Powered By Blogger

19 Mart 2016 Cumartesi

Çok yazdım yan etkisi çok okumak oldu...

      Bir yazardan okumuştum. Ama şimdi kim olduğunu hatırlamıyorum. “Sevdiğiniz bir yazarın yazısını siz de yazın” diyordu. Mesela alacaksın bir yazısını, deftere yazacaksın aynen. Sevdiğin yazar gibi yazmanın yollarından biri de bu işte. Ben bunu sevdiğim köşe yazarında uyguladım. Benim sevdiğim köşe yazarı Hıncal Uluç’tur. Onun en sevdiğim köşe yazılarından birkaç tanesini seçtim. Aldım defterimi de yanıma. Yazmaya başladım. Okurken zevk aldığım kelimeleri bu sefer kendim yazıyordum. Gerçekten güzel bir duygu. Ben bu yöntemi bir hafta denedim. Şimdi yazdığım yazılarda o antremanlarımın etkisini görüyorum. Bunu yazdığım yazıları sonradan okurken farkettim. Bazı kullandığım kelimeleri ya da cümleleri görünce, “Aynı Hıncal Uluç tarzı yazmışım” dedim.

                                                  YAZACAK KONU BULAMAMA SENDROMU
      Tabi burdaki amaç “Hıncal Uluç 2” olmak değil. Önemli olan onun gibi Türkçe’yi güzel kullanmak. Akıcı yazmak. Onun gibi birikime sahip olmak. Genelde bir sayfayı doldurur yazılarıyla. Ama boş şeylerle değil, dolu şeylerle. Her konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmak çok önemli. Tabi tüm bilgilerin hepsi okumakla olmuyor. Yaşamak da gerekiyor, görmek de. Heybeyi hem okuyarak doldurmak hem de yaşayarak. Hani biz blogcuların devamlı sızlandığımız bir konu vardır. Yazacak konu bulamamak. Bence bu birazda heybelerimizin boş olmasından kaynaklanıyor. Bununla ilintili bir şey daha oldu. Hemen onu da belirteyim. Rutin şekilde yazı yazmaya başlayınca okumaya daha fazla ihtiyaç duyar oldum.
                                                     NE KADAR YAZI, O KADAR OKUMA
      Elimdeki kelimeler yetmemeye başladı artık. Bunu hissediyorum. Normalde böyle heybe ve onun gibi kelimeler kullanmaya ihtiyaç duymazdım ben. Yazar geçerdim. Ama artık öyle değil. Artık farklı kelimeler kullanmak istiyorum. Farklı cümleler hüküm sürsün istiyorum yazılarımda. Bu durumu biraz da emme basma tulumbaya benzetiyorum ben. Yazdıkça okuyasım geliyor. Okudukça da yazasım. Bu durum bir blog yazarı için gerçekten istenilesi bir durum. Ben de bu durumdan oldukça memnunum. Farklı bir duygu daha gelişti bu son dönemde. Artık okuduğum bir yazıda güzel bir kelime ya da akıcı bir cümle gördüğüm zaman, “Bunu ilk fırsatta kullanmalıyım” diyorum. O kelimeyi ya da cümleyi not alıyorum. Yeri geldiğinde kendimce kullanıyorum. Özellikle o kelimeyi kullanmak için yazmıyorum.

Foto kaynak:pixabay.com


Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder