Lavaş ekmeğini Ermenistan tescil
ettirmiş. Bu kaçıncı? Değerlerimize olan bu vurdumduymazlığımız daha ne kadar
devam edecek? Kültür
Bakanlığı’nın görev tanımı içerisinde bu değerleri takip etme ve uluslararası alanda
bizim adımıza tescil ettirme gibi bir görevi yok mu? Böyle haberleri duydukça…İster
istemez üzülüyor insan. Hangimiz üzülmeyiz ki?
Kültür Bakanlığı bu gibi işler için
bir özel ekip kurmalı. Bu ekibin görevi sadece bize ait değerlerimizi Unesco’da
tescil ettirmek olmalı. Yine de haklarını yemeyelim. Kültür Bakanlığı Unesco’ya
bu konuda başvuruda bulunacakmış ama. Ne kadar sonuç alırız varın siz
düşünün. Önemli olan testi kırılmadan bir şeyler yapmak değil midir?
Daha önce baklava ile ilgili yine buna
benzer bir durum yaşanmıştı. Bu
örneklerden ders çıkararak bu konularda gevşek bir tutum sergilemeyi artık
bırakmalıyız. Her yıl artan turizm gelirlerimizden bahsediyoruz. Övünüyoruz
doğal olarak. Göğsümüz kabarıyor. Daha da fazla turizm geliri hedefliyorsak…Ki
hedefliyoruz…Bu tescil olayının üzerine ciddiyetle eğilmeliyiz.
Turistler lavaşı
anavatanında yemek istemeyecekler mi? Bu sayede oraları gezip görmek istemeyecekler
mi? Peki Ermenistan’ı mı gezmeye gidecekler? İşte bu kadar önemli bu tescil
olayı. Ben ülkemizi dünyanın en çok turist çeken yeri olarak hayal ediyorum. Bu
elbette ki bir ütopya değil. Bir fantezi düşünce asla değil.
Bu durum benim gururuma
dokunuyor. Eminim sizin de öyledir. Lavaş, baklava…Bizi biz yapan değerler bunlar. Lavaşı
kullanmadığımız yer mi var? Çiğ köftemizin vazgeçilmezidir lavaş. Onsuz çiğ köfte
eksik kalır. Bundan birkaç sene öncesi. Kankim Semih ile çağrı merkezinde
çalışırken…Gece vardiyasında az sipariş etmezdik çiğ köfteyi.
Ya
tantuni. Lavaşsız düşünülebilir mi?Dünyanın en temiz mutfağı bizde. Gidenler
görenler hep böyle söylüyor. Biz, gidip görmesek de…Televizyonlar vasıtasıyla
bilgi sahibi oluyoruz…Dünya mutfaklarındaki yiyecekleri bir göz önüne
getirmeniz yeterli olacaktır…Sırf bu açıdan bile bu ülkede doğmaktan büyük bir
mutluluk duyuyorum.
En çok tercih ettiğimiz bir numaralı
yiyecek dönerde bile lavaş kullanıyoruz. Lavaş sadece bunlarda değil. Ayrıca yemeğin yanında ekmek olarak da
tüketiliyor. Örnek olarak Gaziantep…Yaz ayları saçlarda lavaşlar
yapılıyor.
Daha sonra yapılan bu lavaşlar güneşin altında kurumaya bırakılıyor. Kuruduktan
sonra bir odaya bırakılıyor. Yiyecekleri zaman lavaşların üzerine elleriyle su
serpiyorlar. Bu şekilde yemeklerin yanında ıslak olarak tüketiliyor.
Bu kadar kültürümüzün içinde bir
yiyeceğimiz lavaş…Şimdi buna başkaları sahip çıkıyor. Sahipleniyor…Bu değer
bizimken…Niye başkalarının olsun. Bir turist, lavaş ekmeğini görünce niye, ”Ermenistan
yiyeceği” desin. Turkish Delight artık dünyada
bir sloganımız olmadı mı?
Belki bilerek, belki de bilmeyerek bu tip bir
slogan üretmiş olduk. Bu da bizim ülkeler arasındaki tanınırlığımızı artırdı. Bu
açıdan da baktığımızda olayın sadece basit bir tescil meselesi olmadığını
görüyoruz. Ne kadar ürünlerimizle dünyada adımızdan söz ettirirsek o kadar
kültürümüzü tanıtmış. Ve aynı zamanda turist trafiğimizi artırmış olacağız.
Harika şeylere değiniyorsuniz cem bey gercekten muhteşem ötesi
YanıtlaSilTeşekkürler böyle düşünmeniz beni son derece memnun etti
YanıtlaSil