Dün gece Tüm Türkiye gibi bende uyumadım. Sabaha
kadar pür dikkat televizyonu izledim. Gördüklerime, duyduklarıma inanamıyordum.
“Neler oluyor?” diye kaç defa sormuşumdur kendime. İlk köprüler kapandığı haberi
geldiğinde, bir terör saldırısı şüphesiyle böyle bir şeyin yapılmış olduğunu
düşünüyordum. Ama Twitter’a düşen bir videoda bir askerin, “Darbe oldu”
demesiyle şoke uğradım. Ama hala inanamıyordum. Ne zamanki Başbakan Binali
Yıldırım, Ntv’ye telefonla bağlanıp, “Bu bir kalkışmadır” dedi, işte o zaman bu
acı gerçekle yüzleştim. “Yine mi ülkem yıllarca geriye gidecek” dedim. Twitter’da
bir yazar bir paylaşım yapmış, “En kötü siyasi iktidar, darbeden yüz kat iyidir”
diye. “Aynen düşündüğüm bu” dedim, o tweeti okuduğumda.
Sanırım benim gibi hiç kimse, darbe gibi
bir olayı beklemiyordu. Çünkü ortamda darbelik bir durum yoktu. İktidar ile
asker arasında bir gerginlik yoktu. Aksine uyumlu bir çalışma vardı. Böyle bir ortamda
asker, niye darbe yapsın ki diye düşündüm. Ama ilerleyen dakikalarla beraber
olayın aslı anlaşıldı. Bu kalkışma, emir-komuta zinciri altında yapılmamış.
Yani Genelkurmay Başkanı’nından başlamak üzere, tüm askeriye tarafından yapılan
bir girişim değil. Askerin içinden bir grubun yaptığı bir girişimmiş. Malum
paralel yapının. Sonra inanılmaz görüntüler izlemeye başladık. Kendi
helikopterin, kendi savaş uçağın ve yine sözde kendi evlatların tarafından
vurulmak. Bu ne acıdır. Meclis’e, Genelkurmay’a bomba atılması.
MEHMETİMİZ İLE ARAMIZA SOĞUKLUK
GİRMESİN
Vatandaşlarına uçaktan ateş açılması.
Tankların vatandaşlarının üstüne sürülmesi. Yine askerler tarafından
vatandaşına ateş edilmesi. Kabus gibi bir geceydi. İlk defa millet ile askeri,
mehmetçiği karşı karşıya geliyordu. İlk defa mehmetçik kendi vatandaşlarına
ateş ediyordu. Bunlar ne acı tablolardı. Sonra vatandaşın mehmetçiği linç etmek
istemesi. Bu askerler nasıl böyle bir şeye kalkışabildiler? Nasıl
vatandaşlarına ateş etmeyi içlerine sindirebildiler? Dilerim bu yaşananlardan
dolayı, millet ile mehmetçiği arasına bir soğukluk girmez. Tankta kalan bir
askeri, polis kurtarıyor.
İşte istediğimiz asker-polis birlikteliği. Ama böyle
bir ortamda mı olmalıydı? Ve başka bir sahne. Polisler, askerleri gözaltına
almış götürüyorlar. Bir evin penceresinden bir kadın, “Aman evladım askeri
dövmeyin” diyor. Polis de karşılık olarak, “Olur mu öyle şey teyzecim. O benim
kardeşim” diyor. Dilerim bir daha böyle olaylar yaşamayız. Ve bir olmalıyız,
beraber olmalıyız. Bu ülkenin askeri-polisi ile. Tüm vatandaşları ile. Ve
askerin içindeki çürük elmalar nedeniyle, asla askerle millet arasına bir
soğukluk girmemeli.
Blog linki:yasamdanyazilarblog.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder