedenle
toplumda algısı iyi değildir. Ama bu tiyatrodaki başroldeki kadın kendisi
yatmak istiyordu huzurevine. Yatmasının nedeni ise: Doyasıya yaşamaktı.
Çünkü evde
sabahtan akşama torununa bakıyordu. Evi çekip çeviriyordu. Ama hiç dostu yoktu.
Yalnız başına bir hayat sürüyordu.
O ise ne yaptı? Akranlarının
olduğu huzurevine gitti. Hobisi olan resim yapmaya doyasıya vakit ayırdı. Yani anlayacağınız
sosyalleşti. Kendisi için yaşamaya başladı.
Huzurevine bir de
buradan bakmak gerekiyor sanırım. Bana çok mantıklı geldi.
YOUTUBE REKLAMI TAKTİĞİ…
İstanbul seçimleri
sırasında Ekrem İmamoğlu çok YouTube reklamı vermişti. İnsanlara böyle ulaşmayı
denemişti. Seçimi kazandığına göre, bunun iyi bir taktik olduğunu
söyleyebiliriz. Şimdi bunun aynısını Ak Parti yapmaya başlamış. YouTube’da video
izlerken birden bahsettiğim bu reklam çıktı. 128 milyar dolar gerçekleri diye.
Etkileyici bir reklam olmuş bence. Bakalım vatandaşta nasıl bir karşılık
bulacak?
SİYASETİ BOŞVER…
Bir arkadaşımla
konuşurken muhabbet birden siyasete geldi. Hemen duruma el koydum. “Siyaseti
boşver. Siyaset insanları ayrıştırıyor. Biz başka şeylerden konuşalım” dedim. Oda
bana hak verdi ve başka şeylerden konuşmaya başladık. Sevmiyorum insanlarla
ayrışmayı. Hele siyaset nedeniyle asla.
ÇOCUK SESLERİ…
Bana huzur veren şeylerden biri de: Sokakta
oynayan çocukların sesleri. Bugün 23 Nisan. Aslında bayram yapmaları lazım. Ama
koronavirüs nedeniyle bırakın bayramı, sokağa çıkma yasağı var. Onlar yasağı
delmişler ve sokağa atmışlar kendilerini. Bıcır bıcır bağırışıyorlar. İşte o
bağırışmalar bana huzur verdi.
Radyo tiyatrosu dinlemeyi çok seviyorum. Buna bakacağım. Çocukların cıvıl cıvıl sesleri ise en güzel ses bence...
YanıtlaSilBence de dinleyin, kaçırmayın. Çocukların sesleri gibisi var mı.
SilÇok güzel seçme yazılar. Bahsettiğiniz skeci yanlış hatırlamıyorsam ben de izlemişim. Siyaset ayrıştırıyor gerçekten
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Olabilir. Ben de o nedenle hiç girmiyorum siyasete.
Silaferin o çocuklaraaa :)
YanıtlaSilAynen Deep :)
SilHuzurevi düşüncesine farklı bir yaklaşım ama bunu ebeveynler talep etmedikçe, teklif etmek çok zor hocam:-) Toplum olarak HALEN bunu yapacak durumda değiliz diye düşünüyorum..
YanıtlaSilEvet, hocam haklısın. Bu konuda daha kırk fırın ekmek yememiz lazım :)
SilBenim de bu radyo tiyatrosu bakış açımı değiştirdi :) Tartışırken kaptırıyoruz kendimizi :)
YanıtlaSil