Yanında kitap
taşıyanlara her zaman imrenmişimdir. Bir zamanlar Sinan Çetin’in meşhur bir
programı vardı. Araları bozulmuş olan karı kocaları, anne çocukları ya da
birbirini hiç görmemiş insanları bir araya getirirdi. İşte o programa her zaman
elinde kitap ile çıkardı Sinan Çetin. Öyle görünce hep imrenirdim işte ona.
Bende onun gibi devamlı elimde kitap ile dolaşmak isterdim. Bu isteğimi o
zamanlar yerine getiremedim. Gerçi daha sonraları da yerine getiremedim ya. Ama
az da olsa hevesimi aldım. Bir zamanlar çağrı merkezinde çalışıyordum. Yoğun
olmadığımız zamanlar yanımda kitap götürürdüm. Servise kitapla binerdim.
Servisten kitapla inerdim. İşte o aralar bir süre böyle elimde, devamlı kitap
taşıdığım olmuştur.
KİTAPLA DOLAŞMAK MOTİVE EDEBİLİR
Büyük yazarların
elinde devamlı kitap taşıdıklarına dair ben bir şey okumadım. Eğer içinizden bu
konuda bilgisi olan varsa, yorum bölümünden paylaşmasını çok isterim. Kendini
kanıtlamamış yazarlar, belki ellerinde kitapla dolaşıyor olabilirler. Motivasyon
için. Ama büyük yazarlar kendini kanıtlamıştır. Her şeyi yazmak olmuştur. O
yüzden böyle bir motivasyona ihtiyaç duymayabilirler. Biz blog yazarları için
de motivasyon aracı olabilir. Biz de yazacak konu bulmakta zorlanıyoruz.
Elimizde kitap taşırsak, devamlı yazı üzerine düşüncelerimizi yoğunlaştırabiliriz.
Yani elimizde kitap, beynimize bir mesaj veririz. Boş kaldığımız anlarda açıp
okuruz. Kelime hazinemizi zenginleştiririz. Blogla, yazıyla bütünleşme yoluna
gideriz böylelikle. Bir elektrik oluşturmuş oluruz.
ELİMDE
KİTAP ORDAN ORAYA GEZMEK
Yazacak konu
bulma psikolojisini yaşamaya, belki daha önceden başlasak iyi olur. Bilgisayar
başına oturduktan sonra düşünmektense bir ön hazırlık olur. Bilgisayar başına
oturduğumuzda belki de yazacak konuyu çoktan bulmuş olur ve hemen oturur, yazarız. Şu an için uygun bir durumda değilim, her an yanımda kitap taşımak için.
Ama gün gelir işim sadece yazmak olursa, belki o zaman olur. Bu sefer yıllar
önceki isteğimi doya doya gerçekleştiririm. Elimde kitap her yere giderim. “Elinde
kitap ne dolanıyorsun böyle?” diyen olursa da göğsümü gere gere, “Ben yazarım”
derim. “Ekmeğimi bu işten kazanıyorum” derim. Belki de şimdi, bir tatil günü, elime kitabı alıp gezmeliyim. Gidip bir kafeye çay içip, kitabımı okumalıyım. Gün
gelip yazarlıktan para kazanmayı beklemeden. Ne dersiniz?
Foto kaynak:pixabay.com
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder