Dan Brown’un Cehennem kitabını dün
itibariyle bitirdim. Kitabın yorumunu ancak bugün yazıyorum. Hemen, sıcağı
sıcağına yazmak istemedim. Bir gün geçsin. Üzerine biraz daha düşüneyim,
hazmedeyim dedim. Bu kitap yorumlarıyla ilgili yeni bir şey yapmaya karar verip,
bunu ilk Cehennem kitabının yorumu ile uygulamaya sokmuştum. Ama istediğim gibi
olmadı. Okuduğum her 50 sayfadan sonra o 50 sayfanın yorumunu yapacaktım. Bir
yazı dizisi gibi olacaktı. Ama düşündüklerimle pratiktekiler birbirini tutmadı.
O yüzden bu yorum şeklini devam ettirmeyeceğim. Yine klasik şekilde kitabı
bitirdikten sonra, kitabın yorumunu yazacağım. Gelelim Cehennem kitabının
yorumuna. Öncelikle şunu belirteyim. Bazıları bu kitapta hayal kırıklığına
uğramışlar. Diğer kitaplardaki tadı bulamamışlar.
KİTABI
OKURKEN CEP TELEFONUNUZ YANINIZDA OLSUN
Bende böyle bir sorun olmadı. Diğer
kitaplarındaki tadı buldum. Ben Dan Brown kitaplarını rahatlıkla alıyorum.
Çünkü hep bir standardı var bu kitapların. Pişman olmayacağımı biliyorum yani.
Bu kitapta da pişman olmadım. Yine Robert Langdon maceradan maceraya koşuyor.
Tempo hiç düşmüyor. Bir sonraki adımda, “Bu sefer ne olacak?” diye kendinize
soruyorsunuz. Aynı zamanda Dante kimdir, meşhur eseri hangisidir, Floransa ve
İstanbul’daki tarihi eserler hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Daha önceki
Cehennem kitabı yazılarından birinde bir okuyucum yorum yapmıştı, “Yanınızda
bir cep telefonu olsun. Tarihi yerlere Google’dan bakarsınız” diye. Ben de
unutmadan size bu hatırlatmayı yapayım. Ben denedim. Enteresan oluyor.
BİZE KARŞI BİR ÖNYARGISI YOK KİTABIN
Bilmem bi sarayın ismi falan geçiyor. Hemen
Google’a ismini yazıyorum. Nasıl bir yermiş görüyorum. Ondan sonra kitapta, “Sarayın
kapısının önüne geldiler” diyor mesela. Hangi saray, hangi kapı olduğunu
ekranda görüyorsun. İlginç bir deneyim. Kitapta bazı mekanlar var ki. Onlar
için Google’a bakmanız gerekmiyor. Çünkü o mekanlar bizim mekanlarımız. Çünkü o
mekanlar İstanbul’umuzda. Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı gibi. Kitap ülkemizin ve
İstanbul’un tanıtımı için çok önemli. Kitabın önemi, ilk çıktığı zamanlarda da
çok dile getirilmişti. Kitapta bizi anlatırken bir ortadoğu ülkesi olarak
anlatmıyor. Bazı önyargılı yabancılar gibi. Asya ile Avrupa’nın harman olduğu
yer olarak bahsediyor. Bu yönden sevindirici. İşin özü: Heyecan isteyen,
düşmeyen tempo isteyen, üzerine birazcık aşk sosu isteyen muhakkak okusun.
Foto kaynak:Pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
İstanbulda geçmesi çok iyi en azından yabancı mekanlar olmamış olur daha iyi hayal ederiz :)
YanıtlaSilAynen :)
SilDan Brown'ı bu kitapla tanımış ve çok sevmiştim, her kitabı ayrı bir güzel gerçekten. Beğenmenize sevindim. :)
YanıtlaSilKitaptaki mekanlar ve kullanılış biçimi gerçekten çok hoştu, okurken etkilenmiştim.
Dan Brown'un yazdığı kitabı beğenmemek mümkün mü? :)
Silhımmm okunurmuş evet :)
YanıtlaSilOkunurmuş da. Sen okuyunca nasıl fantastik bir yorum yaparsın onu hayal edemiyorum :)
Sil