Powered By Blogger

28 Kasım 2014 Cuma

Lavaşı da Ermenistan kaptı...

        Lavaş ekmeğini Ermenistan tescil ettirmiş. Bu kaçıncı? Değerlerimize olan bu vurdumduymazlığımız daha ne kadar devam edecek? Kültür Bakanlığı’nın görev tanımı içerisinde bu değerleri takip etme ve uluslararası alanda bizim adımıza tescil ettirme gibi bir görevi yok mu? Böyle haberleri duydukça…İster istemez üzülüyor insan. Hangimiz üzülmeyiz ki?

       Kültür Bakanlığı bu gibi işler için bir özel ekip kurmalı. Bu ekibin görevi sadece bize ait değerlerimizi Unesco’da tescil ettirmek olmalı. Yine de haklarını yemeyelim. Kültür Bakanlığı Unesco’ya bu konuda başvuruda bulunacakmış ama. Ne kadar sonuç alırız varın siz düşünün. Önemli olan testi kırılmadan bir şeyler yapmak değil midir?

        Daha önce baklava ile ilgili yine buna benzer bir durum yaşanmıştı. Bu örneklerden ders çıkararak bu konularda gevşek bir tutum sergilemeyi artık bırakmalıyız. Her yıl artan turizm gelirlerimizden bahsediyoruz. Övünüyoruz doğal olarak. Göğsümüz kabarıyor. Daha da fazla turizm geliri hedefliyorsak…Ki hedefliyoruz…Bu tescil olayının üzerine ciddiyetle eğilmeliyiz. 

Lavaş
foto kaynak: unsplash.com

       Turistler lavaşı anavatanında yemek istemeyecekler mi? Bu sayede oraları gezip görmek istemeyecekler mi? Peki Ermenistan’ı mı gezmeye gidecekler? İşte bu kadar önemli bu tescil olayı. Ben ülkemizi dünyanın en çok turist çeken yeri olarak hayal ediyorum. Bu elbette ki bir ütopya değil. Bir fantezi düşünce asla değil.

        Bu durum benim gururuma dokunuyor. Eminim sizin de öyledir. Lavaş, baklava…Bizi biz yapan değerler bunlar. Lavaşı kullanmadığımız yer mi var? Çiğ köftemizin vazgeçilmezidir lavaş. Onsuz çiğ köfte eksik kalır. Bundan birkaç sene öncesi. Kankim Semih ile çağrı merkezinde çalışırken…Gece vardiyasında az sipariş etmezdik çiğ köfteyi. 

         Ya tantuni. Lavaşsız düşünülebilir mi?Dünyanın en temiz mutfağı bizde. Gidenler görenler hep böyle söylüyor. Biz, gidip görmesek de…Televizyonlar vasıtasıyla bilgi sahibi oluyoruz…Dünya mutfaklarındaki yiyecekleri bir göz önüne getirmeniz yeterli olacaktır…Sırf bu açıdan bile bu ülkede doğmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

        En çok tercih ettiğimiz bir numaralı yiyecek dönerde bile lavaş kullanıyoruz. Lavaş sadece bunlarda değil. Ayrıca yemeğin yanında ekmek olarak da tüketiliyor. Örnek olarak Gaziantep…Yaz ayları saçlarda lavaşlar yapılıyor. 

        Daha sonra yapılan bu lavaşlar güneşin altında kurumaya bırakılıyor. Kuruduktan sonra bir odaya bırakılıyor. Yiyecekleri zaman lavaşların üzerine elleriyle su serpiyorlar. Bu şekilde yemeklerin yanında ıslak olarak tüketiliyor.

         Bu kadar kültürümüzün içinde bir yiyeceğimiz lavaş…Şimdi buna başkaları sahip çıkıyor. Sahipleniyor…Bu değer bizimken…Niye başkalarının olsun. Bir turist, lavaş ekmeğini görünce niye, ”Ermenistan yiyeceği” desin. Turkish Delight artık dünyada bir sloganımız olmadı mı? 

         Belki bilerek, belki de bilmeyerek bu tip bir slogan üretmiş olduk. Bu da bizim ülkeler arasındaki tanınırlığımızı artırdı. Bu açıdan da baktığımızda olayın sadece basit bir tescil meselesi olmadığını görüyoruz. Ne kadar ürünlerimizle dünyada adımızdan söz ettirirsek o kadar kültürümüzü tanıtmış. Ve aynı zamanda turist trafiğimizi artırmış olacağız.

2 yorum:

  1. Harika şeylere değiniyorsuniz cem bey gercekten muhteşem ötesi

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler böyle düşünmeniz beni son derece memnun etti

    YanıtlaSil