Otobüse
bindi. Ön tarafların hepsi doluydu. Arka tarafta boş yer olduğunu gördü. Arkaya
doğru ilerledi. En arka beşliden, bir önceki sağdaki koltukta bir adam
oturuyordu. Ve yanı boştu. Arka beşledi ise iki kız,bir de adam oturuyordu.
Nedense ikili koltuktaki adamın yanına oturmak istemedi. Ve beşli koltuğun
oraya geçti. Oturduktan sonra,”Ayaktakiler niye bu adamın yanına oturmadılar
ki?”diye düşündü.
Cevabını az sonra kendisi öğrendi. O
koltuğa bakarken birden gözlerine inanamadı. Otobüsün çatısı akıyordu.
Damlaların düştüğü koltuğu bakınca ıp ıslak olduğunu gördü. Hayret etti. “Otobüsün
de çatısı mı akarmış”dedi kendi kendine. Şimdi kimsenin neden bu adamın yanına
oturmadığı anlaşılıyordu. Onu da bir anlık hissi kurtarmıştı o ıslak koltuğa
oturmaktan.
“Burası Türkiye. Burada her şey olur”dedi
içinden. Birkaç dakika damlanın nereden düştüğünü bulmaya çalıştı. Damla
düşüyor ama nerden düştüğünü bir türlü yakalayamıyordu. İyice odaklandı.
Kesinlikle bulacaktı. Sonuna damlayan yeri fark etti. Damlayan yer, otobüsün
havalandırma deliklerinin olduğu yerdi. Oraya su tavandan gelmeliydi. Peki bu otobüsün
tavanı nasıl delinmişti?
Daha sonraki duraklardan otobüse
binenlerden biri o ıslak koltuğa oturmak için yöneldi. İçi sevinçle doldu. Sonunda
biri oraya oturmaya çalışacaktı. Ve o da o kişiyi uyaracaktı. “Bundan niye zevk
alıyorum ki acaba?”diye sordu kendine. İlginç bir histi bu. “Oraya oturma
kardeşim. Orası ıslak. Tavan akıyor” dedi. Yine kendi yaşlarındaki çocuk bu
uyarıdan sonra geldi onun yanına oturdu.
Yanına oturan bu çocuğu bir yerden
anımsar gibi oldu. Ama çıkaramadı. Çocuğa dönerek, “Bu nasıl iş. Otobüsün
tavanı akıyor “dedi. Yanındaki çocuk sadece gülümsemekle yetinip bu durumu
kafasıyla onayladı. Bu sözü söylerken diğer yolculardan lafa katılanlar olur
diye bekledi ama nafile. Kimse oralı olmadı.
İşte ikinci kurban da geliyordu. Bu
sefer bir bayan. Tam oturacakken yine söze karıştı. Biraz da telaşlı olarak.
Çünkü bir bayandı. Yanlış anlaşılmaktan korktuğu için sesi biraz telaşlı
çıkmıştı. Aslında telaşlanacak bir durum yoktu. Ama ortalık o kadar kötü
olmuştu ki. İyilikle yapılacak bir hareket bile yanlış anlaşılabilecek bir
konuma gelmişti. “Oraya oturmayın ıslak hanımefendi” dedi. “Islak mı? Tamam o
zaman”dedi kadın ve ayakta beklemeye başladı. Diğer yolculardan da kimse
uyarmıyordu. Sanki her yeri bir vurdumduymazlık kaplamıştı. Sanki herkesin
hayatından bezmiş bir hal vardı.
Yanına oturan çocuk ilk defa
konuştu. “Biz gidince muhakkak biri,bu ıslak yere oturur” dedi. “Artık kime
denk gelirse “dedi gülümseyerek. “Şimdi bu soğukta da ıslak elbise hiç
çekilmez. İnsan öyle bir donar ki” diye düşündü. Yavaş yavaş ineceği durağa
geliyordu. Hareketlenmeye başladı. Ve tam kalkacakken de yanındaki çocuğa,”Benden
bu kadar artık, bekçilik sana emanet” diye gülümseyerek kalktı çocuğun
yanından.
Foto kaynak:http://www.sitebuilderreport.com/stock-up
Blog linki:yasamdanyazilar.blogspot.com.tr
O en son ayakta kalan bayana yer veren olmadı mı (niyeyse işin orasına takıldım) ? Hani sen bu dediğime dahil değilsin zira bayanlar genelde arka beşliyi pek tercih etmiyor. :)
YanıtlaSilSorma kardeşim o bayan ayakta kaldi. Kimse de kilini kipirdatmadi.
Sil