Powered By Blogger

29 Mayıs 2020 Cuma

Aklımdaki her şeyi yazdım...


     Saat 23:34 oldu. Yatma saati geliyor. Ama ben hala hiçbir şey yazamadım. Bembeyaz bir ekran duruyor karşımda. Bu bembeyaz ekranı kelimelerle doldurmam lazım. Ramazan ayı bittikten sonra abur cubur yememe kararı almıştım. Ama her zamanki gibi aldığım bu karara da uymadım. Yine abur cuburcu oldum. Yatmak istemiyorum aslında. Çünkü yarın iş var. Uyursam hemen sabah olacak ve yine iş başlayacak. Acaba bu kişisel gelişim zımbırtılarından çok mu etkileniyorum? Sevdiğin işi yapmak olayı falan işte. Neyse bu konuyu burada kapatayım. Daha fazla yazmak istemiyorum bu konu hakkında. Ben sadece müzik dinleyemiyorum. Ne demek istiyorum yani? Yani ben oturup sadece müzik dinleyemem. Müzik dinlerken illa bir şeyler yapacağım.

     Tıpkı şu an gibi. Hem bilgisayardan yazı yazıyorum hem de müzik dinliyorum. Televizyon izlerken de sadece televizyon izlemekle kalmıyorum. Bir yandan da elimde telefon orayı burayı geziyorum. Sadece bir işle uğraşamamaya ne deniyor acaba? Sizde böyle bir durum var mı? Boş durmak da iyi bir şey değil. İnternette vakit geçir, blog oku, blogda yazını yaz, Youtube videolarına bak. Hepsi bitiyor. Yapacak bir şey kalmıyor. Ve insan patlamaya başlıyor sıkıntıdan. Hani boş durana şeytan iş bulur diye bir söz var ya. Gerçekten öyle oluyor. İnsan psikolojik olarak bunalıyor.

     Google, Blogger’da bir güncellemeye gidiyor. Nedense Google’ın, Blogger üzerinde yaptığı hiçbir değişiklik biz kullanıcılarını memnun etmiyor. Ya, doğru dürüst bir şey yapmayacaksınız hiç dokunmayın kardeşim. Google’ın, Blogger’a karşı olan özensizliğini anlayamıyorum bir türlü. Bir yerde okumuştum. Bir tane Blogger kullanıcısı buna benzer bir şey demişti. O zamanda anlamıştım hissiyatını. Ama şu anda o hissiyatı derinden hissediyorum. Çoğu kişi bir sahil kasabasına yerleşmek ister emekliliğinde. Ya da köyüne yerleşmek ister. Bunu dile de getirir. Acaba bu sadece dilimizde mi? Yani bunu gerçekleştirmek imkanı olsa bunu söyleyen kişiler arkalarına bakmadan şehirden köye ya da o sahil kasabasına göçebilirler mi? Artık bu devirde sadece konuşuyoruz. Ama icraat yok. Bununla yüzleşelim mi?

     Gerçekten bu insanlık niye paylaşamıyor bu koskoca dünyayı? Bu dünyadaki zenginlikler herkese yeter. Ne yapıyoruz, nasıl başarıyoruz da kimileri açlıktan ölüyor? Kimileri sefalet içinde yaşıyor. İşte bu sorunun cevabı, bu dünyanın ne kadar kötü bir yer olduğunu gösteriyor insana. Soğuma geliyor insana bu dünyadan, insanlardan. Farkında mısınız? Gerçek hayatta bir kişi yaptığında rahatsız olacağımız bir şeyi televizyon ekranında gördüğümüzde gülüyoruz. Gülmemiz o şeye onay vermek anlamına gelmiyor mu? Eğer bir şey gerçek hayatta yapıldığında kötü bir şeyse, onun mizahı yapılırken de kötü değil midir? Bunları izlediğimde bende şöyle bir düşünce uyanıyor: İşte bunu yap ve gemini yüzdür.

     Şimdi bununla ilgili somut bir örnek veremedim, aklıma gelmedi. Bu dediğimi unutmayın. Çok Güzel Hareketler Bunlar’a bakarken ya da Güldür Güldür Show’a bakarken bu gözle değerlendirin birde. Belki o örneği siz bulursunuz ve burada yorumlara yazarsınız. Yazımın sonunu da şöyle yapmak istiyorum: Yazıya başlarken bu yazdığım konulardan hiçbirini yazmak istemiyordum. Ama baktım ki yazacak bir şey yok, bulamadım. Mecbur aklıma ne geldiyse onu yazmaya başladım. Bir şeylere bir yerden başlamak lazım. Yazmak için kendimi biraz zorlamak. Bakalım zorlayınca neler çıkartacağım ortaya? Belki de hiçbir şey çıkmayacak ortaya. Bunu deneyip görmek istiyorum. O yüzden zorluyorum kendimi. Bakalım bu uzun yazı yazma isteği ne zamana kadar devam edecek?


6 yorum:

  1. Yeni bloggera bizleri zorla alıştıracaklar gibi geliyor bana,bakalım belki zorlada olsa alışırız herhalde.. "Gerçek hayatta bir kişi yaptığında rahatsız olacağımız bir şeyi televizyon ekranında gördüğümüzde gülüyoruz." Bu tür şeyler yaşanıyor maalsef,şu an benim de aklıma gelmedi ama böyle örnekler çok gerçekten..🤔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, mecburen alışacağız el mahkum :) Örnek benim de aklıma gelmedi.

      Sil
  2. zorlayarak olmuş olsa da , gayet güzel bir yazı olmuş.
    cok güzel hareketler benzeri yayınları devamlı izlemedigimden örnek bulamam ,ancak sunu söyleyebilirim ,bazen sinirler bozulunca da gülünebiliyor..gülmek her zaman onay degil.duruma göre değişen anlamları var.alay etmemk,küçümsemek,sitemkar vb vb.

    YanıtlaSil
  3. Aynı ben valla müziksiz olmuyor. Hele ki şu kod kısmına girince uuuvvvvv kesinlikle müzik lazım özellikle de sakinleştirici :D

    Google Blogger'da bişey yapmaya çalışıyo ama birçok şeyi de yanında berbat ediyor. Gerçekten de kenara bırakmış bloggerin paslanmasını bekliyor. Belki kafasınna Google binasından saksı düşer de o zaman blogger bölümü çalışmalarını devam ettirir. :)

    Kesinlikle bu sözüne katılıyorum. Bu dünyadaki zenginlikler hepimize yeter. Morgan Freeman'ın dediği gibi; İnsanlık, Afrikalı bir anne çocuğuna “Tabağındaki yemek bitecek!” diye bağırdığında kurtulacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sakinleştirici aynen :) Google, Blogger’a hiç dokunmasa daha iyi :) Morgan Freeman’ın o sözüne hayran kalmıştım zaten.

      Sil