Saat 23:34 oldu. Yatma
saati geliyor. Ama ben hala hiçbir şey yazamadım. Bembeyaz bir ekran duruyor
karşımda. Bu bembeyaz ekranı kelimelerle doldurmam lazım. Ramazan ayı bittikten
sonra abur cubur yememe kararı almıştım. Ama her zamanki gibi aldığım bu karara
da uymadım. Yine abur cuburcu oldum. Yatmak istemiyorum aslında. Çünkü yarın iş
var. Uyursam hemen sabah olacak ve yine iş başlayacak. Acaba bu kişisel gelişim
zımbırtılarından çok mu etkileniyorum? Sevdiğin işi yapmak olayı falan işte. Neyse
bu konuyu burada kapatayım. Daha fazla yazmak istemiyorum bu konu hakkında. Ben
sadece müzik dinleyemiyorum. Ne demek istiyorum yani? Yani ben oturup sadece
müzik dinleyemem. Müzik dinlerken illa bir şeyler yapacağım.
Tıpkı şu an gibi.
Hem bilgisayardan yazı yazıyorum hem de müzik dinliyorum. Televizyon izlerken
de sadece televizyon izlemekle kalmıyorum. Bir yandan da elimde telefon orayı
burayı geziyorum. Sadece bir işle uğraşamamaya ne deniyor acaba? Sizde böyle
bir durum var mı? Boş durmak da iyi bir şey değil. İnternette vakit geçir, blog
oku, blogda yazını yaz, Youtube videolarına bak. Hepsi bitiyor. Yapacak bir şey
kalmıyor. Ve insan patlamaya başlıyor sıkıntıdan. Hani boş durana şeytan iş
bulur diye bir söz var ya. Gerçekten öyle oluyor. İnsan psikolojik olarak
bunalıyor.
Google, Blogger’da
bir güncellemeye gidiyor. Nedense Google’ın, Blogger üzerinde yaptığı hiçbir değişiklik
biz kullanıcılarını memnun etmiyor. Ya, doğru dürüst bir şey yapmayacaksınız
hiç dokunmayın kardeşim. Google’ın, Blogger’a karşı olan özensizliğini
anlayamıyorum bir türlü. Bir yerde okumuştum. Bir tane Blogger kullanıcısı buna
benzer bir şey demişti. O zamanda anlamıştım hissiyatını. Ama şu anda o
hissiyatı derinden hissediyorum. Çoğu kişi bir sahil kasabasına yerleşmek ister
emekliliğinde. Ya da köyüne yerleşmek ister. Bunu dile de getirir. Acaba bu
sadece dilimizde mi? Yani bunu gerçekleştirmek imkanı olsa bunu söyleyen
kişiler arkalarına bakmadan şehirden köye ya da o sahil kasabasına göçebilirler
mi? Artık bu devirde sadece konuşuyoruz. Ama icraat yok. Bununla yüzleşelim mi?
Gerçekten bu
insanlık niye paylaşamıyor bu koskoca dünyayı? Bu dünyadaki zenginlikler
herkese yeter. Ne yapıyoruz, nasıl başarıyoruz da kimileri açlıktan ölüyor? Kimileri
sefalet içinde yaşıyor. İşte bu sorunun cevabı, bu dünyanın ne kadar kötü bir
yer olduğunu gösteriyor insana. Soğuma geliyor insana bu dünyadan, insanlardan.
Farkında mısınız? Gerçek hayatta bir kişi yaptığında rahatsız olacağımız bir
şeyi televizyon ekranında gördüğümüzde gülüyoruz. Gülmemiz o şeye onay vermek
anlamına gelmiyor mu? Eğer bir şey gerçek hayatta yapıldığında kötü bir şeyse,
onun mizahı yapılırken de kötü değil midir? Bunları izlediğimde bende şöyle bir
düşünce uyanıyor: İşte bunu yap ve gemini yüzdür.
Şimdi bununla
ilgili somut bir örnek veremedim, aklıma gelmedi. Bu dediğimi unutmayın. Çok
Güzel Hareketler Bunlar’a bakarken ya da Güldür Güldür Show’a bakarken bu gözle
değerlendirin birde. Belki o örneği siz bulursunuz ve burada yorumlara
yazarsınız. Yazımın sonunu da şöyle yapmak istiyorum: Yazıya başlarken bu
yazdığım konulardan hiçbirini yazmak istemiyordum. Ama baktım ki yazacak bir
şey yok, bulamadım. Mecbur aklıma ne geldiyse onu yazmaya başladım. Bir şeylere
bir yerden başlamak lazım. Yazmak için kendimi biraz zorlamak. Bakalım zorlayınca
neler çıkartacağım ortaya? Belki de hiçbir şey çıkmayacak ortaya. Bunu deneyip
görmek istiyorum. O yüzden zorluyorum kendimi. Bakalım bu uzun yazı yazma
isteği ne zamana kadar devam edecek?
Yeni bloggera bizleri zorla alıştıracaklar gibi geliyor bana,bakalım belki zorlada olsa alışırız herhalde.. "Gerçek hayatta bir kişi yaptığında rahatsız olacağımız bir şeyi televizyon ekranında gördüğümüzde gülüyoruz." Bu tür şeyler yaşanıyor maalsef,şu an benim de aklıma gelmedi ama böyle örnekler çok gerçekten..🤔
YanıtlaSilEvet, mecburen alışacağız el mahkum :) Örnek benim de aklıma gelmedi.
Silzorlayarak olmuş olsa da , gayet güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilcok güzel hareketler benzeri yayınları devamlı izlemedigimden örnek bulamam ,ancak sunu söyleyebilirim ,bazen sinirler bozulunca da gülünebiliyor..gülmek her zaman onay degil.duruma göre değişen anlamları var.alay etmemk,küçümsemek,sitemkar vb vb.
Teşekkürler beğeni ve yorum için :)
SilAynı ben valla müziksiz olmuyor. Hele ki şu kod kısmına girince uuuvvvvv kesinlikle müzik lazım özellikle de sakinleştirici :D
YanıtlaSilGoogle Blogger'da bişey yapmaya çalışıyo ama birçok şeyi de yanında berbat ediyor. Gerçekten de kenara bırakmış bloggerin paslanmasını bekliyor. Belki kafasınna Google binasından saksı düşer de o zaman blogger bölümü çalışmalarını devam ettirir. :)
Kesinlikle bu sözüne katılıyorum. Bu dünyadaki zenginlikler hepimize yeter. Morgan Freeman'ın dediği gibi; İnsanlık, Afrikalı bir anne çocuğuna “Tabağındaki yemek bitecek!” diye bağırdığında kurtulacak.
Sakinleştirici aynen :) Google, Blogger’a hiç dokunmasa daha iyi :) Morgan Freeman’ın o sözüne hayran kalmıştım zaten.
Sil