Ben kitapçıya girdiğimde kendimi kaybederim. Ve muhakkak en başından en sonuna kadar dolaşırım tüm rafları. Hangi tür kitaplar olursa olsun hepsine bir göz gezdiririm. Ve yine muhakkak bir kitabın kokusuna kendimi kaptırırım. Seçtiğim bir kitabı açarım yaklaştırırım burnuma. O mis gibi kokuya teslim olurum. Bunu yaparken de kimsenin görmemesine dikkat ederim. "Ne yapıyor bu manyak?" demesinler diye. Aslında çok normal bir durum bu. Kitap okuyanlar o kitabın kokusunu içine çekmenin ne demek olduğunu iyi bilirler. Bir arkadaşım kitap kokusu için, "Dünyanın en güzel parfümü" demişti. Okuduğum kitapların da kokusunu çekerim içime. Kitapçı da dolaşmak huzur verir gönlüme, ruhuma.
KİTAPÇIDA DOLAŞMAK SERGİ DE
DOLAŞMAK GİBİ
Bir an öyle bir hisse kapılırım ki. Orada ne kadar kitap varsa hepsini okuma isteği. Oku okuyabildiğin kadar. Bir dünya kitap var. Oradaki tüm kitapları okusam, kim bilir ne kadar çok kelime hazinem gelişir? Kim bilir yazın dünyama neler katardı? Ne kadar çok bilgilerle donanırdım. Ben kitapçıda dolaşmayı biraz sergi gezmeye benzetiyorum. Hani tablolara bakıp bakıp gezersin ya. Bazen de durarak. Aynı kitapçıdaki halim öyle. Yavaş yavaş, daha doğrusu adım adım gezerim raflar arasında. Çok meraklandıran bir kitap olursa alırım raftan, çevirir sayfaları incelerim. Kendim dolaşmayı da severim. Yanımda arkadaşımla da. Her ikisinin de ayrı bir güzelliği var.
KİTAPÇIDA ARKADAŞINLA
DOLAŞMAK
Yanımda arkadaşım varken kitapçıyı gezmenin güzelliği ne derseniz. Kitaplar üzerine ve yazarlar üzerine ayak üstü, kısa kısa yorumlar yapmak. Çok zevk alıyorum bu sohbetten. Benim bilmediğim, arkadaşımın bildiği bilgiler olabiliyor. Yazarla ve kitapla ilgili. Yeni bir şeyler öğreniyorum bu, bir. İkimizde, yazarlar ve kitaplar hakkında yorumlarımızı yapıyoruz, görüşlerimizi söylüyoruz. Yalnız dolaşmanın güzelliğine gelince. Kendimle vakit geçirdiğim güzel anlardan biri. İnsan an geliyor kendinden de sıkılıyor. İşte kitapçıda geçirdiğim zamanlar, kendimden sıkılmadığım zamanlardır. Kendimi iyi hissettiğim beş mekan başlıklı bir yazı yazsam, bu beşin içinde muhakkak kitapçılar da olurdu. Çoğu zaman da kitapçı olup hem kitapları okusam hem de kitap satsam ne güzel olurdu diye çok düşünmüşümdür aslında.
Foto kaynak : pixabay.com
Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com
KİTAPÇIDA DOLAŞMAK SERGİ DE
DOLAŞMAK GİBİ
Bir an öyle bir hisse kapılırım ki. Orada ne kadar kitap varsa hepsini okuma isteği. Oku okuyabildiğin kadar. Bir dünya kitap var. Oradaki tüm kitapları okusam, kim bilir ne kadar çok kelime hazinem gelişir? Kim bilir yazın dünyama neler katardı? Ne kadar çok bilgilerle donanırdım. Ben kitapçıda dolaşmayı biraz sergi gezmeye benzetiyorum. Hani tablolara bakıp bakıp gezersin ya. Bazen de durarak. Aynı kitapçıdaki halim öyle. Yavaş yavaş, daha doğrusu adım adım gezerim raflar arasında. Çok meraklandıran bir kitap olursa alırım raftan, çevirir sayfaları incelerim. Kendim dolaşmayı da severim. Yanımda arkadaşımla da. Her ikisinin de ayrı bir güzelliği var.
KİTAPÇIDA ARKADAŞINLA
DOLAŞMAK
Yanımda arkadaşım varken kitapçıyı gezmenin güzelliği ne derseniz. Kitaplar üzerine ve yazarlar üzerine ayak üstü, kısa kısa yorumlar yapmak. Çok zevk alıyorum bu sohbetten. Benim bilmediğim, arkadaşımın bildiği bilgiler olabiliyor. Yazarla ve kitapla ilgili. Yeni bir şeyler öğreniyorum bu, bir. İkimizde, yazarlar ve kitaplar hakkında yorumlarımızı yapıyoruz, görüşlerimizi söylüyoruz. Yalnız dolaşmanın güzelliğine gelince. Kendimle vakit geçirdiğim güzel anlardan biri. İnsan an geliyor kendinden de sıkılıyor. İşte kitapçıda geçirdiğim zamanlar, kendimden sıkılmadığım zamanlardır. Kendimi iyi hissettiğim beş mekan başlıklı bir yazı yazsam, bu beşin içinde muhakkak kitapçılar da olurdu. Çoğu zaman da kitapçı olup hem kitapları okusam hem de kitap satsam ne güzel olurdu diye çok düşünmüşümdür aslında.
Foto kaynak : pixabay.com
Blog linki : yasamdanyazilar.blogspot.com
Ben de sizin gibiyim, kitap sevmek kadar güzel bir şey var mı:)
YanıtlaSilGerçekten yok :) Bu arada vakit ayırıp yorum yaptığınız için çok teşekkürler
Sil